Jump to ratings and reviews
Rate this book

Kayıp Hayaller Kitabı

Rate this book
“...sonra sarılıp inanılmaz bir şehvetle öptüm bu hikayenin en karanlık kuytularını ben ve o da uzanıp olanca unutulmuşluğu, yıpranmışlığı ve ayrıntılarıyla beni öptü; sonra ben öpüldükçe öpüp öptükçe öpülürken artık ağır ağır Kevser kıvamında kıvranıp duran bu hikayenin ta kendisine dönüştüğünü düşündüm ve bir yandan ellerimle ıslak mı - evet fena halde - ıslak bir vadinin baş döndürücü derinliklerine doğru ilerlerken, bir yandan da kasaba kırtasiyecilerinden satın alınmış ucuz bir dolmakalemle oturup gecenin bu vaktinde acaba kim yazıyor beni, dedim; sonra bir yandan da o vadinin ıslaklığına olanca yalnızlığım, hasretim ve diriliğimle gömülürken, bir yandan da, hem kocaman bir bardakla çayını yudumlayıp hem de sigarasını tüttürerek acaba müsveddelerimi kim daktiloya çekiyor şimdi, beni kim diziyor satır satır, ya da çoktan dizilip basıldım da şu anda hangi okurun gözünde tekrar yazılıyorum, dedim...“
(Arka Kapak)

225 pages

First published January 1, 1996

13 people are currently reading
383 people want to read

About the author

Hasan Ali Toptaş

28 books730 followers
Hasan Ali Toptaş, a truck driver’s son, was born in Baklan, southwest Anatolia, in 1958. After completing his military service, he survived by doing odd jobs until he found a position at the Office of Inland Revenue. He worked in various small towns as a bailiff and treasurer, and finally as a tax officer. Following the publication of a few short stories in journals and anthologies, he paid for the printing of his first volume of stories Bir Gülüşün Kimliği in 1987. He submitted his second novel Gölgesizler (1995) to the Yunus Nadi Prize jury, and won. This novel was later adapted into a feature film (2007). Toptaş has received many other awards, including the Cevdet Kudret Liteary Award for his novel Bin Hüzünlü Haz (1999) and the Orhan Kemal Award for Best Novel for Uykuların Doğusu (2005). Yalnızlıklar (1990), poetic texts he constructed as a series of encyclopedia entries, has been successfully adapted to the stage. Toptaş retired in 2005, and since then has dedicated himself fulltime to his writing. His most recent book, the novel Heba (2013), will be published in English by Bloomsbury in 2015, and is to be followed by the English translation of Gölgesizler. Toptaş’s work has been published in many languages, including Dutch, French, German and Korean.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
177 (41%)
4 stars
168 (39%)
3 stars
63 (14%)
2 stars
11 (2%)
1 star
8 (1%)
Displaying 1 - 30 of 41 reviews
Profile Image for Murat Gonul.
223 reviews
September 14, 2017
Hasan Ali Toptaş tam bir Türkçe büyücüsü.

Bu kitabında da gayet yalın bir hikayeyi insanı alıp götüren, masalla harmanlaşmış açıl bir anadolu diliyle yazmış. Anlatımı siğer kitaplarında olduğu gibi sıra dışı. Okuduğum kimseye benzemeyen özgün bir ses ve tarzı var.

Kayıp Hayaller Kitabı'nda da dünyayı algılayışı ve hikaye anlatıcılığının yüksekliğiyle beni son derece etkiledi. Neresi hayal neresi gerçek ben de karıştırdım gitti :) Gölgesizler'de olduğu gibi yine kırsal yaşamı, kasaba hayatını abartısız ve gösterişsizce anlatmış. Muhteşemdi.
Profile Image for Seval Yılmaz.
75 reviews74 followers
October 23, 2017
Kayıp Hayaller Kitabı, Hasan Ali Toptaş
__________________________________________________________

