Jump to ratings and reviews
Rate this book

Sosyalizmin Alfabesi

Rate this book
Sosyalizmin Alfabesi, sosyalizmle yeni tanışanlar, sosyalizme dair derli toplu bilgi edinmek isteyenler ve sosyalizm hakkındaki bilgilerini tazeleme ihtiyacı duyanlar için temel bir başvuru kaynağıdır. Sağlam mantığı, güçlü kanıtları ve duru anlatımıyla parlak ve zihin açıcı bir sosyalizme giriş kitabıdır.

İlk olarak 1953'te ABD'de yayınlanan bu değerli çalışma, kısa sürede sosyalist düşüncenin klasik metinleri arasına katılmış, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de yarım yüzyıldır en çok okunan giriş kitaplarından biri olagelmiştir.

Çıkarları gereği sosyalist olması gereken ama sosyalizm hakkındaki iftiraların ve ideolojik bombardımanın etkisi altında kalarak sosyalizme uzak duran emekçilerin önyargıları göz önünde bulundurularak yazılmış olması, kitabın hitap alanını hayli genişletmektedir. Yetkin Amerikalı sosyalist Leo Huberman'a göre, iyi veya kötü olsun, karşısında ya da uğrunda savaşılacak bir şey olsun, her şeyden önce sosyalizmin ne olduğunun anlaşılması gerekir. Kitabın amacı, sosyalizmin anlaşılmasına yardımcı olmaktır.

Kitabın ilk yarısı, kapitalizmin sosyalist açıdan ekonomik çözümlenmesine ayrılmıştır. İkinci kısmında ise sosyalist teori ele alınmıştır. Sosyalizm öğretisinin gelişmesinde rol oynamış olan en önemli ve etkili iki isim Karl Marx ve Friedrich Engels olduğu için, Sosyalizmin Alfabesi onların anlayışı üzerine kurulmuştur.

Sosyalizmin Alfabesi'nin bu basımı, yazarlarının yaptığı son basıma uygun olarak, Leo Huberman ve Paul Sweezy'nin tamamlayıcı yazılarıyla zenginleştirilmiştir.

192 pages, Paperback

First published January 1, 1953

36 people are currently reading
356 people want to read

About the author

Leo Huberman

90 books18 followers

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
242 (31%)
4 stars
331 (43%)
3 stars
143 (18%)
2 stars
38 (4%)
1 star
9 (1%)
Displaying 1 - 30 of 54 reviews
Profile Image for tyranus.
110 reviews303 followers
December 7, 2017
Kitap çok basit ve yalın bir dille sosyalizmin tanımını ve gerekliliğini mevcut kapitalist düzen üzerinden anlatıyor. İnsanı hiç sıkmıyor, ekonomik terimlere boğmadan sosyalizmin en yalın tanımını yapıyor. Adeta "sosyalizme giriş" dersi olmuş. Lisedeyken bir hocamın önerisiyle okumuştum. "Bu kitabı anlayamazsan, bu konulara merak (devam) etmesen de olur" dediği kitaptır.
Temel (başlangıç) düzeyinde olması sebebiyle, bu konulara meraklı kişilerin bu kitapla yetinmemeleri, daha kapsamlı ve derin kitapları, özellikle sosyalist felsefeyi de kapsayan (kapital gibi) kitapları okumasını öneririm. İyi okumalar...



"Eğer bir insanın temel gereksinmeleri, bir başkasını yere sermekle karşılanabiliyorsa, insanların birbirlerini yere sereceklerini varsayabiliriz; yok eğer, insanın temel gereksinmeleri işbirliği ile daha iyi karşılanabiliyorsa, insanların işbirliği yapacaklarını varsayabiliriz" (kitaptan bir alıntı)
Profile Image for Sercan Sarıtaş.
9 reviews
January 19, 2018
Amerikan birinin ağzından yazılmış çok sade bir kapitalizm eleştirisi ve sosyalizm anlatısı. Adeta bir hap kitap, konular hakkında çok net ve çok sade bir anlatımı var.
Profile Image for Ege.
209 reviews48 followers
October 1, 2016
last update: 1) Amerikalıların çoğunun sosyalizm konusunda bildikleri tek şey, ondan hoşlanmadıklarıdır. (page 7)

2) Eğer üretim araçlarına sahip küçük gruba - yani kapitalist sınıfa - dahilseniz, çalışmadan yaşayabilirsiniz. Üretim araçlarına sahip olmayan büyük gruba - yani işçi sınıfına - dahilseniz, çalışmadan yaşayamazsınız. (page 10)

3) Kapitalist toplumda çarkları döndüren kârdır. (page 10)

4) Kapitalistler için önce mülkiyet sonra insanlık, işçiler için ise önce insanlık - yani kendileri - sonra mülkiyet gelir. (page 10)

5) Kapitalist, kapitalist olarak kalabilmek için kâr etmek zorunda olduğu gibi, işçi de yaşayabilmek için doğru dürüst bir ücret almaya çabalamak zorundadır. Taraflar ancak karşısındakilerin zararı pahasına başarıya ulaşabilir. (page 11)

