Zaman zaman haberlere konu olan anket çalışmaları vardır hani, “Aşağıdakilerden hangisinin komşunuz olmasını istemezsiniz?” diye sorulan… O anketlerde en çok işaretlenen şıkların hepsini düşünün şimdi. Kimden nefret ediliyorsa onları düşünün. Nefret suçlarının kurbanlarını düşünün. Önyargıyla yaklaşılanları düşünün. Ötekileştirilenleri düşünün. Dışlananları, kovulanları, ayrımcılığa ve haksızlığa uğrayanları düşünün. Haklıyken haksız konuma düşürülenleri, kapının önüne konulmak istenenleri düşünün…
Yeterince düşündüyseniz okumaya başlayabilirsiniz. Uykunuz geldiği anda, hiç çekinmeyin, kitabı bir kenara koyup gözlerinizi yumun. Bir uyuyup uyanalım, her şey daha güzel olacak, biliyorum…
Valla güzel kitaptı ama hep mi kötü olaylar bu insanların başına gelir biraz da iyi olsaydı hele sonu biraz daha belirgin olsaydı çok daha sevinirdim ama İrfan Değirmenci gerçekten ülke gerçeklerini güzel bir şekilde kaleme almış,bazı yerleri abartı bulsam da çoğu ülkemizin acı gerçeği aslında.
Birlik beraberliğe duyulan hasreti iyice gün yüzüne çıkaran, hepimizin zaman zaman yaşadığı problemleri, yaşam mücadelesini, dost elini gösteren gerçekten sıcacık bir kitap. Mücadeleyse hep birlikte, kaybetmekse hep birlikte, acı, keder, sevinç hep birlikte! İnkılap yayınlarından ön siparişle aldığım gerçekten merak ettiğim bir kitaptı. Baskıya girme zamanlaması itibariyle sadece politika üzerine bir kitap olduğu düşünülse de daha fazlası var içinde, emin olun. Bir takım önyargılar sebebiyle ötekileştirilen insanlara kucak açmaya, onları bağrınıza basmaya hazır olun. Olmasaydı daha iyiydi dediğim tek ve küçük bir nokta var ki o da bir şeyleri bildiğini göstermeye çalışan karakterlerin zaman zaman Flash Tv Gerçek Kesit programını andıran replikleri...
Bu kitabı sevdim, ama söylemem lazım ki ne yazık ki çok iyi bir kitap değil. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki edebiyata benziyor: iyiler saf iyi, kötüler saf kötü (Mert’in fal cafede fal uydurmaktan rahatsız olması dışında), yazarın çeşitli olaylarla ilgili düşünceleri karakterlerin konuşmalarında okunuyor. Hepsi bir azınlığı ve komşu olarak istenmeyen birini temsil ediyor, anlıyorum, yine de okurken temsil kaygısı güdülerek hikayeye katıldıkları hissinden kurtulamadım, yani arka planları hikayeye en iyi etki eden kişiler Poyraz ve Yusuf’tu. Diyaloglardan bazıları, özellikle sona doğru, sloganvarileşti, Twitter dili gibi oldu. Karakterleri sevdim yine de, bağ kurdum, merak ettim sonlarının ne olacağını. Epey uzun bir kitap olmasına rağmen (500 sayfa neredeyse) çok hızlı okunuyor. Okurken bana Yeditepe İstanbul dizisini hatırlattı. Araya giren şarkı dizeleri de güzel bir fikir olmuş, bunları toplayıp bir çalma listesi yapmak güzel olur.
Akıcı dil ile sürükleyiciliğini zirveye taşıyan; geçmişle günümüzü harmanlayan harika bir kitap. Bir apartmanda, bir mahallede yaşananlarla tüm ülkede olan olaylar geçmişten günümüze yaşananlar anlatılmış. Her karakterin başına gelenler, olan olaylar gazete haberlerinde okuduğumuz, televizyonda izlediklerimizle aynı. Karakterler içimizden birileri, hepsi birbirinden güzel seçilip, canlandırılmış. Belkıs Abladan, Nergis'e, Poyraz 'dan Mert'e, Meryem'den Yusuf'a, Derya'dan Kıtmirsu 'ya hepsi tanıdığımız, gördüğümüz, bildiğimiz kişiler, başlarına gelenler ise her gün yaşanan maalesef sıradanlaşan olaylar. Bu kitabı alın okuyun ki unuttuklarınızı hatırlayın, tek tek yaşananları bir arada görün. Eline, yüreğine sağlık; kalemin daim olsun İrfan Demirci.
Kitabın anlatmak istedikleri ve ülke gerçeklerini yansıtma tarzı çok hoştu fakat İrfan Değirmenci’nin kalemini beğenemedim. Sanki dizi izliyormuşum tadında bir kitaptı. Anlatmak istediği olayları oluşturduğu kurgu ile bir roman halinde vermektense bir öykü kitabı ortaya koysa ve her öyküye anlattığı olayları dağıtsa harika bir kitap olabilirdi. Yine de okurken çok zevk aldım. Ülke gerçeklerine ışık tuttuğu için kendisine teşekkürler..
İrfan Degirmenciyi bir gazeteci ve televizyoncu olarak çok severek takip ediyordum ancak bu kadar kuvvetli bir dili olduğunu açıkçası tahmin edemezdim. Çok güzel bir Türkçe ile yazılmış akıcı bir roman. Tabi ki geçmişten günümüze olan olaylarla ilgili dokundurmalar eşliğinde gidiyor kitap. Bu kitabım kendisinden bizzat imzalı okumaya kiyamiyordum bile ama kiydim.
Kitabı sabah bitirdim ama çarşıda olduğum için yorum yazamamıştım. Öyle bir kitap düşünün bir apartmanda yaşayan komşuluğu unutanlara inat gerçekten komşu olan muhteşem insanların olduğu bir kitap❤
Edebi olarak size bir şey katmayacaktır ki zaten edebi olmakla ilgili bir kaygısı da yok bence kitabın. Bize bizi anlatmış Irfan, tam da içinde olduğumuz delilik, cinnet halini, öfkeyi, kutuplaşmayı... Kısmet apartmanının sakinleri etrafında örülmüş olaylar zinciri ancak kurgu değil, her birisine her gün şahit olduğumuz olaylar. Kısmet apartmanı günümüz Türkiyesi bir nevi. Fona serpiştirilmiş şarkılar ve şiirleri de sevdim.
Birlikte yaşamayı isteyeceğim insanları anlatan;dostluğun, komşuluğun o güzel ilişkilerin ütopyası olan bir roman. Bir çırpıda okunan ve insanın içini ısıtan bir kitap.