Jump to ratings and reviews
Rate this book

Ay Işığı Sokağı

Rate this book
Fransa'nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgin; patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya'daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albay; 1918 yılının bir yaz gecesi Leman Gölü'nde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esiri; yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel. Zweig bu öykülerde insanı insanlıktan çıkarıp en uç noktalara sürükleyen deneyimlerin izini sürerken, okuru da ister istemez karakterlerinin ruh çalkantılarının içine çekiyor…

İçindekiler;

Ay Işığı Sokağı
Leporella
Nişan
Leman Gölü Kıyısında Olay
Avare

80 pages, Paperback

First published January 1, 1922

147 people are currently reading
2849 people want to read

About the author

Stefan Zweig

2,250 books10.5k followers
Stefan Zweig was one of the world's most famous writers during the 1920s and 1930s, especially in the U.S., South America, and Europe. He produced novels, plays, biographies, and journalist pieces. Among his most famous works are Beware of Pity, Letter from an Unknown Woman, and Mary, Queen of Scotland and the Isles. He and his second wife committed suicide in 1942.
Zweig studied in Austria, France, and Germany before settling in Salzburg in 1913. In 1934, driven into exile by the Nazis, he emigrated to England and then, in 1940, to Brazil by way of New York. Finding only growing loneliness and disillusionment in their new surroundings, he and his second wife committed suicide.
Zweig's interest in psychology and the teachings of Sigmund Freud led to his most characteristic work, the subtle portrayal of character. Zweig's essays include studies of Honoré de Balzac, Charles Dickens, and Fyodor Dostoevsky (Drei Meister, 1920; Three Masters) and of Friedrich Hölderlin, Heinrich von Kleist, and Friedrich Nietzsche (Der Kampf mit dem Dämon, 1925; Master Builders). He achieved popularity with Sternstunden der Menschheit (1928; The Tide of Fortune), five historical portraits in miniature. He wrote full-scale, intuitive rather than objective, biographies of the French statesman Joseph Fouché (1929), Mary Stuart (1935), and others. His stories include those in Verwirrung der Gefühle (1925; Conflicts). He also wrote a psychological novel, Ungeduld des Herzens (1938; Beware of Pity), and translated works of Charles Baudelaire, Paul Verlaine, and Emile Verhaeren.
Most recently, his works provided the inspiration for 2014 film The Grand Budapest Hotel.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
1,371 (19%)
4 stars
2,748 (39%)
3 stars
2,293 (32%)
2 stars
499 (7%)
1 star
110 (1%)
Displaying 1 - 30 of 374 reviews
Profile Image for Oguz Akturk.
290 reviews735 followers
April 14, 2019
Bence bu kitabı okumadan ölebilirsiniz: https://youtu.be/cw421oNbC14

Bu sefer olmamış Zweig!

Stefan Zweig'ı merak eden ve kitaplarıyla tanışmak isteyen okurlar için Stefan Zweig'a başlamak açısından doğru bir tercih olmayacak kitaptır.

Peki, bugüne kadar neler okuduk?

Olağanüstü Bir Gece'de, yapay heyecanların doğal olanına doğru evrimini, hırsızlık idini ve insanın ruhsal devinimini,
Gömülü Şamdan'da, kutsal bir nesne için çıkılan yoldan insanın tinsel arayışına doğru tümevarım yapılabilecek bir süreci,
Mecburiyet'te, savaş ve aşk dilemmasının mecburiyet kavramı dahilinde karşılaştırılmasını,
Bir Çöküşün Öyküsü'nde, devletler gibi aynı şekilde tinsel olarak dibe vurabilecek insanoğlunu,
Amok Koşucusu'nda, hedeflere koşulan yerlerin gerçekten de koşup koşmamaya değip değmeyeceğini,
Korku'da, korkmaktan bile korkan hale getirilen insanların trajikomik durumunu,
Yakıcı Sır'da, psikoloji bilimindeki neredeyse bütün savunma mekanizmalarını,
Mürebbiye'de, özellikle de Kadın ve Yeryüzü adlı en sevdiğim novellasında, doğa olaylarıyla insan ilişkilerinin paralelliğini,
Satranç'ta, siyasi bir temel altında rütbe hiyerarşisinden ve katı kurallardan beslenen bir olay örgüsündeki kazanma arzusunu,
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat'te, yine ülkelerin siyasi ilişkileriyle paralellik kurulabilecek insanlarla birlikte onların kumar arzusunu ve cevapları aranan soruları cevapsız bırakmama hırsını,
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nda, esas güzelliğin bilindik ve daha çok tanıtılması gereken sevgilerde değil gizli ve bilinmeyen olarak kalanlarda olduğunu,

