Türkiye’de tarih denilince akla ilk gelen isim İlber Ortaylı’nın kaleminden Osmanlı hukuk tarihinin merkezinde yer alan ve üzerine pek konuşulmayan kadıları anlatan önemli bir çalışma…
Kadılık İslam Ortaçağında ortaya çıkan idari ve adli bir görevdir. Kadı’nın sosyal-idari fonksiyonları değerlendirilirken on dört asırlık İslam tarihi içindeki evrimi göz önüne alınmadığından, bu kurumun İslam öncesi imparatorluklardan neleri, ne ölçüde miras aldığı üzerinde de durulmamıştır. İlber Ortaylı, Osmanlı Devleti’nde Kadı adlı bu çalışmasında kadıların tarihini ve yargı görevlerini, tayinini, görev süresini, yargı bölgesini, yardımcılarını, diğer memurlar arasındaki hiyerarşik ilişkisini ve Osmanlı mahkemelerinin nasıl işlediğini birincil arşiv kaynaklarını kullanarak anlatıyor.
İlber Ortaylı, hem geniş ufuklu tarihçiliğini hem de tadına doyum olmaz üslupçuluğunu işe koştuğu bu kitabında, Osmanlı dünyasında kadının bütün boyutlarını olağanüstü bir sürükleyicilikle ortaya koyuyor.
İlber Ortaylı (born 21 May 1947), is a leading Turkish historian, professor of history at the Galatasaray University in Istanbul and at Bilkent University in Ankara. Since 2005 he has been the head of the Topkapı Museum in Istanbul.
As the son of a Crimean Tatar family who fled Joseph Stalin's persecution and deportation, he was born in a refugee camp in Bregenz, Austria on 21 May 1947 and came to Turkey when he was 2 years old. Ortaylı attended elementary school and St. George's Austrian High School in İstanbul and then Ankara Atatürk High School. He graduated from Ankara University Mekteb-i Mülkiye (Faculty of Political Science) and completed his postgraduate studies at the University of Chicago under Professor Halil İnalcık and at the University of Vienna. He obtained his doctorate at Ankara University in the Faculty of Political Sciences. His doctoral thesis was Local Administration in the Tanzimat Period (1978). After his doctorate, he attended to the faculty at the School of Political Sciences of Ankara University. In 1979, he was appointed as associate professor. In 1982, he resigned from his position, protesting the academic policy of the government established after the 1980 Turkish coup d'état. After teaching at several universities in Turkey, Europe and Russia, in 1989 he returned to the Ankara University and became professor of history and the head of the section of administrative history.
İlber Ortaylı is widely known as a polyglot. Apart from Turkish, he also speaks German, Russian, English and French.
He has published articles on Ottoman and Russian history, particular emphasis on cities and the history of public administration, diplomatic, cultural and intellectual history. In 2001, he collected the Aydın Doğan Foundation Award. He is a member of the Foundation for International Studies, the European-Iran Examining Foundation and the Austrian-Turkish Academy of Sciences. A biographical book on İlber Ortaylı, "Zaman Kaybolmaz: İlber Ortaylı Kitabı," was published by Nilgün Uysal in 2006.
■Tanzimat'tan Sonra Mahalli İdareler (Provincial administration after Tanzimat) (1974) ■Türkiye'de Belediyeciliğin Evrimi (Evolution of manucipality in Turkey; with Ilhan Tekeli, 1978) ■Türkiye İdare Tarihi (Administrative history of Turkey) (1979) ■Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu (German influence in the Ottoman Empire) (1980) ■Gelenekten Geleceğe (From tradition to the future) (1982) ■İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı (The longest century of the Empire) (1983) ■Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Yerel Yönetim Geleneği (Local administration tradition from Tanzimat to the Republic) (1985) ■İstanbul'dan Sayfalar (Pages from Istanbul) (1986) ■Studies on Ottoman Transformation (1994) ■Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devletinde Kadı (Kadıs as a legal and administrative figures in the Ottoman State) (1994) ■Türkiye İdare Tarihine Giriş (Introduction to the history of Turkish administration) (1996) ■Osmanlı Aile Yapısı (Family structure in the Ottoman Empire) (2000) ■Osmanlı İmparatorluğu'nda İktisadi ve Sosyal Değişim (Economic and social change in the Ottoman Empire) (2001) ■Osmanlı Barışı (Ottoman peace) (2004) ■Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek 1 and 2 (Rediscovering the Ottoman Empire) (2006) ■Kırk Ambar Sohbetleri (Kırk ambar conversations) (2006) ■Eski Dünya Seyahatnamesi (Travelogue of the old world) (2007)
hukuk ve idare adamı olarak Osmanlı devletinde KADI
Hərçənd ki, kitabları İlber hoca 2019-un mayında imzalayıb, mən indi yekunlaşdıra bildim.
