Jump to ratings and reviews
Rate this book

Şu Bizim Kırılganlığımız

Rate this book
“taşlaşmış varlıklar değiliz, başkalarıyla ilişki içinde olan varoluşlarız”

“Kırılganlıktan ve duyarlılıktan, zayıflıktan ve istikrarsızlıktan, incinebilirlikten ve sonluluktan, özlemle arzulanan ama asla varılmayan sonsuzluk kaygısından soyutlanmış insani bir durum nasıl olabilir ki?”

Novara, Maggiore Hastanesi’nde Psikayatri bölümü başhekimi, Milano Üniversitesi Sinir Hastalıkları ve Zihinsel Hastalıklar Kliniği’nde öğretim üyesi olarak hizmet veren 1930 doğumlu İtalyan hekim ve yazar Eugenio Borgna’nın daha önce çok ilgi gören “Ruhun Yalnızlığı”, “Melankoli”, “Bekleyiş ve Umut” adlı kitapları yayımlanmıştı.

Kitaplarında yalnızlık, ölüm, hastalık, mutsuzluk, korku, kırılganlık, umutsuzluk üzerine derinlemesine düşünen, ruhsal sorun ve hastalıklara son derece insani bir bakış açısı getiren Borgna’dan yine ses getirecek bir başka “manifesto”: “Şu Bizim Kırılganlığımız”…

76 pages, Paperback

First published May 20, 2014

18 people are currently reading
289 people want to read

About the author

Eugenio Borgna

56 books39 followers
Eugenio Borgna was an Italian psychiatrist and essayist.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
68 (20%)
4 stars
115 (33%)
3 stars
109 (32%)
2 stars
36 (10%)
1 star
11 (3%)
Displaying 1 - 30 of 39 reviews
Profile Image for alper.
210 reviews62 followers
December 10, 2018
Kitapta kırılganlık çok farklı açılardan ele alınmış. Enstrüman olarak da alıntılar, örnek vakalar, hikayeler, mektuplar, şiirler, -hatta bir bölümde- heykel ve resimler kullanılmış. Güzel bir derleme olmuş. Okurken dikkatimi çeken bir konudan biraz bahsetmek isterim:

Antonia Pozzi, şair, yazar. Duygu dünyası bir insana göre çok daha derin. Böyle olunca daha çabuk kırılıp, incinebiliyor insan.(daha üzücü olaylar da olabiliyor hatta) Kitapta kırılganlığa direkt bu açıdan değinilmiyor. Tamam, doğuştan gelen bir duygu dünyamız var fakat okudukça, düşündükçe, sanatla haşır neşir oldukça, (buna hayat tecrübesini katmıyorum, o sanki tam tersi, her durumu kanıksamamıza yol açan bir etkiye sebep oluyor) duygu dünyamız genişliyor. Daha bir insan oluyoruz. Empati kabiliyetimiz, farkındalığımız, derinliğimiz artıyor. Bir yandan daha ince, daha düşünceli, daha duygusal olurken bir yandan sanki artık daha bir kırılgan oluyoruz. Kırılganlık tek başına değil paket halinde geldiğinden mutsuzluk, melankoli, depresif durumlar da beraberinde gelebilliyor. Kendi adıma bunun dengesini istiyorum. İnsanın içindeki odunun/kütüğün aynı zamanda bir koruma mekanizması olduğunu düşünmeye başladım. Kafam biraz karışık, bir ara tekrar okuyup üzerine düşünecem.

Çokça not aldığım/altını çizdiğim başlıklar : Kırılgan Sözcükler, Sessizliğin Kırılganlığı, Sevinç, Ruhun Hüznü, Umut, İstemli Ölüm (nasıl etkisinde kaldıysam, yukardaki gevelemelerim hep buradan), Kırılgan Figürler (heykel ve resimler burada), Kadının Kırılganlık Biçimleri, Müttefikler, Tedavi Ekibi

Kitaptan,

"Sözcükler kırılgandır; yaşamamıza yardım eden sözcükler acı ve umutsuzluk kapımızı çaldığında her defasında yeniden dile getirmemiz ya da keşfetmemiz gereken sözcükler kırılgandır; ama sözcükler sessizlikle örülüdür ve sözcüklerin kırılganlığı, binbir şekilde dile gelen ve kolaylıkla parçalanan sessizliğin kırılganlığına işaret eder. "(13)

"Kadın, içe dönme, içsel hayatında kesintisiz olarak olup bitenleri inceleme tutumu sayesinde ruhunun yaralarını, kendi kırılganlıklarını daha kolay tanır ve onları görmezden gelip reddetmez, cesaret ve kararlılıkla kabul eder. Ancak bu yaralara ve onlara eşlik eden acılı deneyimlere adını koymak kolay değildir ve kadın bunda, bunda da, daha başarılıdır: Ne hissettiğini sözcüklerin, sesin ve çehrenin, bakışların ve gözyaşlarının, tebessümün ve sessizliğin dili olan yaşayan bedenin diliyle ifade etmekte daha ustadır."(61)

