Jump to ratings and reviews
Rate this book

Karartma Geceleri

Rate this book
Paperback. (20 x 14 cm). In Turkish. 260 p.

260 pages, Paperback

First published January 1, 1992

26 people are currently reading
646 people want to read

About the author

Rıfat Ilgaz

69 books86 followers
Mehmet Rıfat Ilgaz, Türk şiir, roman ve öykü yazarı. Özellikle Hababam Sınıfı romanıyla tanındı. Hem yazılarında hem de kişisel hayatında toplumcu bir çizgi devam ettirdi. Türkiye’nin en çalkantılı siyasi dönemlerinde devam ettiği dergiciliği, aynı dönemdeki birçok yazar gibi, onun da adliye koridorlarında ve hapishanede zaman geçirmesine neden oldu. Oldukça üretken olan yazın hayatına şiirden mizah öykülerine, romandan çocuk kitaplarına birçok farklı alanda eser sığdırdı. Bir zamanlar toplatılan Karartma Geceleri eseri 2004 yılında 100 Temel Eser listesine girdi.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
332 (34%)
4 stars
428 (44%)
3 stars
172 (17%)
2 stars
31 (3%)
1 star
6 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 66 reviews
Profile Image for Cemre.
724 reviews562 followers
July 30, 2019
Başından ne olduğunu, ne olacağını biliyorsunuz; ama keşke olmasa, keşke yaşanacaklar yaşanmasa diye umut ediyorsunuz.

İkinci Dünya Savaşı esnasında halkın ne durumda olduğunu ajite etmeden yansıtan, dönemin ruhunu bence oldukça başarılı bir şekilde yansıtan bir eser. Okunmalı.
Profile Image for ethuil.
32 reviews4 followers
October 8, 2015
Mustafa Ural'ın kaçış hikayesi.... polisten kendine doğru kaçar biraz. Kaçarken yapacağı hiç bir iş olmadığından hep düşünür ama zaten düşündüğü için arar onu polis. Şiir yazdığı için arar. Çok büyük suçtur şiir yazmak. Çünkü bazen kitaplar bomba bile olabilir. Kitap bomba olursa şiirden füze bile olabilir.
Çok yalın çok sade bir dille anlatıyor Rıfat Ilgaz Mustafa Ural'ı ve çevresini. Arka planda II. Dünya Savaşı'nın son zamanları ve Türkiye siyasi durumu var. Bir de çok naif bir aşk satır aralarında.
Profile Image for Levent Pekcan.
198 reviews619 followers
October 30, 2025
Söylenecek çok bir şey yok. Bu ülkenin, kendi çocuklarına ne kadar kötü davranabildiğinin bir diğer öyküsü. Kitap 1944'de geçiyor, peki bugün değişmiş bir şey var mı? Yok tabii ki.
Profile Image for Rıdvan.
549 reviews93 followers
March 27, 2015
Rıfat Ilgaz'ın yazarlığıyla ilk defa tanıştım. Hababam Snıfı efsanesini yaratan adamın romancılığıda gerçekten çok çok başarılı.

Kitap esasen bir fotoğraf karesini anlatıyor. 40'lı yılların ilk yarısının 2. Dünya Savaşı gölgesindeki Türkiye fotoğrafı.

Toplamda tüm roman boyunca iki karakterimiz var desek yanlış olmaz.
Öğretmen Mustafa Bey ve çevresi

Mustafa Bey bir kitap yazıyor. İçeriğini bilmiyoruz ancak yasaklı neştiyattan olduğunu biliyoruz. Milli Şef döneminde toplatılıyor. Sıkı yönetim devrede o sırada. Polis her yerde onu arıyor. Ailesi ve dostlarından büyük yardım gören Mustafa Bey günlerce kaçıyor ve saklanıyor.

Türkiye'nin o dönemki siyasi haritasını olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla görebiliyorsunuz kitapta.