"Senin hayatın benim sana demediklerim kadar noksan."
__________________________________________________

Hasan Ali Toptaş'ın ilk kez 1996 yılında yayımlanan ve yazarın üçüncü romanı olan kitabı: Kayıp Hayaller Kitabı. Hasan, Hamdi'nin dedesi ve yazar olmak üzere üç anlatıcının ağzından dinlediğimiz roman, bu yönüyle çoksesli bir yapıya sahip. Yine klasik bir Toptaş kitabı: şiirsel bir dil, masalsı anlatım ve müthiş bir dil işçiliği/ustalığı. Dil işçiliği demişken, eğer aşina değilseniz, Toptaş'ın sıra dışı dilinden de bahsedeyim: Toptaş'ın masalsı dünyasında "yemyeşil aydınlık"lar, "çam kokulu çan sesleri", "sütbeyaz kokan yeşillik"ler, "masmavi ses"ler, "sapsarı sessizlik"ler vardır; beş duyu yer değiştirerek büyülü bir dil meydana gelir. Bu romanda da olaylar küçük bir taşra kasabasında, yazarın da memleketi olan Denizli'de geçer. Hayallerden başka sığınacak yurdu olmayan bir çocuk, gençlik aşkının hayallerinin peşinden giden yaşlı bir adam, aşk acısından deli divane olmuş bir kadın ve yine var olmanın ağırlığına hayalleriyle katlanabilen bir baba anlatılır. "Kayıp hayaller"dir bunlar aslında. Hayata hayalleriyle tutunmaya çalışan insanlar, hüzünlü ve trajik bir sonla biten bir aşk hikâyesi... "Hayatın bu kadar karışık görünmesinin sebebi inanılmaz derecede basit oluşundandır" gerçekten de. Bu kadar sade ve basit olaylar ancak bu kadar muhteşem bir dille anlatılabilirdi. Bu dil aynı zamanda sinematografik bir özellik de taşıyor bence çünkü Toptaş'ın anlattığı olaylar ve mekânlar tüm ihtişamıyla gözünüzde canlanıyor ve hafızanıza kazınıyor, uzun süre o sahneleri/görüntüleri unutamıyorsunuz.

