What do you think?
Rate this book
Atatürk'e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği
Değerli insan, bilim, kültür ve devlet adamı Sayın Ahmet Taner Kışlalı'nın kişiliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerine ve özellikle laik niteliğine yapılan hain saldırıyı şiddet ve nefretle kınıyorum.
- Ahmet Necdet Sezer (Anayasa Mahkemesi Başkanı, Cumhurbaşkanı)
Sevgili Ahmet Taner Kışlalı büyük bir yazar, değerli bir bilimadamı ve tutarlı bir politikacıydı.
- Bülent Ecevit(Başbakan, DSP Genel Başkanı)
Genç Kışlalılarımız, en miniğine dek, Ahmet Taner Kışlalı'nın yolunu, yani Cumhuriyetimizin aydınlık yolunu açık tutacak. Milyonlarca Kışlalı oluşacak ve inanıyorum ki, onu yitirişimiz boşa gitmeyecek.
- Prof. Dr. Türkan Saylan (ÇYDD Genel Başkanı)
Savunduğun değerleri, Cumhuriyet ve onun ilkelerini senin inancın ve kararlılığınla savunmaya devam edeceğiz.
- Org. Edip Başer (Genelkurmay 2. Başkanı)
Katillerin hedefi demokratik, laik cumhuriyettir. Size uzanan eller, er geç kırılacaktır.
- Bayram Meral (Türk-İş Genel Başkanı)
Seni katleden alçakların da nasibini alacağı bir güzel dünya, uygar bir Türkiye için yazdın, düşündün, anlattın. Rahat uyu kültürümüzün beyefendisi.
- Ahmet Özer (Şair)
Kemalizm'in ateşi ilelebet yanacaktır. Sana söz veriyoruz!
- Prof. Dr. Hakkı Keskin(Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı, Alman Parlamentosu Milletvekili)
- Ahmet Necdet Sezer (Anayasa Mahkemesi Başkanı, Cumhurbaşkanı)
Sevgili Ahmet Taner Kışlalı büyük bir yazar, değerli bir bilimadamı ve tutarlı bir politikacıydı.
- Bülent Ecevit(Başbakan, DSP Genel Başkanı)
Genç Kışlalılarımız, en miniğine dek, Ahmet Taner Kışlalı'nın yolunu, yani Cumhuriyetimizin aydınlık yolunu açık tutacak. Milyonlarca Kışlalı oluşacak ve inanıyorum ki, onu yitirişimiz boşa gitmeyecek.
- Prof. Dr. Türkan Saylan (ÇYDD Genel Başkanı)
Savunduğun değerleri, Cumhuriyet ve onun ilkelerini senin inancın ve kararlılığınla savunmaya devam edeceğiz.
- Org. Edip Başer (Genelkurmay 2. Başkanı)
Katillerin hedefi demokratik, laik cumhuriyettir. Size uzanan eller, er geç kırılacaktır.
- Bayram Meral (Türk-İş Genel Başkanı)
Seni katleden alçakların da nasibini alacağı bir güzel dünya, uygar bir Türkiye için yazdın, düşündün, anlattın. Rahat uyu kültürümüzün beyefendisi.
- Ahmet Özer (Şair)
Kemalizm'in ateşi ilelebet yanacaktır. Sana söz veriyoruz!
- Prof. Dr. Hakkı Keskin(Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı, Alman Parlamentosu Milletvekili)
416 pages, Paperback
First published January 1, 1993
4 people are currently reading
128 people want to read
About the author
Ahmet Taner Kışlalı
14 books17 followersAhmet Taner Kışlalı was a Turkish intellectual, political scientist, lawyer, journalist/author, academics and politician.
He completed his primary and secondary education in Kilis, and graduated from "Kabataş Erkek Lisesi" high school in Istanbul in 1957.
He received a degree from the School of Political Sciences at Ankara University, in 1963. During his college years, he also worked in the newspaper "Yeni Gün", published in Ankara. He got his PhD on "Çağdaş Türkiye'de Siyasal Güçler" (Political Powers in Contemporary Turkey) from the University of Paris, Department of Constitutional Law and Political Science. He started his academic life as a lecturer in Hacettepe Üniversitesi, Ankara. He then moved to School of Political Sciences at Ankara University and became an assistant professor, and later an associate professor in 1977.
