Jump to ratings and reviews
Rate this book

Yalanın Siyaseti

Rate this book
Yirmi birinci yüzyılda yalan, siyasetçi ve yönetilenlerin ortaklaşa inşa ettiği bir olguya dönüştü. Yeni olan, siyasetçilerin yalanları değil, kitlelerin buna verdiği tepkidir.

Hakikatin önemsizleşmesi (post-truth), toplum görüşlerinin oluşmasında duyguların ve kişisel inançların, hakikatin önüne geçmesidir. Böyle bir ortamda, destekçisi olan kitlenin inançlarına ve önyargılarına uygun olduğu sürece liderin tutarsız savlar ileri sürmesi, yolsuzluk yapması, ekonomide, dış siyasette başarısız olması önemini yitirir. Bunların tümü iç-dış düşmanlar, terör örgütleri, casuslar, ülkenin gelişmesini istemeyen seçkinler gibi, çoğunlukla “icat edilmiş” kesimlere yıkılır.

Yalanın meşrulaştırılması, felsefede “safsata” (fallacy) adı verilen hileli akıl yürütme teknikleriyle yapılır. İlk kez Aristoteles’in sınıflandırdığı bu teknikler üzerine İbn Sina’dan Schopenhauer’a kadar pek çok felsefeci kitaplar yazdı.

Bu kitapta önce hakikatin önemsizleşmesi dönemi üzerine genel bir bilgi edinecek, ardından siyasetçilerin en çok kullandıkları 48 hileli akıl yürütme yöntemini örnekleriyle birlikte okuyacaksınız. Kitlelerin farkında olmadan, siyasetçilerle kol kola ürettikleri yalanın nasıl inşa edildiği karşısında hayrete düşeceksiniz.

184 pages, Paperback

Published October 1, 2017

40 people are currently reading
620 people want to read

About the author

Yalın Alpay

14 books284 followers

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
317 (37%)
4 stars
373 (43%)
3 stars
134 (15%)
2 stars
28 (3%)
1 star
4 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 81 reviews
Profile Image for Cengiz Aytun.
Author 7 books27 followers
May 20, 2023
Güncelleme tarihi: 17.05.2023
Önceki yorumlarda geniş açıklamalar bulunduğundan çok ayrıntıya girmeyeceğim.
Kitabın önemli bir soruna işaret etmekle birlikte sunduğu çözüm önerisinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Nedenini kısaca açıklayayım.

Hakikatin önemsizleşmesini eğitimsiz kitleler önemsemiyor. Onlar kendi önyargılarını desteklediği sürece yalanları sorun etmeyebiliyorlar.
Bir diğer kesim de var ki zaten bu durumun ve yalanların farkında ve önemsiyor.
Yazar soruna çözüm olarak zaten durumun farkında olanlara mantık okumalarını öneriyor (s.79). Bu sayede yalanları çürütebileceklerini söylüyor.

Ancak diğer taraftan da ABD seçimlerinde fact—checking kuruluşlarının sürekli Trump’ın yalanlarını çürüttüğünü söylüyor. Peki bu çürütmelerin sonucu nedir? Trump’ın yalanları kitlelerin önyargıları ile örtüştüğü için yine de başkan seçiliyor (s.76). Madem kitleler mantığı önemsemiyor yazar neden zaten sorunun farkında olanlara çözüm olarak mantığı öneriyor?

Tamam iyi niyetle biz durumun farkında olanlar yine de mantığımızı geliştirip safsatalara karşı dirençli olalım. Ama soruyorum size acaba bu yalanı önemsemeyen kitleler kendiliğinden gidip mantık kitapları okurlar mı? Ya da sizin mantıklı açıklamalarla yaptığınız çürütmeler işe yarar mı? Bunu değiştirmek için ne yapılabilir? Eğitim sistemine mi el atılmalı vs. Kitaptan bu gibi meselelerin tartışılmasını beklerdim. Bu konulara hiç değinilmemiş. Sunulan çözüm ise kitabın anlattığı gerçeklerle çelişiyor.

Çözüm bulmanın kolay olduğunu iddia etmiyorum. Gayet zor bir mesele. Demokrasileri buna dirençli hale getirmek bu yüzyılın en önemli düşüncesini yaratmak olacak belkide.

Yine de yazarı safsataların uçuştuğu bir ortamda hakikati akıcı bir anlatımla gündeme getirdiği için tebrik ediyorum.

İki yıl sonra gelen ek: Çağımızda hakikat önemsizleşti diyoruz. Peki hakikat insanlık tarihi boyunca hep önemli miydi de bugün önemsizleşti? Bana sorarsanız insan zihni oldum olası bir hakikat bükücü ya da çarpıtıcı gibi çalışıyor. Kurumlar, değerler ve sosyal sistemler bizlerin hakikati değiştirerek şekillendirdiği şeyler değil mi? Ne dersiniz?