Biyografilerinde Balzac, Dostoyevski, Dickens, Montaigne, Stendhal ve Tolstoy gibi isimleri gördük.

Ay Işığı Sokağı'nda ne var derseniz, bu soruyu cevaplayamam. Fakat Ay Işığı Sokağı'nda ne yok derseniz, yukarıda yazdığım temalardan neredeyse hiçbiri kullanılmamıştır.

Bir zamanlar epey tutkulu bir Zweig okuru olmama rağmen bu kitaptaki novellalardan hiçbiri üstte yazdığım kitapların çizgisine erişemez, ne heyecan ne sürükleyicilik ne süreç ne de bitiricilik açısından.
Profile Image for Büşra.
582 reviews174 followers
July 2, 2017
Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediği, ama yine de her şeyin bana dahil olduğu duygusunu taşıyordum yalnızca; ilgisiz kalsam da, çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu, ruhumun en canlı kaynağını oluşturur, tanımadığım yerlerde şehvet gibi üstüme çökerdi.
Profile Image for Rıdvan.
549 reviews93 followers
December 23, 2018
Zaten Zweig.
İçinde birkaç hikaye var.
Hepside birbirinden güzel.
Laporella'ya bayıldım. Yıllarca allahın unuttuğu bir köyde yaşamış ve kedınlığından eser kalmamış bir kadın bir kont'a hizmetçi gider ve yeniden kadın olduğunu hatırlar. Değişir dönüşür ve en sonunda kontu karısından ayırır fakat yinede kontu elde edemeyince intihar eder.
Okuna.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for R. Ar..
51 reviews11 followers
March 16, 2018
Bu kitap için neler düşündüğümü ben de bilemiyorum. Zweig öyle hikayeler bir araya koymuş ki. Birinde güç sahibi bir karakterin zayıf bir karakter üzerinde kendini belli konularda tatmin etmesi sonucunda bozulmasına yol açtığı o zayıf kişi ile ilgili ilişkisini okurken bam hikaye bitiyor. Başka bir tanesinde bir karakteri yontulmamış odun edasıyla anlatıyor ki zaten siz farkında olarak ya da olmayarak onu yargılarken yaptığı eylemi ona yakıştırıyorsunuz ve bam, hikayeyi bitiriyor. Sonra bir savaş komutanı geliyor. Kendini haklı gördüğü bir eylemi gerçekleştiriyor ve bam, hikaye bitiyor. Sonra Zweig yazdığı için dokundurulmazsa olmaz bir hitler nefreti körükleyici bir hikaye başlıyor. Tam içine çekiliyoruz derken bam, hikaye bitiyor. Sonra kendimi içinde bulduğum bir hikaye başlıyor ve bam bu inceleme gibi o da bitiyor. Vesselam Zweig bey ne yapıyorsunuz?
Author 2 books461 followers
Read
January 19, 2022
"... o büyük yorgunluğun içine hızla çöküp, yaprakların hüzün verici uğultularıyla, yıldızların uzaklarda titreyen parıltısıyla ve ayın kayıp giden huzmeleriyle birleşti." (s.59)

Mersin'de kaç gündür yağan yağmurun ardından, kapalı göğün altında serin bir cumartesi olsa da kitaplarla ısıttık bugünü. Zweig günü oldu yine bugün de. (Bir de tabii ki kediciklerin arkasını toplama günü de)

5 öyküden oluşan bir kitap bu. Öykülerin bence hepsinde bir mesaj verme kaygısı var.

