What do you think?
Rate this book
Fasa Fiso
Şarkılarıyla rock müziğe damgasını vuran Teoman bu defa kendi hayatına dair hikâyelerini anlatıyor. Çocuk Teoman’dan rock yıldızı Teoman’a uzanan yolculuğunu anlatırken, zaman zaman şarkı sözleriyle röportajlardan alıntılar da anılara eşlik ediyor. Teoman şarkılarını yazarken kendi karanlığının sesine kulak veren, inişli çıkışlı ilişkilerimize, ayrılıklarımıza, yaralarımıza, özlemlerimize dokunan bir rock yıldızı...
Bugüne dek hikâyelerini hep şarkılarıyla anlatan Teoman, şimdiyse yaşamından küçük izleri, küçük anı parçalarını Fasa Fiso adlı kitabında bir araya getiriyor. Fasa Fiso’da tanıdığınızı sandığınız Teoman’dan çok daha fazlasını bulacaksınız, hatta aydınlık yanlarını bile... 50 yaşının olgunluğunda, geçmişe duyduğu özlemin her zerresini yaşayarak, eğlenceli yanlarını da ortaya koyarak hayatını ve hayatımızı özetleyen Teoman, kulağımıza eğilip “O peşinden koştuklarımız var ya, o yaşadıklarımız, onlar hep” diyor o içimize işleyen sesiyle, “hep Fasa Fiso.”
Bugüne dek hikâyelerini hep şarkılarıyla anlatan Teoman, şimdiyse yaşamından küçük izleri, küçük anı parçalarını Fasa Fiso adlı kitabında bir araya getiriyor. Fasa Fiso’da tanıdığınızı sandığınız Teoman’dan çok daha fazlasını bulacaksınız, hatta aydınlık yanlarını bile... 50 yaşının olgunluğunda, geçmişe duyduğu özlemin her zerresini yaşayarak, eğlenceli yanlarını da ortaya koyarak hayatını ve hayatımızı özetleyen Teoman, kulağımıza eğilip “O peşinden koştuklarımız var ya, o yaşadıklarımız, onlar hep” diyor o içimize işleyen sesiyle, “hep Fasa Fiso.”
252 pages, Paperback
Published April 6, 2018
29 people are currently reading
474 people want to read
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 30 of 160 reviews
April 22, 2018
Teoman sözlerine değer verdiğim bir şarkı sözü yazarıdır. Müzikal perspektifi geriye atıp, şarkılarında sözü öne çıkarıp, hikaye anlatabilmesini; ilk dinlediği günden beri etkileyici ve değerli bulurum. Ancak bir şekilde tabiatında olan iticiliğinden, hayranlığım yalnızca sözleriyle kısıtlı kalmıştır. Haliyle yazdığı kitabı okuyacak motivasyona sahip olmam normalde. Fakat bir seyahat sırası, havaalanında bu kitabı gözüme çarpınca, okuyacak da daha iyi bir şeyim olmayınca, alıp okumaya başladım.
Türk rock müziğinin gelişimini ve tarihini yakından tanıyan bir dinleyici olarak kitabın ortalarında ilgimi çeken bir çok anekdot buldum. Ama asıl ilgimi çeken Teoman'ın düşünceleri oldu. Kitaptan önce sorsanız, Teoman şuan ne yapıyordur diye; muhtemelen size bir yerlerde mutlu ve serseri hafif alkollü takılıyordur derdim. Ancak cevabım Teoman'dan o kadar uzak bir yerde olurmuş ki... O manalı şarkı sözlerinin altında neler yattığını gördüm bu kitapla. Özellikle son bölümde Teoman'ın depresyonu bir gölge misali üzerime çöktü. Ancak azılı edebiyatçıların pesimist eserlerinin yüzüme konduracağı lekeyi, Teoman 15 sayfada kondurmayı başardı. Henüz onun yaşında olmadığımdan ve ünlü bir sanatçı olmayacağımdan şuan ki hislerinin realitesini bir yere koyamıyorum. Fakat gençlik tercihleri ve zevkleri kendi hayat hikayemdekilere oldukça benzediğinden içimi bir korku salmadı desem yalan olur.
İnsan somut sonuçlarını çok uzun zamandır aldığı, gerçek bir yeteneğe sahipken; bu hallere düşer mi? Düşünmek insanı böyle yapar mı? Kızmıyorum ya da yargılamıyorum Teoman'ı, aksine saygı duyuyorum artık. Teoman'ın hatası çok fazla maymunsu heyecanlara sahip olması değil bana kalırsa; dünyanın insanlarının çok fazla heyecanlanmadan istikrarla bütünün parçası olabilmeleri aslında. Onların içinde kalınca Teomania olmak kaçınılmaz gibi geliyor.
Türk rock müziğinin gelişimini ve tarihini yakından tanıyan bir dinleyici olarak kitabın ortalarında ilgimi çeken bir çok anekdot buldum. Ama asıl ilgimi çeken Teoman'ın düşünceleri oldu. Kitaptan önce sorsanız, Teoman şuan ne yapıyordur diye; muhtemelen size bir yerlerde mutlu ve serseri hafif alkollü takılıyordur derdim. Ancak cevabım Teoman'dan o kadar uzak bir yerde olurmuş ki... O manalı şarkı sözlerinin altında neler yattığını gördüm bu kitapla. Özellikle son bölümde Teoman'ın depresyonu bir gölge misali üzerime çöktü. Ancak azılı edebiyatçıların pesimist eserlerinin yüzüme konduracağı lekeyi, Teoman 15 sayfada kondurmayı başardı. Henüz onun yaşında olmadığımdan ve ünlü bir sanatçı olmayacağımdan şuan ki hislerinin realitesini bir yere koyamıyorum. Fakat gençlik tercihleri ve zevkleri kendi hayat hikayemdekilere oldukça benzediğinden içimi bir korku salmadı desem yalan olur.