Toptaş ile tanışma kitabı olarak pek uygun olmayabilir bu kitap, Kuşlar Yasına Gider uygun bir başlangıç olabilir. Beğenirseniz dozu giderek arttırabilirsiniz. Bence yaşayan en büyük romancılardan olan Toptaş ile en kısa sürede tanışın. Ayrıca, galiba Toptaş'ın kitaplarının İletişim baskısı kitap kapaklarını daha çok seviyorum.
Profile Image for Hakan.
830 reviews633 followers
December 25, 2014
Toptaş'ı okumak ayrı bir macera, ayrı bir keyif. Pek başka bir şeye benzemiyor. Bu kadar akıcı bir Türkçe'ye, zengin imgeleme sahip yazarımız fazla değil herhalde. Mütevazi duruşuyla da takdire şayan bir edebiyatçı. Taşranın varoluşçusu. Yer yer Nuri Bilge Ceylan'ı da hatırlattı bana. Kayıp Hayaller Kitabı, sert bir taşra romanı. Ama bunun çok eksik bir ifade olduğunun da farkındayım. İç içe geçen öyküleri, büyüleyici dili apayrı bir dünyaya sürüklüyor okuyanı. Gerçek edebiyat meraklılarına tavsiye edilir.
Profile Image for Sirunmanug.
162 reviews9 followers
December 9, 2020
Kelimeler nasıl böyle toplandı, sıralandı ve aktı, okurken ben mi satırlarla kaybolup gittim yoksa diye sıkça düşündüm. Acılarla, günlük kaygılarla dolu bir bakıma hepimizinki gibi olan yaşamların hikayesini öyle betimlerle okuduk ki biz de hikayeye karıştık sanki. Okumadık da izledik, dinledik! “Bilirim, ulaşılan her şeyde ulaşılamayan bir başka şeyin yokluğu vardır ve onun kadar noksandır da demezsin.” demiş ve “Hiç bozulup dağılmadan ufalandım sanki, kendi içimde ince ince ufalandım da bir yanımdan havalanıp hızla bir yanıma doğru savruldum” diye devam etmiş Toptaş; kelimeler böyle güzel akıyorken, insan bu his daha güzel anlatılamazdı fikrine kapılıyor, bir yandan da bir kadının kaçırılması ve hayvanlara şiddetin anlatıldığı kısımları kurgu olsa da okumakta ve tahammül etmekte zorlandım.
Profile Image for Gülşen.
38 reviews1 follower
October 30, 2019
Var hükmünde bir yoktur benim ulaşamayıp da yıllardır hasretini çektiğim, yok hükmünde bir vardır...
Bu sadece 275 sayfadan 1 cümle; öyle cümleler ki insanın beyninde saatin çarklarını andıran hummalı bir çalışma başlatıp sonuna geldik diyemeyeceğimiz ömürlük bir pille hem yorulup -yoğrulup- hem de muazzam keyif aldım... Hasan Ali Toptaş 'ın okuduğum ilk kitabı... keşke daha erken tanışabilseydim diyorum ama telafisini diğer kitaplara saklıyorum ;)
Profile Image for Serbay GÜL.
206 reviews56 followers
April 24, 2020
Bence ,kimse Hasan Ali Toptaş kitaplarını bitirmeden en sevdiği kitaplar sıralaması hakkında fikir beyanında bulunmamalı. Yine klasik Hasan Ali efsunu ile dolu bir kitap daha. Sizi içerisine öyle bir alıyor ki kitap elinizden bırakmak imkansız bir hale geliyor fakat, ne göz, ne akıl yetmiyor okumaya, yoksa tek seferde bitecek lezzette bir kitap. Kitap bittikten sonra da içerisinden çıkmak güçleşiyor. Hasan Ali Toptaş'ın herhangi bir kitabını okuduktan sonra elime başka bir kitabı almak çok zor oluyor. Her defasında postmodernizmin çivisini daha ne kadar yükseklere çakacak diye düşünmekteyim. Muazzam bir kitaptı , bu salgın sürecinde başıma gelmiş olan en güzel şey olarak hatıralarımda kalacak bu kitap.
Profile Image for Olcay Genç.
72 reviews11 followers
December 29, 2017
Bir o oldu bir ben oldu bir sen oldu. Bir çocuğun hayalleri. İnsandan eşyaya eşyadan hayvana gidip gelen, Nuri Bilge Ceylan filmi tadında bir anlatım.

