..."Şensoy" yazdığı ve sahnelediği sıradışı oyunlarla daha çok dil inceliklerine dayanan mizah öğelerini kullanarak güncel olaylara eleştiriler getirmiştir. Geleneksel Türk Tiyatrosundan epik tiyatrosundan epik tiyatroya kadar çeşitli üsluplardan izler taşıyan bu çalışmalarıyla 20. yüzyıl sonlarında Türk tiyatrosunda kendine özgü bir yer edinmiştir.
26 Şubat 1951’de Çarşamba’da doğdu. Galatasaray ve Çarşamba liselerinde okudu; DGSA Mimarlık Bölümü’ne girdi. 1968’den sonra Yeni Ufuklar ve Soyut dergilerinde öykü ve şiirleri çıktı. 1971’de Grup Oyuncuları’nda profesyonel tiyatroculuğa adım attı. İlk oyunu “Haneler” Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda sahnelendi. Fransa’daki tiyatro eğitiminden sonra Magic Circus’ta Jerome Savary’nin asistanı ve oyuncu olarak çalıştı. 1980’de, İstanbul’da kendi topluluğu Ortaoyuncular’ı ve bu tiyatroya oyuncu yetiştirecek tiyatro okulu Nöbetçi Tiyatro’yu kurdu. Ortaoyuncular ekibiyle televizyon dizileri ve filmler çekti. 1989’da Kel Hasan’dan İsmail Dümbüllü’ye, ondan da Münir Özkul’a geçen simgesel kavuğu devraldı. 1989’da Ses Opereti’ni onararak Ses-1885’i açtı. 1994’de İçinden Dalga Geçen Tiyatro isimli gemi tiyatrosunda “Seyircili Seyir Defteri” ve “Kırkambar – Gece Tiyatrosu”nu gerçekleştirdi.
"No, no... İtiz e old poet, Nesimi... Evribağdi ask tu Nesimi: Ar yu fiil gud vit yor görlfirend? Nesimi tel him: Ay em okey, or nat tu, itiz may problım!"
Acik soyliyeyim, ferhangi bir beklentiyle okumadim. Fakat o kadar samimi ki, sicacik hissettim cidden. Bu 'sicacik' muhabberi bana yalan gelir.. di... simdi anliyorum. Hem betimlemeleri, hem insan analizleri de yerinde... komik de harbi :)
Benim ingilizcem, İbrahim Tatlıses’in türkçesinden iyi İbrahim Tatlıses türkçe konuşuyor ama biliyor denilemez ki! Bildiği sınırlı sorumlu sözcükleri cümle içinde kullanıyor. Kimi cümleler fiilsiz, kimisi öznesiz, kiminde tümleçe ne gerek? Benim ingilizcem de öyle işte. Yes itiz, diz iz e bok.
Bir cenabet sorumluluktur oyun açmak, bir de güzel açarsan oyunu, leb diyorken yakalamışsan izleyiciyi, o geceki oyunun keyfine doyum olmaz.
Kitapta oldukça yaratıcı ifadeler kullanılmış, hayal gücünü artıran türden ifadeler çok sık.
Ayrıca kitabın başlangıç kısmı çok akıcıyken Amerika'da hiçbir şey olmaması nedeniyle orta-orta ilerisi kısımları daha akmayıcıydı, sürekli groteski abdullah aka abdullah de vito (groteski abdullah from kapalicarsi) ile yemek yeniyordu.
Nerden başlasam bilemedim. "Bir margarita, bir margaritaya, bre margarita, gel seninle margaristanda, bir margarin dükkanı açalım mı?"
Bir Türk, Çarşamba'dan çıkar 10 üzerinden 3'lük(fazla mı verdim?) bir İngilizce ile Teksas'a tam olarak Dallas'a -Ceyar'gilin orası- giderse ne olur, başından neler geçer onun hikayesi. Türkiye'den çıkarken yaptığı gün hesabından başlayıp ülkeye dönüp bavul beklediği ana kadar eğlenerek okuduğum güzel bir anı kitabı.
Not: Kitapta bahsi geçen (fıstıkların yere atıldığı bar) Billy Miner kapanmış.
Ferhan Abi'nin Amerika'daki tiyatro macerasını okuyoruz, kendine has üslubuyla tabii. Onun kelime oyunlarına dalan bir daha çıkamıyor, ben de o güruhun içindeyim. Çok seviyorum. Ne anlatsa okurum, dinlerim ve hatta izlerim. Zira bizde Ferhan Şensoy sevgisi bir ata sporu, adeta miras. İyi ki tanımışım Ferhan Abi'yi. Gözümden veya cebimden kaçan kitaplarını hevesle bulup okuduğum, okuduklarımı da bir daha bir daha okuduğum bir dönemdeyim yine. Herkese tavsiye ederim. =)
Çocukluğumda okuduğum bu kitabın bende farklı bir yeri var, geçen hafta okuyana kadar neden olduğunu fark etmemiştim, sanırım Ferhan abinin, kendine özgü üslubuyla, kitabı benimle bir büyükle konuşur gibi yazmış olması hoşuma gitmiş. 2022 yılında bu kitabı okuduğumda aynı zamanda o dönemlere nostaljik bir yolculuk da oldu.