Mutlaka okunasılardandır...
Profile Image for Joy.
546 reviews82 followers
September 16, 2021
Yıllar geçiyor bazı şeyler hiç mi hiç değişmiyor. Düşünmek, yazmak hala suç mesela.
Profile Image for Seher Andaç.
345 reviews33 followers
April 26, 2017
Yaşadığımız karartma gecelerini, toplumsal gerçeklik içinde anlatan en güzel kitaplardandır.
....
"Bir gün bizim de dokunacak
Atlasımız çalışkan ellerde
Gül yapraklı inceliğinde duru
Sabahların erittiği mavilikte
Mekikler söyleyecek türkümüzü
En güzeli bu değil mi övgünün
En sürüp gideni ipekte."
Bir Kozada, Rıfat Ilgaz
Profile Image for Berk.
62 reviews13 followers
April 21, 2022
"Yaşamak başka, yaşayanları gözlemek gene başka! Bizim getireceğimiz toplumcu sanat, kendi yaşayışımızdan doğacak. Yalnız, yükün altına girenlerin yaşantısını saptamakla yetinmeyeceğiz."

Son zamanlarda okuduğum en akıcı kitap, her şeyden öte döneminin iyi bir tanığı olarak bize romanın bu işlevini bir kez daha hatırlatıyor.
Profile Image for Hakan Bezan.
136 reviews1 follower
January 31, 2019
Toplumculuk kazanacaktır elbet bir gün ama kazanmadığı her gün ümitleri de yeşerterek.
Rıfat Ilgaz tüm sanatçılığını ve toplumculugunu karakteri Mustafa Ural üzerinden verip faşizan tutumlu kisileri de bir guzel yererek iyi kalpli,darda kalmis vatandaslarini kaldirabilmek icin tüm cabasini anlattiğı bir kitap olusturmus. Eminim ki Rıfat Ilgaz bu anlattıklarından çok daha fazlasını yaşamistir. Bu bana tam anlamıyla geçti. Yazım dili olarak sürükleyiciliği ise en büyük artısı olarak göze çarpıyor. Ben görüşlerini daha fazla emebileyim diye demlendire demlendire okudum ama eminim ki bir günde bile bitirilebilinir.
Profile Image for Gizem Erdoğan.
30 reviews2 followers
May 14, 2020
İkinci Dünya Savaşı'nın Türkiye'nin siyasi,günlük ve edebi yasantisina yansımasını çok güzel anlatmış.Toplumcu edebiyatcilar ve dönemin sağ görüşlü Nihat Atsız gibi edebiyatçılarin görüşlerinin şekillenmesi hakkında da birçok bilgi edinebiliyorsunuz. Sabahattin Ali'nin yaşadıklarıni da romanda bulabileceksiniz.
Profile Image for Miss Öykü .
167 reviews
July 9, 2021
Şair Mustafa Ural aranıyor. Çünkü şiir yazmış. Mustafa Ural polisten kaçıyor. Yakalanacak, biliyoruz. Ama yine de "Belki bir şaşırtma olur. Belki başka bir yere gider her şey." diye umuyoruz.
İlk kez Rıfat Ilgaz okudum. Dili tahmin ettiğimden çok daha sade ve sürükleyiciydi.
Profile Image for Cagdas.
16 reviews6 followers
March 31, 2024
Edebi dil olarak bir yorum yapamam. Ancak dönemin politikacıları, solcuların değişmeyen kaderi, Nazi iktidarıyla gönül birliği yapmış ırkçılar ve bu gönül birliğinde bir başbakan. Dönemi kurgusal bir eser olarak okumak isterseniz güzel bir kitap
Profile Image for Burak Isyar.
107 reviews1 follower
July 15, 2020
Kitabin gectigi donem, yazildigi zaman ve benim okudugun zaman.. Arada cok uzun yillar var ama degisen bir sey yok.. Hikayenin sonunu bastan bilmeme ragmen elimden birakamadim. Harika bir roman..
31 reviews
April 13, 2021
Okumadıysınız okuyunuz, okutunuz. Ve ozamanın ikliminde solculuk propagandası sebebiyle hakkında yakalama kararı olan öğretmen ve yazar Mustafa Ural'ın, 1944 yılı İstanbul'un da, tarihi yarım ada da gece kaçışına tanık edin.
Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin veya Sabahattin Ali'nim bugünkü yazarlardan sanırım en büyük farkı, yaşamın içinden gelen tecrübelerini detaylı ve akıcı bir dille karşısındakilere aktarabilmelerinden geliyor. Romanlarında anlatılan karakterler, zamanlar, mekanlar... Hepsi sanki onların hayatlarından birer kesit gibi...
Profile Image for Çağla.
51 reviews
January 22, 2022
Bir zamanların gerçekliğini ne eksik ne fazla demeden sade ve akıcı bir dille öyle güzel anlatmış ki elinizden bırakamıyorsunuz. Kendi düşüncelerini de abartıya kaçmadan kitaba yedirmiş bu da okumayı daha zevkli hala getiriyor bana kalırsa çünkü belki bir arkadaşının belki de kendisinin hikayesini anlatıyor bu kitapta, öyle gerçek öyle hayattan.
Profile Image for Murat Tecimer.
52 reviews1 follower
February 17, 2020
Yayınlanan şiir kitabı sakıncalı bulunarak polis tarafından aranan veremli bir edebiyat öğretmeninin hikayesi konu ediliyor. Sene 1944. Türkiye II. Dünya Savaşı’na girmemiş ama savaş; siyaset, ekonomi ve sosyal hayat üzerinde etkilerini gösteriyor. Ekmek karne ile ... çay bir lüks... kahve keyfi yapmak isterseniz buyurun size “nohut” kahvesi. Siyaset çizgisini savaşın gidişatına göre şekillendirme çabasında olan Milli Şef iradesindeki Saraçoğlu hükümetince “milliyetçilik” söylemleri biraz daha tolere edilebilirken “solculuk” söylemlerine göz açtırılmıyor. İşte böyle bir ortamda polisle adeta kovalamaca oynayan Mustafa Öğretmen bir yandan toplumu bir yandan da kendi “solculuğunu” sorguluyor.
4 reviews
September 22, 2022
Seni asla unutmayacağım Mustafa Ural.. Savaş döneminde, savaşa katılmamış ülkemizde hissedilen faşizmin ve ırkçılığın getirdiği solcu, aydın, toplumcu yazar avının, izleri halen silinemeyen entelektüel düşmanlığının başyapıtı niteliğinde bir kitap.
Profile Image for Elif.
1,367 reviews38 followers
December 10, 2018
Bir dönem kitabı olarak oldukça iyi. İnsana o korku dönemini ve herkesten kuşku duymayı güzel gösteriyor.
Profile Image for gökçe.
174 reviews17 followers
January 26, 2025
4.5⭐️
“Sağ ol çavuşum! Dışarıdakilerden ne kadar çok şey işitirsek, içeride işimiz o kadar ağırlaşır. Ezilir kalırız duvarların arasında. Sağ ol!”
Profile Image for Ece.
239 reviews16 followers
November 6, 2015
Bu ülkenin evlatları ne çok çile çekmişler. Birbirine katlanamayan bir halk.. Öğretmeni, sanatçısı, işçisi.. Düşünce suçu, fikrin suçu "Ülkeyi satmak!" diye nitelendirdikleri suçlar.. İnsanlar nasıl farklı farklıysa, görüşler ve düşünceler de farklı olacaktı. Bundan doğal bir şey olamazdı ki. Ama tek bir görüşün doğru olarak benimsetilmesi, diğerlerinin yanlış ve suç teşkil etmesi kime göreydi? İnsanların yokluktan eşyalarını yaktıkları, sattıkları bir dönemde eski İstanbul'un sokaklarında solcu Mustafa Ural'ın şiirlerinden ve düşüncelerinden dolayı tehlikeli görülmesiyle, polislerden kaçış macerası, beklentisiz dostluklarına sığınması ve tabi kendi kendince hesaplaşmaları anlatılıyor. Ayrıca dönemin havası eleştirilerle akıcı ve samimi bir şekilde yansıtılmış.
Profile Image for Dicle.
33 reviews4 followers
December 25, 2017
1944 Türkiye'sinde solcu şair ve yazarlar (her zamanki gibi) kitapları toplatılarak tutuklanmaktadır. Mustafa Ural da arananlardan biridir. Kitap Mustafa'nın 142. maddenin gazabından kurtulmak için İstanbul'da bir aya yakın polisle oynadığı kedi-fare oyununu anlatıyor. Arka planda o zamanın İstanbul'u, ekmeğin karneyle satıldığı, kahvehanelerde çayın olmadığı, Tophane'siyle, surlarıyla eski İstanbul.