In 1977 he was elected to the Turkish parliament, Grand National Assembly of Turkey, as deputy of İzmir. Between the years 1978-1979, he was appointed to position of ministry of culture, by prime minister Bülent Ecevit. During his term of ministry, he restarted the effort of printing classical works by the state press, making these available to masses at reasonable prices.
After the military coup of September 12, 1980, Ahmet Taner Kışlalı went back to the academia, and became a full professor in 1988. He continued to give lectures on political science in Department of Communication at Ankara University, after his retirement. Starting from 1991, he had a regular column in the leftist newspaper "Cumhuriyet" with the title "Haftaya Bakış" (A View of the Week).
Kışlalı was assassinated in Ankara after handling a bomb, which had been placed on his car. His death is thought to have been the work of Islamic militants.
He completed his primary and secondary education in Kilis, and graduated from "Kabataş Erkek Lisesi" high school in Istanbul in 1957.
He received a degree from the School of Political Sciences at Ankara University, in 1963. During his college years, he also worked in the newspaper "Yeni Gün", published in Ankara. He got his PhD on "Çağdaş Türkiye'de Siyasal Güçler" (Political Powers in Contemporary Turkey) from the University of Paris, Department of Constitutional Law and Political Science. He started his academic life as a lecturer in Hacettepe Üniversitesi, Ankara. He then moved to School of Political Sciences at Ankara University and became an assistant professor, and later an associate professor in 1977.
In 1977 he was elected to the Turkish parliament, Grand National Assembly of Turkey, as deputy of İzmir. Between the years 1978-1979, he was appointed to position of ministry of culture, by prime minister Bülent Ecevit. During his term of ministry, he restarted the effort of printing classical works by the state press, making these available to masses at reasonable prices.
After the military coup of September 12, 1980, Ahmet Taner Kışlalı went back to the academia, and became a full professor in 1988. He continued to give lectures on political science in Department of Communication at Ankara University, after his retirement. Starting from 1991, he had a regular column in the leftist newspaper "Cumhuriyet" with the title "Haftaya Bakış" (A View of the Week).
Kışlalı was assassinated in Ankara after handling a bomb, which had been placed on his car. His death is thought to have been the work of Islamic militants.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 9 of 9 reviews
June 10, 2024
Kitabı okumaya başlamamın iki ana sebebi; okul yıllarımda suikaste kurban gitmiş değerli fikir insanlarından birinin yazmış olması ve başlığında Atatürk'ün bulunmasıydı...
Okudukça farkettim ki kitabın başlığı içeriği hakkında kafamda canlananlardan çok daha zenginmiş.
Öncelikle belirteyim; bu kitap özgün bir metin şeklinde yazılmış değil; içeriğinin tamamı daha önce farklı mecralarda yayınlanmış. Fakat içeriğin derlenme biçimi o kadar başarılı ki sıfırdan yazılmış başkaca bir özgün metin Kışlalı'nın gayesini bu denli yerine getiremezdi.
Kitap 4 ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde 1992-93 yılları arasında yazılmış Atatürk ile ilgili 9 kısa köşe yazısı sonrası "Atatürk'ün Kültür Siyaseti" başlıklı, 1981 yılında Milliyet'te yayınlanış bir yazısı ve "Kemalizm nedir?" başlıklı, 1991 tarihli "Siyasal Sistemler" adlı kitabından bir bölüm bulunuyor.
İkinci Bölüm, "Demokratik Sol - Sosyal Demokrasi Üzerine" adını taşıyor. Bu bölüm de 1991-92 yılları arasında Kışlalı'nın Cumhuriyet'te yazdığı, dönemin yerel politik konuları üzerinden başlığındaki terimlerin anlamlarını irdelediği 13 köşe yazı ile başlıyor. Sonra yine "Siyasal Sistemler" kitabından son derece aydınlatıcı bulduğum 2 başlıkla devam ediyor: "Tarihsel bir Sentez: Demokratik Sol - Sosyal Demokrasi" ve "Sosyal Demokrasi nasıl oluştu?"
Bu iki alt başlık, kapitalizmden sosyalizme uzanan geniş yelpaze içerisindeki siyasal terimlerin anlamları, dönemin sistemlerinin hangi düşünce akımları ile nasıl ideal bir sisteme doğru evrilmekte olduklarını son derece başarılı bir şekilde açıklıyor...
