Jump to ratings and reviews
Rate this book

Öbürküler

Rate this book
Öbürküler, gecenin olur olmaz saatlerinde uykuları kaçıran, basamakları gıcırdata gıcırdata tırmanan, tel dolapları karıştıran misafirlerin romanı. Mahir Ünsal Eriş, 57 Numero’da gerçekleşen ürkütücü olayları anlatırken, bizi Menderes’in makadam yollarda sarsıla sarsıla giden otobüsünden indirip, asfaltta yaylanan damalı Impala’ya bindiriyor. Hasan Dağı’nı solumuza aldırıp, Haydarpaşa’da denizin laciverdiyle tanıştırıyor.

Öbürküler, bize 60’lı yılları, komşuluğu, darbeleri, göçleri, hevesleri, yolları; daha da çok, bir daha asla dönemeyen Ötekileri geri getiren, hem hüzünlü hem de gülümseten bir roman.

136 pages, Paperback

Published November 1, 2017

5 people are currently reading
322 people want to read

About the author

Mahir Ünsal Eriş

47 books795 followers
1980’de Çanakkale’de doğdu. Arkeoloji ve tarih okudu. Hayatını çeviriler yaparak ve yazarak sürdürüyor. Gençlerbirliklidir; söylenişi bile güzel. Kitapları: Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde... (2012), (book: Olduğu Kadar Güzeldik] (2013) (60. Sait Faik Hikâye Armağanı), Dünya Bu Kadar (2015), Benim Adım Feridun (2016), Öbürküler (2017). Kara Yarısı (2019), Sarıyaz (2019), Diğerleri (2020), Gaip (2022), Babil Kulesi Kitabı (2023), Acaip (2023), Tatil Kitabı (2024), Bin 9 Yüz Seksen 3

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
174 (23%)
4 stars
357 (48%)
3 stars
174 (23%)
2 stars
30 (4%)
1 star
5 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 71 reviews
Profile Image for Murat Dural.
Author 19 books626 followers
May 25, 2018
Bir olayı üç farklı açıdan, üç farklı öykü gibi anlatıp buradan gerçekten dili, akışı, ritmi, korku, gerilim, dram, tarihsel ve sosyal olaylar, ülkenin acılarına dair vurgularla yükü dengeli bir roman çıkarabilmek ciddi başarı. Mahir Ünsal Eriş KaraKarga Yayınları'ndan çıkan kitabında bunu fazlasıyla başarmış. Kapağı geçtim hele o Kutlukhan Perker tarafından yapılan kitap içi çizimler? Çok rahat, hızlı, tedirgin ederek ve doyurucu, sizi de içine alan sokaklar, mekanlarla dolu, leziz tatlarla süslü bir eser "Öbürküler".
Profile Image for Ümit Mutlu.
Author 66 books367 followers
December 5, 2017
"Bizim millet unutmaya meraklıdır. Dünya ikiye yarılsa üç gün sonra dünyada olduğunu hatırlamaz."

Mahir Ünsal Eriş'in yeni romanı Öbürküler, bence pek de roman değil. Bir novella. Uzunca bir öykü. Zira roman derinliğinde değil. Zaten trajikomik bir olayı anlatıyor; bir olay kitabı.

Güzel de. Yalnız, sanki çok aceleye gelmiş. Roman olabilecekken olmamış. Karakterler derinlemesine işlenmemiş. Birçok sıradan hatanın yanı sıra, kurgusal sorunlar da var. Keşke biraz daha demlense, birkaç kez daha okunsaymış.

Elbette bir sürü güzel yanı da var; mesela, her zamanki gibi üslubu. Mahir Ünsal Eriş'in bol virgüllü uzun cümleleri insanı sıkmamayı nasıl başarıyor, hep şaşarım. Sonra, kullandığı kelimeler. Eksantrik kelimeleri yine bolca ve güzelce kullanıyor; göze sokmadan.

Ve hepsinden ötesi, tatlı ve naif bir İstanbul hikâyesi bu. İstanbul'un sevilesi dönemlerini anlatan, tuhaf bir gulyabani öyküsü.

Ha bir de, 6-7 Eylül olaylarıyla ilgili acı dolu bir cümle var:

"Şehir yenildi. İşgal askerlerinin rugan çizmelerine teslim olmayan şehir, topu topu kırk yıl sonra tek sesin sessizliğine yenildi."
Profile Image for Shiva Mr.
92 reviews9 followers
July 23, 2025
داستان کوتاهی در مورد کوچ خانواده ایی از شهرستانی به اسم نیده به شهر استانبول در دهه ۱۹۶۰ است. حال و روز انسان هایی که به قوله نویسنده همانند درختانی هستند که از ریشه جدا شده اند. ماهر اونسال اریش در این داستان به موضوعاتی همچون کوچ های ناخواسته، خرافات، وقایع سپتامبر سال ۱۹۵۵ و کشتار یونانیان در محله هایی از استانبول و تخریب و غارت خانه‌های آن ها و فضای سیاسی دهه ۶۰ ترکیه اشاره می کند.
Profile Image for Tuna.
184 reviews11 followers
December 2, 2025
Betimlemeleri, insan çeşitlemeleri yoğun bir girizgahla, okurun belleğinde açılan pencereyi aralara serpiştirilmiş renkli illüstrasyonlarla zenginleştiren keyifli bir roman. İç Anadolu’nun sert karasal ikliminden esintilerin İstanbul’a taşıdığı bir aileyi eksenine alan gizemli bir anlatı.