"bir yalanın sokaklarında mıyım"
Profile Image for Cansu.
58 reviews36 followers
March 23, 2012
"Bunu biliyor muydun Gökçe gelin? Hiç düşünüp merak etmiş miydin acaba senden neleri sakladım ben bunca yıl. Kuşkusuz merak etmemişsindir. Benim tutup bazı şeyleri saklayabileceğim yani, aklının ucundan bile geçmemiştir. Oysa yaptım bunu ben; içimde sakladıklarımla yıllarca hem hayat buldum hem yanıp kavruldum. Sözgelimi, desem ki şimdi sana ben çorbayı bugünüm kadar içtim, kıs kıs gülersin.Sonra desem ki sana ben ağır yaralıyım gençliğimden beri; hop oturup hop kalkar benden beter olur belki de aklını oynatırsın...Ama aklını başına devişirip de bir an, bunca yıllık yol arkadaşımın kör olasıca dünyada ulaşamadığı bir şey varmış da benim bundan hiç haberim yokmuş demezsin. Bilirim ulaşılan her şeyde ulaşılamayan bir başka şeyin yokluğu vardır ve o, onun kadar noksandır da demezsin. Sen inat edip bunları demiyorsun ya ben de ona ulaşabilmemin asla mümkünü yoktur,artık hiç tasalanma demem sana.Bundan byle o hem vardır yeryüzünde hem yoktur da demem üstelik. Öyledir oysa, var hükmünde bir yoktur benim ulaşamayıp da yıllardır hasretini çektiğim; yok hükmünde bir vardır."
Profile Image for Resul.
14 reviews5 followers
December 31, 2017
Hasan Ali Toptaş’ı daima okumak istiyor, sürekli erteliyordum. Ancak kütüphanede aradığım kitabı bulamayınca denk gelmem sonucu gaza gelip aldım ve hemen o gün de okumaya başladım. Ancak daha sonra da yazara iliskin yorumlara da baktığımda Hasan Ali Toptaş’a yanlış kitabından başladığımı fark ettim. Çünkü daha önce tecrübe edinmediğim bir tarzı var yazarın. Olaylar gelişirken değişik karakterler üzerinden yapılan anlatım, okumayı zorlaştırıyor. Gerçekle hayal arasında defalarca kayboldum. Kesinlikle zamana yayarak okunacak bir kitap değil. Bu şekilde okuma yapılırsa tüm ayrıntılar birbirine karışabilir. Yazar için söylenen “okuması kolay sindirmesi zor” ifadesini iliklerime kadar yaşadım. Sonu gelmeyecek hissi veren uzun cümlelerle ilmek ilmek dokunan kitap, muazzam bir hikayeyle beraber sarsacak derecede etkiliyor insanı. Toptaş’a mutlaka diğer kitaplarıyla devam edeceğim.
Profile Image for Berna.
170 reviews
January 31, 2020
Hasan Ali Toptaş'ın okuduğum ilk kitabı. Doğru bir tercih yaptım mı çok emin değilim. Kitap beni oldukça zorladı. Tarzı şimdiye kadar okuduğum en ilginç tarzlardan biriydi.