İnsan somut sonuçlarını çok uzun zamandır aldığı, gerçek bir yeteneğe sahipken; bu hallere düşer mi? Düşünmek insanı böyle yapar mı? Kızmıyorum ya da yargılamıyorum Teoman'ı, aksine saygı duyuyorum artık. Teoman'ın hatası çok fazla maymunsu heyecanlara sahip olması değil bana kalırsa; dünyanın insanlarının çok fazla heyecanlanmadan istikrarla bütünün parçası olabilmeleri aslında. Onların içinde kalınca Teomania olmak kaçınılmaz gibi geliyor.
April 2, 2020
2015 yılında Zeytinli Rock Festivalinde sıra Teoman'da, o çıkacak dediklerinde " Ne Teo'su yaa, Dede oldu adam onu mu dinleyeceğiz " deyip en öndeki sıramı bırakıp bira almaya gitmiştim. Teoman'ı ilk defa orada canlı duymuş dinlemiştim, böyle bir canlı performans görmemiştim. Muhteşemdi, Teo kamyon gibi üzerimden geçmişti. İçimden özür diledim teoamandan.
Yıllar sonra bu kitabı okurken yine aynı hataya düşüp, Teo'nun hızlı gece hayatı kadınlar, şöhret para üçgeninde gezinecegimi düşünmüştüm, öyle değilmiş.
Büyük bir edebiyatçı gibi biyografisini, karanlıklarla kavgasını, çocukluğunu, tutunurken nasıl zorlandığını ... Sanırım aynı dönemlerde yaşayan bir kuşak olduğumuz için anlattığı tüm mevzularla karşı karşıya gelmiş olmamizdan dolayı kitap hepimizi derinden etkiledi. Sanırım Teoman'la bir dahaki karşılaşmamızda ondan 3. Defa özür dilemeyecegim çünkü artık onu anladım. :)
Yıllar sonra bu kitabı okurken yine aynı hataya düşüp, Teo'nun hızlı gece hayatı kadınlar, şöhret para üçgeninde gezinecegimi düşünmüştüm, öyle değilmiş.
Büyük bir edebiyatçı gibi biyografisini, karanlıklarla kavgasını, çocukluğunu, tutunurken nasıl zorlandığını ... Sanırım aynı dönemlerde yaşayan bir kuşak olduğumuz için anlattığı tüm mevzularla karşı karşıya gelmiş olmamizdan dolayı kitap hepimizi derinden etkiledi. Sanırım Teoman'la bir dahaki karşılaşmamızda ondan 3. Defa özür dilemeyecegim çünkü artık onu anladım. :)
June 14, 2021
Çok samimi, güzel güzel anlatmış Teoman hayatının akışını ve müzikle nasıl birleştiğini. Sesli kitap olarak dinledim ben. Uyku problemi yaşadığım şu günlerde geceleri taktım kulaklığımı, Teoman'ın kendi kekremsi :) sesinden sakin sakin dinledim. Sanki karşı karşıya bir şeyler içip sızana kadar sohbet ediyormuşuz gibiydi.
Yaratıcı bir iş yapan, üreten kişilerin, genelde nasıl bir batak ruh halinde yaşadıklarını anlatmış kısaca :)
Yaratıcı bir iş yapan, üreten kişilerin, genelde nasıl bir batak ruh halinde yaşadıklarını anlatmış kısaca :)
April 27, 2018
"Çok önemli hikayeler beklemeyin okurken. Eninde sonunda çocuksu bir mesleğe hayatını vermiş bir kişinin hikayelerini okuyacaksınız. Ne kadar önemli olabilir ki bu hikayeler? Zaten o yüzden kitabımın adı da Fasa Fiso."
July 25, 2022
Teoman gibi sıkıcı olmayan ancak fena halde sıkılgan bir kitap
Açık söyleyeyim, Teoman'ın çocukluk dönemi yetişkinlik döneminden daha çok ilgimi çekti. Çocukluk dönemini, yalnızlığını, sevdiği ve sevmediği şeyleri, teksas-tommiks-gırgır ve kitapları gibi güvenli limanlarını çok güzel anlatmış. Özellikle şöhret olduğu dönemi ise daha çok atlaya atlaya geçmiş. Resimler de biraz öyle. Başta çok resim var, ortada hiç yok, sonda da çok resim var.
Mesela öğretmenine Erbakan ile ilgili yazısını gösterince öğretmeninin sadece "iyi" dediği için yazılarını bir daha kimseye göstermemesi çok gerçekçi bir anı. Hayatta her şey böyle küçük "karar kırılmalarından" oluşuyor. Hatırlarım ilkokul zamanı sınıf arkadaşım olan kızlardan biri yeşil çoraplarımla dalga geçmişti. O gün bugündür bırakın desenli çorabı renkli çorap bile giyemem. Lacivert veya gri bile giyemiyorum. Sadece siyah çorap. O olayı dün gibi hatırlıyorum ve çorap takıntımın o güne dayandığını da çok iyi biliyorum.
Aynı Teoman'ın kitabında bahsettiği gibi müzik bulmanın gerçekten çok çok zor olduğu günleri yaşadım. Plak, kaset, CD, MP3 ve en son Spotify'la tüm mecraları kullandım. O yüzden yeni jenerasyon gerçekten kaset doldurmak, yeni çıkmış bir şarkıya sahip olmak, discman'i montunun ceketinin iç cebine sıkıştırmaya çalışmak nedir bilmez.
Kuzenler ilk arkadaşlardır. Kuzenlik önemli bir müessesedir. Sanıyorum '95 - '96. Kuzenim kasetten bana üç şarkı dinletti. Birini hatırlayamıyorum ama kalan ikisinden biri Metallica - One, diğeri Fool's Garden - Lemon Tree. O gün bugündür bu iki şarkıyı sanıyorum yüzlerce kez dinlemişimdir. Gerçekten dediği gibi bugünün müzik piyasasında arz var, talep yok. Bu yüzden de şarkılar ortalığı eskisi gibi kasıp kavurmuyor.
Biz de zaten herşeye güldüğümüz yaştayız
Böyle bir yaş var gerçekten. Ve böyle bir yaş olduğu gibi herkese göre değişen şekilde artık böyle bir durumun olmadığı bir dönem de var. Kırılma anı veya büyüme anı. Ne dersek diyelim artık hayattan eskisi kadar keyif almıyoruz.