Əvvəla İlber Ortaylıdan əsər seçərkən nəzərə almaq lazımdır ki, o tarixçidir və yazdığı əsərlər bədiidən çox elmi xarakter daşıyır. Bu isə öz növbəsində sizdən bir qədər yaxşı öyrənilmiş türk dili tələb edə bilər. #birömürnasılyaşanır dili nə qədər sadə idisə, #hukukveidareadamıolarakosmanlıdevletindekadı kitabında bir o qədər hüquqi terminlər, osmanlıca ifadə və sözlər yer almaqdadır. Düzdür, sözügedən ifadələrin izahı və tərcüməsi qeyd olunur, amma bu proses ümumi oxu sürətinə və axıcılığa təsir edir.
Kitabın məhz hüquqşunaslar, yaxud tarixçi, tədqiqatçılar üçün yazıldığını düşünmürəm. Əksinə bu mövzuda məlumatı olmayan oxucu kitabın sonunda xeyli məlumat əldə etmiş olur.
Kitabda yalnız Osmanlı dövlətinin deyil, həmçinin digər dövlətlərin də hüquq sistemi, tarixi analiz olunur.
Kadı vəzifəsi islam dövlətlərində sadə məmur vəzifəsi olsa da, osmanlıda ciddi hakimlik idi. Odur ki, islam dövlətlərində islam hüququnu mükəmməl bilmək kadı olmaq üçün kifayət idisə də, Osmanlı dövlətində KADInın mədrəsə təhsili olmalı, lazımi imtahanlardan keçərək “İstanbul Ruusu” dərəcəsinə yiyələnməli idi. Kadı təyin oldunduğu yerdə iki (2) il fəaliyyət göstərə bilərdi. Vəzifədən suistifadə isə ya edam, ya da vəzifədən azadedilmə ilə nəticələnirdi. Kadılar hüquqi məsələlərlə yanaşı ticarət, iqtisadiyyat, təhlükəsizlik, məscid və təhsil idarəsində də söz sahibi idilər.
Tarihçi denince Ülkemizin ilk akla gelenlerinden olan İlber Ortaylı‘nın diğer kitaplarından alıştığımız gibi soru cevap şeklinde ilerlememekte olan kitap , soru cevap şeklinde ilerlediğinden kaynaklı bir ,iki saatte bitirilebilecek türden yani çerezlik sayılabıilecek bir kitap olup isminde olduğu gibi Kadı hakkında yanlış bilinen bilgileri de açıklamaktadır. Kronik kitaptan çıkan ilk kitabı olan kitabının güncellenmiş haliyle sürülen kitap kadı kelimesinin nerden geldiğini (kada yargılama) ve günümüzde ki yargılamayla aynı olduğuna dair birçok bilgi içeriyor. Gayet anlaşılır dilde cevaplarla ilerleyen kitap kadıların o zamanki yargı sistemini sırtlayan yapısı olduğunu da okuyucuya bilgilendirerek açıklıyor.
Akademik nitelikte bir kitap. Yazar tarafından çok az konuya yorum katılmış. Genel çerçeveyi çizen birtakım yerlerde ayrıntı ve örnek de içeren bir yapıt. Osmanlı devlet protokolünde de kadıların hiyerarşide ve etikette ayrı bir yerleri vardı. mevleviyet sahibi olup olmamalarına göre titülatürleri de değişirdi. Fatih Kanunnamesinde mevleviyet payeliler için; "Akde'l-kuza-ti'l-müslimin ula vuladi'l-muvahhidin, madnü'l-fazl ve'l yakin varis'ul-umum'il-enbiya ve'l-mürselin huccet'ul-hakk ale'l Halik ecmain, el-muhtas bi-mezid-inayet'ul melik'ul muin, Mevlana ziyde fazluhu" elkabının kullanılması belirlenmiştir. Kaza kadıları için "Kudvet'ul kud'at ve'l hükkam Mevlana ... Kadısı ziyde fazluhu" elkabı kullanılıyor. Karacaahmet mezarlığındaki yüksek rütbeli kadılardan birinin mezar taşındaki ibare ilginçtir; "Huve'l-baki, Mısır kadısı olup, Şam canibine karadan gider iken Hama'dan Trablus tarafına teveccüh ve esn-i rahda Cebeliye nam mahalde irtihal-i darü'l-beka iden Sultanahmet imamızade merhum ve mağfurunleh es-Seyyid Mustafa Nurullah Efendi ruhuyçün el-Fatiha, sene 1337 fi Şevval". Mustafa Nurullah Efendi'nin hayatı bütün Osmanlı hukuk adamlarının trajik çabasını ifade eder. Osmanlı kadısı, bütün İslam devletlerindeki seleflerinin aksine geniş imparatorluğun coğrafyasını sırtlayan unsurlardandı. Bu zümre her renk, meşrep ve nitelikteki mensuplarıyla bu zahmetli hayatı ve görevi sürdürmüşlerdir.