Potansiyel okuyucuyu sıkmayayım; kitap devamında Türkiye'nin değerli "devlet adamları" ile yazarın yaptığı söyleşilere yer vermiş: Mümtaz Soysal, Altan Öymen, İsmail Cem...
Üçüncü bölüm "Güneydoğu Sorunu Üzerine". Bu bölüm de aynı düzende; önce birkaç köşe yazısı, ardından bir açık oturum konuşması ve sonra söyleşilerle devam ediyor. Bu bölümde Bülent Ecevit, Algan Hacaloğlu, İsmet Sezgin ve Hasan Fehmi Güneş gibi isimler bulunuyor.
Son bölüm "Kültür, Siyaset ve Ordu Üzerine"... Bu bölüm bir yazı dışında tamamen yine 1991-92 yıllarında konuyla ilgili Kışlalı'nın köşe yazılarından oluşuyor.
Sonuç olarak kolay okunan, aydınlatan bir eser ortaya çıkarmış yazar. Eğer Kışlalı'nın sadece tek bir kitabını okuyacaksanız, o kitap bence bu kitap.
Okudukça farkettim ki kitabın başlığı içeriği hakkında kafamda canlananlardan çok daha zenginmiş.
Öncelikle belirteyim; bu kitap özgün bir metin şeklinde yazılmış değil; içeriğinin tamamı daha önce farklı mecralarda yayınlanmış. Fakat içeriğin derlenme biçimi o kadar başarılı ki sıfırdan yazılmış başkaca bir özgün metin Kışlalı'nın gayesini bu denli yerine getiremezdi.
Kitap 4 ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde 1992-93 yılları arasında yazılmış Atatürk ile ilgili 9 kısa köşe yazısı sonrası "Atatürk'ün Kültür Siyaseti" başlıklı, 1981 yılında Milliyet'te yayınlanış bir yazısı ve "Kemalizm nedir?" başlıklı, 1991 tarihli "Siyasal Sistemler" adlı kitabından bir bölüm bulunuyor.
İkinci Bölüm, "Demokratik Sol - Sosyal Demokrasi Üzerine" adını taşıyor. Bu bölüm de 1991-92 yılları arasında Kışlalı'nın Cumhuriyet'te yazdığı, dönemin yerel politik konuları üzerinden başlığındaki terimlerin anlamlarını irdelediği 13 köşe yazı ile başlıyor. Sonra yine "Siyasal Sistemler" kitabından son derece aydınlatıcı bulduğum 2 başlıkla devam ediyor: "Tarihsel bir Sentez: Demokratik Sol - Sosyal Demokrasi" ve "Sosyal Demokrasi nasıl oluştu?"
Bu iki alt başlık, kapitalizmden sosyalizme uzanan geniş yelpaze içerisindeki siyasal terimlerin anlamları, dönemin sistemlerinin hangi düşünce akımları ile nasıl ideal bir sisteme doğru evrilmekte olduklarını son derece başarılı bir şekilde açıklıyor...
Potansiyel okuyucuyu sıkmayayım; kitap devamında Türkiye'nin değerli "devlet adamları" ile yazarın yaptığı söyleşilere yer vermiş: Mümtaz Soysal, Altan Öymen, İsmail Cem...
Üçüncü bölüm "Güneydoğu Sorunu Üzerine". Bu bölüm de aynı düzende; önce birkaç köşe yazısı, ardından bir açık oturum konuşması ve sonra söyleşilerle devam ediyor. Bu bölümde Bülent Ecevit, Algan Hacaloğlu, İsmet Sezgin ve Hasan Fehmi Güneş gibi isimler bulunuyor.
Son bölüm "Kültür, Siyaset ve Ordu Üzerine"... Bu bölüm bir yazı dışında tamamen yine 1991-92 yıllarında konuyla ilgili Kışlalı'nın köşe yazılarından oluşuyor.
Sonuç olarak kolay okunan, aydınlatan bir eser ortaya çıkarmış yazar. Eğer Kışlalı'nın sadece tek bir kitabını okuyacaksanız, o kitap bence bu kitap.
Read
February 11, 2024İlk olarak kitabın neler içerdiğinden çok yazarın ve kitaplarının neden iyi okunup anlaşılması gerekli, bu önemli !