Edebi olarak bakarsak buna ne anı kitabı diyebilirim ne de otobiyografi. Çok dersiz topsuz. Herşey her yerde. İnanılmaz fazla zaman sıçraması var. Yani bir Walter Isaacson biyografisi beklemeyin. Daha çok içip içip sarhoş kafayla bir araya getirilmiş olaylar ve üzerine yazılmış iki cümle gibi bakın.
Mesela gitara ilgi duyduğu ancak ne kadar denese de bir türlü kafasının basmadığı, iki akordan öteye geçemediği zamanı epey anlatıyor ancak gitar çalmayı öğrendiği zamanı hiç anlatmıyor. Kızından neredeyse hiç bahsetmiyor ki bunu anlayışla karşılarım. Ama çapkınlık yaptığı A., A.A., B.B., C.D., E.F. gibi kısaltmalarla anlattığı sonsuz sayıdaki kız arkadaşından bahsediyor da eşinden, evliliğinden hiç bahsetmiyor. Alkolle arasının iyi olduğundan epeyce bahsediyor ancak uyuşturucu meselesine hiç değinmiyor.
Özetle iyi bir tatil ve/veya yaz kitabı olur.
Başka da birşey olmaz.
Herkese keyifli okumalar!
Açık söyleyeyim, Teoman'ın çocukluk dönemi yetişkinlik döneminden daha çok ilgimi çekti. Çocukluk dönemini, yalnızlığını, sevdiği ve sevmediği şeyleri, teksas-tommiks-gırgır ve kitapları gibi güvenli limanlarını çok güzel anlatmış. Özellikle şöhret olduğu dönemi ise daha çok atlaya atlaya geçmiş. Resimler de biraz öyle. Başta çok resim var, ortada hiç yok, sonda da çok resim var.
Mesela öğretmenine Erbakan ile ilgili yazısını gösterince öğretmeninin sadece "iyi" dediği için yazılarını bir daha kimseye göstermemesi çok gerçekçi bir anı. Hayatta her şey böyle küçük "karar kırılmalarından" oluşuyor. Hatırlarım ilkokul zamanı sınıf arkadaşım olan kızlardan biri yeşil çoraplarımla dalga geçmişti. O gün bugündür bırakın desenli çorabı renkli çorap bile giyemem. Lacivert veya gri bile giyemiyorum. Sadece siyah çorap. O olayı dün gibi hatırlıyorum ve çorap takıntımın o güne dayandığını da çok iyi biliyorum.
Aynı Teoman'ın kitabında bahsettiği gibi müzik bulmanın gerçekten çok çok zor olduğu günleri yaşadım. Plak, kaset, CD, MP3 ve en son Spotify'la tüm mecraları kullandım. O yüzden yeni jenerasyon gerçekten kaset doldurmak, yeni çıkmış bir şarkıya sahip olmak, discman'i montunun ceketinin iç cebine sıkıştırmaya çalışmak nedir bilmez.
Kuzenler ilk arkadaşlardır. Kuzenlik önemli bir müessesedir. Sanıyorum '95 - '96. Kuzenim kasetten bana üç şarkı dinletti. Birini hatırlayamıyorum ama kalan ikisinden biri Metallica - One, diğeri Fool's Garden - Lemon Tree. O gün bugündür bu iki şarkıyı sanıyorum yüzlerce kez dinlemişimdir. Gerçekten dediği gibi bugünün müzik piyasasında arz var, talep yok. Bu yüzden de şarkılar ortalığı eskisi gibi kasıp kavurmuyor.
Biz de zaten herşeye güldüğümüz yaştayız
Böyle bir yaş var gerçekten. Ve böyle bir yaş olduğu gibi herkese göre değişen şekilde artık böyle bir durumun olmadığı bir dönem de var. Kırılma anı veya büyüme anı. Ne dersek diyelim artık hayattan eskisi kadar keyif almıyoruz.
Edebi olarak bakarsak buna ne anı kitabı diyebilirim ne de otobiyografi. Çok dersiz topsuz. Herşey her yerde. İnanılmaz fazla zaman sıçraması var. Yani bir Walter Isaacson biyografisi beklemeyin. Daha çok içip içip sarhoş kafayla bir araya getirilmiş olaylar ve üzerine yazılmış iki cümle gibi bakın.
Mesela gitara ilgi duyduğu ancak ne kadar denese de bir türlü kafasının basmadığı, iki akordan öteye geçemediği zamanı epey anlatıyor ancak gitar çalmayı öğrendiği zamanı hiç anlatmıyor. Kızından neredeyse hiç bahsetmiyor ki bunu anlayışla karşılarım. Ama çapkınlık yaptığı A., A.A., B.B., C.D., E.F. gibi kısaltmalarla anlattığı sonsuz sayıdaki kız arkadaşından bahsediyor da eşinden, evliliğinden hiç bahsetmiyor. Alkolle arasının iyi olduğundan epeyce bahsediyor ancak uyuşturucu meselesine hiç değinmiyor.
Özetle iyi bir tatil ve/veya yaz kitabı olur.
Başka da birşey olmaz.
Herkese keyifli okumalar!
April 20, 2021
Çocuklukta/gençlikte hayranlıkla dinlediğim Teoman hayatının bütün bir özetini yazmış, çok sevdim. Bütün kitap boyunca bir sürü yazar, kitap, şarkıcı ve şarkıdan bahsetmiş
June 8, 2020
Teomanı ilk dəfə nə zaman dinləmişəm sualı ilə başlamaq istədim kitab haqqında rəyimə və anladım ki, həyatımın bütün mərhələlərində Teoman olub. Yeniyetməliyimdə, ilk dəfə aşiq olanda, ayrılanda, dostlarla küsəndə, depresiyada olanda, çox sevinəndə, çoxdan arzuladağım nəyisə həyata keçirəndə.
Kitabı təsadüfən tapdım, açığı yenə Murat Menteş`in kitablarını tapmaq ümidi ilə kitab mağazasında idim. Əlimə topladığım kitabları bir kənara qoyaraq, əlbəttə bunu alacam deyib kassaya qaçdım.