60’lı yılların başında tipik bir taşradan merkeze göç hikayesi arka planında, Anadolu insanının büyük şehirle imtihanını ele alıyor esasında. Gecenin karanlığında varılan tekinsiz bir mahalle, garip ve pis bir ev üstüne bir de tuhaf komşular. Tam bir alacakaranlık kuşağının içindesiniz. Kocakarı lakırdıları, kara büyü çabaları, ardı arkası kesilmeyen tıkırtıları ile gündüz gözüyle görülen bir kabuslar evindesiniz.

Aile; hurafelerin tesiri altında kalmakla bütün bunların saçmalık olduğu görüşleri arasında yalpalıyor. Gördükleri ve işittikleri nedeniyle bocalayıp iyiden iyiye öbürkülere teslim oluyor. Gerçeklerle söylentilerin birbirine karıştığını göremiyor.

Romanda öyle bir Arnavutköy manzarası tasvir ediliyor ki, doğası, esnafları, insanları, yapıları ve sokaklarıyla okuru altmış yıl öncesine götürüp deniz ve incir kokularının arasına bırakıyor. Sokakların ve sakinlerinin siluetini göz önüne getirmek (M.K. PERKER’in de emekleriyle) çok zor olmuyor. Bununla birlikte milliyetçilik ve siyasetin gül gibi geçinen komşuları birbirinden ayırması ve İstanbul’un kaybolan renklerine duyulan özlem hüzünle resmediliyor. O dönemde de her dönem olduğu gibi ahbap çavuş ilişkileri ile kısa yoldan çözümlerin mümkün olduğu anımsatılıyor. Ayrıca ağır işleyen bürokrasiye dem vurmadan edilemiyor. Sözde medeni geçinen elit kesimin akıl almaz zevkleri de bir güzel yeriliyor.

Mahir Ünsal Eriş’ten okuduğum ilk kitap olan yapıt; masalsı tınısı, gerilimli havası ve mizahi yapısıyla ilginç bir senteze sahip. Oldukça sinematografik hikayesi, acayip karakterleri ve tatsız sürprizleri ile fazlasıyla akılda kalacak cinsten. Farklı bir yerli roman arayanlara biçilmiş kaftan.
Profile Image for Ebru Çökmez.
264 reviews60 followers
December 2, 2025
Mahir Ünsal Eriş’in şimdiye kadar okuduğum kitaplarını beğendim. Günümüzün en iyi öykü yazarlarından kendisi. Öykü yazıp da kendi okur kitleni oluşturmak bizim memlekette zor. İlle de roman olacak. Öbürküler de roman olarak yayınlanmış ama bence çok iyi bir öykü kitabı. Daha önce okuduğum ve yine çok beğendiğim Sarıyaz da, aslında romana göz kırpan bir öykü kitabı. Mahir Ünsal Eriş roman- öykü arası geçişleri seviyor anlaşılan.

Dikkat Spoiler var !
Kitabın ilk yarısı “Bu Yarısı” başlığı ile Refik Halit Karay’a ithaf edilmiş.  Niğde’den İstanbul’a tayin sebebiyle göç eden Sümerbank Müdürü Fahrettin Bey, karısı ve üç çocuğunu görüyoruz. Önce otobüsle Ankara’ya, oradan trenle İstanbul Haydarpaşa’ya, sonra vapurla Üsküdar’a, oradan taksiyle Arnavutköy’deki kiralık eve varırlar. Yolculuk bitmek bilmez. Hem aile için hem de okur için. 1960’ların eski şehirlerarası otobüsünde sigara ve kusmuk kokusu üstümüze siner, Ankara’dan trene binince bir miktar rahatlasak da ailenin yerinden yurdundan kopup hiç bilmedikleri koca şehre gelirken duydukları tedirginlik Arnavutköy’e kadar peşimizi bırakmaz. Daha bunlar ne ki! Asıl olay evde patlayacak. Madem olay evde patlayacak, bu yolculuk niye bu kadar uzadı diye sormadan edemiyorum.

Yazarımız acaba kitap “roman” olsun diye mi bu yolculuk kısmını bu kadar uzattı? Ya da ne bileyim, bu çileli yolculuk sonradan başlarına gelecek şeylere bir ön hazırlık mıydı?  

Arnavutköy’deki eski konakta ailemiz dehşeti yaşar. Önceleri aldırmamaya çalışsalar da, evin içindeki bitmeyen pislik, tıkırtılar, tıslamalar, kilerden gelen sesler okura da gotik bir korku hikâyesi hissi verir. Em sonunda, Fahrettin Bey ailesi canavarla burun buruna gelince tası tarağı toplayıp terk ederler İstanbul’u.

Kitabın ikinci kısmı “Öbür Yarısı” başlığı ile Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ithaf edilmiş. Çok da yakışmış bu ithaf. Çünkü bu yarıda tüm tekinsiz olaylar mantıklı bir zemine oturtuluyor ve kitabın gulyabanisi olan Baytekin’in sırrı çözülüyor.

Keyifli bir kitaptı. Bir solukta bitti. Mahir Ünsal Eriş okumaya devam edeceğim.