Beni en çok etkileyen öykü "Nişan" başlıklı öykü oldu. Bu öyküde tıpkı Leman Gölü Kıyısındaki Olay isimli aynı kitaptaki öyküde ve Mecburiyet kitabında olduğu gibi savaş karşıtlığı mesajı vermek kaygısıyla yazıldığı hissedilse de adeta tokat yemişim gibi bir his bıraktı bende. Bu öykü hayatım boyunca unutmayacağım bir öykü olacak...

Saat 00:18. Önümde bir Zweig eseri daha duruyor. Artık üst üste Zweig okumaktan ötürü biraz yoruldum. Sonrasında başka kitaplarla devam edeceğim. İleride Zweig setini tamamlayacağım.

M. B.
Mersin
(Umarım yine yağmaz)
Profile Image for Berfin Kanat.
424 reviews174 followers
February 14, 2018
Yine bir Zweig harikası, özellikle ikinci hikaye şahaneydi. Son öyküyü moralsiz bir günde okumamanızı tavsiye ederim. Yalnız ilk öyküde gözüme bir şey çarptı, cümleler sürekli "bu, bunlar" diye başlıyordu ve Zweig'e uymayacak bir devrik yapıdaydılar. Çeviri kaynaklı bir sorun mu bilemedim. Yazarın ilk defa kısa hikayelerini okudum, şahsen daha uzun eserlerini tercih ederim. Çünkü hikaye kısa olunca Zweig okumanın en keyifli yanı olan karakter tahlilleri de daha az oluyor.
Profile Image for Neli Krasimirova.
208 reviews99 followers
June 14, 2017
Kitap birbirinden bağımsız beş hikayeden (Ay Işığı Sokağı, Leporella, Nişan, Leman Gölü Kıyısında Olay, Avare) oluşuyor.
Betimlemeler ve psikolojik çözümlemeler yine leziz, okurken o taraftan doyuruyor; ancak olay örgüleri Yeşilçam, ama sonları hep intihar etmiş bir yazardan beklenilircesine.
Keşke birkaç tane hikaye daha eklenseymiş, doyamadım pek, ama bir ara öğün olarak tatmin edici. 7/10
Profile Image for Mehmet B.
259 reviews19 followers
February 2, 2019
“Rastlantının matkap uçları elmastandır ve içinde bolca tehlikeli tuzak barındıran kader, hiç umulmadık bir yerden kendine bir kapı bulmayı bilir ve kaya gibi sert mizaçları bile temelinden sarsarak darmadağın eder.”
Profile Image for Beliz.
403 reviews19 followers
August 12, 2017
Beş tane hikayeden oluştuğunu bilmiyordum ve baya bir şaşırdım.

Ay Işığı Sokağı, çok güzeldi ama keşke biraz daha uzun olsaydı. Beni boşlukta bırakmış gibi hissettirdi ve bu biraz üzücü.

Leporella, çok derindi bence. Bir insan ne kadar sadık, gözüpek ve sahiplenici olabilin tanımıydı sanırım.

Nişan, biraz buruktu. İnsanın kendinden,her şeyden böyle vazgeçmiş olması bence biraz korkutucu.

Leman Gölü Kıyısındaki Olay, kavuşamamıştır. Özlemden ölmekti.