Kitabı oxuduqca Teomanı niyə bu qədər sevdiyimi daha yaxşı başa düşdüm. Teoman deyir ki, hansısa müəllifi sevməyimizin səbəbi izah etmək istədiyimiz hissi bizdən yaxşı izah etmiş olmasıdır. Teomanın sosiologiya məzunu olub (Boğaziçi Universiteti) bu qədər feminist fikirlərə sahib olması (hətta magistr təhsilini İstanbul Universiteti-Qadın Araşdırmaları mərkəzi`ndə çizgi romanlarda qadınlar mövzusunda tezis mərhələsinə qədər oxuyub) məni bir qədər təəccübləndirdi. Uşaqlıqdan utancaq, ikili münasibətlərdə çox da fəal olmayan Teoman yaşı artdıqca da əsas vaxtını kitab oxuyaraq keçirirmiş. Çox maraqlıdır ki, hər ikimiz sevdiyi yazıçılar ortaqdır: Albert Camus, Remarque, Hemingway, Oğuz Atay, Alis Munro, Oktay Rıfat, Ahmet Erhan və digərləri.
Odur ki, düşünürəm ki, bəlkə də onu bu qədər sevməyimin bir digər səbəbi də bu sadaladığım eyniliklərdən gəlir. Teomanın da kitabı boyu oxucuya çatdırmaq istədiyi bir şey var ki, 13 yaşından rock ulduzu olmaq istəsə də daim olduğu kimi qalmağa cəhd edir, odur ki, çoxlu depresiyalara, ruh düşkünlüyünə, psixoloji çətinliklərlə rastlaşır. Teomanın filmləri olduğunu da yəqin ki, bilirsiz, izləməmisizsə onları da məsləhət görürəm.
Kitabda ən sevdiyim fikirlərdən biri də: "Eski duygular geri gelmeyecek, peşine düşmek anlamsız... Problemlerin, insanın kendine hedefler koymasıyla, hatta onlara ulaşmasıyla çözülmediğini artık biliyorum. O yüzden gerçekten yapmak istediklerimi listeledim."
Mən çox sevərək, həzz alaraq oxudum, çox sevərək dinlədiyim bir çox mahnının necə yazıldığını, arxasında hansı hekayələrin olduğunu öyrənib, bir daha aşiq oldum.
Bu 14 fevral ömür boyu yanımda olmasını istədiyim bir rəfiqəmlə Teoman konsertinə `ölmədən əvvəl etmək istədiyim` şeylər siyahısına bir xətt də çəkmişdim.
Papatya Teoman, özünün də qeyd etdiyin kimi- "Tanrı`nın benimle vermek istediği mesajı bilemiyorum. Umarım birilerinin mutluluğu için varımdır." qəlblərə toxunmağa davam et!
Xoş mütaliələr!
Kitabı təsadüfən tapdım, açığı yenə Murat Menteş`in kitablarını tapmaq ümidi ilə kitab mağazasında idim. Əlimə topladığım kitabları bir kənara qoyaraq, əlbəttə bunu alacam deyib kassaya qaçdım.
Kitabı oxuduqca Teomanı niyə bu qədər sevdiyimi daha yaxşı başa düşdüm. Teoman deyir ki, hansısa müəllifi sevməyimizin səbəbi izah etmək istədiyimiz hissi bizdən yaxşı izah etmiş olmasıdır. Teomanın sosiologiya məzunu olub (Boğaziçi Universiteti) bu qədər feminist fikirlərə sahib olması (hətta magistr təhsilini İstanbul Universiteti-Qadın Araşdırmaları mərkəzi`ndə çizgi romanlarda qadınlar mövzusunda tezis mərhələsinə qədər oxuyub) məni bir qədər təəccübləndirdi. Uşaqlıqdan utancaq, ikili münasibətlərdə çox da fəal olmayan Teoman yaşı artdıqca da əsas vaxtını kitab oxuyaraq keçirirmiş. Çox maraqlıdır ki, hər ikimiz sevdiyi yazıçılar ortaqdır: Albert Camus, Remarque, Hemingway, Oğuz Atay, Alis Munro, Oktay Rıfat, Ahmet Erhan və digərləri.
Odur ki, düşünürəm ki, bəlkə də onu bu qədər sevməyimin bir digər səbəbi də bu sadaladığım eyniliklərdən gəlir. Teomanın da kitabı boyu oxucuya çatdırmaq istədiyi bir şey var ki, 13 yaşından rock ulduzu olmaq istəsə də daim olduğu kimi qalmağa cəhd edir, odur ki, çoxlu depresiyalara, ruh düşkünlüyünə, psixoloji çətinliklərlə rastlaşır. Teomanın filmləri olduğunu da yəqin ki, bilirsiz, izləməmisizsə onları da məsləhət görürəm.
Kitabda ən sevdiyim fikirlərdən biri də: "Eski duygular geri gelmeyecek, peşine düşmek anlamsız... Problemlerin, insanın kendine hedefler koymasıyla, hatta onlara ulaşmasıyla çözülmediğini artık biliyorum. O yüzden gerçekten yapmak istediklerimi listeledim."
Mən çox sevərək, həzz alaraq oxudum, çox sevərək dinlədiyim bir çox mahnının necə yazıldığını, arxasında hansı hekayələrin olduğunu öyrənib, bir daha aşiq oldum.
Bu 14 fevral ömür boyu yanımda olmasını istədiyim bir rəfiqəmlə Teoman konsertinə `ölmədən əvvəl etmək istədiyim` şeylər siyahısına bir xətt də çəkmişdim.
Papatya Teoman, özünün də qeyd etdiyin kimi- "Tanrı`nın benimle vermek istediği mesajı bilemiyorum. Umarım birilerinin mutluluğu için varımdır." qəlblərə toxunmağa davam et!
Xoş mütaliələr!
November 11, 2018
Türk Rock müziğinin gelmiş geçmiş en önemli sanatçılarından biri olan Teoman’ın hayatından kesitleri anlattığı anı kitabı. Kitap tam bir biyografi kitabı olmamış. Bir konuyu anlatırken, bir sonraki paragrafta başka bir konuya geçiyor. Ama Teoman’ın yükselişinden, müziği bırakmasına kadar her olaydan bahsediyor. Bana kalırsa Teoman harika bir söz yazarı, ozan.