Bu kadar kırılganlığın üstüne bir tane de afilli bir alıntı yapalım (Nietzsche'den geliyor):

“Umut, aceleci ve apansız hayat deresinin üstünde atılmış gökkuşağıdır, köpükler onu yüzlerce kez yutar ama o hep yeniden belirir. Dereyi, tam da yabani yabani, tehlikeli tehlikeli çağıldadığı yerde, o narin ve güzel atılganlığıyla sürekli aşar.” (25)

Puanım 3,5 (Ben bir düşünüp gelecem)
Profile Image for sinepudore.
316 reviews10 followers
August 6, 2025
Cosa resta di una timidezza ferita e lacerata? Frantumi stellari, schegge sanguinanti, che talora non si ricompongono e non si cicatrizzano più.
#quote
Profile Image for trestitia ⵊⵊⵊ deamorski.
1,539 reviews448 followers
April 23, 2021

edit: argüman ulan argüman ne zıkkım olduğu hatırlatıldım (aşağıda anlarsınız).


Ben bu kitabı en çok nerede okudum biliyor musunuz; patron ihmalkarlığından doğan zorunluluktan dolayı uçakla gittiğim Erzurum'dan Ankara'ya döndüğüm "doğu ekspresi"nde, turistik bilette üstelik. Ulan insan o kadar ister de böyle mi olur bir düş; ha şunu öğrenmiş oldum, comfort zone dışına çok yakın. Sıfır hazırlık ve yanımda abi dediğim patron ile yeni tanıştığım ve sürekli ya anası ya sevgilisiyle konuşan kız olduğu ve de aylardan ağustosun sıcak zamanlarına geldiği için de olabilir elbette.
"... kırılganlık, sadece fiziksel hastalık durumunda değil, özellikle de psişik hastalıkta, şiirin bahtsız kız kardeşi olan ve ruhun keskin ağrısını, derin duyarlılığını, yakınlık ve sevgiye dair can yakıcı özlemi beraberinde getiren delilikle de gün ışığına çıkar. Her nevi delilikte kırılganlık, uçsuz bucaksız bir kırılganlık ve duyarlılık bulunur, buna yakınlık ve sevgi özlemleri eşlik eder; kişi, ruhun nezaketi ve insanı dayanışmayla beslenen bir kabullenişe ihtiyaç duyar."

Kitap kısacası "kırılganlığa bok atmayın; bu varoluşun, hayatın bir parçası; ve bu büyük bir zenginlik ve herkeste çeşitli şiddet ve biçimlerde vardır; tedavi ekibine sadece aile ve profesyoneller değil herkes davetlidir" olarak özetlerim(miş).
*******DOOORU*******
*Arkada the weeknd - die for you çalıyor yak baba.*

"Yemek yerken bakma bana, gözlerini kaldırma, benim yargımla karşılaşabilir ve onu onaylayabilirsin." (Roberto Dapunt'un alzheimerlı Uma isimli hastasıyla yazdığı şiir kitabındaki Uma'ya olan atfı. Şiir de ayrı bir olay zaten. Çıktısını alıp etrafa dağıtasım geldi.)

-Kendi dediğinden harmanlıyorum- kırılganlığı, incinebilirliği ve duyarlılığı aynı çatı altında ele alıp ontolojik ve fenomenolojik olarak değerlendiriyor ve sadece psikolojik ve patolojik değildir, savına çıkıyor.

Kırılganlığı veya herhangi bir şeyi anlatırken de, kitaptaki bir bölüm olan "kırılgan sözcükler" kullanıyor. Kitabın dili de kırılgan, eğer Borgna'nın kırılganlık derken ne kastettiğini biraz anlamışsam.

Üslubundaki en güzel şey "kırılganlık, bir deneyim olarak kırılganlık" veya "acı, kişinin (buraya enfes benzetmeler enter) olan acı" veya "kadın bunda, bunda da..." diye oluşturulmuş cümlelerdi.

Bir psikiyatrist olarak kimi örneklerini veya savlarını hastalar üzerinden (hastalıkları değil durumlarından) kimi zamanda hastalıklardan (özellikle alzheimer, şizofreni ve depresyondan) yapıyor ancak bu boğucu, bir psikiyatrist ağzıyla değil bir felsefeci edasıyla yazılmış hissiyatı var. Ancak doktor duruşunu da göstererek, çoğunlukla bölüm sonunda birer cümleyle tavsiyeler, öneriler vermekten geri durmuyor.

