Jump to ratings and reviews
Rate this book

Çıt Yok

Rate this book
Benimle göz göze gelmemeliydin. Gözlerimin hafızasına bakmamalıydın. Orada yaralı hayatların kahırlı masalını görmemeliydin. Ne sorarsam sorayım aynı cevabı veriyorsun: Katil kim? Bu kıyım çağında, “Katil kim?” demek, “Katil ben değilim” diye kendine yalancı tanıklık etmekten başka ne ki? Bir katil yaratalım ve onu yenelim istiyorsun.Zehirli sözlerden kurtul. Benimle bak kendine. Gözlerime tanık ol. Mademki bir kez baktın, gör o zaman.

İkinci savaş zamanı… İstanbul’u dehşete sürükleyen cinayetler… Cinayetlerini mutlak sessizlikle işleyen bir katil… “Ölü olmaktan ne zaman sıkılır insan?” diye soran bir çocuk… “Bazı oyunları kaybetmek için oynarız” diyen bir horoz dövüşçüsü...

İsmail Güzelsoy’un romanı Çıt Yok gizemli bir hafiye romanı gibi sürükleyici, varoluşun en temel sorularını cesurca dile getiren bir metin kadar derin.

256 pages, Paperback

First published September 1, 2001

1 person is currently reading
56 people want to read

About the author

İsmail Güzelsoy

22 books86 followers
İsmail Güzelsoy 1963 yılında Iğdır'da doğdu. Ortaöğrenimini İstanbul'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'ndan ayrılıp İsveç'e gitti. İsveç'te yaşadığı üç yıl boyunca İsveç dili ve edebiyatı üzerine çalıştı.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
30 (41%)
4 stars
34 (46%)
3 stars
8 (10%)
2 stars
0 (0%)
1 star
1 (1%)
Displaying 1 - 11 of 11 reviews
Profile Image for Bülent Ö. .
295 reviews139 followers
February 10, 2024
Bu kitaptan bahsederken "katmanlar" ve "katmanlı" demeyeni dövüyorlarmış.

Tamam kitabı çok sevdim, heyecanla okudum; içinde ölülerle konuşan bir mezar taşı yontucusu, derviş gibi konuşan bir horoz dövüştürücüsü, ölümü ve sonsuzluğu anlamayan 11 yaşındaki bir çocuk, arılardan oluşan bir adam, gizemli bir Japon kadına aşık olan ve o öldükten sonra bile onunla konuşmaya devam eden İranlı bir konsolosluk memuru, yürek söken bir vampirin olduğu romanı kim heyecanla okumaz ki.

Lakin nerede bu katmanlar, yazılıp çizilen her yerde bahsedilen bu katmanların altında ne var? Allah aşkına biri bana anlatsın. Bir tek ben mi anlamadım?
Profile Image for Aslıhan Çelik Tufan.
647 reviews196 followers
July 11, 2019
Öncelikle belirtmeliyim ki çok kolay okunan akıcı üslup ve hikaye örgüsüne sahip bir kitap ben şahsi meşgalelerden 3 gün gibi bir sürede okudum.

Kitaptaki şahane karakterler ve fantastik öğeler ile kitap bir şahane, Sohrap ve torunu İskender’ in tatlı sohbetleri de cabası!

İsmail Güzelsoy son zamanlardaki en iyi yazarlardan biri bence, mutlaka okuyunuz!
Profile Image for Mine Gedik.
64 reviews4 followers
July 5, 2017
Masalsı bir atmosfere giriyorsunuz Ismail Güzelsoy okurken, rengarenk, büyülü bir anlatım. Okuduğum 3. romanı ve bu da diğerleri gibi nefis.
69 reviews12 followers
November 7, 2018
Az bilinen çok usta ve yetenekli bir romancı. Bana göre Necip Mahfuz seviyesinde. Umarım yabancı dillere çevrilir ve değeri anlaşılır. Üretkenliği de gerçekten hayranlık verici.
Profile Image for Başak Ebru Tarım.
227 reviews10 followers
January 31, 2023
Roman 1941 yılının baharında İstanbul’da geçmektedir. II. Dünya savaşının gölgesindeki İstanbul’da geceleri karartmalar yaşanırken, Eyüp’ün sokaklarında anlık sessizlikler olmaktadır. Sanki bir şey, ya da bir güç, etraftaki tüm sesleri yutmaktadır. Sessizlik hayra alamet değildir aslında. Her sessizlik sonrası, Eyüp sokaklarında bir biri ardına şahdamarı delinerek öldürüldükten sonra, kalbi yerinden sökülmüş cesetler bulunmaktadır. Herkes bu cinayetlerin vampirin işi olduğundan emindir. Komiser Lordali katilin peşindedir ve İstanbul halkına katilin en yakın zamanda yakalanacağına dair güvence vermektedir. O günlerde gazeteci çocuklar “Yazıyoooor, yazıyooor, Eyüp vampirinin son kurbanını yazıyoor” diye bağırarak dolaşmaktadır İstanbul sokaklarında.

