Sıkı sıkı sarılırız kimliklerimize. Kimliğimizdir, bize kan davalarından savaşlara kadar davetiye çıkartan. Kimliğimizdir, bizi ırkçıların, dalkavukların, oportünistlerin hedefi yapan. Kimliğimizdir, "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" dedirten.
Kimliğimizi bulmak yerine ondan kurtulmalı mı? Giderek totaliterleşen devletlere, hakkımızda depoladıkları bigilerle hayatımızın her girdi çıktısından bize bir şeyler satmaya çalışan şirketlere karşı, kimliğimizi mümkün olduğu kadar değiştirerek, gizleyerek, yalan söyleyerek korumamız şart. Özgürlük, aitliklerimizden sıyrılmamızda.
Doldurduğumuz formlardan, aşklarımızdan, yolculukta karşılaştığımız yabancılara kadar kim olduğumuzu ifşa etmekle meşgulüz. Oysa ilişkilerimiz, yaptığımız işler, kim olduğumuzdan önemli olmalı... ilişkilerimizde "Kimsin?", "Kimlerdensin?" diye ne kadar az sorarsak, toplumca o denli kurtuluruz düzenin kalıplarından...
Ulusal, dinî, cinsel kimliklerimizin bizi esir almasına izin mi vereceğiz, yoksa tüm bunlardan sıyrılıp "dünya vatandaşı" olmanın kapılarını aralayabilecek miyiz? Gündüz Vassaf'tan, insanı kendisi ve yaşadığı dünya üzerine düşünmeye sevk eden, çarpıcı sorularla dolu, zihin açıcı bir kitap...
Gündüz Vassaf (d. 1946, ABD), Türk yazar ve psikolog.
Liseyi İstanbul Robert Koleji'nde tamamladıktan sonra 1968'de George Washington Üniversitesi'nde psikoloji eğitimi gördü. 1977'de Ankara Hacettepe Üniversitesi'nden doktorasını alan Vassaf, uzun bir süre Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi'nde öğrencilere psikolojik danışmanlık yaptı. Uluslararası Psikologlar Konseyi yönetim kurulu üyeliğinde bulunan Gündüz Vassaf, 12 Eylül askeri darbesinden sonra öğretim üyeliği yaptığı Boğaziçi Üniversitesi'nden istifa etti.
O tarihten sonra Kassel, Bremen ve Marburg Üniversitelerinde öğretim üyeliği, Kanada'da McGill Üniversitesi Center for Developing Area Studies'te konuk akademisyen, Amsterdam'da Averoes Stichting'de klinik psikolog, Viyana'da Institut für Höhere Studien 'de konuk araştırmacı olarak bulundu.
Yazar, psikoloji alanındaki eserlerinden çok, tarihe farklı bir bakış açısıyla yaklaştığı çalışmalarıyla tanınmaktadır. Halen Radikal gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. İnsan, tarih, sosyoloji, popüler kültür konularında her Pazar yayınlanan Gerçek Orada Bir Yerde adlı sohbet programında Murat Belge ve Şerif Mardin ile birlikte yer aldı.
Gündüz hocanın Devlet, Yönetim, Ulus, Bayrak Aidiyet gibi hassas olan konu başlıklarına aslında insandan daha hassas olmadığını anlatma çabası gibiydi. Haklıydı da.
Milletler arasında muhteşem bir gezinti yaptırıyor, toplumların fotoğraflarını çekiyor ve dünya üzerinde bulunduğunuz yeri hatırlatıyor.
‘Her sabah aynada gördüğümüz yüzümüz gibi günlük hayatımızın parçası olur bir zamanlar kendimize yakıştıramadıklarımız. Ve alıştıklarımızı bize yakıştırmayanlar da, düşmanlarımız.’ . ‘Kimliğimi Kaybettim, Hükümsüzdür!’ Gündüz Vassaf’ın Radikal gazetesindeki Uçmakdere köşesindeki yazılardan oluşan bir derleme. ‘Bayrağım Yok’, ‘Ne Cennet Ne Cehennem’ ve ‘Cinselliğin Tuzakları’ adlı üç başlıkta Vassaf yine düşündürüyor, meraklandırıyor, soru sorduruyor. Geçmişi olduğu kadar bugünü de irdeliyor. Toplumsal cinsiyetten de, azınlık haklarından da, evrensel tarih adı altında çarptırılan gerçeklerden de abartılıp göklere çıkarılan detaylardan da dem vuruyor. Katılmadığım noktalar olsa da ilgiyle okudum bu yazıları. Altını çizdiğim pek çok kısım da oldu. . Kapak resmi Utagawa Hiroshige’ye, kitap isminin fikri ise Betül Tanbay’a ait ~
Yazarın sorunlara ya da dünyaya hep ters köşeden bakması ve dikkatlerimizi çekmesi keyifliydi. Deneme yazısı okumayı seven eleştirel bakış açısını önemseyenlere tavsiye edilir.
Ulusal, dinî, cinsel kimliklerimizin bizi esir almasına izin mi vereceğiz, yoksa tüm bunlardan sıyrılıp “Dünya vatandaşı” olmanın kapılarını aralayabilecek miyiz ? Gündüz Vassaf’ın Radikal gazetesinde kaleme aldığı köşe yazılarının bir seçkisi olan kitap; insanı kendisi ve yaşadığı dünya üzerine düşünmeye sevk ediyor. Yine zihin açıcı, yine çarpıcı sorularla dolu…
1997-2010yılları arasında yazdığı notları, bugün her şeyin inanılmaz hızla değiştiği bir zaman diliminden okurken, söylediklerinin bugün bile ne kadar geçerli olduğunu görmek inanılmaz.. aynı görüşte olun olmayın, zihninin ne kadar limitsiz düşündüğünü ve müthiş öngörüsünü farketmemek imkansız..