Pek çok kişiden tanımlamalar ve örnekler var; örneğin Rilke, Nietzsche, Leopardi gibi. Veya benim duymadıklarımdan Ludwig Binswanger, Romano Guardini, Antonia Pozzi gibi
ama evet doğru tahmin ettiniz bu üçlü hiç çevrilmemiş.
*******ĞAAA*******
Neyse. Kitapta geçen Pozzi alıntılarını burada vermeyeceğim ama kendisi yeni idolüm oldu.
Bahsettiği kişilere gelince araştırmakta fayda var, daha iyi anlamak için (ağzımın lafı oldu bu da, belki de ben salağım).

Kısa kısa bölümler (en fazla 2 sayfalık) olduğu için detay hiç yok, konuyu dağıtmıyor. Ama yer yer daha bilimsel, daha 'tezmişçesine' şeyler görmek istediğiniz, bir kanıt, kaynak, bir dayanak aradığınız oluyor; çok diyalektik ya da sebep sonuç (ya da ne zıkkımsa) yok. Örneğin (s.64 p.2) acı, melankoli, kırılganlık ayrımı yok; neyi neye göre diyor, nasıl tanımlıyor; daha çok kitap başındaki örneklerle açıklama var. Ama bana sorarsanız ne olarak tanımlıyor kavramaları diye, kesin bir şey olarak kırılganlık için diyebilirim anca. Bunu girift tutuşuna ve çok detay vermeyişine verebilirim, belki; zaten kısacık kitap.

Muhakkak ki öznel bir metin de nitel mi nicel mi bunu bilecek kadar ortada bir şey yok. Ancak bir de Borgna'nın bir psikiyatrist oluşuna yorarak şunu diyebilirim; katiyen öznel, size 'doğrusu bu' yahut altı boş savlarmış gibi hissettirmiyor; bunu, kendimi kitapta bulduğum için demiyorum, katılmadığım çok nokta oldu. Ama dayanaklı okumak istediğim gerçeğini değiştirmese de bu durum da o zaman fazla 'tıp' kitabı olurmuş gibi olacağı gerçeğini değiştirmiyor, ama yine de;;;

Gerçekten öyle biri mi yoksa farklı bir mana da mı kullanıyor bilmiyorum ama kaderci yaklaşım- değilse de kader inancı içeren cümleler var; 'kırılganlık elbette kaderimizdir' gibi. Dinsel motifler de var; Hristiyan inancında mistisizmi ve öğreti biçimleri benimsemiş örnekler var.

Kitabın sonundaki "Tedavi Ekibi" bölümünde bu kitapta ne yapmayı ve bunu nasıl istediğini de izah ediyor kısaca. 'Kırılganlığa karşı gösterilen olumsuz değerlendirmeleri, yargıları, karartıları, çekimserlikleri ve zaman zaman dudak büküşleri azaltmak' istediğini ile getirmiş ki bu müthiş bişi'. Borgna'nın da bu ikaz niteliğindeki metni ve bunu kitabın başında değil de sonunda verişi çok hoşuma gitti.


Bana kalırsa ben Borgna'nın bahsettiği kırılganlığa sahip değilim, çünkü bende aklımın alamadığı bir kayıtsızlık ve onun kadar şiddetli bir savunmasızlık söz konusu. Ancak -genelleyerek diyorum- çevremde 'var bi sıkıntısı' dediğim insanlara kaba tabirle bir de ben çelme takmamış olmamak için bayağı çabalıyorum; çünkü nasıl bir şey biliyorum. 'Halden anlamak' bu; ilk verdiğim alıntıyı boşa vermedim.
Veya s.34 hastanın aile ve sosyal çevresinden soğukluk görürse iç dünyasına çekilip yalnızlığa gömülüşünden bahsederken siz kenara "mış gibi yapmak, maske takmak, yabancılaşmamak için kendine yabancılaşmak" diye not alıyorsunuz ve sonra kalkıp s.40'ta verilen örneği "maske" ile ifade edişi manidar oluyor.
Veya s.17'deki "yara ve zarar almış çekingenlikten geriye ne kalır?" sorusuna ben "özgüvensizlik, güvensizlik, özellikle eylemsizlik" cevabı veriyorsunuz; sonra adam s.19'da "çekingenliğe daima duyarlılık ve güvensizlik eşlik eder" diyor;;; HASSİKTİR.

Sessizliğin Kırılganlığı' bana Pessoa'yı, dil ve konuşmayla ilgili yapılan deneyleri, daha yeni okuduğum Onur Bayrak'ın "sevinçten sessizleşenler, kederden konuşanları anlayamaz"a benzer dizesini; kişinin konuşma biçimi, sözcük seçimi, ifade edişi, yabancı veya eski veya bükülen sözcüklerin kullanışı gibi şeylerdir insanı kılan, nasıl konuşuyorsa odur inancım geldi aklıma.