Kitap, başında bir polisiye roman ya da bu günlerde çok moda olan bir vampir romanı gibi başlamasına karşın, sayfalar ilerledikçe hikaye çok farklı sulara yelken açar ve okuyucuyu da beraberinde sürükler. Kitapta çok fazla sayıda insanın öyküleri anlatılmış. Hemen hemen hepsinin hayatı bir şekilde kitabın başkahramanı Sohrap’la geçmişte ya da günümüzde (yani 1940’larda) bir yerlerde doğrudan ya da dolaylı kesişmiş. Yalnız Eyüp vampirinin kurbanları hariç.

Sohrab İstanbul’un İran Başkonsolosluğunda çalışıyor ve emekliliğine 3 ay kalmış. İki kızından biri bir Türk subayla evli ve 11 yaşında İskender adında bir torunu var. Anlatılanlardan Sohrab’ın uzun yıllardır İstanbul’da yaşadığını çıkarıyoruz. Yalnız yaşayan Sohrab’ın, en yakın arkadaşı, Japonya’da görevli olduğu yıllarda tanıştığı ve çok dramatik bir şekilde kaybettiği hayatının aşkı Komeko’nun hayaleti. Aslında burada gerçek bir hayaletten bahsetmiyorum. Sohrab’ın kafasının içinde yarattığı, sürekli dertleştiği, hayatı paylaşmaya devam ettiği bir can yoldaşı Komeko. Çocukların hayali oyun arkadaşları gibi. Bir de çok değer verdiği, üzerine titrediği su yeşili renginde Mercury marka bir arabası var. Çok değerli, çünkü Komeko sağken, Sohrap ile birlikte, su yeşili bir arabayla Londra’dan Tahran’a kadar seyahat etmenin hayalini kurmuş. Su yeşili araba, Sohrab için, Komeko’ya yakın olmanın yollarından bir tanesi bence. Geçmişte kalmış bir borcun ifası.

O günlerde Sohrab, Konsolosun özel ricasıyla Yaver adında İranlı bir iş adamının derdini çözmeye çalışmaktadır. Yaver, yıllardır hayalini kurduğu, hayatının saplantısı haline getirdiği bir cins dövüş horozunun peşinden İstanbul’a sürüklenmiş, yarı meczup bir adam. Yıllarca her türlü ticari diplomasi tecrübesinden geçmiş Sohrab’ın bu seferki görevi de Şıh Asil’i bu horozun civcivlerinden birini Yaver’e satmaya ikna etmek.

Bu olaylar yaşanırken, 18 Nisan 1941’de Pire Limanı Almanlar tarafından bombalanır. Bradbury, Wilkinsond and Co. Ltd. şirketi tarafından basılan Türk banknotlarını taşıyan Yorkshire isimli gemi bu bombardıman sonucunda batırılır. Gemideki banknotların başında, Türk hükümeti adına, Sohrab’ın damadı ve İskender’in babası Bilal Sof vardır. Bilal Sof’un ölümü, Sohrab’ın ailesinin ortasına ateş gibi düşer.

Bilal Sof adını ilk gördüğümde ben bu adı bir yerden hatırlıyorum dedim kendi kendime. Hemen İsmail Güzelsoy’un okuduğum diğer kitaplarına baktım. Evet yanılmamıştım. Sincap ve Değil Efendi’nin Renk ve Korku Meselleri’nin başkahramanı İskender Sof, Sohrab’ın torunuydu. Kendimi sanki eski bir dostun çocukluk resmine rastlamış gibi hissettim ve o andan sonra okuduğum kitabı daha bir sahiplendim sanki.

Sonrası dede ve torunun ölümün gücüyle birbirine yakınlaşmaya çalışmasının hikayesi aslında. Çocuğun ölümle baş etmeyi, ölümü öğrenmesi, dedenin ise geçmişiyle hesaplaşması. Çocuk ruhunda İskender’in yaşadığı fırtınalar, dedenin İskender’i oyalamak ya da avutmak adına ona anlattığı, geçmişte kendi ruhunda fırtınalar kopartan anıları. Komeko’yla olan aşkı. Geçmişten süzülüp gelen birbirinden ilginç insanların öyküleri.