 
Profile Image for Rıdvan.
549 reviews93 followers
May 2, 2020
Bir masal anlatmis Mahir Unsal Eriş. Kocaman bir masal bu.
Nigde'den İstanbul'a gelen bir aile. Arnavutkoy'de eski, ahsap bir eve yerlesir. Daha ilk dakikadan tekinsiz olaylar gorulmeye baslar. Gecenin kor karanliginda evin kapisinda, daha eve girilmemisken onlari kocaman, tek gozlu, yuzu gozu yanik izleriyleriyle kapli bir garabet, bir ucube karsilar. "Burasi eski mahalledir, her yani mezarlikla, kabristanla doludur, aman ervahi uyandirmayin" der ve gider. Biri bebek uc cocuk, bir adam ve bir kadin girerler ki eve, les gibi bir koku, her yerde muskalar, tavsan bacagi kuyrugu ve kosusan koca koca fareler.
Ve gunler boyle gecer. Evin her yanindan sesler gelmektedir. Cati, merdivenler, kiler....
En sonunda butun mahallelinin de sahit olmasiyla evin kilerinden kocaman, kapkara kopege benzer, ucube bir mahlukat cikar gider kaybolur İstanbul sokaklarinda ki bu bizimkilerin bu korkunc evde ki son gunleri olur. Nigde'ye kesin donus yapilir.
Oysa ki kiyabin ikinci yarisinda olaylarin aslinin elbette hicte oyle olmadigi anlasilir. Kilerden firlayip giden mahlukat aslinda ta guney Amerika'dan gelen bir karinca yiyendir mesela.
İlk defa okudum Mahir Unsal Eris. Hikayeyi de cok begendim, kurguyuda cok begendim, dilini ve uslubunuda cok begendim. 50'lerin, 60'larin dilini cok iyi kullanmis. Muthis.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for B. Han Varli.
167 reviews123 followers
January 19, 2018


Israrla sürdürdü kapıyı çalmayı. Ama yorgunluk, açlık, uykusuzluk ve bir meçhule yolculuk etmenin, hiç tanımadığı bir yerde bir hayat kurmak üzere olmanın verdiği, haftalardır büyüyen gerginlik asabını alt üst etmişti. Kapının ardından cevap gelmedikçe vuruşların şiddeti arttı. Sesi de giderek yükseliyordu. Gecenin zulmeti içinde katmerlenen çaresizliği bu dünyada olan başkalarının da dikkatini çeksin, birileri uyanıp da ‘ne oluyor’ desin ister gibiydi


Mahir Ünsal Eriş kişisel blog sayfasında öykülerini yayınlayarak başlangıç noktasını belirlediği yazın hayatında dev üretkenliğini kaybetmeden varlığını sürdürmeye devam ediyor.

Yazarın ilk öykülerini kapsayan ‘Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde’ (İletişim Yayınları-2012) raflarda yerini aldığında edebiyat dünyasında büyük bir ilgi gördü ve bugün sekizinci baskısını yapıyor.

Hemen ardından dağıtımı yapılan ‘Olduğu Kadar Güzeldik’ de öyle, bugün altıncı baskıda... Mahir Ünsal’ın aynı yayınevinden ‘Dünya Bu Kadar’ ve ‘Benim Adım Feridun’ isimli iki kitabı ve süreli yayınlarda da yazıları var.

‘Benim Adım Feridun’ aslında yazarın ikinci kitabındaki bir öykünün adı. Fakat gördüğü büyük ilgiden sonra Murat Başol’un çizimleriyle ayrı bir kitap olarak yayınlandı ve öyküden uyarlanan bir film de çekildi.

Burada şöyle bir hayal kırıklığından bahsetmeden geçemeyeceğiz. Okurun tüm bu ‘ilgi’den önce benimsediği ve en derin hislerine dokunan bir hikayenin Çağan Irmak ve İncir Reçeli duygusallarının aynı potada eritilip beyaz perdeye aktarılması en hafif tabirle yazarın ‘büyük, geniş ailem’ dediği kitleye yapılan bir saygısızlık.

Ülkemizdeki kitaplardan uyarlanan yapımların kalabalığa oynaması için eğilip büküldüğünü görmek, okunan güzel yapıtların seviyesiz bir çizgide başarısız oyunculuklar ile cezalandırıldığını izlemek büyük acı veriyor insana.

Kim, neden izin veriyor; anlamak gerçekten güç.

Neyse, kitaba dönelim ufaktan...

Öbürküler, Mahir Ünsal Eriş’in Karakarga Yayınevi etiketi ile basılan ilk kitabı.

pl

Okura en büyük sürpriz M.K.Perker’in kitapta yaratılmak istenen dünyayı tamamlar nitelikteki çizimlerine sayfalar arasında yer verilerek yapılmış.

İki yarısı olan Öbürküler, bir ‘perili köşk’ hikayesi kadar basit bir tanımı şüphesiz hak etmiyor.
Sarsılarak yol alan bir otobüs koltuğunda başlayan hikaye 60’lı yılların figürleri ile gelişiyor ve birçok şehre dokunup bizi içine çekiyor.

Mahir Ünsal Eriş’in güvenli evi diyebileceğimiz bazı karakteristik tarafları var ve bu kitabında da iyiden iyiye hissettirmiş bu yüzünü.