"Ancak gözyaşlarıyla ıslanmış gözlerin görebileceği bir imge yeniden filizlenir."

bana kalırsa ki kalmıyor son derece biyoloji tarafından kapalı kılınmış ve taşlaşmış varoluşlar, başkalarıyla ilişki içinde olamayan varlıklarız
xoxoxo
iko
Profile Image for Pinar.
152 reviews3 followers
May 12, 2018
"Dünyada hakim olan sloganlar kırılganlığı gereksiz ve köhne, ham ve hastalıklı, sağlamlıktan ve anlamdan yoksun bir şey olarak görüyor: Oysa kırılganlıkta duyarlılık, incelik, haysiyet ve bitkin bir nezaket, dile getirilemeyen ve görülemeyen şeylere dair bir sezgi bulunuyor ve bunlar başkalarının ruh halleriyle, duygulanımlarıyla, varoluşsal hazlarıyla daha kolaylıkla ve şevkle özdeşleşmemizi sağlıyor."

"..oysa kendi sınırlarından hiçbir zaman şüphe duymamış, bunun üzerine hiç düşünmemiş bir özgüven, ne çok risk ve şiddet barındırmaktadır."

"Sevinci buz gibi dikkatsizliğimizle kurutmayalım."

"Hemen hiçbir zaman şimdiki zamanı düşünmeyiz, ola ki düşünürsek de bunu daima geleceğe hazırlanmamızı sağlayacak ışığı edinmek için yaparız. Geçmiş ve gelecek araçtır, sadece gelecek amacımızdır. Bu nedenle de bizler hiçbir zaman yaşamayız, yaşamayı umarız ve kendinimizi mutlu olmaya hazırladığımızdan, kaçınılmaz olarak hiçbir zaman mutlu olmayız."

"Yalnızlıktan yalnızlığa fark vardır: Ruhun potansiyelinin gün ışığına çıkmasını sağlayan yalnızlık olduğu gibi, ruhu yıpratan, ona acı çektiren, kendi kırılganlığının bilincini derinleştiren, geçici ve anlam verme yetisinden yoksun olduğu sonradan gün ışığına çıkan teknolojinin, social networklerin büyüleyici albenisini yenik düşen yalnızlık vardır."

"..kırılganlık cinsiyet farklılığını aşan bir hayat şartıdır ve kırılganlıkta her iki cinsin de uyuştuğu bir hayat biçimi görmemek mümkün değildir."

"Bedenimiz kırılgan: Hareket halindeki herhangi bir madde onu delebilir, yaralayabilir, ezebilir ya da içindeki düzenin bir parçasını daimi olarak bozabilir. Ruhumuz incinebilirdir, sebepsiz depresyonlara maruz kalabilir, her türlü şeyin arasında, aynı şekilde kırılgan ya da şımarık varlıkların arasında kalabilir. Varoluş duygumuzun neredeyse büsbütün bağlı olduğu sosyal kişiliğimiz sürekli olarak tamamen şansa bağlıdır."

"Kadın, içe dönme, içsel hayatında kesintisiz olarak olup bitenleri inceleme tutumu sayesinde ruhunun yaralarını, kendi kırılganlıklarını daha kolay tanır ve onları görmezden gelip reddetmez, cesaret ve kararlılıkla kabul eder."

"..duygulanımlar, ne kadar kırılgan ve zayıfsalar, o kadar iletişim ve umut taşırlar. Duygulanımlar değişir, ruh halleri değişir ve bunların izinden dünya, dünyaya bakış değişir."
3 reviews1 follower
November 6, 2020
Kitaba büyük bi hevesle başlamış biri olarak benim için hayal kırıklığıydı. Alandan biri olarak söyleyebilirim ki kitap psikolojiye dair nerdeyse hiçbir bilgi ve içerik içermiyor. Daha çok edebi bazı söylevler okuyormuş hissi uyandırıyor ancak onuda tam olarak verdiği söylenemez. Belki kitabın orjinali daha keyifle okunabilir ancak yky den çıkmasına karşın çeviri gayet verimsiz.
Profile Image for Cemre.
724 reviews562 followers
July 30, 2019
"Ancak hayatta her şeyin dile getirilir, ifade edilebilir olmadığını bilmemiz gerekir ve düşüncelerimizi, içimizdeki duygulanımları sadece açık ve net sözcüklerle dile getirebileceğimiz yanılsamasına kapılmamalıyız. Susan söz, zaman zaman konuşan sözden daha önemlidir".
s. 15

"Çekingenlik kırılgan, son derece kırılgan bir hayat biçimidir ve kolaylıkla kırılır. Sadece hareketler değil, edilmemiş bir tebessüm, verilmemiş bir selam ve özellikle de sözcükler, kırılgan olmayan, ruhsuz ve çorak olan sözcükler de çekingenliği yaralar ve hırpalar. Yara ve zarar almış çekingenlikten geriye ne kalır? Zaman zaman hiç onarılmayan ve yarası kapanmayan yıldız kalıntıları, kanayan kıymıklar kalır".
s. 17

"Melankolik kişi kendini yalnızken iyi hisseder ve sessizliğe karşı ateşli bir özlem duyar. Onun için sessizlik asli bir şeydir: Bu ona nefes almasını, hafiflemesini ve rahatlamasını sağlayan ruhsal bir ortam sağlar".
s. 24

