Jump to ratings and reviews
Rate this book

Ölüler Yaşıyorlar Mı?

Rate this book
Hüseyin Rahmi Gürpınar, çağının gündeş fikir akımlarına en açık isimlerden biriydi. Benimsesin, benimsemesin, her türlü fikrin tartışılması gerektiğini düşünerek romanlarında mümkün olduğunca tarafsız zeminler yarattı. Türkiye'de 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başının fikir atlası çıkarılmak istense, Hüseyin Rahmi Gürpınar romanları, içinde kolaylıkla iz sürülebilecek, vazgeçilmez belgesel kaynaklar olarak değerlendirilebilir.

Ölüler Yaşıyorlar mı? yazarın ustalık dönemi verimi. Daha önceki romanlarında da yer yer gördüğümüz korku öğeleriyle bu defa çok daha yoğun olarak karşılaşıyoruz. Yazar, metafiziği bir "gerçeklik" olarak kabul etmek noktasında gidiş gelişlerle romanın son sayfalarına kadar okuyucuya "Acaba?" dedirtmeyi başarıyor. O yıllarda özellikle Avrupa'da taraftar bulan ruhçulukla doğu kaderciliğinin birleşmesi, bu fikirlerden beslenen faydacılık ve hepsine cephe alan akılcılıkla roman kahramanları, kendilerini içinden nasıl çıkacaklarını bilemedikleri bir 30. yüzyıl anaforunda buluyorlar.

Ölüler Yaşıyorlar Mı?, 1932'de Milliyet gazetesinde tefrika edilmişti. Bugüne kadar orijinal diliyle basılamadı. Bu önemli eseri, ilk defa aslına sadık kalarak, yazarın kitap hakkındaki değerlendirmesi ve açıklayıcı dipnotlarla zenginleştirerek yayımlıyoruz.

362 pages, Paperback

First published January 1, 1932

6 people are currently reading
281 people want to read

About the author

Hüseyin Rahmi Gürpınar

123 books194 followers
Hüseyin Rahmi Gürpınar was a Turkish writer and politician.

Gürpınar was the son of a family close to the Ottoman court, born in Istanbul. Having lost his mother at an early age, he was sent to Crete where his father was an Ottoman civil servant, however he was soon sent back to Istanbul, where he was brought up by his aunts and grandmothers in Istanbul.

Gürpınar started writing fiction at an early age. He became a civil servant, then a writer and journalist. He later served as a member of parliament in the early years of the Turkish Republic between 1935 and 1943.



Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
11 (19%)
4 stars
26 (46%)
3 stars
14 (25%)
2 stars
4 (7%)
1 star
1 (1%)
Displaying 1 - 8 of 8 reviews
Profile Image for Murat Dural.
Author 18 books626 followers
September 30, 2018
Olağanüstü... "11 Ağustos 1932, Heybeliada" imzası ile sonlanan bu eseri nasıl anlatmak lazım? Türk Edebiyatı'nda korku, fantazya eserlerin belki de zirvesine koymak ve özellikle işaret etmek gerekiyor. 2016 yılında İstanbul Kitap Fuarı'nda ülkemizin korku üstadlarından Onat Bahadır ile beraber katıldığımız bir söyleşide kendisini erken dönemde en çok etkileyen kitapların Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın eserleri, özellikle "Ölüler Yaşıyorlar mı?" olduğunu söylemişti. Sevgili Onat'ın dilimize hakimiyeti, özenli yazını, kendine has derin karanlığına hayran biri olarak hemen edindim ama okumak ancak şimdiye nasip oldu. Gerçekten bu türleri seviyorsanız muhakkak okumanızı şiddetle öneririm. Eski dile dair kelimeler var ancak hiç rahatsız etmiyor. Cinlerle pek münasebette bulunan sinemamız böylesi hazine değerindeki bir eseri ya da benzeri eserleri nasıl gözardı eder? Hayret!
Profile Image for nico.
73 reviews1 follower
June 29, 2025
sahane bir kitapti. okudugum ilk huseyin rahmi kitabi oldugunu da soylemem gerek... biliyorum biraz gec kaldigimi ama muazzamdi. kitabi orijinalinden okudum ve bazen bazi kelimeler zorlasa da cok keyifliydi. bence bu tarz kitaplarin orijinallerinden okunmasi gerek, daha gunumuz turkcesiyle yazilmis halinin gereken havayi veremeyecegini hissediyorum biraz. zaten pek anlayamayacagimiz bir sey yok, ozellikle huseyin rahmi'de orijinal baskiya sadik kalmayi tercih ederim.

bu donemin turk edebiyati'na dair bilgim pek az, gercekten. ama ucundan bir yerinden tutarak baslamak lazim diye ismi en ilgi cekici olandan bir baslayayim dedim. romani elime alana kadar fantastik bir kurgu oldugunu bilmiyordum ve gorunce beni epey sasirtti... turk edebiyatina fantezi katildigindan yeni haberim oldu ki kitap yuz yil once yazildigindan bu benim kabahatim tabii, dedim ya bilgim cok az.