Kitabı okuduktan sonra hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyorsunuz. Her şeyiniz var; şöhret, para. Ama gerçekten istediğinizin bu olmadığını anlıyorsunuz. Hiçbir şey sizi mutlu edemiyor. İşte o zaman ne yaparsınız? Teoman bunu hala bulamamış, arıyorum ama ne aradığımı bilmiyorum diyor.
Sonuç olarak okunması keyifli bir kitap. Hangi şarkıları hangi ruh haliyle, nasıl yazdığına değinmiş. Edebi bir eser değil ama okunması gereken kitaplar arasında yer alıyor.
Kitabı okuduktan sonra hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyorsunuz. Her şeyiniz var; şöhret, para. Ama gerçekten istediğinizin bu olmadığını anlıyorsunuz. Hiçbir şey sizi mutlu edemiyor. İşte o zaman ne yaparsınız? Teoman bunu hala bulamamış, arıyorum ama ne aradığımı bilmiyorum diyor.
Sonuç olarak okunması keyifli bir kitap. Hangi şarkıları hangi ruh haliyle, nasıl yazdığına değinmiş. Edebi bir eser değil ama okunması gereken kitaplar arasında yer alıyor.
December 9, 2020
Bu kitabi okumadan once de Teoman'i severdim, simdi daha cok seviyorum.
Bana gore kitabin en ilgi cekici yanlarindan biri o hep sevdigimiz, nasil yazildigini merak ettigimiz sarki sozleriyle ilgili bazi detaylar ogrenmekti. Ama hemen sunu da belirtme geregi hissediyorum kitap bunun uzerine degil. Kitapta Teoman'in hayat hikayesini okuyoruz. Hikayeyi okurken de bazi yerlerde sarki sozleri karsimiza cikiyor.
Acik konusalim, kitabi okuyunca kimse Teoman'a hayran olmaz. Hatta aksi yonlerini gorup antipatisi artanlar da olabilir. Ama bana gore kitabin guclu yonu de bu. Teoman acik acik kendini yazmis. Kirdigi insanlari, huysuzluklarini, yarim biraktigi isleri acik acik soylemis. Bir nevi gunah cikartmis gibi geldi bana. Kendi kendine bir mucadele icinde gibi gorunuyor. Hata yaptim deme cesaretini bircok noktada gostermis. Tipki bircok kez yarim birakma cesaretini gosterdigi gibi.
Bu kitap sayesinde Teoman neden muzigi birakip birakip geri gelmis, neden etrafi kadinlarla cevriliyken yalnizlik temali sarkilar soylemis, neden cokca eski sarkilarina donusler yapmis net sekilde anlayabiliyoruz. Bu bence anlamliydi.
Bana gore kitabin en sikici bolumu Teoman'in unlu olmadan onceki hovardaliklarini uzun uzun anlattigi bolumdu. İcindeki sanatci buhranlarina, siradan insanlardan farkli dertlerine ragmen o bolumde siradan erkek gururunu hissediyoruz.
Uzun bir degerlendirme oldu ama son iki noktaya daha deginmek istiyorum.
Birincisi, kitapta o kadar cok ikili hikaye ve bunun uzerinden degerlendirme var ki insan tum bu hikayeleri karsi taraftan da dinlemek istiyor. Ozellikle bu biyografi benzeri kitabi bir de Teoman'in menajeri ve kurtaricisi gorunumundeki Funda yazsa kimbilir neler anlatirdi, cok merak ettim.
Ve son olarak, kitani storytelde Teoman'in sesinden dinledim. Sesli kitaplari zaten seviyorum ama bir de Teoman'in hikayelerini kendi sesinden dinlemek ayrica keyifliydi.
Bana gore kitabin en ilgi cekici yanlarindan biri o hep sevdigimiz, nasil yazildigini merak ettigimiz sarki sozleriyle ilgili bazi detaylar ogrenmekti. Ama hemen sunu da belirtme geregi hissediyorum kitap bunun uzerine degil. Kitapta Teoman'in hayat hikayesini okuyoruz. Hikayeyi okurken de bazi yerlerde sarki sozleri karsimiza cikiyor.
Acik konusalim, kitabi okuyunca kimse Teoman'a hayran olmaz. Hatta aksi yonlerini gorup antipatisi artanlar da olabilir. Ama bana gore kitabin guclu yonu de bu. Teoman acik acik kendini yazmis. Kirdigi insanlari, huysuzluklarini, yarim biraktigi isleri acik acik soylemis. Bir nevi gunah cikartmis gibi geldi bana. Kendi kendine bir mucadele icinde gibi gorunuyor. Hata yaptim deme cesaretini bircok noktada gostermis. Tipki bircok kez yarim birakma cesaretini gosterdigi gibi.
Bu kitap sayesinde Teoman neden muzigi birakip birakip geri gelmis, neden etrafi kadinlarla cevriliyken yalnizlik temali sarkilar soylemis, neden cokca eski sarkilarina donusler yapmis net sekilde anlayabiliyoruz. Bu bence anlamliydi.
Bana gore kitabin en sikici bolumu Teoman'in unlu olmadan onceki hovardaliklarini uzun uzun anlattigi bolumdu. İcindeki sanatci buhranlarina, siradan insanlardan farkli dertlerine ragmen o bolumde siradan erkek gururunu hissediyoruz.
Uzun bir degerlendirme oldu ama son iki noktaya daha deginmek istiyorum.
Birincisi, kitapta o kadar cok ikili hikaye ve bunun uzerinden degerlendirme var ki insan tum bu hikayeleri karsi taraftan da dinlemek istiyor. Ozellikle bu biyografi benzeri kitabi bir de Teoman'in menajeri ve kurtaricisi gorunumundeki Funda yazsa kimbilir neler anlatirdi, cok merak ettim.
Ve son olarak, kitani storytelde Teoman'in sesinden dinledim. Sesli kitaplari zaten seviyorum ama bir de Teoman'in hikayelerini kendi sesinden dinlemek ayrica keyifliydi.