Dönemin liderleri arasında, komşu ilişkileri, darbeler ve tarihsel bir gerçeklik eşliğinde siyasi, bürokratik bir hava yaratıyor yazar okuruna. İlk bakışta türküler, geleneksel isimlere sahip karakterler, artık pek kullanmayan kelimelerin ısrarla kullanılması gibi detaylar dikkat çekiyor; Anadolu’yu bu gibi bir çatı altında vasıtalar değiştirerek gezebiliyoruz.

pl

Öyle ki Adana, Niğde, Kayseri, Ankara, İstanbul gibi ‘’mekan’’ları var kitabın!
Ayrıntılarla dolu fakat cılız bir anlatıma sahip sanki, yer yer yoran uzun anlatımları hızlıca geçiştirmeyi başarabilirseniz bir solukta bitirebileceğiniz kadar kısa bir roman bir yandan da.

Son olarak, Mahir Ünsal Eriş’in daha önce yayınladığı hikayelerin üstüne çıkamadığını, kendini tekrarlamaya başladığını üzülerek eklemek isteriz.
Profile Image for Marla'dan Alıntılar.
363 reviews50 followers
April 23, 2022
Ben bu kitaba tek kelimeyle bayıldım.

Yazarın “Olduğu Kadar Güzeldik” kitabını birkaç yıl önce okumuş ve burada yazmıştım. O zamanlar öykü sevmiyorum diyordum ama yazar beni türe ısındıran birkaç isimden biri oldu. Özellikle kitaptaki Benim Adım Feridun öyküsünü çok sevmiştim. Benim gibi başkaları da sevdi, bu nedenle öykü tek başına kitap olarak basıldı ve filmi bile çekildi.

Bu kitabı arkadaşım önerdi. Bir akşam vakti okumaya başladım ama ilk bölüm beni korkutmaya başlayınca sabaha bıraktım. Benim gibi tırsaklar için gece okunacak bir kitap değil. Daha sonra ikinci bölümde her şeyin nedeni açıklanırken bir aydınlanma yaşadım. Bu tarz aslında hiçbir şey düşündüğünüz gibi değil, kitaplarını seviyorum. Kitapların sürpriz sonları olur, bu kitabın ikinci yarısı komple sürpriz. Aynı zamanda yer yer çok güldürüyor. Şiddetle tavsiye ederim. Yıl sonunda en iyiler listesine girmeye aday bu kitabı mutlaka okumalısınız.

https://suleuzundere.blogspot.com/202...
Profile Image for Burak Kuscu.
564 reviews125 followers
August 12, 2023
Başından sonuna Hüseyin Rahmi Gürpınar esintileri hissettiğim, çok nostaljik tadı olan, güzel bir eser.
Türk Edebiyatı klasiklerinde çok defa işlenmiş, gulyabani benzeri heyula korku unsurlarına benzer bir tecrübe oldu kitap. Öbürküler, iyi sıhhatte olsunlar, cinler, periler anlamında kullanılmış bir kelime. 60’lı yılların başında Anadolu’dan İstanbul’a gelen bir ailenin bir evde yaşadıkları, büyük bir yanlış anlaşılmanın trajikomik hikâyesi.
Bir şeyler döndüğünü tahmin edebildiğiniz, mutlaka bir scooby doo açıklaması var diye okuduğunuz bir konusu olsa da bence oldukça keyifliydi. Yazar konu aldığı dönemi son derece güzel yansıtabilmiş. Bunu konuşmalarda, komşuluk ilişkilerinde, siyasi bakış açılarında, kısacası her şeyde hissedebiliyorsunuz.
Tavsiye edebileceğim bir kitap. Daha önce başka yayınevinden baskısı vardı, 2023’te Can Yayınları’na yazar geçince kitabı da transfer olmuş oldu.
Profile Image for Leylak Dalı.
633 reviews154 followers
January 1, 2018
Yılın sonunda başlayıp bitirmeye ancak yeni yılın ilk günü fırsat bulduğum ve çok sevdiğim bir kitap oldu "Öbürküler", keşke daha uzun olsaydı. Beni ecinnilerden ziyade eski İstanbul'a rengini veren azınlıkların hüzünlü öyküleri etkiledi. Zorla yerinden yurdundan edilen birinin evini ecinnniler değil uzaylılar bassa yeridir, o evlerde ne yaşanmışlıklar ve ne yaşanamamışlıklar gizlidir kimbilir. Bu arada Niğde'nin mekanlar arasına girdiği ikinci kitap bu, şimdi meraktayım baba memleketime olan bu yakınlık nereden sayın yazar :)
Profile Image for Hulyacln.
987 reviews566 followers
April 6, 2019
Eğlenceli ve bir o kadar güzel noktalara değinen ‘Öbürküler’ yazarın okuduğum ilk kitabı.Arka planda altmışlar,bir gecede evini terketmeye zorlananlar,nereden baksanız tutarsız görünen şeylere dair “bundan gerçek olanı mı var?” diye soranlar var.

Bir de alıntı:
“Bizim millet unutmaya meraklıdır.Dünya ikiye yarılsa üç gün sonra dünyada olduğunu hatırlamaz.”
Profile Image for Gözde.
159 reviews7 followers
December 15, 2017
Korktum, üzüldüm ve güldüm. Daha uzun olmasını isterdim. :))
Profile Image for S.Cihan Sönmez.
113 reviews6 followers
July 22, 2018
Mahir Ünsal'dan yine kendi tarzında ama bu sefer beni gülümsetmesinden daha çok hüzünlendiren romanı.