17 Mayıs 2023:
Günümüzün en önemli sorunlarından iklim krizine neden gereken ve doğru tepkiyi veremiyoruz? Bu soruya ilişkin cevaplar listesinde "Hakikatin Önemsizleşmesi" de bulunuyor. Konuyu yeni kitabım "Enerji, Karmaşıklık ve Çöküş"te uzun uzadıya değerlendirdim.
www.kitapyurdu.com'dan satın al
Profile Image for Özge Baş Aksu.
13 reviews5 followers
December 9, 2020
Kitabın ilk yarısını okurken güncel Türkiye siyasetinin eleştirisi gibi hissettiriyor ancak gösterilen referanslara bakınca hemen hepsinin günümüzden çok önce yazılmış kitaplara ve yabancı yazarlara işaret ettiğini görüyoruz. Sonra “hakikatin önemsizleştirilmesinin” sadece bizim sorunumuz olmadığını tüm dünyada aynı-benzer durumların yaşandığını bunun insanlığın sorunu olduğunu anlıyoruz. İkinci yarısı ise safsata kavramını açıklıyor. Bana göre “Safsatalar ansiklopedisi” ile karşılaştırıldığında kavramların açıklanması çok daha öz ve akılda kalıcı olmuş çok daha fazla beğenerek ve anlayarak okudum. Yalın Alpay’ı dinlemek hep çok keyifliydi ama okuması bambaşka bir zevkti. Keşke herkes okusa dediğim çok net anlaşılır temel kavramları rafine bir şekilde anlatan şahane bir kitap.
Profile Image for Pinar G.
811 reviews22 followers
September 23, 2021
Tum bize soylenen yalanlari cok guzel bir sekilde tipik safsatalara gore kategorize etmis. Toplum muhendisiligi harika birsey, yalanlari gormeliyiz. Zamaninda Nazi Almanyasinda yapilanlardan farkli degil yasadiklarimiz.
Profile Image for Tugrul Akyuz.
58 reviews24 followers
June 28, 2020
İlk bölüm çok iyi, ama ikinci bölüm biraz aceleye gelmiş gibi, biraz dağınık geldi bana. Ama kesinlikle okunmasi gereken bir kitap.
Profile Image for Alican Kunta.
185 reviews1 follower
July 26, 2021
İçerik olarak çok önemli ve faydalı bir kitap. Özellikle safsatalar - mantık hataları konuları hakkında herhangi bir ön okuma yapmamışsanız bu kitap sizin için iyi bir rehber olacaktır.
Fakat kitabın bir doktora tezi formatında sunulmuş olması akıcılığını ve kolay okunabilirliğini baltalamış. Kitabın sonunda zaten kaynakça bölümü var, bütün cümlelerin yazarın kendi cümleleri olmadığının farkındayız. Hemen her tanım cümlesinden sonra (Alican Kunt, s.16, 1996) diye kaynak belirtilmesi çok yorucu olmuş.
Yazarın YouTube videoları her halükarda kitaptan çok daha geniş kitlelere ulaşacaktır fakat bu kitap daha derli toplu bir sunuşla basılsaydı çok daha fazla okuyucuya ulaşabileceğini düşünüyorum.
Profile Image for Özgür Baltat.
184 reviews18 followers
May 18, 2020
Eleştirel mantıksal düşüncenin neden kaybolduğu, bu kadar açık hakikatlerin ortada olmasına rağmen nasıl geniş kitlelerin gerçekleri göremediği, tutarsız savların neden bu kadar destek bulabildiği gibi post-truth çağı gerçeklerinin açık ve net bir dille tanıtımı bu kitap.

Kitabın ilk bölümü hakikatin önemsizleştirilmesini anlatıyor. İkinci bölümde çok basitleştirilmiş haliyle temel mantık kuralları ve son bölümde de mantığın bozuluşu olan safsata türleri örneklerle inceleniyor.

Bugünü anlamak için herkesin okumasını önereceğim, neredeyse her satırının altını çizdiğim bir kitap. Zaten adeta herkes okusun ve anlasın diye de son derece kısa, öz bir anlatım ve sade bir dille yazılmış.
Profile Image for Emre Arifoglu.
54 reviews
November 5, 2019
Yer alan bir kaç güzel değerlendirme haricinde, blog yazısı olabilecekken kitap olmuş gibi bir havası var. Kitabı tavsiye eden kişi ile ilgili görüşümü dahi etkiledi bu durum.
Profile Image for Kıvanç Oktaş.
77 reviews1 follower
December 30, 2020
Yılın son kitabı oldu. Daha önce Tevfik Uyar’dan Safsatalar’ı okumuştum. Yalın Alpay’ın kitabı benzer konuyu ele alıyor denilebilir. Safsatalar işin ABC’sini anlatan öğretici bir çalışmaydı, Yalın Alpay’ın bu kitabıysa biraz daha detaylı. Özellikle siyaset özelinde yapılan hatalı akıl yürütmelere çok odaklanmış, örnekler çok güncel. Hatta kötü örneklerin sahipleri düşünülünce cesur bile denilebilir. Kesinlikle fayda sağlanabilecek, öğretici bir yapıt.
Profile Image for Hüseyin Çötel.
303 reviews13 followers
January 8, 2023
Yalin Alpayi izlemeyi cok seviyordum, okumayi da cok sevdim. Akli cok berrak kapali anlatimlara basvurmak zorunda kalmiyor. Savlarini sirasiyla ust uste anlasilir bir sekilde kuruyor. Safsata siniflandirmalari donup tekrar okunabilir cinsten. Kitabin kapagina da biraz ugrasilsaydi keske.
Profile Image for Yelda Gürbüz Erdogan.
35 reviews
May 28, 2018
‘Hakikat’in yüzyıllarca savaşıp güçlü bir edindiği zamanda değil de ‘hakikatin önemsizleştiği’ bu zamanda yaşamam çok büyük talihsizlik.
Safsataları örneklenmiş -okuyucu kendi örneklerini herhangi bir gazeteyi açıp bulabilir. Çok eğlenceli oluyor. Hatta oyun bile türettim: en fazla aynı safsatayı bulan kazanır.
Okuyun, tanıyın safsataları ki kandırılmayalım.
7 reviews
July 26, 2021
Kitabın özellikle hakikatin önemsizleşmesi bölümünü ilgiyle okudum. Bu güne kadar var olduğunu tahmin ettiğim, 80’lerde başladığını düşündüğüm, doğrunun içinin boşaltılması olarak adlandırdığım olayların belli bir sistem içinde yapıldığı ve sadece yerel değil global olduğunu okumak sarsıcıydı. Yalın Alpay çok anlaşılır biçimde yaranın tam üstüne parmağını basmış.
İkinci bölümdeki çözüm önerileri ise daha önceki yorumlarda yazıldığı gibi hakikati önemsemeyenlerin zaten okumayacağı öneriler.
Çözüm belki bu kitabın okullarda okutulması olabilir ki bu da kısa vadede zor.
Profile Image for Serkan Olgun.
34 reviews3 followers
September 20, 2020
Yalanin Siyaseti: Post-Truth donemi ve safsalatalarina karsi bir bireysel savunma rehberi.