Aynı zamanda Mustafa'nın dost bildikleriyle ilişkisini de anlatıyor kitap; yardım edeni, etmeyeni, eşi dostu, karısı, komşusu. İnsan hayatındaki ilişkileri sorgulamadan edemiyor.

Çok severek okudum. Tarık Akan'ın başrolü oynadığı filmini de en kısa zamanda izleyeceğim.
Profile Image for Cansu.
58 reviews36 followers
August 28, 2012
Rıfat Ilgaz'ın mizah duygusuna alışkınız ancak bu kitap tam dersi bir şekilde, dram yönüyle karşımıza çıkartıyor Rıfat Ilgaz'ı. Kitabın konusunu anlatmamak adına çok fena eleştiride bulunamıyorum, diyebilirim ki yer yer romanda bazı bölünmeler yaşanıyor, Rıfat Ilgaz bunları toparlamış toparlamasına ama konunun durağan işlenmesi kendimizi ana karakterin yerine koymayı zorlaştırıyor. Kitabı hep 3. kişi olarak izliyoruz uzaktan.
Yine de üstadın en iyi eserlerinden biri sayılır zannımca.
Profile Image for Tuna Eren.
2 reviews
December 12, 2012
Milli Şef dönemi,İkinci Dünya Savaşında Türkiye.. Arka planında yakın tarihimizin gerçekçilikle yansıtıldığı bu tarz eserler ilgi çekici. Üslup ve edebi olarak biraz zayıf olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Yine de 100 temel eser arasına da alınan kitap yakın tarihimizi,uluslararası konjektüre bağlı olarak değişen devlet ve hükümet politikalarını romansı bir fotoğraflamayla aktaran okunası bir eser..
Profile Image for HÜLYA.
1,138 reviews47 followers
May 13, 2013
Herkese okumasını tavsiye ederim.2.Dünya savaşı yıllarının zorlukları.
Neye rağmen savaşa girmemişiz. Halkımızın içler acısı durumu enfes bir eser.
Profile Image for Mert Tuzer.
67 reviews3 followers
October 13, 2016
Neden karartılır kapkaranlık geceler; işte, Rıfat Ilgaz'ın olabildiğince sıcak ve bizden izleriyle bu kitapta yer almış.
Profile Image for Orhan Veli Özbayrak.
46 reviews1 follower
February 18, 2024
Öncelikle kitabın bendeki baskısı Goodreads veritabanında olmadığı için bu yorumu daha sonraki bir baskıya yazdığımı söylemeliyim. Bendeki kitap Çınar Yayınları tarafından Ocak 1993'te yapılmış 8. basıma ait bir baskı ve kapağı burada yer alandan farklı. Umarım kısa sürede bu baskı da veritabanına eklenir.

Rıfat Ilgaz'ın bu kitabını okuma isteğim esasen bu kitabın MEB'in yayımlamış olduğu 100 Temel Eser listesinde yer almasından kaynaklandı. Okudukça bu kitabın neden Hüseyin Çelik zamanında hazırlanmış olan listede yer aldığını da anlamaya başladım. Kitap, Millî Şef döneminde Türkiye'de solculara dönük izlenen -deyim yerindeyse- cadı avını şair Mustafa Ural'ın başına gelenler üzerinden anlatıyor. Aslında kitabın söz konusu listede yer almasının siyasi nedenleri oldukça açık; İnönü'nün tarihsel kişiliğini yıpratmak amacıyla AKP'nin kendi tarih anlatısını inşa etmeye elverişli bir metin olarak görülmüş. Şüphesiz, burada anlatılan ve kısmen gerçek olayların da işin içine katıldığı bu hikayenin gerçek dışı olduğunu iddia etmiyorum. Sadece neden '100 Temel Eser' listesine alınmış olabileceğine ilişkin bir tahmin yürütüyorum.