İstanbul'un sahiplerinden biri olan bağır çağır konuşulan Rumca'nın tedirgin bir fısıltıya dönüştüğü,alnımızda kara bir yazı gibi duran 20 dolar 20 kilo sürgünün fonunda, insanları toprağından etmenin verdiği utancı ve üzüntüsüyle okuduğum bir kitap oldu.

Yine insanın boğazına yumru gibi oturan betimlemeler bolca mevcut. Diğer kitaplarındaki gibi acı bir hikayeyi anlatırken yüzünüze hafif bir tebessüm kondurması o kadar kolay olamıyor ; özellikle de bana göre acıklı olan "öbür yarısı" bölümünde.

Bu sefer gülümsetmesini finale doğru yapıyor Mahir Ünsal Eriş. Öbürküler bir oturuşta okunacak sürükleyiciliğe sahip. Kendimce en iyi yaptığı şeyin öykü anlatıcılığı olduğunu düşündüğümden novella uzunluğu çok yakışmış romanına.
Profile Image for Koray Sarıdoğan.
Author 9 books29 followers
December 29, 2017
Hafta sonu bir korku filmi izlemek için TV başına geçer, battaniyenin altında ürkerek, gerginlikle izleyerek müthiş bir gece geçirirsiniz ya. Öbürküler tam da bu tadı verecek size.

Dönem romanı gibi, sıradan bir açılış yapan romanda birazcık ilerleyince uykumun açıldığını, özellikle orta bölümlerde epey korka ürke okuduğumu ve aynı gece bitirdiğimi söylemem gerek.

M.K. Perker'in çizimleriyle zenginleştirilen Öbürküler'i gece okumanızı öneririm.
Profile Image for Bilge.
277 reviews24 followers
August 13, 2021
Bizim millet unutmaya meraklıdır. Dünya ikiye yarılsa üç gün sonra dünyada olduğunu hatırlamaz.
Öbürküler bir korku novellası ilhamını belli ki Gulyabani’den almış. E doğal olarak da iki ayrı bakış açısında iki farklı gerçek barındırıyor. Bir yanı korku yüklü, öbür yanı da bitirimlik.
Profile Image for Tuğçe Kozak.
278 reviews284 followers
June 10, 2020
Öykülerini çok sevsem de romanlarını sevemiyorum.
Profile Image for G. İlke.
1,282 reviews
July 19, 2020
Bu yılki listemde olmayan ama bu sıcak günlerde okuması keyifli olur diyerek elime aldığım bir kitaptı #öbürküler ve yazar #mahirünsaleriş olunca elbette hiç pişman olmadım bu kararımdan. Biraz gerilimli biraz da absürd bir hikaye bu. 60'ların İstanbul'una ve Ankara'sına dokunması çok hoşuma gitti. Bir zamanlar bu topraklarda bütün etnik kökenlerin yan yana, kardeş gibi yaşadığını okumak bana buruk bir mutluluk veriyor. Ben yazarın okuduğum diğer kitapları gibi bunu da bir oturuşta bitirdim, tarzını sevdiğim yazarlardan biri çünkü. Son çıkan kitaplarını da en kısa zamanda okurum diye umuyorum. =)
Profile Image for Eren.
379 reviews5 followers
March 29, 2019
İndirimde bulup direkt sepetime eklediğim fakat ne yazarı ne de kitabın kendisi hakkında en ufak bir fikrimin bulunmadığı Öbürküler kitabı, internetteki yorumlara bakılırsa iyi bir okuyucu kitlesi yakalamış gibi duruyor. Ben açıkçası bu kitabın bu kadar bilindiğini bilmiyordum, kitabı okuduktan sonra bunu fark etmiş olmam biraz kötü oldu ama kitap benim için gerçekten değişik bir tecrübe oldu.