Yalanin Siyaseti bize oncelikle post-truth, yani hakikatin onemsizlesmesi kavramini ve bu kavramin postmodernizm ve populizmden gelen temellerini anlatiyor. Gunumuzde hakikatin onemsizlesmesinin siyasetin gunluk hayatina ne denli isledigini carpici bir sekilde ortaya koyuyor. Sadece sorunu tanimlamakla kalmayip, hakikatin onemsizlesmesinin hilelerine karsi en buyuk cephanemiz olan mantigi bize tekrar hatirlatiyor. Antik yunan doneminde ortaya cikan ve daha sonra Islam mantikcilari tarafindan irdelenen temel mantik ve sav olusturma yontemlerine kisa bir giris yapiyor. Son olarak da hakikatin onemsizlesmesi doneminin en yaygin hileli akil yurutmelerini, yani safsatalari ustaca siniflandiriyor, tanimliyor ve orneklendiriyor.

Yazar post-truth kavramina hakikatin onemsizlesmesi seklinde cok yerinde bir Turkce karsilik oneriyor. Gercek ve hakikat sozcuklerinin farkini cok acik bir sekilde ortaya koyup olusabilecek bir anlam kargasasinin onune ustalikla geciyor.

Hakikatin onemsizlesmesi doneminin aslinda uzun bir suredir hayatimizin tam icinde oldugunu yakin donem siyasetinden verdigi orneklerle adeta yuzumuze carpiyor.

Safsatalarin neden hileli akil yurutmeler olduklarinin kavranabilmesi ve bunlarin gecerli savlardan ayirt edilebilmesi icin adeta temel mantiga bir giris niteligindeki kitabin ikinci bolumu oldukca yerinde. Hileli akil yurutmelerin neden hileli olduklarin kavranabilmesi icin okuyuculara bir temel saglaniyor.

Safsatalarin siniflandirilmasi ve tanimlanmalari oldukca kapsamli ve basarili bir sekilde yapilmis. Orneklendirmelerin cogu gunluk hayattan, ve hatta cogunlugu yakin donem siyasetinden olmasi onlari daha kolay anlasilabilir yapiyor.

Kitabin adi, Yalanin Siyaseti, her ne kadar carpici ve akilda kalici olsa da kitabin sadece ilk bolumunu karsilayabiliyor. Kitabin asil vermek istedigi mesaji, yani hakikatin onemsizlesmesi doneminde hileli akil yurutmeleri nasil farkedebilecegimiz ve bu sayede mantigin yolunu tekrar nasil bulabilecegimizin anlatildigi ikinci ve ucuncu bolumunu ise tam olarak karsilayamiyor.

Hayatimizin her alanina, ozellikle de siyasetin derinliklerine kadar islemis oldugunu hissettigimiz bu hakikatin onemsizlesmesi doneminde, mantigin yolunda kalmak icin kendisine bir rehber arayan herkesin okumasi gereken bir kitap.

https://serkanolgun.me/2020/06/12/review-book-yalanin-siyaseti.html
Profile Image for Okan Karaduman.
10 reviews2 followers
April 2, 2018
Post-truth hakkında Internet'te çok fazla şey okumuştum.D&R'da karşıma çıkınca ilginç bir kitap olabileceği öngörüsüyle aldım.Avrupa'da Popülizm'in gelişmesini,postmodernist akımın gittikçe güçlenmesini güzel ele almış.Yalnız yazarın tartışmada kullanılan aldatma taktiklerini anlattığı kısımdaki verdiği örnekler biraz komik durmuş gibi.Biraz daha bilimsel örnekler bekliyordum,yine de bazılarının hoşuna gidebilir.
Profile Image for Merve.
66 reviews5 followers
July 21, 2021
Sanırım bir zamanlar Yalın Alpay'ı öyle çok dinledim ki bu kitap bana yeni bir şey söylemedi. Tespitler, tanımlar, örnekler güzel ama sonuç kısmını göremedim. O yüzden de kitap bir bitmişlik hissi uyandırmadı bende. Tabii başlıkların açıklanması ve her gün tanık olduğumuz olayların örneklendirmeler halinde yazıya dökülmesinin kendi açımdan faydalı bir başvuru kaynağı olduğunu söyleyebilirim.
Profile Image for MURAT BAYRAKTAR.
394 reviews14 followers
September 17, 2023
Yalın Alpay yüksek IQ'su ile çok zeki olduğunu kanıtlamış, kariyeri ve başarısı tartışmasız bir isim ve ülke için önemli bir değer. Yaptığı çalışmalar da yine çok değerli. Yazarlığı için tam emin değilim ama. Bu kitap kendi ifadesi ile başka bir işle uğraşırken ''bir kaç ay içinde'' yoğun çalışma ile ortaya çıktı diyor. Yalanın Siyaseti sanki bir kitap değil de hızlıca seçilip yazılmış bir tez konusunun veya bir makale çalışmasının kitap olarak basılmış hali gibi. Yazar kendi fikirlerine ve yorumlarına pek yer vermediğinden ve çoğunlukla -ki okuyucuyu boğar şekilde hatta çoğu sayfada neredeyse kendi cümlesi bile hiç olmayacak şekilde- alıntılarla anlattığından eksik gibi. Zaten kitabın sonunu da bir anda beklenmedik şekilde sanki yarım kalmış gibi bitiriyor.