Yazarın anlatım dili son derece akıcı ve başarılı. Hikayenin kendisi de sürükleyici olduğundan kitabın sonunu merak ederek kısa bir sürede okuyabilirsiniz. Kitabın ilk bölümünde anlatılan bir hapishane sahnesinin ardından zamanda geriye dönülüyor ve aslında yazar böylece olayların tümünün ilk bölüme nasıl evrildiğini anlatıyor bize, en son bölümde ise zamandizinsel açıdan en son sahneye dönüyoruz. Belli ki yazarın kendi dünya görüşünü de yansıtan bu kitap 2. Dünya Savaşı'nın son aşamalarında Türkiye'nin tarafsızlık politikasından kaynaklanan ve romanda Nihal Atsız-Sabahattin Ali davasıyla simgelenen sağ-sol geriliminin yarattığı düşünsel bunalımı ve maddi yokluk günlerini yazdığı bir şiir yüzünden hakkında yakalama kararı çıkartılmış solcu bir şairin kendi dünyasında yaşadığı içsel gerilimler üzerinden çarpıcı bir biçimde betimliyor. Kitapta sözü edilen siyasi davalarda veya çekişmelerde edebiyat ve siyaset dünyasından birçok ünlünün adını göreceksiniz. Bunlar büyük olasılıkla romanı tarihsel olaylarla ve gerçeklerle ilişkilendiren, aynı zamanda metnin -gerçek bir hikayeden kopmuşçasına- ilgi çekiciliğini sağlayan kısımlar. Kitabı okurken bazı açılardan Türkiye'nin hiç de değişmediğini görecek, 2024'te yaşadıklarımızın birebir aynısının 1944'te de yaşanıyor olmasına son derece şaşıracak ve aslında -en azından siyaseten- bir arpa boyu yol bile alamadığımızı (daha doğrusu biraz alıp son 20 yılda bunları da teker teker nasıl kaybettiğimizi) anlayacaksınız. Öyle sanıyorum ki MEB'in 100 Temel Eser Listesi bugün oluşturuluyor olsaydı bu kitap hiçbir şekilde söz konusu listede yer almazdı, çünkü kitapta anlatılanların bumerang misali bugünü hatırlatan birçok yönü var. Bununla birlikte toplumun 'rıza gösterme alışkanlığı'na da sıkça vurgu yapılmış ama yine de baş karakter hiçbir zaman umudunu kaybetmiyor gibi görünüyor. Kitapta benim en ilgimi çeken şey yazarın, siyasetin rüzgâr nereden eserse oraya savrulması alışkanlığına dikkat çekme çabası oldu; aslında yönetimdekiler için hiçbir şeyin sağ veya sol ile doğrudan ilişkili olmadığını, önemli olanın daha çok eldeki 'düzeni' korumakla ilgili olduğunu imleyen ve esasen yazarın 1974'te (yani Ecevit'in yükselişte olduğu yıllarda) yazdığı şu satırlar, 1960'ların ortasından itibaren 'ortanın solu' kavramını ortaya atan İsmet Paşa'ya manidar bir dokundurma içeriyor gibi görünüyor:
Şu savaş süresince Saraçoğlu kanadıyla sağcı oldukları gibi, bir gün gelir solcu da olurlar!

Kitabın pek beğenmediğim tek yanı hikayenin sonunu bağlama biçimi oldu; sürükleyici ve birçok yöne sahip bir şairin direnişi Şükran tarafından aldatılma imasıyla bir çırpıda bitiverdi; sanki yazarın romanı son teslim tarihi gelip geçmiş de bir an önce bitirmek için bir son yazıvermiş gibi...
Profile Image for Konstantinos Mindcrimek.
174 reviews2 followers
April 10, 2024
Η περίοδος του Δευτέρου Παγκοσμίου Πολέμου ήταν σκληρή για πολλές γωνιές του πλανήτη, ακόμα και για χώρες που στη θεωρία ήταν ουδέτερες. Στην Τουρκία άνθρωποι του πνεύματος έπεφταν πάνω στα ουρλιαχτά των οπαδών του εθνικοσοσιαλισμού, αυτών που ζήλεψαν τις σφαγές του φίρερ και φώναζαν «θα πιούμε το αίμα…», αφού ο ρατσισμός και η μισανθρωπία ξεχείλιζε από μέσα τους, συμπληρώνοντας καταλόγους με τους κακούς, ότι και αν σήμαινε κακός γι’ αυτούς, οι αριστεροί, οι συνδικαλιστές, οι άνθρωποι των γραμμάτων, οι προοδευτικοί συγγραφείς και ποιητές.