Avare, mahvolmaktı. Yıkımdı.
Profile Image for Nehirin~.
100 reviews33 followers
April 15, 2018
İkinci hikâyeyi beğendim. Enteresandı.
Profile Image for Elif  Yıldız.
243 reviews19 followers
June 30, 2017
Zweig her zaman benim favori yazarlarımdan birisi oldu. Daha önce Zweig okudum ve okuduklarımın hepsini sevmiştim ama bu kitap o kadar da dolu bir kitap olmamış. Stefan Zweig gibi bir yazar mutluka insana bir mesaj verir yani en azından benim için bu böyle ama bu kitap da böyle bir şey olmadı. Kitap da birbirinden bağımsız 5 tane hikaye var. Hikayeler güzel aslında ama dediğim gibi kitap hikayelerden ibaret. Beklentimi karşılamadığı için aslında dolu bir kitap olmadığını söylüyorum.
Bu kitap için değerlendirmem 3/5 ama 3-4 arasında çok fazla gidip geldim. (Hatta bir ara elim 4'e gitti.) Stefan gerçekten önemli ve iyi bir yazar ve böylesine dev bir yazarı benim gibi basit bir okurum değerlendirip eleştirmesi ne kadar sağlıklı bilmiyorum.
Peki bu okumalı mıyım diye sorarsanız size cevabım şu olur, daha önce hiç Zweig okumadıysanız farklı bir Zweig kitabı* ile başlamalısınz bence. Bu kitabın da dili gerçekten çok basit ama Zweig'ın daha güzel kitapları da var. Bu kitap kafanızı yormadan okuyabileceğiniz bir kitap. Kitap başarısız,okumayın, tavsiye etmiyorum demiyorum yanlış anlamayın demek istediğim,
beklentimi karşılamadı. Yine de o bir ZWEIG, okuyun derim... :)
-
-
* OLAĞANÜSTÜ BİR GECE (5/5) /// SATRANÇ (5/5) /// BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU(4/5)
Daha önce hiç Stefan Zweig okumadıysanız tavsiyem bunlar...
Profile Image for Emre.
290 reviews41 followers
December 31, 2018
3.5

"...onu aşağılayabilmek için yakaladığım her fırsattan mutlu oluyordum, çünkü... çünkü onu ne çok sevdiğimi bilmiyordum..." Sf:14

"Ama onlara bir şey yapmam ben! Silahımı attım. İsa adına onlara yalvarırsam karımın yanına gitmeme neden izin vermesinler ki?"

Müdür gitigide ciddileşiyordu. İçi acıyla doldu. "Hayır," dedi, "seni geçirmezler, Boris. İnsanlar artık İsa'yı dinlemiyorlar." Sf:67
Profile Image for Aras  9¾.
151 reviews23 followers
September 3, 2018
yine psikoloji yine Zweig...
Tabi bunlar öykülerden oluşmuş bir kitap;olay örgüleri de anlatım da kısa.Başka birkaç kitabını da okumuşlara Zweig için tadımlık bir kitap diye düşündürüyor.Mesela Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nda olay örgüsü görece daha geniş ve anlatım daha uzunca,bu da kitabı daha çarpıcı ve unutulması zor bir psikolojik roman kılıyor.
Profile Image for Gizem.
56 reviews17 followers
January 21, 2018
"Gelgelelim rastlantının matkap uçları elmastandır ve içinde bolca tehlikeli tuzak barındıran kader,hiç umulmadık bir yerden kendine bir kapı bulmayı bilir ve kaya gibi sert mizaçları bile temelinden sarsarak darmadağın eder."
Profile Image for Marla'dan Alıntılar.
363 reviews50 followers
Read
September 16, 2018
Ay Işığı Sokağı beş öyküden oluşuyor:

*Ay Işığı Sokağı’nda Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgini
*Leporella’da patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçiyi
*Nişan’da 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albayı
*Leman Gölü Kıyısında Olay’da 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esirini
*Avare’de yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedeli okuyoruz.

Stefan Zweig’in şimdiye kadar okuduğum kitapları içinde, içine girmekte en zorlandığım kitabı Ay Işığı Sokağı oldu. Beş öykünün hepsi de birbirinden kasvetli, insanı bunaltan öykülerdi. Özellikle bir araya getirilmiş gibi. Hepsinin böyle olduğunu bilseydim günde bir öykü okuyabilirdim. Böylesi daha iyi olurdu ama yazarı çok sevdiğim için kısa sürede bitirmek istedim. Bu kadar kasvet ruhuma fazla geldi :-(

Leporella, bu beş öykünün içinde en uzunu ve en güzeli. Hatta yazarın farklı yayınevlerinde bu isimle kitabı basılmış. Aynı şekilde Leman Gölü Kıyısı’nda Olay da farklı bir yayınevi tarafından ayrı bir kitap olarak basılmış.