Kırılganlığa, sevincin, hüznün, umudun, hastalığın ve pek çok şeyin kırılganlığa dair kısa yazılar içeren, kırılganlığın kötü bir şey olmadığını, insani olduğunu gösteren kısacık bir kitap...
Profile Image for Livia.
91 reviews18 followers
September 26, 2014
"Le persone fragili, che soffrano delle loro fragilità, non hanno bisogno di farmaci, se non talora di quelli che svolgano una blanda azione ansiolitica, ma hanno bisogno di presenze umane, non necessariamente professionali, capaci di ascolto e capaci di creare comunità di cura, e magari comunità di destino, nelle quali il più forte dia una mano al più debole."
Profile Image for Yavuz.
77 reviews
January 5, 2019
"Dünyada hakim olan sloganlar kırılganlığı, gereksiz ve köhne, ham ve hastalıklı, sağlamlıktan ve anlamdan yoksun bir şey olarak görüyor; oysa kırılganlıkta duyarlılık, incelik, haysiyet ve bitkin bir nezaket, dile getirilemeyen ve görülemeyen şeylere dair bir sezgi bulunuyor ve bunlar, başkalarının ruh halleriyle, duygulanımlarıyla, varoluşsal tarzlarıyla daha kolaylıkla ve şevkle özdeşleşmemizi sağlıyor." diyerek başlayıp, kaçınılmaz kırılganlıklarımızı çeşitliyor yazar ve son olarak;

"Bir tebessümden daha kırılgan bir şey yoktur ve içinde, zaman zaman, kalpten ara ara geçen acı, özlem, yitirilmiş ve asla unutulmamış zaman, Noel'de düşen kar ve sevdiğimiz bir kitaba yansıyan ay ışığı gizlidir ve bu karaltılı ve alacalı metaforlardan kırılganlığa dair son imge: Ancak gözyaşlarıyla ıslanmış gözlerin görebileceği imge yeniden filizlenir." diyerek biraz kırgın ama mağrur bir edayla, sözcüklerin arasından geçip gidiyor.
Profile Image for emre.
431 reviews334 followers
August 19, 2021
çok güzel başlamıştı ama sürekli alıntılara başvurması beni bağlamdan kopardı, "peki sen ne düşünüyorsun bu konuda canım?" demek istedim. yine de bazı yerleri öyle iyiydi ki kitabı beğenmedim demeye kıyamıyorum, borgna'nın bir başka kitabını okuduktan sonra bu kitap hakkındaki fikrim netleşecek sanırım.
Profile Image for Hakan İlker.
334 reviews
May 23, 2025
Çok farklı beklentilerle alıp okumaya başlamıştım. Ancak karşılaştığım şey havalarda uçuşan terimler, biraz şiir ve biraz da tavsiye.
Kavramların ve terimlerin temellendirmeden, tanımlanmadan fazlaca kullandığını düşünüyorum. Kitabın ne demek, ne anlatmak istediğini ilk sayfalardan itibaren anladım, bunu net bir şekilde aktarıyor zaten. Ancak kitap kırınganlığın ne'liği üzerine dururken birden farklı noktalara geçiyoruz. Birden psikologların hastalarıyla nasıl konuşması gerektiğine dalıyoruz misal.

Bölümlerin çok az oluşu, meselenin kavrayışından çok uzaklaştırıyor. Art arda sıfatlarla, kavramlarla karşılaşıyoruz: Umut, kırılganlık, aydınlık, ışık, incenebilirlik, çekingelik.... Konudan aniden kopuş oluyor. Özellikle bu kavramlarla ne demek istediğini sadece çeviri kelimelerle gördüğümüz için daha da zor oluyor her şey.

