What do you think?
Rate this book


80 pages, Hardcover
First published May 13, 2013
😂😂😂
Topluluğa liderlik eden Dali en önde ve çok ciddidir, ancak arkasındaki fırıcılardan biri sırıtır. Sahne komiktir; çok büyük bir baget, aşırı ciddi bir ressam ve devasa bir tepsi. İşte bu, sıradan olanın sıra dışı olana dönüştüğü nokta, Dali’nin gerçeküstücülüğünün özüdür. (5)
Gerçeküstücülüğün ana temasını keşfetmeye başlar: rüyalar. “Honey is sweeter than blood” çalışmasında bir rüyanın içine gireriz. Her şey uykudadır. Vücut uyuklayarak yere yığılmıştır, kesilmiş kafadaki gözler kapalıdır. Vücut dinlenirken “zihin” -hayal ve rüyaların merkezi- parlak biçimde renklendirilmiştir, hayat doludur. Rüyadaki düşünceler, çürüyen eşek ve yüzen karıncalar gibi dağınık imgelerle sunulur. Dali, varoluşun birden fazla aşamasını gösterme girişiminde bulunur. Mesela gökyüzündeki göğüsler, kırpılan gözler gibi de görünür. Bu benzerlik marabunun gözündeki çarpıcılıktan yoksundur. (29)
Düzen, Dali’nin bir sene önce Paris’te gördüğü Yves Tanguy’nin olağandışı manzaralarına benzer. Tanguy gibi Dali de gökyüzünü biçimsiz manzaralardan ayırmak için keskin bir ufuk çizgisi kullanır; tuhaf biyomorfik ve geometrik şekliller silsilesi, ürkütücü gölgeler oluşturur.
Bu agresif enerji Andre Breton’un hoşuna gitmemişti. Umutsuzca Dali’nin gerçeküstücülere katılmasını isteyen Breton, Dali’nin resimlerindeki kesik başlar, kan ve sonrasındaki dışkı lekeleri hakkında dikkatli davrandı. Bu sırada Dali durmaksızın üretmeye başladı. Mart 1929’da eski okul arkadaşı Luis Bunuel ile korkunç filmleri Un Chien Andalou (Bir Endülüs Köpeği) üzerinde çalışmak üzere Paris’e taşındı. (29)