Stefan Zweig ülkemizde çok sevilen ve çok okunan bir yazar. Telif hakkı da olmayınca neredeyse bütün yayınevleri yazarın kitaplarını basıyor. Hatta kısa öykülerini bile bir kitap haline getirip basanlar var. Bütün kitapları takip etmek çok zor. Bu yüzden yazarı sevenlere önerim İş Bankası basımlarını takip etmeleri. En azından ne okuduğunuzu, ne okumadığınızı bilirsiniz. Üstelik İş Bankası Yayınları neredeyse altı ayda bir yazarın yeni kitabını bastığı için yeni kitap sıkıntısı da çekmezsiniz.

Sonuç olarak Ay Işığı Sokağı, yazarın diğer kitaplarının biraz gölgesinde kalan ama yine de ruh hali betimlemeleriyle başarılı bir eser. Özellikle kasvetli kitap okumayı sevenler kaçırmasın.

NOT: Öykülerin konusu kitabın arka kapağından alınmıştır.
Profile Image for Esma T.
525 reviews74 followers
August 4, 2016
Ay Işığı Sokağı, birbirinden farklı on öyküden oluşuyor. Her öykü kendi içinde bir derinliğe ve mesaja sahip. Öyküleri genel olarak beğensem de bana Zweig'ın okuduğum diğer kitaplarından daha az derinliğe sahipmiş gibi geldi, Zweig'ın beni büyüleyen dilinin izlerini taşısa da, yazarın dilinin derinliğini taşımıyordu daha ziyade sönük bir yansıması gibiydi.

Ay Işığı Sokağı, Zweig'ın diğer eserlerine göre daha zayıf bulduğum ancak içindeki öykülerle okunmaya değer, oldukça güzel bir öykü kitabıydı. Kitabı çok beğendim ve bazı öyküler bende ayrı yere sahip oldu. Kitabı her ne kadar beğensem de Zweig'ın öykü türünden ziyade roman türünde başarılı olduğunu düşünüyorum.

Daha fazlası için; http://yorumatolyesi.blogspot.com/201...
Profile Image for Zeynep T..
923 reviews130 followers
January 23, 2022
"Leporella" ve "Avare" isimli öykülerin çok farklı bir şekilde bitmesini beklerdim. Yazarın hayatına son verme fikrine ne kadar eğilimli olduğu bu hikayelerden açıkça anlaşılıyor. "Leman Gölü Kıyısında Olay" en sevdiğim öykü oldu. Burada yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen savaş esiri bir Rus köylüsü anlatılıyor. Rusların bahtsızlığı genetik herhalde. En acı hayatı onlar yaşıyor hep. Stefan Zweig çaresizliği, umutsuzluğu çok iyi anlatıyor. Güzel kitaptı, tavsiye ederim.
Profile Image for Hulyacln.
987 reviews563 followers
February 28, 2018
Okuduğum diğer Zweig kitaplarının gölgesinde kalsa da bir öykü parlıyor içlerinde: “Leman gölü kıyısında bir olay”.Zweig’ın özellikle savaşa içkin kelimeleri (sanırım hayat hikayesinin de etkisiyle) çok farklı,çok derin..
Profile Image for aycicegininkitapligi.
411 reviews46 followers
August 24, 2017
Bir günde bitirmeyeyim dedim ama dayanamadım *.*
Puanlama konusunda emin değilim,daha sonra değiştirebilirim belki.
Bu arada Zweig'ın kalemini gerçekten çok seviyorum, çok özlemişim <3
Profile Image for Kitapbocegim.
33 reviews8 followers
September 6, 2017
en beğendiklerimden birisi oldu.. içindeki beş hikaye de birbirinden güzel..
Profile Image for Burak Candan.
114 reviews11 followers
September 25, 2021
Zweig'ın Ay Işığı Sokağı'ndaki derleme öyküleri bazen savaşın, bazen bürokrasinin, bazen de çarpık/duygusuz ilişkilerin sebebiyet verdiği travmatik hayatları, ve bu hayatların zamandan ve mekandan bağımsız olarak her zaman aynı trajediyle sonlanışını anlatıyor.