Yalın Alpay'ı dinlerken hep ilk bir kaç dakika içinde kopuyorum, dağılıp gidiyorum. Okurken de aynı şeyi yaşadım yine, kısa süre içinde dikkatim dağıldı. Bunda en büyük etken üslubu tabi. Yalın Alpay kavramı anlatmak isterken tüm kitabı alıntılara boğmuş ancak en yalın ve açıklayıcı kısımlar da bu alıntılardan oluşluyor. Ne zaman sözü kendi devralsa anlaşılır olmaktan uzaklaşıp konuyu dağıtmış ve bir yere pek bağlamamış ilk kısımda. Bununla birlikte ara ara tekrara düşüyor. Bunlar da okuyucuyu yoruyor.


Kitabı okurken siyasi tarihimizin son on yılından bahsediyoruz zannederken, yabancı kaynaklardan alıntılar ile aslında dünyanın bir çok ülkesinin son on yıllık siyasi tarihini okuduğumuzu farkediyoruz. Diğer ülkelerin de bizimle aynı sorunları yaşadığını ve onlarla aynı noktada olduğumuzu görmek açısından önemli ve ilginç bir çalışma. Dünyanın geldiği son noktada çağın artık Post-truth çağı olduğunu ve bunun küresel bir hal aldığını söylüyor. Bu sebepler ile okunması çok önemli bir çalışma olmuş ki aldığı 'Necip Hablemitoğlu toplumsal duyarlılık ödülü' ile perçinlenmiş. Kitabın yapmak istediği şey de tam olarak bu toplumsal farkındalık.


İlk kısmı böyle bitirdikten sonra ikinci safsata kısmında verdiği örnekler ile açıklayıcı olmakla beraber sanki bir telaş içinde aceleyle kitabı bitiriyor ki ben son bölümde kitabı toparlayacak kendi fikirleri ile özet yaparak yorumları ile de kavramları pekiştirip kapatacak diye bekledim çünkü tüm kitap sanki öyle bir hava içinde geçti ama yapmadı.
Yazar safsataları ilk başta 7 başlıkta sınıflandırdı ve 7.si Muğlaklaştırma'ydı. Onu da alt başlıklar ile açıklarken 'Karmaşık cümlelerle şaşırtma' diye bir alt başlıktan bahsetti ve yaptığı tam olarak buydu Yalın Alpay'ın genel olarak. Hem dinlediğimde hem de okuduğumda bende hissettirdiği duygu çoğu zaman tam olarak bu. Kafası inanılmaz dolu ve karmaşık, anlatmak istediklerini tam olarak anlatamıyor ve okuyucuya geçiremiyor gibi hissediyorum. Çok fazla kavramsal ve soyut kalıyor, basitçe anlatamıyor konuyu biraz muğlaklaştırıyor.

Bunlar benim için kitabın eksileri olmakla beraber kitabı okuduğum için memnunum ve okunması gerektiğini düşünüyorum.
Profile Image for aslı.
214 reviews26 followers
June 20, 2022
Yalın Alpay oldukça anlaşılır bir dille önce hakikatin değersizleştirilmesine, popülizme sonra da hatalı akıl yürütme yollarına tek tek ve örneklerle açıklayarak yer vermiş kitabında. Okuması/dinlemesi oldukça keyifliydi, nokta atışı örneklerle kavramların desteklenmesi en hoşuma giden noktaydı.
Hakikatin önemsizleşmesi noktasının böyle büyük kitlelerce benimseniyor olması beni çok düşündürttü. Örneğin bazı psikoloji derslerinde "seyirci etkisi"ni (the bystander effect) anlatmak için hala daha Kitty Genovese'in başına gelenler anlatılır. Özetle 38 kişi kadının sesini duyup cinayeti gördüğü halde diğerleri polisi arar düşüncesiyle bir şey yapmamıştır. Daha doğrusu bu bize polisler tarafından anlatılan ve pek çok basın organının fact checking yapmadan tekrar tekrar yayınlaması sonucu artık olayın kabul edilen hali. Oysa olayı gören kişi sayısının maksimum 2 olduğu ve polisin arandığı ancak telefonda 3-4 dakika arayan kişinin bekletildiği ve polisin olay yerine intikalinin uzun sürmesinin üstünün kapatılabilmesi için durumun bizim bildiğimiz haliyle basına aktarıldığı sonradan öğrenilen bir diğer teori *(bknz:mindfield-conformity)
Craig Ferguson 2017'deki stand-up'ında şakasını bile yapıyor ağlanacak halimizin. Bir şeyi tweetle, retweetle tekrar retweetle ve o artık doğru olmuştur diyor özetle. Son günlerin popüler dizilerinden Kuş uçuşu'da gazetecilikte hakikat mi yoksa insanların inanmayı istedikleri mi daha önemli noktasının altını çizen yapımlardan.

