Jump to ratings and reviews
Rate this book

Ah Biz Ödlek Aydınlar

Rate this book
Turkiye'nin toplumsal topografyasini vermeye calisirken, bu isi kendi insanlarimla alay ederek, onlari gulunclestirerek, yererek yaptim elbet, cok da kizdim onlara. Ama butun bunlarin hepsinden daha cok, hepsinden daha ustun bir duyguyla sevdim onlari. Her ne yazdimsa, halkimi gercekten, ozden severek yazdim."Insanlari sevmek" diye cok klise bir soz var. Dis anlamiyla begenmiyorum, dogru bulmuyorum bu sozu. Cunku, insanlan sevmek, halki sevmek deyince, onlari oldugu gibi, simdiki durumlariyla mi sevecegiz? Yani kotu olanlara kizmadan, kotulukleri hos gorerek mi sevecegiz? Hayir, ben kizarak seviyorum, ama kizmamin kokunde sevgi var. Bugunku durumu begenmedigim icin kiziyorum. Ama oykulerime aldigim insanlan cok sevdigim icin de, dunumlanmn degismesini istiyor ve buna calisiyorum.Ben bir gulmece yazariyim. Kizmadan, ofkelenmeden, her an ofke ustunde olmadan, durmadan ofkesi bilenmeden nasil gulmece yapilabilir? Ve o kizdigin insanlan sevmeden nasil sanat yapilabilir? Yasadigim cagda yur

280 pages, Paperback

First published July 1, 1995

2 people are currently reading
47 people want to read

About the author

Aziz Nesin

387 books1,002 followers
Aziz Nesin was a Turkish humorist and author of more than 100 books.
Nesin was born in 1915 on Heybeliada, one of the Princes' Islands of Istanbul, in the days of the Ottoman Empire. After serving as a career officer for several years, he became the editor of a series of satirical periodicals with a socialist slant. He was jailed several times and placed under surveillance by the National Security Service (MAH in Turkish) for his political views. Among the incriminating pieces of evidence they found against him during his military service was his theft and sale for 35 Lira of two goats intended for his company—a violation of clause 131/2 of the Military Penal Code. One 98-year-old former MAH officer named Neşet Güriş alleged that Nesin was in fact a MAH member, but this has been disputed

Nesin provided a strong indictment of the oppression and brutalization of the common man. He satirized bureaucracy and exposed economic inequities in stories that effectively combine local color and universal truths. Aziz Nesin has been presented with numerous awards in Turkey, Italy, Bulgaria and the former Soviet Union. His works have been translated into over thirty languages. During latter parts of his life he was said to be the only Turkish author who made a living only out of his earnings from his books.

On 6 June 1956, he married a coworker from the Akbaba magazine, Meral Çelen.

In 1972, he founded the Nesin Foundation. The purpose of the Nesin Foundation is to take, each year, four poor and destitute children into the Foundation's home and provide every necessity - shelter, education and training, starting from elementary school - until they complete high school, a trade school, or until they acquire a vocation. Aziz Nesin has donated, gratis, to the Nesin Foundation his copyrights in their entirety for all his works in Turkey or other countries, including all of his published books, all plays to be staged, all copyrights for films, and all his works performed or used in radio or television.

Aziz Nesin was a political activist. After the 1980 military coup led by Kenan Evren, the intelligentsia was oppressed. Aziz Nesin led a number of intellectuals to take a stand against the military government, by issuing the Petition of Intellectuals (Turkish: Aydınlar Dilekçesi).

He championed free speech, especially the right to criticize Islam without compromise. In early 1990s he started a translation of Salman Rushdie's controversial novel, The Satanic Verses. This made him a target for radical Islamist organizations, who were gaining popularity throughout Turkey. On July 2, 1993 while attending a mostly Alevi cultural festival in the central Anatolian city of Sivas a mob organized by radical Islamists gathered around the Madimak Hotel, where the festival attendants were accommodated, calling for Sharia and death to infidels. After hours of siege, the mob set the hotel on fire. After flames engulfed several lower floors of the hotel, firetrucks managed to get close, and Aziz Nesin and many guests of the hotel escaped. However, 37 people were killed. This event, also known as the Sivas massacre, was seen as a major assault on free speech and human rights in Turkey, and it deepened the rift between religious- and secular-minded people.