Olay/zaman döngüsünü yakalamam, hangi bölümde kim ne anlatıyor diye yakalamam oldukça uzun sürdü. Beni çok zorlamasına rağmen kitabı çok sevdim. Karışık gelse de zamanla alışıp, sıkılmadan okuyorsunuz.
Profile Image for Sezgi.
431 reviews69 followers
February 4, 2017
İkinci Hasan Ali Toptaş kitabım. O kadar şaşırdım ki! Resmen dumur etti kitap. Nereden buraya bağlandı?
Nasıl oldu?
Bu kimdi?
Şimdi konuşan kim? gibi birçok soruyla başımı ağrıttım. Zor bir yazarla karşı karşıya olduğumu anladım. Mükemmel bir Türkçe var kitapta.
Yani sadece cümleler arasında bile kaybolabilirsiniz. Alıntılamak istesem birbirinden ayıramam cümleleri. Hepsi bir hikaye niteliğinde bana göre.
Diğer kitaplarına kıyaslayanlardan birkaç kişi Kayıp Hayaller Kitabı'nı beğenmemiş. Diğerlerini okumadığım için bir şey diyemedim ama bu yorumlara biraz üzüldüm. Çünkü bana göre oldukça güzel, kaliteli ve kafa yoran bir kitaptı. Bitirdiğimde büyük bir boşluk hissi oluşturdu. Küçük Hasan'ın hayalleri arasında gezerken bazen Kevser, bazen Elif, bazen Hicabi, bazen Ali, bazen de sinemacı oldum. Bir yerde yazarın çocukluğundan yola çıktığını okudum. Doğruysa daha da etkileyici. Çok yoğun duyguların ve geçişlerin olduğu hikayeyi özetlemek istersem zorlanırım. Nereden başlayacağımı bilemem spoiler veririm kesin. O yüzden tavsiye edelim de herkes okusun. ^^
Profile Image for Kevser.
130 reviews
September 27, 2015
Yazarın üslubu için verdim bu iki yıldızı. Kurgu çok basit , olayların sonu tahmin edilebilir. Karakterlerin hepsine ayrı sinir oldum. Karısını döven mi dersin tecavüz eden mi...
Yazar , çoğu olayı, duyguyu okuyucu tahminine bırakmış. Siz 'bu yüzden şöyle yaptı' diye tahmin yürütmek zorunda kalıyorsunuz. Böyle açık uçlu bir kalemi var yazarın. Başlarda tahmin yürütmek hoşuma gitse de sonlara doğru sıkıldım bu belirsizlikten. Bence okuyucuyu yönetmeli yazar. Kitabı kendi hisleri doğrultusunda sonlandırmalı. Okuyucu için açık bir yer bırakmamalı.
Yazarın başka bir kitabına karşıma çıkarsa şans verebilirim ama Kayıp Hayaller Kitabı hoşuma gitmedi.
Profile Image for Beyza.
206 reviews32 followers
April 28, 2017
Hikayenin, kurgunun, anlatımının güzelliği bir yana, Toptaş'ın karakterlerin içinde bulundukları bir anda neler hissediyor olduğunu, en ufak bir bakıştan, bir el titremesinden, bir kulak kızarmasından aktarabiliyor olması olağanüstü bir yetenek. Bütün kitap boyunca yazar beden ve zihin arasındaki ilişkiyi ince ince işlemiş ve ortaya sınırları belli olmayan bir hikaye çıkarmış. Öyle ki, hikaye kitapta asla kalmıyor, okura taşıyor. Okuru da sıkıntısıyla, öfkesiyle, korkusuyla ve varoluşun boşluğuyla baş başa bırakıyor. Bu, Gölgesizler'den sonra okuduğum ikinci kitabıydı, Toptaş'ı okumaya mutlaka devam edeceğim.
Profile Image for Derakleitos.
46 reviews1 follower
August 25, 2017
Ali ile Kevser'in birbirine kavuşamamalarının hikayesi. Hikayeyi anlatan Ali'nin arkadaşı dede. Dedeyi düşleyen Ali'nin torunu Hasan.
"Hem de ben ak sakallı dede kılığında yaşayan bir çocukmuşum da, sen babaannemmişsin gibi baktın."
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Caterina.
1,210 reviews63 followers
February 16, 2020
Hasan Ali Toptaş'ın anlatı yeteneğini, dili kullanma üslubunu çok severim fakat bu defa alegoriler içinde kaybolduğumu düşündüm.

Oysa bazı betimlemeleri okurken kendimi öykünün orta göbeğinde hissettiğim zamanlar da oldu. Nasıl desem? Okurken zorluk çekmedim de öyküyü kafamda birleştirirken eksik kaldım, yetemedim... Velhasıl yazardan değil benden kaynaklanan bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Peki Hasan? Onun çektikleri... Yoksa tüm okuduklarımız onun hayali miydi? Hasan kendisi olmadığı zamanlarda herkes miydi? Ya ala köpek... Bunca karmaşık düşüncemin içinde galiba en çok Kevser'i sevdim.


"...öyledir oysa; var hükmünde bir yoktur benim ulaşamayıp da yıllardır hasretini çektiğim, yok hükmünde bir vardır."

Sanırım bu yaz sakin kafayla yeniden okuyup sindirmeyi deneyeceğim.

O yüzden şimdilik virgül.
Profile Image for Terss.
660 reviews36 followers
August 9, 2023
Türk edebiyatının en iyi romanlarından biri diyebilirim. Neden 4 yıldız peki? Kimi yerde anlatıcı değişimi çok hızlı ve kaygan bir zeminde yapılmış, bir de kimi yerde alegori yapmak uğruna okur cevapsız sorularla başbaşa bırakılmış. Bu tarzı sevenler de mutlaka vardır ama benim okuma keyfimi böldü bu tip şeyler.
Yine de müthiş bir roman olduğu gerçeğini değiştirmiyor elbette.
Profile Image for Canan Elif.
96 reviews2 followers
January 20, 2020
Karekterleri hiç sevmedim hatta nefret ettim. Kadınlar çok çaresiz ve silik. Bu da beni rahatsız etti. Diline ve anlatımına lafım yok tabii.

