Yıl 1914. Yer İstanbul. Şehzade Abdülmecit Efendi’nin tek kızı Dürrüşehvar Sultan dünyaya geldi. İleride güzelliğiyle dillere destan olacağı daha o günden belliydi. İçinde bulundukları siyasi olarak karışık dönem, onun hayatını ciddi şekilde etkilemişti. Cumhuriyet’in ilanı ve Osmanlı hanedanının yurt dışına çıkarılması yönünde alınan kararla birlikte, bir gece ansızın, doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. Giderken sadece yerde bulduğu bir taşı alabilmişti yanına. O taşı ömür boyu saklayacak, vatan hasretini onunla dindirecekti. Naşide Gökbudak’ın usta kaleminden, Dürrüşehvar Sultan’ı okurken, hem hüzünlenecek hem gururlanacak hem de tarihimizin en zarif karakterlerinden biriyle tanışacaksınız.
Naşide Gökbudak; 23 Eylül 1937 tarihinde Elazığ’ın Akçakiraz (Perçenç) köyünde dünyaya geldi. Çocukluğu ve gençliği Elazığ'da geçen yazar; daha sonra girdiği Ankara Hukuk Fakültesi’ni ailevi nedenlerden ötürü yarım bırakarak İstanbul’a yerleşti.
“Sıdıka Hanım” isimli ilk romanını yazdığında 65 yaşında olan yazar, geçen 15 yıla 20'den fazla roman ve şiir kitabı sığdırdı.
İki kızı, üç torunu ve iki torun çocuğu bulunan 82 yaşındaki Naşide Gökbudak, halen aktif olarak yazmaya devam etmektedir.
Tadında tarihi bilgi kısmını sevdim. Yazarın dili okuduğum diğer kitabına göre bu kitabında nispeten daha çok hoşuma gitti. İyi bir araştırmaya dayalı olduğunu düşünüyorum bu açıdan da Osmanlı’nın son yıllarına ve sürgündeki Osmanlılar’ın hayatlarına dair atlanmaması gereken detaylarla süslü. Okunması tavsiyedir.