He devoted his last years to fighting ignorance and religious fundamentalism.

Aziz Nesin died on July 6 1995 due to a heart attack, after a book signing event in Çeşme, İzmir. After his death, his body was buried in an unknown location in the land of Nesin Foundation without any ceremony, as suggested by his will.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
30 (44%)
4 stars
22 (32%)
3 stars
12 (17%)
2 stars
2 (2%)
1 star
1 (1%)
Displaying 1 - 5 of 5 reviews
Profile Image for Esra  Yılmaz .
96 reviews14 followers
May 17, 2019
Yaklaşan sınavlarım yüzünden bir türlü elime alıp da bitiremediğim Ah biz Ödlek Aydınlar kitabını sonunda bitirdim. Aziz Nesin'in yazılarından ve yurt dışında yayınlanan kitaplarına yazdığı ön sözlerinden oluşan bu kitapta Kaçıncı Dünya Savaşındayız, Heykel Yerine Atatürk Okulu yapmalıyız ve Bir Mektup yazılarını severek okudum. .
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Didem.
170 reviews15 followers
September 1, 2025
Aziz Nesin’in denemelerinden, gazete yazılarından ve konuşmalarından oluşan bir derleme Ah Biz Ödlek Aydınlar. Aziz Nesin okumayı özlemişim, bazı şeylerin onlarca sene geçmese de değişmemesi de üzücü, o da ayrı konu.
Profile Image for Semih Doğan.
139 reviews8 followers
May 25, 2018
Aziz Nesin'in okuduğum 3. kitabı oldu. Daha önce okuduğum iki kitabı da kendi tabiri ile gülmece eserlerdi. Bu kitap ise, deneme türündeki yazılarından, konferans konuşmalarından, ödül törenlerindeki konuşmalarından ve gazete-dergi yazılarından oluşan bir eser. Kitabın son kısımlarında başka ülkelerin dillerine çevrilen kitaplarının önsözlerine yer verilmiş. Açıkçası bu önsöz kısmını biraz gereksiz buldum. Olmasaydı da olurdu. Ya da "Aziz Nesin'in Önsözleri" olarak başka bir kitap haline getirilebilirdi. Tabii bu benim şahsi fikrim.

Kitap farklı farklı konuların işlendiği deneme türündeki yazılardan oluştuğu için incelemeyi bir bütünlük içerisinde yapmak pek mümkün değil. Bu nedenle şimdiden uyarayım, biraz savruk bir inceleme olacak. Haydi başlayalım.

Kitabın önsözünde Aziz Nesin şöyle bir cümle kuruyor: "Ben herkesçe ve herkesin kendi alıcı anteninin gücüne göre, kolay anlaşılmak isteyen bir yazarım." Bu cümle Aziz Nesin'in ne amaçla yazdığını ve dilinin neden bu kadar edebilikten yoksun olduğunu anlamamıza yeter sanırım. Ayrıca kitabın içerisinde Aziz Nesin özeleştirilerine de çokça yer vermiş ve üstat birçok yerde kendisini acımasızca eleştirmekten kaçınmamış. Hatta bir yerde şöyle diyor: "Çalakalem yazdığımı söyleyenler haklıdırlar."

Aziz Nesin'in gülmece eserlerine yer vermediği bu kitabında birçok yerde "ölüm" konusu üzerine ciddi ciddi eğildiğini fark ettim. Gerçekten de birçok yazısının alt metninde ölüme dair ince cümleler bulmak mümkün.Benim de son zamanlarda sıkça üzerine düşündüğüm bir konu olduğu için cımbızla çekmem daha kolay oldu sanırım. Mesela ölümün, bir insanın ulaşabileceği en üst düzey, en yüce ve en ulu yer olduğunu düşünüyor yazarımız. İşte sen tam olarak oradasın sevgili Aziz Nesin.

Yine kitabın içerisinde sanata, sinemaya ve tiyatroya dair Aziz Nesin'in eleştirilerine çokça yer verdiğini görüyoruz. Ancak bu noktada Aziz Nesin'in kuru bir eleştirmen olarak eleştiri yapıp kenara çekilmediğini, yapıcı eleştirilerinin akabinde çözüm önerilerini de sunduğunu görüyoruz. Tam da şimdilerde ihtiyacımız olduğu gibi...