Kitap temelde iki hikayeden oluşuyor ve bu iki hikaye de aynı aslında, sadece baş karakterimiz değişiyor. Aynı olaya iki farklı kişinin gözlerinden tanıklık ediyoruz. Bunlardan ilki Fahrettin adında, kırsal kesimden İstanbul'a iş için göç etmiş ve orada yaşamaya çalışan bir işçinin gözünden anlatılan. Daha doğrusu Fahrettin ve ailesinin bakış açısıyla anlatılıyor ilk hikaye. İstanbul'da iş bulduğu için eşi ve üç küçük çocuğuyla zor bir yolculuğu devirip, buraya yerleşen bu aile, kiraladıkları evi hiç de umdukları gibi bulmuyorlar. Ev ürkütücü ve pis, terk edilmiş yerler gibi resmen. Kısa sürede ailenin yaşadıklarına tanıklık ediyoruz. Kitabın ikinci kısmındaki hikaye de bu evin asıl sahibi doktor, evi kiraya versinler diye komşularına anahtarını bırakıyor ve Beter Ali adı verilen bu adamın da evde sakladığı bir şey var. Kimseye çaktırmadan o şeyi oradan çıkarmaya çalışırken bir yandan da bu evin perili olduğuna inanan annesiyle uğraşıyor Beter Ali.
Kitabı okurken Yeşilçam filmi izliyormuş gibi bir hisse kapıldım. Paranormal olaymış gibi başlayıp da aslında hiç de öyle olmayan filmler olur ya, direkt aklıma Süt Kardeşler filmi geldi mesela. Biraz ürkütücü, biraz gotik ögelerin bulunduğu bu kitap aynı zamanda eski güzel günleri de anımsatıyor bize. Kitabın başları biraz sıkıcı geldi bana ama daha sonra akıcı buldum kitabı. İlk kısım çok güzeldi özellikle, ikinci kısımda her şey açığa çıktığı için biraz üzüldüm ama bu da işin sırrı zaten. Bunun dışında yazarın dilini çok beğenemedim. Cümleleri çok özensiz gibiydi yazarın, belki de o dönemin havasını vermek için böyle yazdı, bilemiyorum fakat genel manada ilgimi çekmedi yazarın dili.
Farklı bir deneyim ve güzel bir zaman geçirmek için okunabilecek, sürükleyici ve keyifli bir kitap ama çok da şey beklememek lazım. 60lı yıllarla alakalı bir çok şey var bu kitapta.
Profile Image for Terss.
660 reviews36 followers
June 4, 2019
Bana özlediğim İhsan Oktay Anar'ın efsunlu masallarını hatırlatan, şahane betimlemeleri olan, nefes aldığına bahse girilebilecek kadar canlı sokakları anlatan muazzam bir novella.
Biraz daha uzun olmasından yanaydı gönlüm. Özellikle Fahrettin bey ve ailesinin İstanbul'dan döndükten sonraki hâlini merak ediyor insan.
Profile Image for Özge Beydağ Yılmaz.
240 reviews20 followers
June 3, 2021
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı, diğerlerine de bakıcam mutlaka. Çok keyifli bir anlatımı var. Özellikle 60 lar Türkiyesini anlatışı, sanki o otobüste onlarla yolculuk ettim, Haydarpaşa'da dolaştım. Hep içimi acıtan 6-7 Eylül olaylarıyla hüzünlendirdi. Son paragrafıyla yüzüme bir tebessüm kondurdu...
Profile Image for Taha.
121 reviews11 followers
February 6, 2021
Mahir Ünsal Eriş öyküleriyle adından söz ettiren yazarımızdan. Öbürküler romanı 2 bölümden oluşuyor. İlk bölüm Refik Halid Karay'a , 2. Bölüm Hüseyin Rahmi Gürpınar'a ithaf edilmiş. Bölümlerde kullanılan konular iki büyük yazarın kitaplarındaki konularla benzerlik gösteriyor. İki bölümde kullandığı farklı anlatım mükemmel olmuş. Benden eksi notu konunun klişe (bana göre) olmasından alıyor. Keyifle okuduğum bir kitap oldu.
Profile Image for Ebru.
49 reviews24 followers
February 23, 2018
bangır bangır ferdi çalıyordu evde kitabından sonra çıkardığı her kitapta başarı adına kendini bir adım geri çekti diye düşünüyorum. merakla yeni kitabını çıkarmasını beklemem gibi artık. mahir bey bu kitabıyla beni bir miktar üzdü.
Profile Image for Pinar Celebi.
162 reviews468 followers
October 29, 2019
Nasıl güzel gelip oturdunuz ağır okumalarımın ortasına Öbürküler? Bir kahve içimlik, bir oturuşta okumalık, azıcık cinli perili, bolca gerçekçi, azıcık komik, bolca trajik bir tatlı okuma oldunuz Öbürküler. O Baytekin noldu ama Mahir Bey ben orada kaldım. Ne yedi, ne içti? Nereye koştu gitti? Sağlığı sıhhati yerinde mi?