“Ο άνθρωπος πρέπει να’ χει ανάστημα ανάλογο με τον αγώνα που ανέλαβε να κάνει”

Το αποτέλεσμα ήταν να απολιτικοποιηθεί η λογοτεχνία και όσοι αντέδρασαν αντιμετώπισαν την απαγόρευση και τη φυλακή. Με πρωτοπόρο τον Ναζίμ Χικμέτ πολλοί δημιουργοί αντιδράσανε και κάπως έτσι δημιουργήθηκε η μαρξιστική λογοτεχνική θεωρία και ένας από τους δημιουργούς ήταν και ο Ριφάτ Ιλγκάζ, του οποίου απαγορεύτηκαν οι ποιητικές συλλογές και εκδόθηκε ένταλμα για τη σύλληψή του και περιπλανήθηκε στους δρόμους της Πόλης για δυόμιση μήνες..

“Ο ποιητής έχει την υποχρέωση να’ ναι πριν απ’ όλα συνεπής, να’ χει συνείδηση του καθήκοντός του”

Έτσι είναι και ο ήρωας του βιβλίου του, ένας ποιητής που έχει απαγορευτεί η ποιητική συλλογή του, σε μια περίοδο που ισχύει στρατιωτικός νόμος και ο ίδιος γνωρίζει πως τον αναζητούν, και αποφασίζει να πάει αυτοβούλως στην Ασφάλεια. Μα μέχρι να το κάνει, περιδιαβαίνει στους δρόμους της Πόλης, συναντά κάποιους φίλους, μπαίνει σε ένα τζαμί, σε έναν καφενέ, όπου σταθεί σκαρώνει στίχους, δεν ξεχνά πως πάνω απ’ όλα είναι ποιητής ενώ βλέπει πως ο λαός δυσκολεύεται μέσα στην ανέχεια και δεν έχει πρόσβαση σε βασικά αγαθά όπως το τσάι ή το ψωμί.

“Σε μια ζωή γεμάτη περιορισμούς μπορούσε να υπάρξει έστω και ίχνος λευτεριάς; Αν θα την έχανε, έπρεπε να τη χάσει παλικαρίσια, στον αγώνα του για τη λευτεριά του λαού του… Αν σε κάθε στίχο του δεν υπήρχε ο σπόρος αυτού του αγώνα, τι δουλειά είχε σ’ αυτά τα παρασόκακα μέσα στη νύχτα;”

Εξαιρετικό ανάγνωσμα, γεμάτο αγάπη και ιδεαλισμό, που λίγη σημασία έχει τελικά τι γίνεται ή στο που οδηγείται η ιστορία, όλα είναι γνωστά άλλωστε, εκτός από τα συναισθήματα και τις σκέψεις του πρωταγωνιστή και αυτά ακολουθούμε καθώς περπατούμε μαζί του όλο και πιο μακριά από την στέρηση της ελευθερίας, όλο και πιο κοντά στον ίδιο τον εαυτό του.

“Άρχισε να χιονίζει» είπε λυπημένα, σα να ‘φερνε το μαντάτο μιας καταστροφής”
Profile Image for Home Faber.
135 reviews3 followers
Read
August 24, 2020
* 1940 yıllarının ortalarında ikinci dünya savaşı ve Hitler faşizminin gövde gösterisi yaptığı yıllarda her ne kadar Türkiye savaşa katılmasa da etkisi ülkede büyük yaralar açmaya başlar. Olağanüstü hal uygulamalarıyla halk büyük bir sefalete sürüklendi ve ekmeğin karneye bağlı verilmesi, temel ihtiyaçların karaborsaya düşmesi, aşırı pahalılığı ülkeyi büyük bir kaosa sürükledi.