June 24, 2020
Papatya Teoman 🌼🤍🤍
April 24, 2018
Sene 2008'den beri sıklıkla Teoman dinlerim. Ergenliğim ona hayran olarak, son zamanlarım ise sıkı bir takipçisi olarak geçti. Benim için o şarkıları öyle puslu ve hissederek söylemek inanılmaz romantik. Her zaman o şarkı sözlerini nerede, hangi hislerle ve nasıl bir hezeyanın sonunda yazdı merak etmişimdir. Fasa Fiso ile kafamdaki bu soruların cevaplarını bizzat Teoman vermiş oldu.
Okurken çok duygulandım, gerçekten güldüm ve ona kızdım. Bir insanın kendi hayatını yazabileceği en dürüst ve objektif bir şekilde yazmış. Çok beğendim
Kitaptan sonra Teoman'ın kafamdaki gizemli hayran olunacak kişiliği dağıldı. Şimdi daha çok kusurlarıyla sevdiğim ve bazı özelliklerine kıl olduğum, işlerini beğendiğim bir tanıdık gibi...
"Değer yargılarımı yeniden oluşturmak istiyorum. Hayal kırıklığım kendimle ilgili değil, dünyayla ilgili. Dünya da sandığım gibi bir yer değilmiş, benim problemim bu. Dünya dediğin 3-5 arkadaşınmış meğer..."
Okurken çok duygulandım, gerçekten güldüm ve ona kızdım. Bir insanın kendi hayatını yazabileceği en dürüst ve objektif bir şekilde yazmış. Çok beğendim
Kitaptan sonra Teoman'ın kafamdaki gizemli hayran olunacak kişiliği dağıldı. Şimdi daha çok kusurlarıyla sevdiğim ve bazı özelliklerine kıl olduğum, işlerini beğendiğim bir tanıdık gibi...
"Değer yargılarımı yeniden oluşturmak istiyorum. Hayal kırıklığım kendimle ilgili değil, dünyayla ilgili. Dünya da sandığım gibi bir yer değilmiş, benim problemim bu. Dünya dediğin 3-5 arkadaşınmış meğer..."
June 23, 2018
Ben onunla büyüdüm. 15 yaşındaydım, ona kaset imzalatırken “hep barlarda çalıyorsun, yaşım tutmuyor, gelemiyoruz” diye isyan ediyor, büyümeye can atıyordum.
O zamanki Nilay’la konuşabilsem “yaşın tutmasa da gitsene kızım, muhallebi çocuğu musun?” derdim. Pek bi marji” müzikler dinlediğim zamanlar “peh” dedim burun kıvırdım ona. Beyoğlu’nda gençlik tozu attırırken o da oralardaydı hep. Aynı tuvaletlere kustuk :p Şimdi büyümeye devam ediyoruz, döndüm kürkçü dükkanına: baktım o da büyümeye devam ediyor, aynı aynaya baktığını hissettiriyor, dediği gibi 3-5 arkadaş, fasa fisodan kalan. En güzel hikayemiz işte. İyi ki yazmış.
O zamanki Nilay’la konuşabilsem “yaşın tutmasa da gitsene kızım, muhallebi çocuğu musun?” derdim. Pek bi marji” müzikler dinlediğim zamanlar “peh” dedim burun kıvırdım ona. Beyoğlu’nda gençlik tozu attırırken o da oralardaydı hep. Aynı tuvaletlere kustuk :p Şimdi büyümeye devam ediyoruz, döndüm kürkçü dükkanına: baktım o da büyümeye devam ediyor, aynı aynaya baktığını hissettiriyor, dediği gibi 3-5 arkadaş, fasa fisodan kalan. En güzel hikayemiz işte. İyi ki yazmış.
October 13, 2019
Teoman benim için çok özel bir sanatçı. Her bir albümünün ayrı bir yeri var bende. Bu kitapta Teoman’ın anılarını dinlerken, aynı zaman tünelinde ben de kendi anılarımı tazeledim. Benim icin özel bir kitap olmuş. Emeğine sağlık Teoman.
November 25, 2019
Beklediğimin aksine çok hoştu. Teoman'ın bu kitapta yazdığı şeyler bana çok samimi ve kişisel geldi. Klişe bir hikaye anlatmıyor Teoman. Ben Storytel'den kendisinin seslendirdiği kitabını dinledim. Sesli kitap formatında dinlemeseydim sanırım bu kadar beğenemezdim.
August 14, 2022
Çocukluğuma götürdü önce Ünverdi sineması, Bahçelievler sokakları, gırgır ve daha niceleriyle. Sonra yaşadığım heyecanlar ve heyecansızlık nedeniyle kıvranışım geldi aklıma. Yani Teoman’ın duygu dünyasına girerken kendinizden de bir şeyler buluyorsunuz zaman zaman. Hiçbir tutku duymadan öylesine güvenle ve istikrarla yaşayan insanlardan olma yolcuğunun sancıları gibiydi sanki yaşadıkları olgunluk döneminde… Çok samimi,içten ama bir o kadar da kopuk günceler şeklinde ilerledi kitap ama bir yaz gecesi elinize alıp bir çırpıda bitirebilir ya da benim gibi bir yolculuk esnasında storytel’den dinlenebilir.
August 13, 2022
Teoman'ın kendi sesinden dinledim yaşasın storytel acıkçası okusam ne kadar keyif alırdım bilemiyorum ama bu kadar güzel şarkı sözleri yazmış hayatta olan bir sanatçının hayat hikayesini, samimi bir şekilde anlattığı içsel motivasyonlarını ve motivasyon eksikliklerini çok güzel anlatmış. Sonuna doğru biraz kendini tekrarladığını ve dağınıklıklığını göz ardı edersek tanıştığımıza memnun oldum Teoman.💫
July 30, 2018
Teoman...
Okuduğum en akıcı anı kitabıydı. Tek kelime ile harika... Neler yaşadığını o kadar içten ve akıcı anlatmışki, kitaba başladım, karşıma geçti, o güzel ses tonuyla benimle sohbet etti. Kendi deyimiyle "yaşlı ergen"... ve kendime ne kadar da benzettiğim yanlarımı sadece bu sözü anlatmaya yetiyor...
Herkese tavsiye ederim...