Kitaba 4,5'tan 5 vermiş olmamın sebebi, her ne kadar yalın bir dille anlatılıp, güzel örneklerle desteklenmiş olsa da kitap direkt bilgi aktarımında bulunuyor ki zaten yazılış amacı bu olsa gerek. Ama benim kişisel tercihim işin biraz daha sulandırılması diyebilirim, yani hikaye anlatıcılığı noktasında benim hafızama daha çok hitap eden tercihimdir:) Örneğin safsatalar kısmında verilen örnekler gayet yerinde iken Safsatalar Ansiklopedisi'nde verilen örneklerin nüktedan bir tarafı da olduğundan yeni edindiğim bilgiyi kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya atma noktasında benim için daha verimli olduğunu söyleyebilirim, yani tamamen kişisel bir tercih. Bunun dışında kitap kesinlikle tavsiye edilesi. Bu sebeple okuyunuz, okutunuz...

*https://doi.apa.org/doiLanding?doi=10...
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for nisan.
31 reviews
November 15, 2025
zaten bildiğimiz ve hepimizin (belli bir kesimin) sinirlerini sallayan ana akım medya içerikleri, botlar - bot içeriklerinin nasıl'ı ve neden'inin teknik bilgisiyle başlıyoruz. tarih boyunca -internet aracılığıyla olmasa da- kullanılış örneklerini görüyoruz. totalitarizm, popülarizm, modernizm–post-modernizm, tabi ki post-truth gibi kavramları daha da yerlerine oturtuyoruz, sağlamlaştırıyoruz. kavramların sağlam temele oturtulmasının sağlıklı kafa yapısı gereğince hayatî olduğunu anlıyoruz.

kitaptan şu çıkarıma vardım; derin manipülasyon teknikleri üzerine öğretilerde yazarın kendimizi, aklımızı koruyabilmemiz için açıklamaya çalıştığı tekniklerin nasıl uygulandığı veriliyor olmalı. bunların farkındalıkla yakalanması (calling the bs) ve daha çok insanın hakikatin çarpıtılması mağduriyetinden korunması da yazarın -hem bireyin hem toplumun iyiliğine yönelik- amacı. demem o ki sadece siyasette yanlış akıl yürütmelerin olduğunu/bilinçli yapıldığını düşünmek ve kitap içeriğinin de buna indirgenmesi yanlış olur bence. zira modern sinemada, dizilerde vb. kurgu türlerinde bu tekniklere kurgu gereği sürekli maruz kalıyoruz. bilinçaltında edinilen bu 'beceri'ler yazarın da söylediği gibi çeşitli sebeplerle bazen farkında bile olmadan bireylerce kullanılmaya başlanıyor. günlük tartışmalarda fikir beyanı ya da savunmalarında kendini gösteriyor. bunlar karşısında akılcılığı bırakmamanın sistematik bilgi sayesinde mümkün olduğunu yüksek vurguyla hatırlatıyor.

kitap yer yer çok yoğun bilgi içeriyor, ders gibi dinlediğim, kafamda iyice oturtmak için not aldığım yerler oldu. yine benim için çok keyifli ama bu tarzı sevmeyenler için boğucu olabileceğini düşündüğüm bir kitap. örnekler gerçekten cesur ve böylesine bir bs caller (safsata yakalayıcı) olduğu için yazarı kutluyorum ve teşekkür ediyorum.
Profile Image for Yasin Çetin.
174 reviews6 followers
July 30, 2019
Post-truth kavramı nedir?
Hakikat/doğruluk ve gerçeklik arasındaki fark nedir?
Postmodernşizm nedir? Post-truth kavramının ortaya çıkmasında nasıl bir etkisi olmuştur?
Popülist siyasi tavır nasıl olur?
Post-truth ile mücadele etmenin yöntemi mantıktır. Mantığın ilkeleri özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü durumun olanaksızlığıdır. Mantık şekilleri ise formel(biçimsel) ve informel(İçeriksel) olmak üzere ikiye ayrılır.
Akıl yürütmenin, tümdengelim, tümevarım ve analoji olarak üç farklı yolunun olduğu ortaya konulur.
Aristoteles, Farabi ve İbn-i Sina takip edilerek, sav beşe ayrılır: Tanıtlama, diyalektik, retorik, şiir ve safsata.
Buradan sonra yazar dikkat çekmek istediği safsatalar hakkında bilgi vermektedir.
Post-truth ve postmodernizm kavramlarıyla içli dışlı olamayanlar için, açık ve öz bir anlatım verilmektedir. Mantık kavramı ise basit bir şekilde ele alınmıştır. Kitabın basit tutulmaya çalışıldığı ortadadır. Bu açıdan hakikatin önemsizleştirilmesi konusunda bir giriş kitabı olarak düşünülebilir. Safsatalar bölümü ise yeterince iyi işlenmemiştir. Örneklerin hepsinin ilgi çekici olduğunu söylemek zordur. Post-truth kavramı ve postmodernizm ile ilişkisi için okunabilir. Çok temel mantık bilgisi elde etmek isteyenler içinde faydalı olacaktır. Liseye yeni başlamış ve okuma kültürü(az okuyan) gelişmemiş insanlar için ideal bir kitap denilebilir.
Profile Image for Zeynep Kalın.
1 review
July 3, 2020
Bu kitap yalın bir dille yazılmasının yanı sıra oldukça akıcı ve bir o kadar da ufuk açıcı.
Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu kitap sayesinde safsatalar üreten ve post truth siyaset yürütenlerin ayırdına varmakla birlikte bir tartışmada kendi ürettiğimiz (ya da etrafımızdaki insanların bize sunduğu) savların safsata olup olmadığını ayırt etmemize de büyük katkı sunuyor.
Profile Image for Mehmet Fatih.
26 reviews2 followers
July 22, 2020
Günümüz populist politikaları ve sosyal medya üzerinden toplumu uyusturan yalanları ilgi çekici şekilde inceleyen ama aynı zamanda örneklerin çoğunu ülkemiz siyasetinden veren, dünya üzerinden verebileceği örnekleri çoğunlukla gozardı eden ve ara ara propagandaya kayan düşündürücü bir eser
Profile Image for Dilara Selici.
41 reviews6 followers
May 9, 2021
Post-truth belasını ve bunun -özellikle- siyasetteki etkilerini gayet açık bir biçimde ortaya koyan çalışma. Kitap genel okur yazar kitleye hitap ediyor. O yüzden yorumlar arasında yer alan "derin değil" gibi eleştrileri yersiz buluyorum. Derin olmak gibi bir amacı zaten yok. Yazar da amacını önsözde net biçimde vurgulamış. Ayrıca kitapta yer alan büyük başlıklarda (post-modernizm, mantık, safsatalar vb) başvurulan kaynaklar da verilmiş. İlgisine göre derinleşmek isteyen bunlar üzerinden ilerleyebilir.