Kışlalı'nın öldürülmesinin üzerinden 25 yıl geçmiş. Neden öldürüldü sorusuna basit cevaplar aramak, şu devlet, şu istihbarat örgütü, gericiler öldürmüş diyerek işin içinden çıkmaya çalışmak yerine ilk önce yazdıklarını savunduklarını okumak anlamak çok önemli.
Kemalizm, tam bağımsızlık, laiklik, Türkiye'nin bütünlüğü gibi Kışlalı, Mumcu, Hablemitoğlu ve daha bir çok aydının ısrarla üzerinde durdukları günlük ideolojik kaygıların dışına çıkarak düşünüldüğünde taşlar yerine oturacaktır. Bunları konuşan savunan gazeteci, yazar, akademisyen ve benzeri aydınların baskı görmesi, hapse atılması ya da katledilmesi yalnızca gerici bir kaç örgütün rastgele saldırısı yerine sistematik ve kontrollü bir müdahale olarak değerlendirilmelidir.
Kışlalı kitabına:
Uğur Mumcu'nun arkasında ayaklarıyla ya da düşünceleriyle yürüyen Atatürkçülere...
diye başlamış. 4 bölümden oluşuyor kitap:
-Kemalizm Üzerine
-Demokratik Sol-Sosyal Demokrasi Üzerine
-Güneydoğu Sorunu Üzerine
-Kültür, Siyaset ve Ordu Üzerine
...
"Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben lâikim, ben antiemperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım, ben insan hakları savunucuyum, ben terörün karşısındayım; ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse vurun, parçalayın. Her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır."
Uğur Mumcu
Kışlalı'nın öldürülmesinin üzerinden 25 yıl geçmiş. Neden öldürüldü sorusuna basit cevaplar aramak, şu devlet, şu istihbarat örgütü, gericiler öldürmüş diyerek işin içinden çıkmaya çalışmak yerine ilk önce yazdıklarını savunduklarını okumak anlamak çok önemli.
Kemalizm, tam bağımsızlık, laiklik, Türkiye'nin bütünlüğü gibi Kışlalı, Mumcu, Hablemitoğlu ve daha bir çok aydının ısrarla üzerinde durdukları günlük ideolojik kaygıların dışına çıkarak düşünüldüğünde taşlar yerine oturacaktır. Bunları konuşan savunan gazeteci, yazar, akademisyen ve benzeri aydınların baskı görmesi, hapse atılması ya da katledilmesi yalnızca gerici bir kaç örgütün rastgele saldırısı yerine sistematik ve kontrollü bir müdahale olarak değerlendirilmelidir.
Kışlalı kitabına:
Uğur Mumcu'nun arkasında ayaklarıyla ya da düşünceleriyle yürüyen Atatürkçülere...
diye başlamış. 4 bölümden oluşuyor kitap:
-Kemalizm Üzerine
-Demokratik Sol-Sosyal Demokrasi Üzerine
-Güneydoğu Sorunu Üzerine
-Kültür, Siyaset ve Ordu Üzerine
...
"Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben lâikim, ben antiemperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım, ben insan hakları savunucuyum, ben terörün karşısındayım; ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse vurun, parçalayın. Her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır."
Uğur Mumcu
June 20, 2021
Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifiliği
Ahmet Taner Kışlalı
14. baskısı eylül 1993 tarihinde çıkan bu kitabı Kadıköy’de 2001 yılının temmuz ayında alıp kitaplığıma kaldırmamdan bir ay eksiğiyle 20 yıl geçmiş.
Atatürk’e saldırıya geçişin başladığı o yıllarda, sağcı iktidarların göz yumdukları bu kıpırdanışın ülke yönetimini ele geçirmiş bugünkü siyasal kesimce neredeyse kurallaştırılmış bir azgınlık mertebesine ermesinden dolayıdır, Kışlalı’nın bu kitabı bugünümüz için o günlerde olduğundan daha güncel ve daha okunası bir belge niteliği kazanmış durumda. Rafından indirip bir solukta okumamın nedeni budur.
Kışlalı, bu kitabıyla Atatürk’ün ulusal bağımsızlıkla başlattığı siyasal/ekonomik devrim yanısıra yaptıklarını Kemalist Kültür Devrimi olarak adlandırmakta ve O’na olan saldırının ardında, bu devrimin hedeflediği ulusal bilinçlenmeyi yerleşik çıkarları için tehdit görenler olduğunu gözler önüne sermektedir. Atatürk’e seçenek olarak dini kendi renkleriyle boyayıp tezgahlayan bu çıkar grupları O’nu ulusal bilinçten silmekle Kemalist Kültür Devrimi’nin de sonunu getirme çabasını günümüzde de aynı telaşla sürdürmekteler.