Birkaç alıntı;
-"Ancak manalı ilişkilerden yoksun oluyorsun o tarz yaşayınca, cinselliği başka dertlerinin panzehri gibi kullanınca...2016 (syf.39)
-"Hatta arkadaşlarıma söylediğim bir şey var ve tekrarladığım bir şey; ufacık bir isteğim var, her şey benim istediğim gibi olsun...1998(syf.123)
-"Alçakgönüllülüğüm yoktur. Kendimi överim ama başkası övünce çok utanırım.2000(syf.135)
-"Can simidi gibi bir şey aşk. Kendini çok yalnız hissediyorsun; bir kadına ihtiyacın oluyor, "Bir sürü kadınla uyuyacağıma bir kere de sevdiğim kadınla uyuyayım" diyorsun. Yine bar filozof durumları... Bunların hepsi yalnız hissetmekle ilgili.2004(syf.176)
-"Bazı insanlar var, kalplerini dinlemiyorlar; ya ailelerini dinliyorlar ya da bu iş böyle olur zaten diyorlar. Yaşımız geldi, evlenip yeni televizyon çıkmış onu almak lazım, şunu yapmak lazım diye başkaları tarafından karar verilen hayatları yaşıyorlar. Bu tip insanlar evleniyorlar, uyku vakti geldiğinde televizyonunu kapatıp "Hadi hayatım içeri geçelim" diyor, sonra da "E biz evliyiz birkaç gündür de sevişmedik, sevişmemiz lazım" deyip sevişiyorlar...2006(syf.195)
-"Problemlerin, insanın kendine hedefler koymasıyla, hatta onlara ulaşmasıyla çözülmediğini artık biliyorum. O yüzden gerçekten yapmak istediklerimi listeledim.....(syf.230)
Okuduğum en akıcı anı kitabıydı. Tek kelime ile harika... Neler yaşadığını o kadar içten ve akıcı anlatmışki, kitaba başladım, karşıma geçti, o güzel ses tonuyla benimle sohbet etti. Kendi deyimiyle "yaşlı ergen"... ve kendime ne kadar da benzettiğim yanlarımı sadece bu sözü anlatmaya yetiyor...
Herkese tavsiye ederim...
Birkaç alıntı;
-"Ancak manalı ilişkilerden yoksun oluyorsun o tarz yaşayınca, cinselliği başka dertlerinin panzehri gibi kullanınca...2016 (syf.39)
-"Hatta arkadaşlarıma söylediğim bir şey var ve tekrarladığım bir şey; ufacık bir isteğim var, her şey benim istediğim gibi olsun...1998(syf.123)
-"Alçakgönüllülüğüm yoktur. Kendimi överim ama başkası övünce çok utanırım.2000(syf.135)
-"Can simidi gibi bir şey aşk. Kendini çok yalnız hissediyorsun; bir kadına ihtiyacın oluyor, "Bir sürü kadınla uyuyacağıma bir kere de sevdiğim kadınla uyuyayım" diyorsun. Yine bar filozof durumları... Bunların hepsi yalnız hissetmekle ilgili.2004(syf.176)
-"Bazı insanlar var, kalplerini dinlemiyorlar; ya ailelerini dinliyorlar ya da bu iş böyle olur zaten diyorlar. Yaşımız geldi, evlenip yeni televizyon çıkmış onu almak lazım, şunu yapmak lazım diye başkaları tarafından karar verilen hayatları yaşıyorlar. Bu tip insanlar evleniyorlar, uyku vakti geldiğinde televizyonunu kapatıp "Hadi hayatım içeri geçelim" diyor, sonra da "E biz evliyiz birkaç gündür de sevişmedik, sevişmemiz lazım" deyip sevişiyorlar...2006(syf.195)
-"Problemlerin, insanın kendine hedefler koymasıyla, hatta onlara ulaşmasıyla çözülmediğini artık biliyorum. O yüzden gerçekten yapmak istediklerimi listeledim.....(syf.230)
May 8, 2018
Aslında çok sevdim kitabı ben. Teoman gibi birinin kendini böylesine çıplak ifade edebilmesine, otosansürü devre dışı bırakabilmesine çok şaşırarak ve bunu takdir de ederek okudum. Muhtemelen zaman içinde tekrar tekrar da okurum. Ama içerik konusunda çekingen davranmayan Teoman'ın yazmak konusundaki çekingenliği beni üzdü. Sanki o bayıldığımız şarkıları Teoman yazmamış, sanki o cümlelerin derinliklerinde uzun uzun kulaç atmamışız gibi bu aşırı sade cümleleri kabul etmemizi beklemiş olması inanılmaz geldi bana. Çocukluğunu anlatan cümlelerle yetişkin buhranlarını anlattığı cümlelerin bu kadar benzemesi yaraladı. Bir bu dil meselesi, bir de bazı bölümlerin çok hızlı geçilmiş olması kitaptaki iki büyük eksiklik bence. Bu nedenle pervasızlığına 4 verdiğim kitaba üslubundan dolayı 3 verdim.
Yine de maceranın devamını merakla bekliyorum.
Yine de maceranın devamını merakla bekliyorum.
June 13, 2018
Kitabın son sayfasını okumayı bitirdiğimde Koyu Antoloji albümünün ilk şarkısını dinlemeye başladığımda yaptığımı yaptım; Teomana sunturlu bir küfür edip kapattım.
May 15, 2021
kendi sesinden dinlemiş olmanın güzelliğiyle azıcık sarhoşum
May 5, 2021
Teoman kitabin basinda kitabin daginikligini ve iceriginin fasa fiso oldugunu soyluyor.
Kitabin, kendisini tanimak ve yazdigi sarkilarin arka planinda nasil bir insanin oldugunu ogrenmek isteyenlere hitap edeceginden de bahsediyor. Ancak, bu kitap hic mi bir editorun elinden detaylica gecmedi? Yazilanlarin cok daha uyumlu sekilde bir araya gelebilecegini dusunuyorum. Cok aceleye gelmis ve Teoman'in fikirlerini dusuncelerini daha derinlikli ve detayli yansitabilirmis. Ben Teoman'in bahsettigi gecmisinden ve sarki sozlerinden kendisini cok daha iyi ifade edebilecegini dusunuyordum kitaba baslarken. Ornegin, yasadiklarindan kucuk anilar halinde bahsederken atifta bulundugu kadinlardan (annesi, eski sevgilileri, esi) ve retrospektif olarak bu kadinlara karsi bazi davranislarini yorumlamasindan kendisini bazi noktalarda cok sig buldugunu anlayabiliyorum ama bu sadece yuzeyi birazcik kaziyor. Keske 'gender studies' ile ilgilenen Teoman'in sosyal konumuyla beraber davranislarini, kararlarini, iletisimini yorumladigi bir oz elestiri de okuyabilseydik. Maymun istahli bir rockstar'in, rockstar olmadan onceki bilgisizligi ve sonrasinda sohreti yakalayinca artan bunalimi ve yalnizligi haricinde icinde yazilan butun detaylari gunler icinde unutacagim.