Entelektüel olmak isteyen herkesin az çok farkında olmasının şart olduğunu düşündüğüm bir konu. Kitap da bu konuda bir rehber niteliğinde.
Profile Image for Övgü Toköz.
110 reviews4 followers
September 18, 2020
Ileride ingilizcesi de basilir umarim. Dunyanin acil bu tarz kitaplara ihtiyaci var. Ulkemiz bu konuda oncu olabilecek birikime sahip.
Profile Image for Olgu Çınar.
1 review1 follower
October 13, 2019
Kitabın amaç ve kapsamı net olarak belirlenememiş izlenimi vermekle birlikte, günümüz dünyasını -bilhassa siyasetini- anlama çabasında olan herkesin öğrenmesi ve fark etmesi gereken bir kavram olan post-truth ile ilgili pek az Türkçe eser olduğundan okunması kıymetli. Kitabın ikinci yarısını oluşturan safsata örnekleri ise zaten daha geniş kapsamlı olarak başkaca kitaplarda yer almakta. Bunun yerine post-truth’un izlekleri genişletilebilirdi.
1 review
January 6, 2022
Post-truth ve mantıkla alakalı kısım olarak iki ana kısımdan oluştuğunu söyleyebileceğimiz kitabın ilk kısmını ikinci kısmından daha başarılı buldum.

Post-truth'u tanıtan ve kavramak için gerekli olan argümanları veren ilk kısımdan, post-truth üzerine kulaktan dolmadan öte olmayan bilgisi olan biri olarak, yararlandığımı söyleyebilirim. "Hakikatin önemsizleşmesi"yle ilgili işlevsel akıl yürütmeler yapmak için gerekli kavramların kısa yeni başlıklar açılarak verilmesi hoşuma gitti. Bununla birlikte, bu bölümün giriş niteliğinde bir metin için yüzeysel kaldığını ve tekrarlara dayalı olduğunu da belirtmem gerekir. Bu kısımla ilgili beni zorlayan bir küçük yapısal sorun da alt başlıkların numaralandırılmamış olması: ikinci düzey ya da üçüncü düzey alt başlıkta olduğunuzu anlamak için okuyucuya metnin anlamsal takibi dışında herhangi bir ipucu bırakılmamış.

İkinci kısım ise, en hafifinden, özensiz yazılmış. Kitapta, yeri geldiğinde büyük harflerle yazılan mantığın, klasik mantıktan ibaret olması ve daha ötesi ile ilgili okuyucuya işaret verilmemesi gözüme ilk çarpan oldu. Bazı atıl yerler var. Örneğin tasım/sav arasındaki farklar gibi tartışmalar verimsiz kalmış, zira okuyanın kafasında halihazırda olan farklar değilse okuyucuya bir kazanım sağlamıyor. Safsataların sınıflandırılması, örnekler ve örneklerin değerlendirilmesi kısmını da zayıf buldum. Hatta, zayıf olmanın ötesinde, hepten hatalı olan örnek var, "Farklılıkları Zıtlık Gibi Gösterme" safsatasındaki ikinci örnek gibi. Sorunlar çoğaltılabilir.