"Osmanlı kadısı, bütün İslam devletlerindeki seleflerinin aksine bir geniş imparatorluğun coğrafyasını sırtlayan unsurlardandı. Bu zümre her renk, meşrep ve nitelikteki mensuplarıyla bu zahmetli hayatı ve görevi sürdürmüştür." - İlber Ortaylı
Türkiye'de tarih denilince akla ilk gelen isimlerden İlber Ortaylı'nın kaleminden Osmanlı hukuk tarihinin merkezinde yer alan ve üzerine pek konuşulmayan kadıları anlatan önemli bir çalışma...
Kadılık İslam Ortaçağında ortaya çıkan idari ve adli bir görevdir. Kadı'nın sosyal-idari fonksiyonları değerlendirilirken on dört asırlık İslam tarihi içindeki evrimi göz önüne alınmadığından, bu kurumun İslam öncesi imparatorluklardan neleri, ne ölçüde miras aldığı üzerinde de durulmamıştır. İlber Ortaylı, kadıların tarihini ve yargı görevlerini, tayinini, görev süresini, yargı bölgesini, yardımcılarını, diğer memurlar arasındaki hiyerarşik ilişkisini ve Osmanlı mahkemelerinin nasıl işlediğini birincil arşiv kaynaklarını kullanarak anlatıyor.
İlber Ortaylı, hem geniş ufuklu tarihçiliğini hem de tadında doyum olmaz üslupçuluğunu işe koştuğu bu kitabında, Osmanlı dünyasında kadının bütün boyutlarını olağanüstü bir sürükleyicilikle ortaya koyuyor.
Uzun zamandır okumayı istediğim bir kitaptı. 100 sayfalık kısacık bir kitapmış, ben konu itibariyle daha kapsamlı ele alınmış bir kitap bekliyordum. Ama yine de güzel referanslarla bir çok açıdan kadılık makamını ele almış.
Tarih konulu kitaplar edinirken öncelikli çekincem, konuda derinlik sağlarken anlaşılırlığın kayıp gitmesi oluyor. Özellikle benim gibi tarihi bilgisi zayıf biriyseniz, bir sayfa Arapça metin alıntısı okumak feci derecede yorucu olabiliyor. Ama İlber Hoca konuyu mümkün olduğunca herkesin anlayabildiği bir dille yazmış.
Kitap kadıların yönetim sürelerinden tutun, hiyerarşik düzendeki konumuna, mülki idari konulardaki yerine, beraberinde çalıştırdığı birimlere kadar tarihi konjonktürde çok iyi açıklamalar getirilmiş. Kitap herkese tavsiyemdir. İyi okumalar.
Osmanlı Devleti'inde Kadı'nın gorevleri ve etrafındaki calisanlar hakkında giriş bilgisi veren bu kitapçık, malesef çok kısa ve öz olmuş. Sistematik bir yazıma ve doyurucu bilgilere sahip değil. Kafanızda oluşan "peki o donemde bu nasıldı?" gibi pek cok soru malesef cevapsiz kaliyor. Her ne kadar tarihimizle ilgili cok belge ve bilgiye sahip olmasak da içeriği daha geniş olabilirdi. Anlatım genellikle cok genel olmuş. Halbu ki bircok sey her yuzyil buyuk degisiklige ugramis durumda. O yuzden her tarih dilimini ayri degerlendirmek icap ederdi. Sonuc bolumunun son paragrafi etkileyici... Ben İlber Hoca gibi bir Tarihçi'den hep daha fazlasini bekliyorum ve o yuzden yine notunu kiriyorum.
Osmanlı döneminde kadının görevleri, hangi eğitimleri alması gerektiği, nasıl tayin edildiği, diğer memurlar arasındaki hiyerearşik ilişkisi, protokoldeki yeri gibi konularda ana hatlarıyla bilgi veren kitap konuyu merak edenler için güzel bir kaynak.