Düşünce ve söz şehidi Ahmet Taner Kışlalı’yı bir kez daha saygıyla, şükranla anıyorum.
Ahmet Taner Kışlalı
14. baskısı eylül 1993 tarihinde çıkan bu kitabı Kadıköy’de 2001 yılının temmuz ayında alıp kitaplığıma kaldırmamdan bir ay eksiğiyle 20 yıl geçmiş.
Atatürk’e saldırıya geçişin başladığı o yıllarda, sağcı iktidarların göz yumdukları bu kıpırdanışın ülke yönetimini ele geçirmiş bugünkü siyasal kesimce neredeyse kurallaştırılmış bir azgınlık mertebesine ermesinden dolayıdır, Kışlalı’nın bu kitabı bugünümüz için o günlerde olduğundan daha güncel ve daha okunası bir belge niteliği kazanmış durumda. Rafından indirip bir solukta okumamın nedeni budur.
Kışlalı, bu kitabıyla Atatürk’ün ulusal bağımsızlıkla başlattığı siyasal/ekonomik devrim yanısıra yaptıklarını Kemalist Kültür Devrimi olarak adlandırmakta ve O’na olan saldırının ardında, bu devrimin hedeflediği ulusal bilinçlenmeyi yerleşik çıkarları için tehdit görenler olduğunu gözler önüne sermektedir. Atatürk’e seçenek olarak dini kendi renkleriyle boyayıp tezgahlayan bu çıkar grupları O’nu ulusal bilinçten silmekle Kemalist Kültür Devrimi’nin de sonunu getirme çabasını günümüzde de aynı telaşla sürdürmekteler.
Düşünce ve söz şehidi Ahmet Taner Kışlalı’yı bir kez daha saygıyla, şükranla anıyorum.
April 26, 2018
Ahmet Taner Kışlali, Türk aydinlanmacı devriminin yetiştirdiği tam bir çağdaş ve demokrat bir gazeteciydi ve tam da bu nedenle gericiler tarafından katledildi. Bu kitap Türkiye'nin 1950'den 80'lerin sonuna kadar yaşanan siyasi ve sosyal değişimlerin, sözde Atatürkçü ancak özünde tamamen Atatürk düşmanı 12 Eylül darbesiyle nasıl doruk noktasına ulaştığını özetliyen bir eser. Türkiye'nin bugünkü problemlerini daha iyi anlayabilmek için kesinlikle okunması gereken bir kitap.
November 13, 2024
Atatürkçülüğe, sosyal demokrasiye ve demokratik sola ışık tutmak için yazılmış gerçekten çok önemli kapılar aralayan ve fikirler sunan çok değerli bir yapıt. Güneydoğu sorunuyla ilgili de çok önemli fikirler belirtiliyor, bakış açısını değiştirecek nitelikte olduğunu düşünüyorum. Siyasete ilgili olan kişiler tarafından kesinlikle okunmalı.
October 7, 2017
Gazateci ve topluma yön vermeyi iddia eden aydinlarin yazılarını 15 yıl sonra yaşananlar ile karsilastirmak gerek. Tüm öngörüleri doğru çıkmış Kışlalının. Kara odakların neden onu neden hedef aldığını daha iyi anladım. Allah gani gani rahmet eylesin ...
This entire review has been hidden because of spoilers.
October 30, 2023
Ablamın kütüphanesi olmasaydı belki bu kitabı hiç bilmeyecektim. Sık sık okunmalı özellikle bazı bölümler beni o kadar çok etkileyip düşündürdü ki. Bu kitabı lisede okumak benim için çok büyük şans. Bundan sonra da hem kitaplığımdan hem de hayatımdan eksik etmeyeceğim bu kitabı.
March 11, 2019
Atatürk'ün arkasına saklanmış, mirasçısı olduklarını belirterek Atatürk'ü sömüren düzen yanlılarını ve Atatürk'e ihanet eden tüm düşmanlarını tanımak isteyenlere tavsiye olunur.
August 29, 2012
Cumhuriyet Gazetesindeki köşesinde yazdığı yazılardan oluşan kitabı...
Displaying 1 - 9 of 9 reviews