Abdürrahim Karakoç (7 Nisan 1932, Kahramanmaraş - 7 Haziran 2012, Ankara), Türk şair, gazeteci. 7 Nisan 1932’de Ümmet ve Fatma Karakoç çiftinin ikinci çocuğu olarak Celâ (Ekinözü)’da dünyaya gelir. Dedesi ve babası da şair olduğu için küçük yaşlarından itibaren şiire aşînâ olur. 1939’da başladığı ilköğrenimini dört yılda tamamlarken henüz ilkokul sıralarında arkadaşlarını konu edinen hicivler kaleme almaya başlar. Diğer yandan, okumaya olan derin tutkusu da o yıllarda başlamış; gençlik yıllarında ise günde en az bir kitap bitirir olmuştur. 1948’de şiir yazmaya başlar. 1953 yılında askere giden şair, içi şiir dolu bir bavulla askerden döner. 1954 yılına kadar yazdığı bütün şiirlerini bir çırpıda yırtıp atar. 1955’te de ilk şiirini, Elbistan Kaymakamlığı’nın çıkardığı ‘Engizek Gazetesi’nde yayımlar. 1958’de Celâ Belediyesine sınavla muhasebe memuru olarak girer. 1960-1963 yılları arasında yazdığı şiirlerini, 1964’te “Hasan’a Mektuplar” adıyla kitaplaştırır. Sade fakat oldukça kuvvetli bir üslup ve derin bir imanî kavrayışla şiir yazan Karakoç, tüm eserlerinde var gücüyle Hakk’ı söyler ve adaletsizliği hicveder.“Hasan’a Mektuplar”ın yayımlanışından sonra edebiyat camiası ve okuyucuların dikkatini çeker. 1965’de Pakize Hanım’la evlenir. Bu evlilikten Mihriban, Türk İslâm ve Enderhan doğar. 1969’da “Haber Bülteni”ni,“Hasan’a Mektuplar”la birlikte yayımlar. Yazdıkları artık daha dikkatle takip edilir. Artık ülke genelinde tanınan, sevilen bir şair olmuştur. 1975 yılından sonra birçok eseri ile mazlum yüreklerin nefesi, halkın duygularının tercümanı olmuştur. 30'a yakın mahkemeye verildi, hepsinden beraat etti. Avukat tutmadı, hep kendi kendini savundu. Hiçbir iktidarla barışık olmadı. 1984 yılında emekli olup Ankara’ya yerleşen şairin birçok şiiri bestelenir ve dillerde türküleşir. Vefatına kadar çeşitli gazetelerde şiir ve yazılarını yayınlar. Ödül müessesine karşı olduğu için, ömrü boyunca hiçbir yarışmaya katılmaz ve şölenlerde yer almaz; tıpkı şiirdeki üslubu gibi sade ve derin bir hayatı yaşamaya çabalar. 1985 yılında gazetecilik yapmaya başlamıştır. Bir ara BBP'nin kuruluşunda yer aldı ve siyasete girdi. Sonra siyasetten ayrıldı. Niçin girip, niçin ayrıldığını bir röportajda şöyle cevaplandırdı: 'Allah rızası için girmiştim, Allah rızası için ayrıldım'. 7 Haziran 2012 tarihinde kendine has bir üslup ve edebi kıymete sahip şiirlerin sahibi olarak Hakk’ın rahmetine kavuşur ve Ankara Bağlum mezarlığında, Abdulhakim Arvâsi Hazretlerine komşu olarak defnedilir.