Yalnızca ilk bölümlere ve kitapta atıf yapılan şiirlere bu yıldızı veriyorum.
Profile Image for Marina.
332 reviews3 followers
October 28, 2023
Un testo complesso dal punto di vista stilistico, con buone riflessioni sul tema della fragilità umana. Tuttavia non mi ha convinto appieno, in parte per i riferimenti alla patologia (a volte molto marcati) che possono confondere un lettore/una lettrice non avvezzi al linguaggio psicologico. Alcune parti mi hanno convinta maggiormente, come la parte iniziale (che passa in rassegna le emozioni e i periodi di vita più esposti alla fragilità), altre meno (soprattutto la parte sulla fede, ma per mia attitudine personale rispetto al tema). In generale un testo un po’ “disordinato” con molti spunti, un linguaggio ricco ma pochi approfondimenti. Bella la parte sulla vita e la poesia di Antonia Pozzi.
Profile Image for Periyodik Neşriyat.
34 reviews
July 29, 2020
68 sayfa ama daha uzun gibi. dolu dolu bir kitap. çok altını çizdim çok not aldım. kırılganlığı meşrulaştıracak, insanileştirecek tezlerle dolu bir kitap. ki zaten de masumdur kırılganlık, degil mi..
serinin diger kitaplarını da merak ediyorum.
Profile Image for Ayse.
1 review
January 9, 2021
Sosyal medya da mutlu hikayelerle dolu olan şu zamanlara güzel geldi bu kitap. Gerçekten kırılgan olmak, kendi kabuğuna çekilmek kötü müdür? Durmak durulmak, sevincin bile kırılganlığı varken neden garipsenir ki? Hepimizin güllük gülistanlık mı olması gerek? Peki kırılganlığı olanlar gerçekten abartıyor mu? Ah şu biz diyip aynanın bize dönük tarafını kapatıp hadi hep mutluluk pozlarımı vermek yoksa gerçekten bu duygulara önem verip dinlemek mi? İncecik olmasının yanı sıra altını çize çize yanlarına not alarak okuduğum bir psikiyatristin kırılganlık yorumu ve kelimenin tam anlamıyla bunun doğallığını yine insan fizyolojisine bağdaştırıp anlatan, güzel okunası kitap✌🏻kırılganlığınız az olsun ama olsun yani güzel bişey olması🌸
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for alaska.
5 reviews
July 1, 2025
1 temmuz 00.20
Şu an “şu bizim kırılganlığımızı okuyorum. Bir yandan da “bullet proof… i wish i was” dinliyorum.
Neyi fark ettim biliyor musun? Aslında okuduğum, izlediğim her şey bir nevi ayna. Hep kendi içime dönmeye çalışıyorum ve bu bir an farkındalıkla geldi. “Çekingenlik” bölümünü okurken neden bilmem ama öyle oldu. Belki de beni en çok etkileyen bölümlerden biri olduğu için. Çünkü ben de çekingenim. Çekingen olduğum için kendime kırgınım biraz. Biraz da dünyaya. Belki daha ne kadar çok şeye kırgın olduğumu hatırlattığı için böyle olmuştur.
Şu an dinlediğim şarkıyla da kırılıyorum. Belki de bu yüzden tom yorke kırılganlığından yakınırken ben içimde biriktirdiğim kırılganlıklarımla tekrar tekrar kırılırken fark etmişimdir elimdeki aynayı.
Biraz daha kırılmaya devam edeceğim.
Profile Image for Aylinb.
9 reviews1 follower
March 30, 2020
Utanmasam tüm kitabı çizeceğim, çok çok güzel! Bu ilk okuyuşum ama belli ki son olmayacak. O kadar yerinde ve vurucu tespitler yapıyor ki okurken içinize dönüyorsunuz. Referans verdiği kaynaklarda bende merak uyandırdı. Hele bir şiiri var ki.. uzun zamandır şiir okurken ağlamamıştım.
Profile Image for Nur Yayla.
15 reviews
February 28, 2021
“Hastalık hiç kuşkusuz ki insanı gerek bedensel, gerek ruhsal olarak kırılgan kılar ve her iki kırılganlık da, nezaket ve anlayış göstermeyen, acı ve kaygıya yönelik kabulleniş taşımayan ve saygılı olmayan davranışlarla ilişkilidir, acıyı hafifletmek için bazen tek bir tebessüm bile yeterlidir.”
Profile Image for Dilek.
742 reviews
November 15, 2022
Kırılganlık; duygular, sözcükler, sessizlik, umutlar, ruh, ergenlik, yaşlılık, beden, kadın olmak gibi başlıklar altında ele alınıyor. Hem bu kadar edebî ve estetik bir dil kullanıp, hem de bilimsel gerçekleri öğreten yazarın bu kitabı okumaya değer.
Profile Image for Esat Korgali.
71 reviews2 followers
March 7, 2021
Tedavi ekibi en önemli ve en etkileyici kısmıydı benim için.
Profile Image for Yonca Güneş Yücel.
51 reviews
September 18, 2022
Eugenio Borgna’nın sadece “şu bizim kırılganlığımız” kitabını okudum ancak diğer kitaplarında umut, ruhun yalnızlığı vb üzerinde yazıyor olması ondan bu husus sularda beklentimi büyüttü galiba.