Bir diğer goodreads yorumunu alıntılayarak bitireyim: "Yer alan bir kaç güzel değerlendirme haricinde, blog yazısı olabilecekken kitap olmuş gibi bir havası var." (1/5)
Profile Image for Onur.
5 reviews
August 22, 2019
Hakikatin önemsizleşmesi (post-truth) kavramını çok iyi açıklmasıyla birlikte popülizmin ne olduğu ve ülkelerin bu sorunla nasıl boğuştuklarını örnekleriyle birlikte çok iyi anlatıyor. okurken Türkiye'den örnek vermeye biraz çekindiğini hissettim ama hak da verdim tabii. Diğer ülke örneklerini okuyup 'bu kadar da mı aynız var be' demek de ayrıca güzel. yalan, hileli haberlerle nasıl başa çıkmamız gerektiğini anlattığı kısım ayrıca iyi olmuş.
46 reviews5 followers
October 12, 2019
Modernizm-postmodernizim, truth-posttruth kısımları çok güzel ve basit bir şekilde açıklamalara sahip, fakat mantık ve safsatalar kısmı biraz sığ kalmış gibi geldi. Daha önce hiç safsata veya analitik düşünce çalışması görmemiş kişiler için belki faydalı olabilir. Ayrıca safsatalar kısmında bolca safsataya da düşülmüş
Profile Image for Cahit Erdem.
94 reviews4 followers
January 3, 2022
Aslında 4 vericektim ama son anda 5 yaptım. Kitap çok iyi herkes okusun! İlk bölümü okuyucuyu kavramlar hakkında (popülizm, postmodern, modern, diyalektik, mantık etc.) hakkında bilgilendirirken ikinci kısımda safsatalar, hileli akıl yürütme yöntemlerine giriyor ve ipler orda kopuyor. aşırı tatmin edici örnekleriyle ilk kısma kıyasla daha rafine bir iş çıkarıyor yalın alpay. bu arada yalın alpayın küçükken üstün zekalı olarak gazete çıktığını belirtmiş miydim? kendimi ortamda arkadaşını pazarlamaya çalışan arkadaş gibi hissettim. demek istediğim yalın alpay çok yönlü ve sahip olduğu bilgi birikimini başkalarına aktarmaktan keyif alan, acılar ve yoksulluklardan gelmiş bizden biri eheheh. (gençken uzun bir maddi açıdan zorlandığını söylemişti). o süreç boyunca da hep okumuş. iyi de yapmış. şu sıralar avangart kanalında güzel içerikler üretmekte. belgeselleri özellikleri çok beğeniyorum. yanlış okumalar kısmını bir türlü beğenemedim. ilker hocayla olan programlarında yine ilker hoca programı düzenliyordu çok karmaşık olunca flan. video içeriklerini yazılı olarak aktarsa daha hoşuma giderdi. şimdi notlar zamanı:
*Post-modernizm: Gerçeğe ulaşmanın imkansız olduğunu savunan ve tanımlanmaya dirençli olan görüş. Her bilginin göreceli olduğu bir düzlemde entelektüele gerek yoktur. Hakikat(doğruluk)'ın önemsizleşmesi ile estetik tek değer olarak öne çıkmaktadır.
*Yeni medya: Etiğe önem veren haber yayıcılarının yerini tıklanma sayılarının önemi aldı. Çeşitlilik önemlidir ancak herkesin fikirlerini aktarabilmesi ile "aptal"lar medyayı elegeçirebilecek çoğunluğu ve özgürlüğü elde etti.(umberto eco demiş ben demedim)
*Demokrasiye olan güvenin azalması: Yeni nesil becerilere sahip olmaya halk kötü işlerde çalışılmaya itilmiş oldu. Yardıma muhtaç kaldı ve bu safsatalara karşı onları savunmasızlaştırdı. Onları anlayormuş rolü yapan herhangi bir insan da kurtarıcı olarak benimsendi.
*Popülizm: Kitlelerin istediği herhangi bir şeyin yasal, doğru olan olduğunu savunan görüş. Kitleler ne istediklerini bilme, kendileri için yararlı olanı isteme konusunda sık sık hata yapmışlardır. Ve kitleler yönlendirilebildiği ölçüde bu yönetim, diktatörlük olacaktır.
*Seçkin düşmanlığı: Bir halkın tamamını kontrol edemiyorsan onları kutuplaştırmak mantıklıdır. Seçkinlerin sahip olduğu sosyokültürel ve eğitim seviyesi bakımından safsataları anlamaya daha dirençli olduklarından dolayı söylemlerinin anlamsızlaştırılması yolu benimsenmiştir.
*Demokrasi ve popülizmin farkı: Demokrasi, halkın çoğunluğunun beklentilerine göre hareket edeceği kesin olmayan temsilcilerin çoğunluk ile seçilmesiyle olur. Halk dediyse doğrudur, sorgulanamaz gibi bir düşünce yoktur. Popülizm de ise halkın isteklerine göre hareket edildiği ilüzyonu yaratılarak sorgulanamaz bir düzen inşaasına gider.
*Mantık: Aklın geçerli olan düşünce ve çıkarımları, bozuk ve geçersiz olanlardan ayırmak için gereksindiği kuralları sunan yöntem. Yanlış akıl yürütmeleri sıyırır.
*Aklın ilkeleri: Özdeşlik, kelimelerin anlamları bir önceki duruma göre aynı olmalıdır. Çelişmezlik, bir şey aynı zaman diliminde 2 şey olamaz bu yanlışlığı gösterir. Üçüncü durum olanaksızlığı, ya doğru ya yanlıştır. Yeterli neden ilkesi, her önermenin bir dayanağı nedeni olmalı.
*Sav doğrulamak istediğim düşünedir: 2 öncül. sokrates insan. insanlar ölümlü. sokrates ölümlü
*Analoji: iki veya daha fazla şey arasındaki bunlardan biri hakkındaki verilen yargıyı diğeri için de vermektir. (karşılaştırma kurulur)
*Metafor: Benzerlik kurulan şeyler arasında doğrudan bir karşılaştırma kurmaksızın aynı yargıyı diğeri için de vermek
*Tanıtlama/Arı akıl eylemi (Demonstration): Gösterme. mesela 2ye tam olarak bölünebilen sayılar çift sayıdır
*Diyalektik: Amaç karşı tarafı yenik duruma düşürmektir. sağlam bilgi sunmak asıl amaç değildir. Sert bir dialog.
*Retorik: Retoriğin tüm amacı dinleyicisini ikna etmektir. Yunan'da şiirden düzyazıya geçerken bireylerin kendilerini daha iyi ifade etme ihtiyacı ile doğmuştur. Yumuşak bir monolog
*7 ana safsata (günah ehehe):
ileri sürülen savlardan farklı bir savın çürütülmesi (görüşü çarpıtmak, farklı sınıflandırmak)
savı değil rakibi hedef almak
yanlış kanıtlar kullanmak (anlamları çarpıtma, doğru bağlantılar kuramama korelasyon ve nedenselliği karıştırma gibi basit hatalar)
sorumluluğun karşıya atılması
tribünlere oynamak
tanık göstermek
muğlaklaştırmak (eş anlamlı kullanma, cevapta özne veya nesneyi vermemek, uzun cümleler, sakal için kaç kıl gerektiğinin bilinmemesi gibi bir çelişkinin herhangi bir anlamı olmadığını söyleyen yanlış akıl yürütme (sakal delili))