ben turkce yazilan eserleri bir ayri seviyorum ve bizim dilin guzelligi beni halen hayrete dusurebiliyor. turkcede kelimelerin ahengi ayri bir guzel. donemin diliyle de karanlik bir hava birlesince ve karakterler iyi yazilmis, saglam tiplemeler olunca okumak mukemmel bir zevke donustu. her karakterin kendine has olusu kurguyu tamamen gercege donusturmus. talat bey, hanimefendi, dilaver, orhan, turhan, murebbiye... kurgunun yazilisindaki objektiflik okuru ne isterse onu dusunmeye, neye isterse ona inanmaya itiyor. yasanan hadiseleri bir gozcu gibi izleyip aktarmis yazar, isin mantigini kurcalamak da okura dusuyor burada. okurken cok keyif aldim. diyaloglarin kuruluslari, karakterlerin hal ve tavirlari, elbette bir de baslarina gelenler... harika bir olay orgusu. 9/10
Profile Image for kardinallouis.
17 reviews
December 16, 2022
"Artık ağız senin, söz onlarındır.Kalem tutan parmaklar senin fakat yazı onlarındır."
Profile Image for Flybyreader.
716 reviews212 followers
November 15, 2018
Bu şaheser Hüseyin Rahmi'nin dehasını bir kez daha kanıtlar nitelikte. Yaklaşık bir asır önce yazılmış bu kitabı okurken bir toplumdaki insanların nasıl hiç değişmeden kalabildiğine hakikaten hayret ediyorsunuz. Talat Bey ise istisnai bir şeyi temsil ediyor ve elinden geldiğince cehalete ışık tutmaya çalışıyor ama nafile. Etrafına ördüğü cinler, periler, masallardan bir duvar içerisinde yaşayan insanlara duvarın ötesinde bambaşka bir dünya olduğunu anlatmak çok da kolay bir iş değil. Bütün batıl inançlara, boş kuruntulara ve dini dayatmalara meydan okuyor yazar:

Bizim için meselenin en ehemmiyet alan tarafları şunlardır: Doğum, hayat ve ölüm. İnsanlar bu dünyada kapadıkları gözlerini başka bir aleme açarak ölümün ebedi hiçliğinden kaçmak istiyorlar. Buna da ancak layemut bir ruh akidesine revaç vermekle imkan buluyorlar.

Evet yazarın dili, aşina olmayanları zorlayacak düzeyde ancak bu okuru ne zorluyor ne de yoruyor. Anlaşılmayan kelimelere bile anlam yükleyebiliyorsunuz su gibi akan metin içerisinde. Üstelik bu dil hiç rahatsızlık vermediği gibi dönemi daha da yakından hissetmenize olanak sağlıyor.

Benim gibi ara ara varoluş problemlerinde boğulan biriyseniz yazarın verdiği "yalnız değilsin" hissinde küçük bir teselli bulabilirsiniz:

..."Hangi kuvvetin malumatıyız? Şükran ve şikayet için aradığımız kıbleyi ne tarafta bulacağız? Kime ibadet edeceğiz? Halikın postuna, bu dünya alim ve ilimlerinin umumi rey ve tasdikleriyle mutlak bir hükümdar geçirinceye kadar dinsizliğin karanlık fetreti içinde mi yaşayacağız?

Kitabı okuyup da konusunu oluşturan iki köşk dolusu insandan bir aklı selim Talat Bey ile bir de cehaletine rağmen sorgulamayı ihmal etmeyen çırak Dilaver'e hayran olmayan yoktur herhalde. Yazarın Dilaver'i tasvir etmek için kullandığı şu sözleri beni dakikalarca güldürdü:

Dilaver'e gelince, o kırklık bir babayla otuz beşlik bir ananın mahsulüydü. Ana cahil bir halayık, baba ümmi denecek kafada, sade bir adam. Bu iki odun parçasının çarpışmasından bu kıvılcım nasıl parlayıp çıktı? Tabiatın insanı hayretlere düşürecek böyle şaşırtmaları vardır. Bazı dehalardan aptallar doğar... Bazı şöyle böyle insanlardan zekiler gelir.

Talat Bey'in aklını ruhlarla bozmuş yeğenleriyle olan diyalogları ise çerçeveletip asmalık ancak bir Nietzsche sözleri kadar öz vatanında bilinmiyor olması hepimizin ayıbı olsa gerek:

- İnanmadığınız bir şeyi nasıl görebilirsiniz?
-Görmediğim bir şeye nasıl inanabilirim?


İnsanı kendi milletinin edebiyatına küstüren ağlak aşk romanlarıyla karşılaştırılınca bir başyapıt olarak nitelendirilebilecek edebiyat tarihimizin en çarpıcı eserlerinden biri olan bu kitap kesinlikle 100 temel esere girmeli ve ibretlik olarak okutulmalı!
Profile Image for Seyit Aydoğan.
Author 1 book
September 30, 2025
RUHLARIN ÇAĞRISI VE PERDENİN ARDINDAKİ HAKİKAT

Hüseyin Rahmi Gürpınar, korku ve mizahı ustaca harmanladığı, okuru son sayfaya kadar merak içinde tutan sürükleyici romanlarıyla tanınır. Yazar, bu eserinde de bizleri alışılagelmiş korku kalıplarının dışına çıkararak, ölümden sonraki hayatın esrarını sorgulayan felsefi ve fantastik bir yolculuğa davet ediyor. Konusu itibarıyla ruhçuluk ve bu inancın insanlar üzerindeki sarsıcı etkilerini ele alan "Ölüler Yaşıyorlar mı?", Gürpınar'ın batıl inançları ve fantastik unsurları işlediği eserler arasında özel bir yer tutuyor.