Kitabı okumadan önce kadıların sadece yargı görevi olduğunu zannederdim. Kadının bir mahkeme yargıcı olduğu kadar aynı zamanda bir noter, şehirdeki vakıfların müfettişi ve belediye reisi olduğunu, ayrıca şehrin asayişini yürütmekle görevli zabitler ve subaşının da amiri olduğunu, çarşı ve esnafın kontrolünü yapan memurların da kadıya bağlı olduğunu öğrendim.
He was last seen by our eyes in the smoke of war. Once again he surrendered himself to the clash. He disappeared into that mist.
Does he watch us now? Where is he watching us from? We send a plume of smoke into the sky. Behind the front, beyond the trenches, deep in the forest. So maybe you give us a sign. If you mean to extinguish it, blow upon it.
Every trace you left is a riddle. Yet this struggle will not end here. Perhaps you have forgotten us. Yet our hearts do not sleep without you, our guiding forebear.
Kitabın anlatımında dikkat çeken nokta tarafsız ve net bir anlatım yapılmış; sadece Osmanlı Hukuku değil, diğer ülkelerin hukuk sistemlerine ve tarihlerine de değinilerek karşılaştırmalara yer verilmiş olması Kitapta dönemin arşivlerinden mahkeme kayıt8ları ve kadılarla ilgili tutulan defterlerden örnekler verilmiştir. Osmanlıca ifadeler geçmekte olup konuyu okurken anlaşılmayacak şekilde değil; çünkü ifadeler ve verilen başlıklarla ilgili dipnotlar bulunmaktadır.
Osmanlı devletinde kadının görevlerini, mahkemelerin işleyiş tarzı, mahkeme kayıtlarının saklanması vb. birçok konuyu akademik tabanda kısa ve akıcı bir şekilde anlatıldığı güzel bir eser. Bazı bölümlerde arşivlerle ilgili ayrıntılı isim ve açıklama olması kitabın özverili bir çalışma olduğunun en temel kanıtıdır...
Osmanlı/Türk hukuk tarihi söz konusu ise en doğru adres şüphesiz Halil Hoca ve İlber Hocalardır. Kadılık Tarihi, mülki idareye -kamu yönetimine- dair etraflı ve zor ulaşılır bilgiler muhteva etmektedir.
Bu eser Osmanlı kadısının devlet idaresindeki önemli rölü anlatır. Okumadan önce kadının görevinin yargıya kısıtlanmış olduğunu düşünürdüm. Okuduktan sonra kadının Osmanlı yerel yönetimindeki önemli fonksiyonlarını öğrenmiş oldum.
Osmanlı'da hukuktan sorumlu olarak bildiğimiz Kadı'yı İslamiyetin ortaya çıkışına kadar giderek ele alındığı, ortaya çıkışı ve uygulanışının çok güzel açıklandığı bir kitap. Okurken yer yer İslam hukuku ve Osmanlı hukukundan bahsetmesi açıs��ndan da son derece önemli bir kaynak
Osmanlı tarihinde kadıların yeri büyük. Bu kurum hakkında kapsamlı, derinlemesine bilgi sahibi olmak isteyen herkese hitap edebilecek bir kitap. Üstelik okuması da gayet kolay. Bazı terimler, zor gelebilir mi bilemiyorum; ben tarih öğrencisi olduğum için zorlanmadan okudum.
Osmanlı Devleti’nde kadı’nın yalnızca bir hukuki bir görevli değil aynı zamanda da idari bir görevli olduğunu görev ve sorumlulukları başlıklar altında incelenerek okuyucuya aktarılıyor. Kitap oldukça teknik içerikte olup konunun ilgilisi olmayanlar için sıkıcı olabilir.
Hukuk - adalet devletin kurumsallığını gösterir. Toplumda devlete güven adaletle sağlanır. Kadı, adalet Osmanlı’da üzerine devletin en önemli makamının sahibidir. Ortaylı bir dönemi ele alarak kadılık müessesesinin yapısını be dönüşümü bu kitabında etraflıca aktarmış.
Çok güzel bir araştırma. Türk Hukuk Tarihimizin en önemli ve en sıra dışı alanı olan kadılık müessesesi hakkında detaylı bilgi veren bir eser. Günümüze olan bir çok yansımasına da değinilmiş. Ayrıca şunu belirtmeliyim ki liyakat ve eğitim öncelikli olmaktan ne zaman çıkmışsa sorunlar o zaman baş göstermiş hangi devir fark etmez.