Bu kitabı için: İntihara, yaşlılığa, hastalığa, kendi tabiriyle “anlambilimsel bir parantez açmaya” çalıştığı söylenebilir ama arka kapak yazısında belirtildiği gibi bir “manifesto” değil. ❌

Neden değil? Feyyaz Yiğit’i anmadan edemeyeceğim ama “yılgın bir hoşgörü” içeriyor gibi. Bu hisse varışa Borgna’nın kırılganlık tarifi neden oldu. Matrak bu denk geliş, kitabın ilk sayfasında sizi karşılıyor. O da Feyyaz Yiğit’in kırılgan “atarını” aratmayacak şekilde kırılganlığın ta kendisinde “bitkin bir nezaket” olduğunu söylüyor. Bu güçlü ifadeyi karşılayamadığı gibi yaratıcılığıyla inşa ettiği kaygan zeminde pat pat yere kapaklanıyor.❗️

Arada iyi kalkışları da var elbette biri “sevinç” ve “mutluluk” karşılaştırması (o da küçük ama etkili bir çeviri hatasına karşılık geliyor). ⚠️ Diğeri de “umut” ve “iyimserlik” karşılaştırması. “Sevinç”in “mutluluk”tan daha fazlası olduğu, aniden çıkageldiği; kederden boğulurken bile gelebildiği. “İyimserliğin” “umuda” kıyasla taşıdığı katılığını, yaratıcılıktan yoksunluğunu tarif etmesi. Umudun kırılganlığıyla gelen ışıltısı, mutluluğun kader gibi herkesi gelip de bulmayan, bulamayacak olan dünyeviliği.👌🏾

Borgna, yine de cömert! Şairi, felsefecisi, edebiyatçısı, rahibesi hem suskunlukları hem de konuşkanlıklarıyla çoğaltıyor anlatısını. 💤
Davetkar olmayan bu cömertlikle sarf ettiği kaynak ancak okuyucuda tutunursa zenginleşecek, tutun(a)mazsa çoraklaşıp eksilecek. Benim için kuruyup giden tarafı çok oldu.

En temel eleştirim de herhalde tam da bu kaderciliği. Mistik diye tarif ettiği bu tutunmaları sadece anlıyor olmakla kalmıyor, öneriyor da olması. İsa’nın çilesinin Tanrı’sıyla sağaltıldığı bir ilişkiyi anlamlı, mümkün ve elverişli buluyor olması. Keder birliğine, topluluk, müttefik olmaya ilişkin temennisi nasıl oluyor da güçler ilişkisinde ufalanıyor. O yüzden “daha kuvvetli olan kişi daha zayıf olanın elinden tutar” diyebiliyor.

Genel anlamda çeviri de etkili olabilir bu muhakemede ara başlık ve içeriklerde yer aldığı şekliyle müttefik, topluluk, tedavi ekibi gibi neden böyle denildiğine dair çokça su kaldırır, yazar/çeviri notu ister tanımlamalar, kavramlar var. ⁉️ Kim(ler) neredeler, nasıl ve hangi koşul ve ahvalda varlar, olabilirler? Buralar da Borgna’nın ya da benim kaçış çizgileri, kırılganlığı(m) kim bilir? 🌀
Profile Image for ceyda.
118 reviews4 followers
January 23, 2022
kırılganlık üzerine bir kitap yazılmış olması durumu bile beni başlı başına kitaba sempati duymaya itti diyebilirim. zira kırılıyoruz. böylesi kırılgan olduğumuz için kendimize kızıyoruz. bazen de kırıyoruz. bazen farkına bile varmadan, bazen istemeden. bu sebepten kitabı tam olarak ne beklediğimi bilmeden elime alıp okumaya başladım. kırılganlık üzerine okumak istedim. kendi kendime düşündüm. her an kırılgan değilim. bazen daha kırılganım. kimisi benden daha kırılgan. "kimisiyse benden daha ..." durdum. ve fark ettim ki bu cümleyi olumlu bir sıfatla tamamlamaya daha yatkındı zihnim. "kimiyse benden daha dayanıklı ya da güçlü" gibi mesela. ama bana bunun bu şekilde olmak zorunda olmadığını hatırlatan bir bütün kitap kaleme almıştı birileri. zaten kırılganlığın kırmak ve kırılmak olarak yalnız iki boyutu olmadığını ifade etmişti bu kitapta. pek çok şekilde ve formda kırılganlığın mümkün olduğunu açıklamıştı. kırılganlığı benimsemiş ve benimsetmeye gayret etmişti. belki de farkına varmam gereken bir şeyleri fısıldamıştı bana. kırılganlık mevcuttur. illa iyi ya da illa kötü değildir, illa kişiye kendini iyi hissettirecek şeyleri ya da huzursuzluk verici bir şeyleri çağrıştırması gerekmez. kırılganlık benimsenmesi gereken, oldukça normal ve bünyesinde anlam itibariyle bir olumsuzluk taşımayan bir olgudur. bu kadar. okuyacaklara faydalı okumalar diliyorum.
Profile Image for Uğur.
472 reviews
January 9, 2023
The author of the book, Eugenio Borgna, is also a psychiatrist and has written this book based on his patients and other patient-doctor relationships in the hospital. The book seems to be written more dedicated to other doctors who are colleagues than readers. While trying to explain the extent of patients' frailties, he particularly touched on the destructiveness of even a plain word in the patient. The relationship between the patient and the doctor is discussed with a very humane approach, but the interrupted progress of the book is very distracting. That's why it may seem boring. It would be much more correct to consider this book not as a literary product, but as a writer's diary. The presence of a lot of quotations also added a daily taste to the book.