Roman, ölenlerin ruhlarıyla iletişim kurduğunu iddia eden bir ailenin etrafında dönen gizemli olaylar zinciriyle açılıyor. O dönemin İstanbul'unda her kesimden karakteri, kendi eğitim ve şivelerine uygun, son derece gerçekçi bir dille konuşturan yazar, okuru adeta o tekinsiz konağın loş salonlarına konuk ediyor. Doğaüstü olaylara şahit olanların yaşadığı sarsıntılar, materyalist ve şüpheci karakterlerin bu iddialar karşısındaki sorgulamalarıyla birleşince, ortaya hem gerilim dolu hem de düşündürücü bir anlatı çıkıyor. Gürpınar, sadece bir korku hikayesi anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda insan psikolojisinin derinliklerine inerek inanç, şüphe ve akıl arasındaki hassas dengeyi ustalıkla sorguluyor.

Eseri diğerlerinden ayıran en temel özellik, ruh çağırma seanslarında ortaya çıkan mesajların ve görünen hayaletlerin gerçekten öteki âlemden mi geldiği, yoksa zekice kurgulanmış birer insan hilesi mi olduğu sorusunu son ana kadar canlı tutmasıdır. Yazar, okurun zihninde sürekli "acaba?" sorusunu yankılatırken, en inanılmaz görünen olayların ardında bile mantıksal bir açıklama olabileceği fikrini fısıldamaktan geri durmuyor. Bu ikilem, sadece bir merak unsuru olmanın ötesine geçerek, okuru kendi inançlarını ve gerçeklik algısını sorgulamaya itiyor. Gürpınar, bu romanında da okuru aldatıp aldatmadığını son ana kadar belli etmeyerek ustalığını bir kez daha kanıtlıyor.

Ezcümle, eğer siz de ruhların fısıltılarını, masanın başında toplananların yaşadığı esrarengiz tecrübeleri ve perdenin ardında yatan hakikati merak ediyorsanız, bu roman sizi hem ürpertecek hem de zihninizi felsefi sorgulamalara açacak unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Profile Image for Efe Can.
106 reviews
October 26, 2023
"İnsanoğlu, karşısında bir aldananı bulunca yalan söylemekte çok cesurdur.

"Kırk yıl münakaşa etsek birbirimizle anlaşma ihtimalimiz yoktur."


Pek akıcı olmasa da yazıldığı dönem için konusu bakımından öne çıkan bir eser olmuş.
Profile Image for Hilal Sağlam.
36 reviews2 followers
June 18, 2025
orjinal metin olduğu için okumak çok zorluyor. hüseyin rahmi gürpınar'in diger eserlerinde günümüz türkcesi versiyonları varken bu kitap için bulunamiyor. ya çok geniş ve sakin bir vakte ayırmaniz lazim bu baskıyı ya da sadeleştirilmiş türkçe versiyonunun çıkması beklenebilir.
32 reviews
June 30, 2025
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın gerçekçilik akımı etkisi altına eserler yazdığını biliyordum ancak dönemin birkaç tip insanını bu kadar iyi tasvir edebileceğini tahmin etmemiştim. 1932 yılında tiplenen birkaç karakterin günümüzde dahi hala varlığını sürdürdüğü için de numunelik bir eser olarak olduğunu söyleyebilirim.

Birazcık polisiyeye göz kırpan bir anlatış tarzında olduğu için kesinlikle sizi içine çeken bir kitap. Karakterlerimiz gayet sıradan insanlar. Öyle ki sokaktan 10 kişiyi döndürüp de roman karakteri olarak kitabına dahil etmiş gibi. Yaptığı toplumsal eleştiriler, yanlışı ya da doğruyu anlatırken okuyucuyu düşündürmesi ve bunu akan olaylar çerçevesinde okuyucuda merak uyandırıp sıkmadan yapabiliyor olması yazarın yeteneğindendir şüphesiz.

Eğlenerek, yer yer gülerek, yer yer eleştirerek ve genelde ne olacağını merak ederek okudum.
Söylemeden geçemeyeceğim, en son karakterlerimizden biri, Battal-zade'nin babasının hayaletine ateş edildiğine inanıp Battal-zade öldüğünde dahi hala babasının hayaleti oğlunu nasıl etkiliyor diye merak ettiğinde anlıyorsunuz insanların ne kadar kör olabileceğini. Ve dayı beyin kör insanlara gerçeği anlatma gayesinin hiçbir zaman sonuç alamayacağını.....
This entire review has been hidden because of spoilers.
Displaying 1 - 8 of 8 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.