Kitabin, kendisini tanimak ve yazdigi sarkilarin arka planinda nasil bir insanin oldugunu ogrenmek isteyenlere hitap edeceginden de bahsediyor. Ancak, bu kitap hic mi bir editorun elinden detaylica gecmedi? Yazilanlarin cok daha uyumlu sekilde bir araya gelebilecegini dusunuyorum. Cok aceleye gelmis ve Teoman'in fikirlerini dusuncelerini daha derinlikli ve detayli yansitabilirmis. Ben Teoman'in bahsettigi gecmisinden ve sarki sozlerinden kendisini cok daha iyi ifade edebilecegini dusunuyordum kitaba baslarken. Ornegin, yasadiklarindan kucuk anilar halinde bahsederken atifta bulundugu kadinlardan (annesi, eski sevgilileri, esi) ve retrospektif olarak bu kadinlara karsi bazi davranislarini yorumlamasindan kendisini bazi noktalarda cok sig buldugunu anlayabiliyorum ama bu sadece yuzeyi birazcik kaziyor. Keske 'gender studies' ile ilgilenen Teoman'in sosyal konumuyla beraber davranislarini, kararlarini, iletisimini yorumladigi bir oz elestiri de okuyabilseydik. Maymun istahli bir rockstar'in, rockstar olmadan onceki bilgisizligi ve sonrasinda sohreti yakalayinca artan bunalimi ve yalnizligi haricinde icinde yazilan butun detaylari gunler icinde unutacagim.
January 2, 2021
Tiksinç. Bunca yılların şarkılarıyla sevilen sanatçısı neden kendini böyle küçültmüş anlamak mümkün değil. Teoman bu kitapla sadece kendinden değil cinsellikten de soğutuyor insanı. Kesinlikle tavsiye etmiyorum! Bir kız çocuğu babasının böyle bir kitap yazması ne büyük hayal kırıklığı! Kızı umarım bu kitapla hiç karşılaşmaz..
April 15, 2024
ironik adam. hayranıyım, ne diyim başka
January 14, 2021
Hiçbir şey kolay olmuyor, hep bir bedel var. Kan, ter, gözyaşı...
Teoman,
Benim için zaten büyüktün, şimdi daha da büyüdün🍻
Teoman,
Benim için zaten büyüktün, şimdi daha da büyüdün🍻
February 16, 2025
Samimi hislerle yazılmış, çocukluktan orta yaşlılığa bir Rock Star’ın anı türünde kitabı.
Benim de tanık olduğum için kendimi şanslı hissettiğim 90’lar, 2000’ler İstanbul’unu ve Türkiye sosyal atmosferini okurken keyif aldım.
Benim de tanık olduğum için kendimi şanslı hissettiğim 90’lar, 2000’ler İstanbul’unu ve Türkiye sosyal atmosferini okurken keyif aldım.
May 25, 2018
Küçüklüğümden beri severek dinlediğim Teoman şarkılarının sözlerinin en güçlü yanı olduğunu düşünürdüm hep. Şarkıların hikayelerini öğrenmek bu yüzden çok anlamlı oldu. Kitabı bitirince şarkıları oturup baştan dinleme hissiyatı oluşuyor. Sevdiğin bir sanatçının da herkes gibi hata yapması, mutsuz olması, kızması vs. seni de düşündürüp duygulandırıyor. Teoman kafamdaki kişiliğini daha da ötesini de katarak, tarafsız ve samimi bir dille anlatmış. Kitaptan en çok etkilendiğim birkaç cümle: “Oynamalıyız. Oynamazsak sıkılırız.”
“Dünya dediğin yer 3-5 arkadaşınmış meğer.”
“Kimliğimi hayaller oluşturuyor. Gerçekler o kadar da güzel değil.”
“Dünya dediğin yer 3-5 arkadaşınmış meğer.”
“Kimliğimi hayaller oluşturuyor. Gerçekler o kadar da güzel değil.”
December 4, 2019
Elbette ufkunuzu açacak; hayatınızı değiştirecek bir kitap değil ancak anlatımı ve teomanın gelişimini çok güzel özetliyor ve size birçok soru sorduruyor.
Sonlara doğru biraz tekrara düşüyor ama herşeye rağmen harcadığınız zamana değen bir kitap. Özetle hedeflediğini yapman önemlidir ama yapsan bile mutlu olacağının garantisi yok diyor aslında.
En az ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı kadar başarılı bir kişisel gelişim kitabı olabilir ama anlatımı bir o kadar gerçek...
Sonlara doğru biraz tekrara düşüyor ama herşeye rağmen harcadığınız zamana değen bir kitap. Özetle hedeflediğini yapman önemlidir ama yapsan bile mutlu olacağının garantisi yok diyor aslında.
En az ustalık gerektiren kafaya takmama sanatı kadar başarılı bir kişisel gelişim kitabı olabilir ama anlatımı bir o kadar gerçek...
June 6, 2019
Sevdiğim sanatçı hakkında çok şey öğrendim
July 28, 2019
Kendi sesinden dinledim 7 saat boyunca. Bu zamana kadar yalnızca müziklerini dinlemiştim ve düşüncelerine tanık olunca dedim ki: boşuna ergenlik aşkımız olmamış bu adam.
March 5, 2022
30 sene sonra hayatıma dönüp baktığımda kendime karşı Teoman'ın kendisine olabildiği kadar dürüst olabilmek istiyorum.
Displaying 1 - 30 of 160 reviews