Gölgesizler> Kayıp HAyaller Kitabı> Sonsuzluğa Nokta> Ölü Zaman Gezginleri

Şimdilik beğeni sıralamam böyle. 2020 Hasan Ali Toptaş okumaları devam edecek.
Profile Image for talya.
63 reviews6 followers
September 30, 2017
Akıcılığın dilin kullanımından gelmesi ayrı keyif verdi.
Profile Image for Deniz Bayram Görmez.
51 reviews1 follower
March 28, 2019
Kitap hakkında teknik değerlendirmelere giremeyeceğim çünkü beni çok yordu. Değerli yazarımızın üst üste okuduğum üçüncü kitabı idi. Gölgesizler ve Heba'dan sonra bu kitabın okumu biraz daha zor geldi. Olay örgüsündeki dolaylı bağlayıcılar hariç diğer okuduğum iki romandan farklı olan bir durum vardı ki; kitabın sentaks yapısı. Kitap sentaks açısından incelendiğinde okuru oldukça yoran bir anlatımla yazılmış. Devrik cümleler ve uzun cümleler okurun sabrını zorlayacak cinstendi. Ama şaşırmak gerekir çünkü Hasan Ali Toptaş'ın ayrı bir okur kitlesi oluştuğunu düşünüyorum. Çünkü gerek özgün üslubuyla, gerek kendine özgü kurgusu ve üst kurmacasıyla edebiyatımızda bunu başaran yazarlardan biridir. Yani Hasan Ali Toptaş okumak kolay değildir. Zaten kolay kitap okumak, sadece kitabı olay örgüsü okumak için okuyanlarsa varsa gitsin Toplumcu-Gerçekçileri okusun. Postmodernist romanlar çağımızın özelliklerini yansıtan romanlardır. Belirli bir okur düzeyine geldikten sonra okumak gerekmektedir.
Profile Image for Cengizhan Tünaydın.
33 reviews1 follower
July 10, 2016
Hasan Ali Toptaş tüm romanlarını kendine has bir dil ve kurguyla yazıyor ama Kayıp Hayaller Kitabı özellikle çok etkileyici oldu benim adıma, Türkçe postmodern edebiyatı için inanılmaz öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Çok çetrefilli olmayan bir kurguya, az karaktere ve muhteşem bir dile ve üsluba sahip kitap.

İnsanı sonsuzluğa götürüp getiren bitimsiz sandığımız ve pekâlâ aldandığımız bazı sevinçleri düşünüyordum sözgelimi, budalaca hareketlerden doğan sabun köpüğü neşeleri, rastlantılardan yontmaya alıştığımız gülünesi mutlulukları, yokluğundan yola çıkarak abarta abarta neredeyse kutsallaştırdığımız kof doyumları ve daha birçok akla gelmedik şeyi ve şeyleri kimi zaman aydınlatıp kimi zaman karartan öteki şeyleri düşünüp, bütün bunların kör bir asa sallayışından başka hiçbir anlama gelemeyeceğini kendi kendime bir kere daha tekrarlıyordum.
Profile Image for Deniz.
145 reviews
July 9, 2017
Kitabın sinemada geçen bölümü gerçekten çok destansı. Geri kalan bölümleri hep onu aklımda tutarak okudum ama ilk bölümün tadı bambaşkaydı. İlk bölümde anlatılan filmin, karakterlerin hayatlarına bağlanış şekli çok hoşuma gitti. Nedense hep bir Yılmaz Güney filmiymiş gibi hayal ettim, yazar da öyle düşünmüş müdür acaba? :) Kevser'i çok sevdim, çok daha fazla merak ettim. Kadersizlik ne büyük lanet cidden.
5 reviews
June 5, 2018
İnsanın en ağır yükü her zamanki gibi gene kendisi...
-
#KayıpHayallerKitabı #HasanAliToptaş #iletişimyayınları #kitap #vsco
-
İnsanların aynı şeylere baka baka artık kör olduklarını düşünürüm bazen; aralarında yaşayıp gittiğimiz halde bizi bir türlü göremediklerini, görseler bile tanıyamadıklarını ya da başka birileri zannettiklerini düşünür de hepimiz için üzülürüm. Yazık derim şu insanlığa, ah ne kadar yazık.