Profile Image for Musa Salan.
8 reviews1 follower
July 17, 2022
Bu kitap bir Yalın Alpay kitabı olmasaydı, "güzeldi, faydalıydı" diyerek olumlu intibamı korurdum, ama Yalın Alpay'ın -ki kendisini beğenerek dinlerim- elinden çıkan bu kitap sanki onun tarafından yazılmamış gibi vasat geldi. Bu belki de benim tamamıyla öznel görüşüm. Bununla birlikte öznel olmayan bazı biçimsel, metodolojik kusurlar da bu kitapta bulunmakta.

Öncelikle bu kitap akademik camiaya mı yoksa akademi dışı genel okur için mi yazılmış, bu belli değil. Eğer genel okur için yazıldıysa metin içi atıflarla yazı çok fazla kesintiye uğramış, genel okur bundan hoşlanmaz. Bunun yerine eski usul dipnot atıf verilebilirdi. Veya Harari gibi çok gerekmedikçe atıf verilmezdi (tabii bu durumda da intihal korkusu devreye girebilir). Yazarın atıf vermede konu ayırdı yaptığını gördüm. Felsefeye ilişkin en ufak ve belki atıf gerektirmeyecek cümelelerde bile atıf varken bazı tarihsel bilgilerde hiçbir atıf olmaması bilimsellik açısından kusurlu (şayet böyle bir kaygı güdülmüşse).

Yazar; safsatalar konusuna girmek için Yunan felfesesine bir bölüm ayırmış. Bu bölümün gereksiz olduğunu söyleyemesem de bu kadar uzun tutulmasından hoşlanmadım, zira kitabın ortasında bir anda felsefe ders kitabı okur gibi hissettim. Belki bu kısım daha kısa ve öz tutulabilirdi.

Biçimsel bir kusur olarak, her ne kadar bu kitap tam anlamıyla bir akademik kitap olmasa da (?) başlıkların numaralandırılması gerekirdi, çünkü kimi yerde hangi başlığın hangisinin alt başlığı olduğunu ayırt etmek güçleşiyor.

Vasat olduğu intibasını bırakması sanırım Alpay'ın videolarda mevzuyu çok derin olarak aksettirmesi, ancak kitapta o kadar da derin bir mevzu olmadığını görmemden kaynaklanıyor olabilir.

Yine de son yirmi yıllık siyasete damgasını vurmuş bir iktidarın söylemlerinin hangi safsata türü olduğunu ve çoğunlukla safsata üzerinden söylem oluşturduğunu görmek adına okunması gereken bir kitap diyebilirim.
85 reviews
July 17, 2024
Post-truth, kitapta da atıfta bulunulduğu üzere postmodernizm sonucu. Bu anlam kaybı sadece söylem düzeyinde değil, resim, müzik, heykel, edebiyat da oldu. Neyin sanat olduğu neyin olmadığının artık bir referansı kalmadı. Bilimde, sanatta, edebiyatta referans kaybının olduğu yerde bireylerin vertiko yaşamasından daha olağan ne olabilir ki! Bireylerin geçmişten miras aldığı tüm yekunun sorgulanabilir hale geldiği yerde yazarın çözüm olarak skolastik mantığın sığınmamızı salık verilmesi olmamış. Mesele bireysel bir mesele değil ki, entellektüel bir mesele. Zaten postmodernizm o skolastik mantığın eleştirisi üzerine inşa edildi. Duchamp'ın pisuvarı sanat diye sunduğu ve "seçkinler" tarafından kabul gördüğü yerde "saf" kitlelerin siyasetçilere karşı tavrını konuşuyorsak, post-truth kavramını bunun üzerinden eleştiriyorsak "tam bu noktada" hakikati kendi siyasi duruşumuza göre eğmeye çalışıyoruz demektir.

Bu anlamda kitabı Türkiye siyaseti üzerinden okumak, değerlendirmek ve puanlamak tamda kitapta bahsedilen "post-truth" entellektüel seviyede uygulaması olur. Kitaptaki aforizmalar, siyasi görüşümüze hizmet ettiği sürece de puan kazanıyor, kıymet sahibi oluyor, alkış alıyor. Aslında kitabı kutsarken Yalın Alpay'ın ne yazdığını değil, kitap içinde bizim görüşümüzü destekleyen çıkarımlarını seviyoruz. Bu çıkarımlar bizim görüşlerimizle örtüştüğü sürece de heyecanlanıyoruz. Oysa post-truth Amerika'nın Irak'ı işgalinde de vardı, yeni cumhuriyetin tarih yazımında da, Marcel Duchamp'ın pisuvarında da.
Displaying 1 - 30 of 81 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.