Kitabın en beğendiğim kısmı ise, Atatürkçülüğün heykel dikmek olmadığının, hatta heykel dikmenin Atatürkçülüğe taban tabana zıt bir davranış olduğunun, heykel dikmek için harcanacak paranın okul yapımına harcanmasının daha doğru olduğunun, ülkece ihtiyacımız olanın heykeller değil eğitim ve üretim olduğunun ifade edildiği kısımdı. Ne kadar da doğru bir eleştiri...

Yazımın geri kalan kısmında, geçen sefer yaptığım gibi yine başımdan geçen bir anı ile yazımı sonlandırmak istiyorum. Bu sefer ise yakın zamanda başıma gelen şaşırtıcı bir olayı size anlatacağım. Ancak şimdiden ön yargılarınızı bir kenara bırakmanızı istiyorum sizden.

Bildiğiniz üzere, şu anki olağanüstü hal döneminde 695 ve 696 sayılı KHK'lar ile taşeron işçilere kadrolu işçi olma imkanı sağlandı. Fakat bunun için idari kurumlar elbette belli başlı sebepler arıyor. Bunlardan birisi de işçinin hüküm giymemiş olması... Geçen hafta ofisimize bir vatandaş geldi ve yayınlanan KHK'lardan sonra kendisinin kadrolu işçi yapılmadığını, buna sebep olarak da eskiden hüküm giymiş olmasının gösterildiğini söyledi. Haline üzüldüm tabii. Sonra hangi suçtan dolayı hüküm giydiğini sorduğumda, eski Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin vermiş olduğu bir karar sonucu hüküm giydiğini söyledi. Mahkemenin ismini duyunca şüphelendim ve sebebini tekrar sordum. Çünkü DGM'ler klasik mahkemeler gibi işlemiyordu. Soruma vatandaşın verdiği cevap manidardı. Sivas olaylarından dolayı hüküm giydiğini, aslında suçsuz olduğunu; fakat yoldan geçerken onu da aldıklarını ifade etti... Bu esnada gözüm gayriihtiyari çantama gitti. Çünkü çantamın içerisinde okuduğum bir Aziz Nesin kitabı bulunuyordu. Acaba çantamda Aziz Nesin kitabı olduğunu bilseydi dilekçesini yazdırmak için bana gelir miydi, hiç sanmıyorum. Hatta arkasına bakmadan çıkıp gideceğine de eminim. Neyse, konuyu derinleştirmeden vatandaşın isteğini yerine getirerek dilekçesini yazdım ve gönderdim. Sonuçta bizim işimiz bu.

Peki bu anıyı neden anlattım? Şimdi eminim içinizde birçok kişi o dilekçeyi neden yazdığımı sorgulayacak ve dilekçeyi yazmadan adamı kovmamın daha doğru bir davranış olduğunu söyleyecek. Ancak ben sizin gibi düşünmüyorum. Hatta Aziz Nesin'in de bunu isteyeceğine pek emin değilim. Çünkü o her zaman doğru bildiğini savunmuş ve asla yanlışa yanlışla karşılık vermemiş bir adam...

Netice itibarıyla Aziz Nesin'i gülmece eserlerinin dışında da tanımak isteyen benim gibi okurların kesinlikle okuması gereken bir eser.
Profile Image for Alper Kanat.
1 review8 followers
September 11, 2017
Aziz Nesin'in yaptığı konuşmaları, yazdığı mektupları ve makalelerini derleyen bir kitap. Bugün hala geçerliliğini koruyan düşüncelerini ve o zamanın Türkiye'siyle şimdikinin çok da farklı olmadığını görme imkanı sağlıyor. Sovyetler zamanındaki yazın dünyasını, siyasi ortamı hissettiğiniz pek çok yer oluyor. Zaman zaman sıkıcılaşsa da özellikle ortasından sonra yazıldığı zamana dair enteresan anektodlarla birlikte güzelleşiyor.
Profile Image for Onur BOL.
12 reviews
June 16, 2025
Aziz Nesin ile sohbet, söyleşi tadında, onu biraz daha iyi tanıyabilmemize, sevmemize olanak veren, kendisinin sağda solda yaptığı konuşmaları, verdiği demeçleri, yazdığı yazıları topladığı bir kitabı. Yine kimseden çekinmeden herkese kendi üslübuyla veriyor cevabını Aziz Nesin.
Displaying 1 - 5 of 5 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.