HAT külliyatı okumalarım kapsamında 5.kitabım ile huzurlarınızdayım efendim. Ah Hasan'ım Ali, senin ne kadar naif ne kadar şiirsel bir anlatımın var... Türkçenin bütün imkanlarını zorlayarak okurunu edebiyatın büyüsünün tadına nasıl da vardırıyorsun öyle... Mest oluyoruz mest. Kalemine kuvvet, sen hep yaz biz hep okuyalım. 🙏
.
"Belki de kasabanın üstünde asa tıkırtılarını andıran yorgun kanat sesleriyle uçup duran bir kuşum artık ben, miniminnacık bir bulutum, ya da ne bileyim, sokaklarda savrulan herhangi bir şeyin hâlâ görülememiş herhangi bir yanıyım."

.
Gezinirken, nereye varacak bu ölümlerin sonu diyordum kendi kendime, öle öle ne olacak böyle? Sözgelimi bin, bilemedin iki bin, ya da hadi sen de üç bin yıl sonra kim nereye gömülebilecek acaba diyor ve aklımca, yeryüzünün baştan başa mezarlarla dolacağını, ayak basacak bir karışlık yer bulunamayacağını, sonra da ölülerin kucaklarsa öylece kalakalacağını düşünüyordum...
-
#KayıpHayallerKitabı
#HasanAliToptaş
#iletişimyayınları
-
Sonra, yeryüzü etrafı gökle çevrilmiş uçsuz bucaksız bir mezarlığa dönüştüğünde yeni evler nereye yapılacak peki diye endişeyle mırıldanıyor, belki de insanlar artık gökyüzüne taşınacak diyor ve hemen peşinden de, dünyanın zaten şimdi de kocaman bir mezarlık olduğunu hatırlayıp bunca şeye boş yere kafa yorduğum için öfkeleniyordum.

#okudumbitti

Büyülü gerçekçi bir roman. Evet evet bu akımın bütün özelliklerini gösteren bir roman... Marquez'in 'gerçekle bağlarını kopardığı' romanları için söylenebilecek, gerçekle hayalin çatışma yaşamadan yan yana yer alması durumu Kayıp Hayaller Kitabı için de geçerli. HAT bunu bütün kitaplarında yapıyor zaten dediğinizi duyar gibiyim: Gerçeğin bir başka boyutunu yakalamaya çalışıyor. Romandaki kişiler kendi gerçekliklerinden kuşku duyuyor. Neyin gerçek, neyin gerçek olmadığı birbirine karışıp gidiyor. Sözgelimi Hasan'ın dedesinin ağzından anlatımın yapıldığı bölümlerde dede bir nevi hayalet gibidir, yaşamadığını biliyorsunuzdur da bir 'acaba?..' kafanızı meşgul eder. Mesela, kitabın başında Sinemacı Şerif'in salonuna Hasan ve Hamdi'nin kaçak olarak girip bir kısmını izledikleri filmin kurgusunun, gerçekliğine inandığınız hayat düzleminde Hasan'ın yaşamıyla birebir örtüşmesi... Kitap için söylenecek ne çok şey var ve fakat yerimiz de ne çok kısıtlı böyle!..
282 reviews14 followers
April 1, 2020
Kayıp Hayaller Kitabı / Hasan Ali Toptaş