Bazen iki kahkaha attıran, bazen gözümü yaşartan cümleleri serpivermiş ortaya yazarımız. Bize keyfini sürmek kalıyor ama o da kısa bir keyif. Kitap hemen bitiyor :)
Profile Image for Mehmet Dönmez.
324 reviews36 followers
September 24, 2023
Mahir Ünsal Eriş'ten bir solukta okunan bir ekalliyet / gulyabani hikayesi. İstanbul'a ilk kez gelen ailenin yabancılığına biraz daha abansa daha çok özdeşlik duyardım
Profile Image for Bulent.
997 reviews64 followers
January 22, 2018
Mahir Ünsal Eriş'in birbirinden güzel cümleleri ile kurgulayıp anlattığı, M.K. Perker'in birbirinden güzel tabloları ile hayat verdiği 1964 yılı (ya da hemen ertesinde) İstanbul, Arnavutköy'de yaşanan bir dizi olayı anlatan bir (kısa) roman Öbürküler.

Öbürkülerin kim olduğunu kitabı okuyanlar anlayacak, ama sanki ince ince işlenmiş çok boyutlu bir "öbürkü/öteki" durumu var gibi.

Eriş'in Nazım Hikmet, Refik Halit Karay ve Hüseyin Rahmi Gürpınar'a selam çaktığı kitapta tek bir ayrıntı ilgimi çekti, onu da spoiler olarak yazayım.
Profile Image for Melek .
411 reviews13 followers
July 18, 2020
Tatilin ilk gününde kitaplıkta fellik fellik hızlı okunacak, sıkmayan bir tatil kitabı ararken bu kitap elime geldi. 1960'lar İstanbul'unu okuma fikri hoşuma gitti ve başladım kitaba. 3 saatte bitti kitap. Kesinlikle kafa dağıtmak, gülmek için okunabilecek, arka planında 1960'lar İstanbul'unun siyasi ve toplumsal yapısını temel alan bir novella. Kitabın konusuna spoiler vermemek için girmiyorum. Lakin kitabın akıcı dili, 5-6 Eylül olayları sonrasında İstanbul'da bir mahallede yaşananları halkın dili ile anlatması çok hoşuma gitti. Ama özellikle Niğde'den İstanbul'a yapılan yolculuğun detayları bana gerçekten o dönemi hissettirdi. Dolmuş ve tren yolculuğunu okurken o dönemin Ankara'sına ve İstanbul'una dönmüş oldum. Bir Yeşilçam havası vardı o bölümlerde.

Sonuç olarak çok beklenti içine girmeden, güzel bir haftasonunda bir çırpıda okunabilecek keyifli bir dönem kitabı. Tavsiye ederim efenim!
Profile Image for Nazanin.
283 reviews23 followers
February 15, 2022

کتاب شروع آرومی داشت و من هم همراه با خانواده‌ی آقا فخرالدین شدم و با اتوبوس و قایق موتوری به استانبول رسیدم📖

تو فصل بعدی ژانر داستان عوض شد و همه‌چی ترسناک شد؛ یه‌جوری خوفناک شد که از تنها نبودنم توی خونه خوشحال شدم. این تغییر ژانر رو خیلی دوست داشتم. برام مثل یه فیلم ترسناک شد که کم‌کم کارگردان برای شروع هیجان آماده‌م کرده بود📖

در بخش بعدی همین داستان از یه دید دیگه تعریف می‌شه و راستش یه لحظه با صدای بلند گفتم چی؟ چی شد؟ و بعدش ناخودآگاه توی ذهنم گفتم مگه می‌شه؟ انگار هیچی باهم جور درنمی‌آمد ولی وقتی خوندن کتاب رو ادامه دادم، به جواب تمام سوالاتی که تو ذهنم شکل گرفته بود رسیدم و حالا دیگه همه چی باهم جور درمی‌آمد📖

اشارات نامحسوس نویسنده به شرایط سیاسی اون سال‌های ترکیه و رنجی که به‌اقوام غیرمسلمان شد رو هم دوست داشتم📖
Profile Image for Tugbadursun.
518 reviews
December 9, 2020
Okurlarını sıcacık öyküler arasında dolaştırıp bizi oradaki duyguduruma sokmayı çok iyi başaran bir kitap. Yani klasik bir Mahir Ünsal Eriş. Kitabın ilk yarısında ne oluyor yahu derken öbür yarısında her şey anlamlanıyor. Ayrıca kitabın ikinci kısmının Hüseyin Rahmi Gürpınar'a adanmış olması da ayrıca mutlu etti. Çizimlerin de çok başarılı olduğunu belirtmek isterim.
Profile Image for Baris Ozyurt.
919 reviews31 followers
June 18, 2023
“Gece yarısını geçeli birkaç saat olmuştu. Sabaha yürüyen saatlerde yine aynı gümbürtüyle uyandılar. Evin altından gelen tarifsiz bir gürültü, binanın her yanından hissedilebilen bir sarsıntıya dönüşüyor, dışarıda lodosun vurduğu panjurlar pencereleri tokatladıkça yer yerinden oynuyordu. Fersiz bir tren düdüğüne, patlayan bir araba lastiğinin hava kaçırmasına benzeyen o acayip tıslama, çok kısa fasılalar vererek en yüksek perdeden tüm eve yayılıyordu. Tavan arasında koşuşturanlar, paldır küldür merdivenleri inip çıkanlar, hamamlıkta devrilen güğümler, dışarıda canhıraş köpek ulumaları. En asri, müspet ilimlerle en haşır neşir adam bile şu vakitte bu evin içinde olsa, burada cinlerle perilerin bir olup düğün dernek ettiğini düşünebilirdi.

Sıçrayarak kalktı yataktan Fahrettin Bey. Önceki geceden tedbirliydi. Gaz lambasını başucuna almıştı yatarken. Kalktı, lambayı yaktı. Ev temelinden boşanmış da rüzgârın önünde sürükleniyormuş gibi sarsılıyordu. "Aşağıdan geliyor!" dedi o acayip sesi kastederek. "İnip bir bakayım.” Fevziye'nin buna gücü yoktu. Beni burada bırakma, demeye de utandı. "Ben de geleyim Fahrettin Bey," dedi. Usulcacık çıktılar odadan. Kapılarının açılmasıyla karşı odanın kapısı da tıkırdadı, Suat ve Sacide göründüler gaz lambasının titreşen sarı ışığı altında. Hep beraber, bir kafile halinde aşağı indiler. Sofada durdular. Ses devam ediyordu. Pencereye vuran tahta panjurların çarpışlarından, lodosun homurtusundan, binanın iskeletinden gelen çıtırtıdan, aradıkları sesin hangi istikametten geldiğini çözemediler. Fahrettin Bey, yeniden, "Aşağıdan," dedi. "Kilerden geliyor. Siz burada bekleyin, ben inip bir bakayım."