Her ne kadar yazarın özgün tarzı olduğu iddia edilse de kitaptaki hikayelerin tamamı alabildiğine karamsarlık içeriyor. Karakterlerin belli travmaları olsa da, hemen hepsinin benzer kırılganlıkta ve pes etme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu arabeske kaçan anlatım öyküleri derinlikten yoksun bırakırken üst üste benzer temalı öyküleri okumak fikrimce hem okuyucuyu yoruyor hem de tahmin edilebilirliği artırıyor. (Yalnızca Leporella adlı öykünün -benzer sona sahip olsa da- karakterin psikolojik özgünlüğü bakımından diğerlerinden ayrılması gerektiğini düşünüyorum, nitekim Zweig bu hikayeyi diğerlerinden çok sonra kaleme almış.)
Profile Image for Fearless.
737 reviews105 followers
June 14, 2020
Kitaba ismini veren ve Leporella adli hikayeler disindakileri sevemedim; yazarin farkliligini vurgulayabilecrgi bir konulari yoktu. Bircok kitap ve filmde görebileceğiniz hallerdi.

Ancak Ay isigi sokagi hikayesi yine bu tip hikayelere rastlamis olsanizda, sadece eski kocanin ruh hallerini tasvir edişini hayal edebilmek için olsun okunmaya degerdi. Karısını kotu bir huyu yuzunden kabul etmis bir erkegin onu geri elde etme mücadelesini gosteriyor bize. Bu sirada ne kadar ince ruhlu ve ayni zamanda fsrkli kisilikler barinabilecegini de gorebiliyoruz.

Leporella ise yine ayni kalemden bir hikaye... Hayatinda kimseden yakinlik gormeyen ve gostermeyen birinin icinde uyanan sevgi tohumlarını kotucul emeller icin nasil besleyebildigini goruyoruz. Ayni zamanda insani nasil esir ettigini ve dahasi surukleyebilcegi halleri...

Zweig yaptigi karakter tahlilleri ve insanlarin yasamindan farklılıkları sergilemek adina yaptigi betimlemelerle bence okunmaya de ger yazarlardan..
Profile Image for Ebru Şevli.
19 reviews3 followers
June 13, 2018
En sevdiğim iki yazardan biri olan Stefan Zweig'ın üzerimde bu denli derin etki bırakmasının sebebi o güçlü anlatımı olmuştur hep. Seçtiği karakterlerin cinsiyeti, ırkı ve içinde bulunduğu durum ne olursa olsun iç dünyasını sizlere o kadar iyi anlatır ki ister istemez bir kereliğine bile olsa kendinizi o karakterin yerinde bulursunuz. Bu kadar iyi tasvir ederken sizi betimleme cümlelerine boğup asla sıkmaz. Karakterin iç dünyasını anlatırken durum yazarı olan Zweig aynı zamanda olay örgüsünü o kadar başarılı örer ki kitap sizi ilk sayfalarda alır götürür. Hayatı yaşamaktan çok da nasibini alamamışi bir hizmetçiden kıdemli ama çaresizliğe düşmüş bir askere kadar farklı farklı karakterlerin anlatıldığı bu öyküler genellikle insanı ölüme sürükleyen anlar ve düşünceler üzerineydi. Hepsi de birbirinden harikaydı
Profile Image for Caterina.
1,209 reviews62 followers
March 16, 2018
Her yayınevinin hikayeleri kafasına göre birleştirip basmasından BEZDIM