** Böylesine zor bir atmosferde edebiyat öğretmeni Mustafa Ural hem okul hem de çevresi tarafından sevilen sayılan biridir. Olaylara olan bakış açısı ve aydın kimliği hayatının önemli noktalarındandı. Bu özelliklerinin yanında şair kimliği ve yazdığı şiir başına büyük dert açmış. Yazdığı şiirde devlet sistemini, toplumun yaşanan sıkıntılar karşısındaki hareketsizliğini eleştirmiştir.

*** Şiirleri dönemin zihniyeti tarafından sakıncalı bulunmuş ve her yerde aranan adam haline gelmiştir. Aranmasının ardından Mustafa Ural bir kaçak hayatı yaşamaya başlar. Dönem itibariyle her türlü özgürlük ortamının baskı ve işkence neticelendiği Abd'nin Mccarty'ci şubesi olarak çalışan döneme tanıklık ederiz.

**** Özellikle solcuların ve aydınların büyük cadı avına tabi tutulduğu ve Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Kemal Tahir, Nazım Hikmetlerin daha nicelerinin büyük zulme uğradığı dönem. İşte Mustafa Ural böylesine bir dönemin şahidi bir şair. Diğer bir yandan Saraçoğlu başbakanlığı, İnönü Cumhurbaşkanlığı bir yandan Sabahattin Ali'nin solcu kimliği diğer yandan Nihal Atsız turancı ve milliyetçi kimliği ve hükümet desteği...

***** Şair ve aydın Mustafa Ural'ın hikayesine tanıklık ederken aynı zamanda Türkiye'nin geçirdiği siyasi ve toplumsal atmosfere, zor ve çetin yıllara, baskı dönemlerini, özgürlüklerin rafa kalktığı cadı avına, sefaleti görürüz. Otobiyografik özellikleri ile aynı zamanda Rıfat Ilgaz'ın hayatına ışık tutmaktadır. Kitap 1990 yılında sinemaya çekilmiş ve Tarık Akan başrolde oynamıştır. Okuyun...
Profile Image for Burak Taşcı.
167 reviews7 followers
January 31, 2020
Toplumcu gerçekçi edebiyatımızın önemli eserlerinden. İstibdatın nefes alacak yer bırakmadığı 1944 yılında geçiyor roman. İkinci dünya savaşına ülkeyi sokmayarak büyük bir iş beceren milli şef, iç siyaseti de dünya savaşının seyrine göre dizayn ediyor. Hitler'in ilerleyişi karşısında kayıtsız kalmayan Cumhurbaşkanı İnönü ve başbakan Saraçoğlu, faşizan politikalarını doruk noktasına çıkarıyor. Sıkıyönetim olası bir Nazi zaferine şirin görünmek için ülkede bir yandan Turancı ırkçı hareketleri kolluyor bir yandan solcu avına başlıyor. İşkencenin bini bir para. Birkaç yıl sonra Sabahattin Ali öldürülecek, Nazım Moskova'ya iltica edecek. Halk büyük bir korku içinde. Jurnalcilik kol geziyor. Ekmeğin karne ile alındığı, çayın zor bulunduğu yıllar. İşte döneme tümüyle sirayet etmiş bu havayı Rıfat Ilgaz Karartma Geceleri'nde müthiş yansıtıyor. Bu yönüyle güçlü bir edebi-tarihi vesika Karartma Geceleri.

Bize anlattığı hikaye ise sakıncalı şiirler yazan ve yayınlayan solcu bir öğretmenin hikayesi. Şiir yazmış ve yargılanacak, tabii yargılanmadan evvel önce bir işkenceye uğrayacak. Bu yüzden işkenceyi geciktirebilmek için polisten kaçıyor. Yakalanmayı ne kadar ertelese o kadar iyi, çünkü bir umut belki dostlarıyla aynı anda yargılanmazsa örgüt kurmakla suçlanmaz, belki Hitler savaşı kaybeder de Türkiye siyaseti başka bir yöne evrilir. Mustafa öğretmenin polisten kaçarken polislerle, eşiyle, dostlarıyla, öğrencileriyle, camiyle, bir türlü içmeye fırsat bulamadığı rakıyla kurduğu ilişkiler o kadar gerçek gibiydi o kadar iyi örülmüş ki okurken büyük keyif aldım.
Displaying 1 - 30 of 66 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.