Olay ''suratsız adamlarla dolu, köhne iki kahvesi, izbe birkaç dükkanı, bir camisi ve Şerif'in insafsızlığıına teslim edilmi uyduruk bir sinema salonu dışînda kayda değer hiç bir şeyi bulunmayan bir kasabada'' geçiyor. Karakterler; '' üzerine uzanıp ders çalıştıkları kilimden kalkıp, gizlice biletsiz girecekleri Şerifin sinemasında arka sıralardan film izleyen Hasan ile Hamdi, ''Beyaz bir ata binen, yürürken çizmelerini gırç gırç öttüren'' adamın heybesindeki kaçak afyonu yiyince ''başı olgun bir armut gibi düşüveren'' küçük oğlu, ''sakalını titrete titrete'' asmalı kahveye giren, ''bir masanın kenarına sessizce oturup herkese onlarca selam veren'' kimse selamına aldırış etmeyince ''dem çekmekten usanmış uzak bir kumru gibi öylece kalakalan'' Hamdi'nin dedesi, ''torbasını sürükleye sürükleye, sırtındaki o kayıp hikayeyle,heder olmuş bir gül hüznüyle yürüyen, bir gam ağacına benzeyen,  ağlaması yalnızca ağlamayı, gülmesi gülmeyi düşünmek olan'' kasabanın delisi Kevser, yüzüyle omuzlarının duruşunda hayata karşı apacık bir sitem olan Hicabi, bıyıklarının ucundan sarktıkça sarkan gülümsemesini sürükleye sürükleye gezinen Celil ve daha birçokları. Hasan Ali Toptaş'ın doyumsuz betimlemeleri ile. İkinci kez okumak isteyeceğiniz bir kitap.
Profile Image for Sultan.
38 reviews19 followers
June 27, 2018
Bu kitaptaki anlatımı biraz dolambaçlıydı ama ben artık Hasan Ali Toptaş’ın yazdıklarını sevememezlik edemem herhalde. Köşedeki minderine, dertten içilen rakısına, çatırdayan ateşine kadar, herşeyiyle bu kitap benim, kasaba benim; hepsi çok tanıdık. (Acıpayam diye okuyunca, köyde payamın dibindeki yıkık taş ev geldi aklıma mesela. Yıkılmadan önce içinde neler yaşandı geçti, kim bilir...) Egeli olmasa da, içinden eşyasına kadar hissetmese de, bu kitabı okuyan birine insanlık bulaşır; asık yüzlü bir çocuk, kadın kılığında gezen bir suskunluk görürse, ne oldu diye bir düşünür... İyi ki varsın Hasan Ali Toptaş, iyi ki Türkçe yazıyorsun!
Profile Image for Seda Gürbüz güneş.
10 reviews
June 1, 2018
Neresi hayal,neresi gerçek 🤔taşrada “inception”ı hatırlattı...çok etkilendim kalemine sağlık🧐👏🏻
93 reviews2 followers
August 7, 2018
Çok büyülü bir anlatımı var.
"Geciken hiçbir şey kendisi değildir zaten, bilirim."
41 reviews
April 2, 2020
İç sesler, hayaller, betimlemeler. Olabildiğince kesintisiz okuma talep eden bir kitap.
Profile Image for Xapînokan.
122 reviews19 followers
April 14, 2020
**3,5**

Geciken hiçbir şey kendisi değildir zaten, bilirim.(s.34)
Profile Image for Bee.
13 reviews15 followers
June 19, 2020
Büyülü gerçeklik sevmiyorum. Çok ilginç bir sondu ama ağır betimlemeler, bir ton hayal ve detay içinde boğuldum gerçekten. Biraz daha yalın bir dile ihtiyacım var sanırım.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Displaying 1 - 30 of 41 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.