Metin size kendi kahramanınızı seçme şansı veriyor. Kiminin kahramanı Eyüp Vampiri olacaktır, kiminin kahramanı Sohrab’a delicesine aşık olan, aşkını 8 yıl içinde hapsetmiş, Komeko’nun tersine, yaşarken Sohrab’ın hayaleti olup, onu uzaktan adım adım takip eden Perizat, Ya da doğal filozof diyebileceğimiz Şıh Asil.

Çıt Yok, benim okuduğum 3. İsmail Güzelsoy kitabı. İlk Sincap’ı okudum. Tanımadığım bir Türk yazarına ait bir kitap. Kimse tavsiye etmemişti. İsmini beğendiğim için almıştım. O nedenle okumaya başlarken hiçbir beklentim yoktu. Ama kitap beni vurdu. Diliyle, hikâyesiyle, kahramanlarıyla. Değil Efendinin Renk ve Korku Meselleri ise, daha ilk sayfasından beni içine çekti. Okumaktan büyük keyif aldım. Halen işaretlediğim bazı yerleri dönüp dönüp okuyorum. Ama Çıt Yok için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çıt Yok, diğer iki kitap kadar, benim kitabım olamadı. Bu kitabın kahramanının, yani Sohrab’ın ruh halinden de kaynaklanıyor olabilir. Onun mutsuz yaşlılığının havası bana ağır gelmiş olabilir.
This entire review has been hidden because of spoilers.
14 reviews
June 9, 2020
İkinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da cinayetlerini kesif sessizlikte işleyen bir katil... Katilin kendisi sessizlik... Linç ile ibadet arasına sıkışmış halkın haksızlıklar karşısında sessizliği...
Kitabın başkahramanı İran Konsolosluğunda çalışan emekliliğine üç ay kalmış olan Sohrab. Onun kızı, damadı, torunu İskender, patronu (konsolos), ölen sevgilisi ve onun hayaleti; horoz dövüştüren bir aşiret lideri ise diğer kahramanlar. Bütün kahramanların ortak yanı sevdiklerini kaybetmiş olması ve ölümü bir şekilde inkar etmeleri. Çağdaş Türk edebiyatındaki başarılı nadir kitaplardan biri.
Profile Image for Serhan Mumcu.
48 reviews1 follower
December 13, 2020
tam da ismail güzelsoy'a yakıştığı biçimi ile masalsı bir kitap olağanüstü bir final ile bitti.
dimağımızda edebiyatın türkçenin muhteşem tadı kaldı.
80 reviews2 followers
April 7, 2022
Fantastik ve birbirinden gökteki yıldızlar kadar ayrık konuların bağlanıp aynı hikayede dizilmesini çok ama çok hızlı okuyacaksınız.
Profile Image for M Levent.
134 reviews3 followers
March 9, 2025
İkinci dünya savaşı yılları İstanbul Kıztaşı civarları, mezar taşı ustası Rüstem ve Konsolosluk Çalışanları Çok güzel bir Kurgu
Profile Image for Miraç.
1 review
December 31, 2021
Edebiyata doyacağınız akıcı ama yer yer durağan bir hikaye. Yazarın kalemi güçlü betimleme özelliği oldukça iyi. Sıkılmadan okunabilecek bir kitap. Yazar İsmail GÜZELSOY'un kitabını ilk kez okuyorum diğer eserleri merak uyandırdı. Edebiyatı seven herkese tavsiyemdir. İyi okumalar.
Profile Image for Kerem Gençer Kutman.
81 reviews1 follower
January 1, 2023
Öncelikle İsmail Güzelsoy okumaya başlayacaksanız kesinlikle bu kitaptan başlamayın....

İlk sayfalarda yakalandığınız mistik, kendine hayran bırakan tarz sonlara doğru birbirinden bağımsız masallarla ilerliyormuş gibi geliyor, gittikçe ana hikayeden uzaklaşıyor ve hepsini birkaç sayfa içinde (belki biraz da okuyucuyu zora sokarak) bağlıyor. "Her aşk biraz gizlidir" bölümündeki 7 sayfalık tirat kendi başına defalarca okunabilecek bir mini şaheser.

Diğer eserlerinin gölgesinde kalıyor desem ayıp olur, diğerlerinden farklı desem garip olur, ama kesinlikle okunmaya değer, bitirdikten sonra ağızda değişik bir tad bırakıyor ve biraz daha istiyorsunuz.

Teşekkürler İsmail Güzelsoy
Displaying 1 - 11 of 11 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.