Çizgi Roman Polisiye Klasikleri serisinin altıncı kitabında yer alan iki hikâye okurları zamanda yolculuğa davet ediyor. Bir Agatha Christie klasiği olan Beş Küçük Domuz, 16 yıl önce işlenen bir cinayeti ele alırken ikinci hikâye Yanlış Hüküm daha yakın bir zamana, iki yıl öncesine dönüyor...
Beş Küçük Domuz
Zengin ve değeri bilinen bir ressamın ölümü öyle herkesin hemen unutuvereceği bir olay değildir -özellikle de katili olarak kabul edilen karısı müebbed hapse mahkûm olursa. Ama 16 yıl sonra kızları, annesinin bu cinayeti işlemediğini kanıtlayan bir mektup okur. Hercule Poirot zamanda geriye gidip o trajik günde gerçekten ne olduğunu bulmaya çalışır...
Poirot'nun olan biteni beş değişik kişiden dinleyerek çözmeye çalıştığı Beş Küçük Domuz bazı çevrelerce Agatha Christie'nin en iyi romanı olarak değerlendiriliyor.
Yanlış Hüküm
Hapishanede öldüğünde Jacko Argyle için kimse üzülmemişti, herkes şömine demiriyle başına vurarak annesini öldürdüğünden emindi. Ama iki yıl sonra bir doktor Jacko'nun suçsuzluğunu kanıtlamak üzere ortaya çıkınca tüm aile dehşete düştü. Çünkü bunun tek bir anlamı vardı annelerinin katili hâlâ aralarındaydı...
Agatha Christie özyaşam öyküsünde Yanlış Hüküm'den en gözde romanlarından biri olarak söz eder suçsuz bir adamın mahkûm olması ve bunun ailesine yaşattığı şok üzerine bir polisiye roman.
Uyarlama bu klasik katil kim hikâyesinin tüm esrarengizliğini ve gerilimini tam anlamıyla yansıtıyor.
Benim gibi polisiye aşığı birinin daha önce hiç Agatha Christie okumamış olması çok enteresan :D Beş Küçük Domuz'un adını daha önceleri de duymuştum, sanırım Christie'nin en popüler hikayelerinden biri.
Agatha Christie polisiyenin altın çağının mimarı, cinayetin kraliçesi olarak biliniyor. 78 roman, 19 oyun ve 100'den fazla kısa hikaye yazmış. Yazdıkları 50'den fazla dile çevrilmiş, iki milyardan fazla satmış. Eserleri o kadar çok satılmış ki sadece İncil ve Shakespeare geçebilmiş onu :D
Agatha Christie, yazdığı cinayet romanlarında standart sayılabilecek bir süreç izliyormuş aslında. Çoğu kez dedektif tesadüfen yahut bir tanıdığının davetiyle olay yerinden bulunurmuş. Olayın birden fazla şüphelisi olur, dedektif de hepsini sorgulayarak her ipucuna dikkat çekermiş. Yazar ipuçlarını gözler önüne sererek olayı kendi çözmek isteyen okuyucularına da bir açık kapı bırakıyormuş. Genellikle kitabın ortalarına, bazen de sonlarında doğru şüphelilerden biri ölüyormuş. Sonuç olarak dedektif, bütün şüphelileri bir araya toplar -ki bu genelde evin kütüphanesi oluyormuş- ve katili açıklarmış.
NTV'den çıkan bu çizgiromanda Beş Küçük Domuz ve Yanlış Hüküm öykülerini okuyoruz. İkisini de sevdim aslında ama Yanlış Hüküm çok daha iyiydi benim için. Daha aksiyonluydu, olaylar daha heyecanlı gelişti. Kitapları ne durumdadır hiçbir fikrim yok ama çizgiroman versiyonunu okumak güzeldi.
Les Cinq Petits Cochons n'était pas mon roman préféré d'Agatha Christie, et cela s'est confirmé à la lecture de cette adaptation en BD. Je serais bien dans l'embarras de dire pourquoi, tous les ingrédients sont réunis pour faire une histoire qui devrait beaucoup me plaire, mais la mayonnaise ne prend pas.
En revanche, les illustrations de David Charrier sont absolument splendides, les changements de couleurs entre le présent et les flashbacks rendent l'histoire plus simple à suivre mais sont également très esthétiques.