This is the case not only in the patient-doctor relationship, but also in life. I think it is important to be as thin as possible and as much as possible at every moment when we communicate. Also, we will never know what the person in front of us had a problem with, what he was going through. That's why this is an anonymous thank you.
Profile Image for Angela.
69 reviews
January 1, 2025
Come esplicitato alla fine del libro, descrive la fenomenologia, la genesi e gli orizzonti tematici della fragilità, che è “umana esperienza dotata di senso”.

Per tutti, ma secondo me soprattutto per professionisti di ambito sanitario ed educativo. “Questo è il compito, non facile ma necessario, di chi cura: creare relazioni umane che consentano al malato di sentirsi capito e accettato nella sua fragilità, e nella sua debolezza.”

Nel complesso: tanta carne al fuoco in maniera troppo poco organizzata per i miei gusti, avrei preferito dei veri e propri capitoli con relativi sottocapitoli. A parte questo, mi è piaciuto e l’ho trovato utile.
Profile Image for Erdem Yılmaz.
198 reviews4 followers
February 7, 2025
şu bizim kırılganlığımız (La fragilità che é in noi 🇮🇹 2014)
Eugenio Borgna (1930-2024, 94y)
Çeviren: Meryem Mine Çilingiroğlu (1977, 48y)

Eugenio Borgna 1930’da doğmuş. Yazarımız Psikiyatri başhekimliği yapmış, Milano Üniversitesi’nde Sinir Hastalıkları ve Zihinsel Hastalıklar Kliniği’nde öğretim üyesi olarak çalışmış. Yalnızlık, ölüm, hastalık, mutsuzluk, korku, kırılganlık, umutsuzluk konularını irdeleyen, son derece insani bir bakış açısı olan birçok kitabı var. Yazarımız geçen sene 2024 yılında 94 yaşında aramızdan ayrıldı.

Bu kitabı birkaç kelimeyle özetlemek istesek o kelimeler şunlar olurdu..
..kırılganlıktan ve duyarlılıktan..soyutlanmış insani bir durum nasıl olabilir ki?..
Profile Image for Abdullah Turan.
4 reviews
Read
July 3, 2021
Bir tavsiye üzerine almıştım. Şu sıralar pek kitap okuma fırsatı bulamadığım için bu kitaptan tekrar başlayayim istedim. Ama o kadar sıkıcı geldi ki. Bitiremeyecegimi düşündüm. Yaklaşık 70 sayfa ama bitirmek benim için başarı bence o kadar sıkıldım çünkü. Kırılganlık üzerine tanımlamalar yaparak başlıyor kitap ve insan ruhunun, duygularının ve hatta sözcüklerin de kırılgan olduğunu belirterek devam ediyor. Sıkça alintilamalar yapılmış. Dilinden mi çeviriden mi bilemedim, ama okurken odak toplayan bir kitap olmadı benim için. Tavsiye eder miyim, bilemedim...
Profile Image for Esra Mercan.
51 reviews1 follower
December 17, 2020
Kitabı okuduğumda Aykut Elmasın bir videosu aklıma geldi. Yani Şu bizim kırılganlığımız deyince insan kırılganlıkla alakalı bir kaç tanım veya konu ile ilgili (bilimsel olur psikolojik olur) birşeyler bulmak istiyor. Bulamayınca tabi -Bunlar cevap değil ki çok belirsiz diyorsunuz.
Kitap da size -Nasipte varsa? diyor.
-Eeeee???...
-Bu gadar.
Profile Image for knightleyreads.
36 reviews13 followers
May 14, 2021
Kitabı bitirirken şunu düşündüm:
Sanırım benim bu kitabın içeriğinden beklentim üst düzeyde idi. Yoksa kitabın başlığı öyle dikkat çekici bir başlık ki, her kitabı elime alışımda “ah şu bizim kırılganlığımız” diye içimden geçirdim. Yine de kitap ismiyle beni hâlâ cezbeder durumda.
İçerik ise, ortalama güzellikteydi. Kırılganlık güzel işlenmiş, ama daha konunun içine mi girilseydi ki bilemedim.
Profile Image for İlker Şaguj.
135 reviews10 followers
May 30, 2019
"Hüzün, çekingenlik, umut, huzursuzluk, sevinç, ruhun acısı, dostluk ve gözyaşı kırılgandır ve kırılganlıkla örülüdür; bunlar, kırılgan olmasalar, insani anlamlarını ve duygulanımsal ışıltılarını derhal yitirirler."
1 review
December 15, 2021
‘Ancak gözyaşlarıyla ıslanmış gözlerin görebileceği bir imge yeniden filizlenir.’ benim için güzel bi bitiş cümlesiydi. Borgna’ın okuduğum ilk kitabıydı ve benim için çok özeldi
Displaying 1 - 30 of 39 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.