Başka diyeceğim yok.
Profile Image for Ayse Dilsad Cetin Ozyurt.
195 reviews15 followers
May 5, 2019
Alt tarafı 74 sayfadan oluşan kitap talihsiz bir döneme gelmesinden dolayı elimde süründü resmen. Öyküler kısa kısa ve çok güzel, şaşırtıcı.
Profile Image for Eren.
379 reviews5 followers
February 13, 2021
Stefan Zweig gerçekten dilini ve anlatımını en çok sevdiğim yazarlardan biri. Şu ana kadar sekiz dokuz kitabını okumuşumdur. Favori kitaplar listemde de kitabı olan yazarlardan biridir. Kısacası bende yeri epey ayrıdır. Uzun bir süredir başka kitabını okumamış olduğum için aynı zamanda özlediğim de bir yazardır. Yakın zamanda yazardan okumadığım bir kaç kitabı daha aldım ve sırayla onları da okumak istiyorum. Zira her ay bir modern klasik okuma planlarımda tüketebileceğim daha iyi bir yazar yoktur bence.
Bu kitabın adını çok duymuş olsam da alıp okuyamamıştım bu zamana kadar. Hep başka kitaplarına yöneldim yazarın, bu havada kalmıştı. Ay Işığı Sokağı, beklediğim ve her zamanki Zweig yazımından değildi, zira ben kitabı yine novella olarak beklerken beş ayrı hikayeden oluşan bir hikaye derlemesi çıktı. Böylelikle de Zweig'dan ilk defa hikaye okumuş oldum. Her gün bir tanesini okuyarak beş günde tamamladım eseri. Yalnız Zweig'ın hikayeciliğini, novellaları kadar başarılı bulamadım. Hal böyle olunca da kitaptan o kadar da etkilenemedim. Beş hikayeden oluşan bu kitaptaki ilk iki hikayeyi sevdiğimi söyleyebilirim. İlk hikaye olan ve kitaba adını da veren "Ay Işığı Sokağı" tam Zweig hikayesiydi. Bu hikayenin yazarının Zweig olduğunu bilmesem bile bunu Zweig'ın yazdığını söyleyebilirdim. Geçmişte evli olan ve daha sonra ayrılan bir çiftin her birinin bir yola gitmesi ve adamın pişmanlığına tanıklık eden başka birini okuduk. Gayet güzel ve akıcı bir hikayeydi. İkinci hikaye olan Leporella ise Zweig'dan çıkma bir hikaye gibi durmasa da benim kitaptaki favori hikayem oldu. "Korku" adlı kitaptaki psikolojik hava ve hafif gerici ortam bu hikayede de vardı ve benim favorim oldu. Diğer üç hikaye ise bana çok da zevk veremedi maalesef. "Nişan", ordusunu savaşta kaybettikten sonra can havliyle oradan kaçan bir albayın çaresizliğini, "Leman Gölü Kıyısındaki Olay", memleketinden savaş yüzünden kaçtıktan sonra ailesine geri dönmek isteyen ve kendisini sulardan zor kurtarılan bir adamın mutsuzluğunu, "Avare" ise üniversite okuyacak yaşta olmasına rağmen hala lise sıralarında olan ve hem öğretmeni hem de sınıf arkadaşlarından zorbalık gören bir gencin hikayesini anlatıyordu. Fakat bu üç hikaye oldukça yüzeyseldi ve beni tatmin etmedi hiçbirisi.
Zweig'ın hikayeciliğini novellalarına tercih etmem kesinlikle. Dilini her ne kadar sevsem de yazarın, ilk hikaye dışındakiler hiç onun hikayeleriymiş gibi gelmedi, her ne kadar ikinci hikaye favorim olsa da... Yazarı okumayı gerçekten özlemiştim ve bu kitapla ilgili de beklentim yüksekti ama biraz hayal kırıklığı yaşadığımı söylemem gerekiyor. Zweig'a bu kitapla başlayan yazarı sevmeyebilir, bu yüzden bence benim gibi en azından bir yedi sekiz kitabını okuyup sonra bu kitabı tüketirseniz yazar hakkında bir ön yargıya kapılmazsınız. Yine de okuduğum için memnun oldum bu hikayeleri, yazarın hikayecilik tarafını da görmüş oldum en azından.
Zweig bir iki kitabında bana beklediğimi vermemiş olsa da mükemmel kitaplarını göz ardı etmemin mümkün olmadığı bir yazar. Bu yüzden onu okumaya her zaman devam edeceğim.
Profile Image for Emrah Şakar.
127 reviews3 followers
August 15, 2021
beş hikayeden oluşan zweig kitabı. artık zweig'ın beni hem hiç şaşırtmadığını hem de ne kadar ilgimi çektiğini biliyorum. bu beş hikayenin tamamında da çaresizlik, depresyon ve tükenmişlik kol geziyor. sanırım bu şahane yazarın hayatına neden son verdiğini daha iyi anlayabiliyorum. öyküleri kısaca değerlendirecek olursak;