Suat, Sacide ve Fevziye merdivenin başında, Fahrettin aşağı indikçe azalan aydınlığın altında, öylece kalakaldılar. Kilerden, muazzam bir gürültü geliyordu. Sanki deli danalar, yaralı boğalar koşuşturuyordu aşağıda. "Kilitli!" diye bağırdı merdivenin sonundan Fahrettin Bey. Sonra kıpırdanan ışık sabitlendi. Belli ki basamağa koydu gaz lambasını. Kapıya omuz atmaya başladı. Vurdu, vurdu, vurdu. Bir çatırtı koptu sonra; bir kısmın, bir bütünden kopmasının yankısı. Bir yarılma, ayrılma sesi. Fahrettin'in "Aaaah!" diye bağırmasıyla ortalık karıştı. Önce Fahrettin'in yere devrildiğini duydular. Sonra bir koşuşturma, haldır haldır bir tırmanış basamaklardan. Merdivenin alt tarafında bir karaltı belirdi. İnsan desen insan değil, hayvan desen hayvan değil. Bir canavar. Hakikaten de, tarifi bile kabil olmayan, tüylü, dev anası bir canavar, kol mu bacak mı belli olmayan kalınca sütunların üstünde doğrularak merdiven başında bekleşenlere doğru koşturdu. Çığlıklar atarak giriş katındaki odaya kaçıştılar. atarak giriş katındaki odaya kaçıştılar. Canavar da onlara doğru bir hamle yaptıktan sonra telaşla arkasını döndü, yukarı doğru çıktı. Hepsi delirmiş gibi, ölesiye bağırıyorlardı. Fevziye, Sabire'yi hatırladı. Canavarın ona gittiğini düşünüp korkuyla merdivenlerin başına geldi. Daha bir basamak çıkmıştı ki yukarda dönenip duran canavarın patırtısı yeniden merdivene yöneldi. Kara, iri, kıllı gövdesiyle canavar, koşa yuvarlana Fevziye'ye doğru geliyordu. Avazı çıktığı kadar bağırarak yeniden canavarın önü sıra kaçmaya koyuldu. Çıktığı odaya girdi, çocuklar çoktan gözden kaybolup bir yerlere sıkışmışlardı. Fevziye canavara doğru bakmaya cesaret edemiyordu. Yalnızca gürültü çıkararak evin içinde oradan oraya koşuşturan irice bir karaltıdan kaçtığını biliyordu. Karaltı Fevziye'nin peşinden geldi. O odaya girince Fevziye bu kez dış kapıya davrandı. Kapı içeriden mandallıydı. Mandalı indirdi, kolu zorladı. Dil takılmıştı, kilit açılmadı. Bu esnada canavar odadan çıktı, Fevziye'nin üstüne doğru gelirken birden şaşırıp aşağı yöneldi, kilere doğru gider gibi merdivenlerden indi, hemen geri döndü. Fevziye korku ve telaştan kapının kolunu kavrayıp dili yuvadan kurtarmayı bir türlü becerememişti. Merdivenlerden dönen canavar bir daha yukarı çıkan merdivenlere tırmandı, tam geri gelirken kapının dili kurtuldu. Açılan aralıktan temiz hava ve sabah alacasının ıslak serinliği vurdu yüzüne Fevziye'nin, nereye gittiğine bile bakmadan koşa koşa uzaklaştı, gözden kayboldu.

Biraz sonra, kapının aralık kalan kanadından canavar çıktı. Deniz tarafına doğru koşarak uzaklaştı. Gürültüleri, bağrışları duyan insanlar, kapının önünde toplaşmışlardı. Canavarı görünce kaçıştılar.

Üç-beş dakika kadar geçmişti ki, kapıda bu kez Fahrettin zuhur etti. Merdivenlerden indi, bembeyaz yüzüyle kalabalığa şöyle bir baktı ve oracığa bayıldı. Ardından Sabire'nin ağlayan sesi yükseldi içeriden. Kalabalık, evden fırlayan canavarın şaşkınlığını atlatmış, çocuklara ve Fahrettin'in başına koşmuştu.

Olay çok büyüdü sonra. Polisler, gazeteciler geldiler. Bütün mahalle, bütün civar semtler Boyalı Köşk Sokağı'na toplandılar. Canavarzedeleri görmek, olayın vuku bulduğu evi, sokağı yakından tetkik edip, bu fevkalade olayı etraflarına ve gelecek nesillere anlatmak için akın akın geldiler. Mahalleli sahip çıktı çocuklara. Fahrettin Bey'i de ayılttılar güçbela. Fevziye arandı, bulundu.

O günü önce müşahede altında, sonra da karakolda ifade vererek geçirdiler. Ertesi akşam birkaç bavul, üç-beş parça eşyayla koştur koştur Haydarpaşa'ya attılar kendilerini, Ankara Ekspresi'ne yetişmek için. Tek kelime edecek dermanları kalmadan, öyle süklüm püklüm gittiler. Onları bir daha gören olmadı muhitte.”(s. 68)
Profile Image for Masih Reyhani.
282 reviews12 followers
February 9, 2022
مبارزه با خرافه، در هر قالبی برای من از دلچسب‌ترین چیزها در دنیاست.
نویسنده به زیبایی به خرافات رایج در فرهنگ آن زمان ( و ای بسا اکنون ) ترکیه پرداخته و آن‌ها را به چالش کشیده و نقد کرده است.
نثر کتاب بسیار روان و ترجمه کم‌نقص و دلنشین بود.
Displaying 1 - 30 of 71 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.