ay ışığı sokağı isimli öyküde yabancı bir memlekette bulunan adamın kendi dilinde duyduğu sesleri takip etmesi sonucu içine düştüğü garip durumu okuyoruz. bu öyküde zweig sevgiyi, sevginin gösteril(eme)me biçimi üzerinden insanların hayatlarında ne kadar olumsuz etki bırakabileceğini anlatmış. bununla beraber zweig bize dünyanın kendimiz ve kendi dertlerimiz üzerinden dönmediğini, her pencerenin, her kapının ardında farklı yaşantılar, farklı sorunlar olduğunu etkileyici bir biçimde anlatıyor.

ikinci öykü leporella'da ise dar bir çevrede tamamen cahil büyümüş, kendi köyü dışına hiç çıkmamış, hayatı boyunca çirkin görüntüsü ve düşük zekası ile topluma hiç karışmamış veya karışamamış kırklı yaşlarında bir kadının, duygularını tetikleyen çok basit bir olay sonucunda, şehvetin etkisiyle ne kadar tehlikeli, kurnaz ve içten pazarlıklı bir insan haline geldiğine, takıntıları yüzünden kendisine ve çevresine verdiği büyük zararlara tanık oluyoruz.

nişan isimli öyküde düşman topraklarda tek başına kalan fransız bir albayın onuruna ve onurlu hareketlerine tanık olmaya hazırlanırken hikaye bambaşka bir yere gidiyor. önce albayın onurunu bir kenara bırakarak verdiği zorlu hayatta kalma mücadelesini sonra da düşünmeden yaptığı, sevinç ve umut dolu bir hareket sonucu düştüğü felaket bir durumu acıyla takip ediyoruz.

bu kitabın en sevdiğim hikayesi, dördüncü hikaye, leman gölü kıyısında olay. yapmayı bildiği tek şey çiftçilik olduğu halde ailesinden, vatanından koparılarak savaşa sürüklenen bir rus, adeta dünyanın yarısını dolanarak hiç bilmediği topraklara götürülüyor. gösterdiği inanılmaz çaba ve gayretler sonucu uzun yollar aldıktan sonra kendisini leman gölünde buluyor. dilini bilmediği bu yabancı topraklardan geçerek yurduna, ailesine dönmek gibi çok basit bir isteği bürokrasiye takılabileceği gerekçesiyle ertelenince kendini çok zor bir durumda buluyor.

son öykümüz ise avare. yaşıtlarından geri kalmış olmanın yarattığı depresif hava bir lise öğrencisinin ateşleyici gücü oluyor. içinde bulunduğu kötü duruma sorumlu bulmak konusunda hiç zorluk çekmeyen bu gencin, içinde biriktirdiği öfke ve nefret patlaması sonucu, otoriteye karşı isyanını ve düşünmeden hareket etmenin verdiği telaşla beraber ne yapacağını şaşırıp, yanlış karar vermesini görüyoruz.
Profile Image for Emine OPAK.
30 reviews
March 30, 2021
İçinde 5 farklı hikaye barındıran kitapta benim en sevdiğim eser "Leman Gölü Kıyısında Olay" adlı olanı oldu. Hikayeler birbirlerinden farklı olsalar da verdikleri hisler benzerdi, bu hepsini ayrı bir zevkle okumamı sağladı.
Zweig, kurduğu olay örgüleri kimi zaman sinirimi bozsa da kalemini çok sevdiğim bir yazar. Farklı kahramanları ve farklı hayatları ile Zweig'ın şimdiye kadarki en sevdiğim kitabı bu oldu diyebilirim.
********************************************
"... öyle ya, kim dönüp kendi gölgesine bakardı ki?"
Displaying 1 - 30 of 374 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.