6) Kapitalist toplumda insan, kendi gereksinmelerini sağlamak istediği şeyleri değil, başkalarına satacağı şeyleri üretir. (page 11)

7) İşçi, metasını yani emek-gücünü ücret karşılığı patrona satar. (page 11)

8) İşçiye ücret olarak ödenen ile işçinin hammaddeye kattığı değer arasındaki farkı, işveren kendisine alıkoyar. İşte kâr buradan gelir. (page 12)

Önemli not: Bu kitabın kendisi zaten bu tarz notların bir dökümü gibi bir şey (o yüzden topu topu 85 sayfa) bu nedenle başka bir not almayacağım.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Fatma.
173 reviews11 followers
February 10, 2022
Ozgurluk, yasami butunuyle yasamak demektir; yeterli beslenme, giyinme ve barinma konusunda, bedenin gereklerini karsilamak icin ekonomik olanak, ayrica aklin etkinlik alanini genisletmek, kisiligi gelistirmek ve kisiligimizi ortata koymak icin etkin firsat ve olanaklara sahip olmak demektir
Profile Image for Şeyma.
66 reviews5 followers
May 23, 2025
Süper bir kitap çok temelden mala anlatır gibi anlatıyor, sosyalizme bi giriş yapmak için ideal
Profile Image for A. Berfu.
22 reviews
May 14, 2025
“Ne söz konusu kişi, ne onun oğlu ne de oğlunun oğlu, ellerini iş denilen şeyle kirletmek zorunda kalmıştır. Üretim araçlarına sahip olmaları, onlara başkalarının çalışmasından geçinerek asalak gibi yaşama olanağını vermiştir.
Kapitalist sistemin bir başka çarpıcı adaletsizliği fırsat eşitsizliğidir.
Yılda 2.000 dolar kazanan bir işçinin evinde ve bir milyonerin evinde aynı anda birer çocuk dünyaya gelmiş olsun. Bunlar aynı hak ve fırsatlardan yararlanırlar mı? Birincinin yiyeceği, giyeceği ve barınağı diğerininki kadar iyi olur mu? Yararlandıkları sağlık hizmeti, oyun olanakları ve eğitim aynı olur mu?
"Amerika fırsatlar ülkesidir ve yeteneği varsa, işçi çocuğu da en yükseğe çıkabilir," demek iyi bir cevap değildir. Yeteneğin işe yaradığı doğrudur; ama bundan daha önemli olan ne olarak doğduğunuz, toplumdaki mevkiniz ve servetinizdir. Bu demek değildir ki, yetenekli, kararlı ve şanslı yoksul bir çocuk için zengin olma olasılığı hiç yoktur. Ancak, yoksulların, bir sınıf olarak yükselme şansı her zaman zayıf olmuştur ve gittikçe daha da zayıflamaktadır.”

“Bugün ABD'de iş hayatının çoğu, büyük şirketler tarafından yürütülür. Bunların sahipleri, hisseleri ellerinde tutar ve kârları alır, teşebbüsün yürütülmesi işi ise maaşlı yöneticiler tarafından görülür. Genellikle, büyük şirketlerin sahibi olan kimselerin yönetim ve işletme ile ya hiç ilişkileri yoktur, ya da olsa bile pek azdır. Üretim araçları mülkiyeti sahipliğinin, bir zamanlar bir işlevi vardı, şimdi ise işi sadece asalaklıktır. Bir sınıf olarak kapitalistlerin artık hiç gereği yok. Bunları toptan götürüp Ay'a bıraksak, üretim bir dakika bile aksamaz.”

“Şimdi sosyalizmi daha yakından görmeye çalışalım. Daha başlangıçta şunu açıkça belirtelim ki, sosyalizme inananlar, üretim araçlarında özel mülkiyetten kamu mülkiyetine geçmekle insanın bütün sorunlarının çözüleceğini iddia ediyor değildirler; ne şeytanlar melek haline gelmiş ne de cennet yere inmiş olacaktır. Sosyalistlerin ileri sürülen iddia şudur: Kapitalizmin temel kötülüklerine çare bulunacak, sömürü, sefalet, güvensizlik ve savaş ortadan kaldırılacak, insanlar için daha fazla refah ve mutluluğun yolları açılacaktır.
Sosyalizm, kapitalizmin yırtıklarının yamanması, parça parça düzeltilmesi demek değildir. Sosyalizm, devrimci değişiklik -toplumun tamamen farklı bir biçimde yeniden kurulması- demektir.
Bireysel kâr için bireysel çabanın yerini, toplumsal yarar için toplu çaba alacaktır.
Kumaş, para kazanmak için değil, insanları giydirmek için yapılacaktır; bütün diğer ürünler için de aynı şey geçerli olacaktır.
İnsanın insan üzerindeki kudreti azalacak, insanın doğa üzerindeki kudreti artacaktır.”

“Bolluk yaratma gücü, kâr sağlama düşüncesiyle boğulmak yerine, herkes için bolluk yaratmak amacıyla en son sınırına kadar kullanılacaktır.
Herkesin yüreğindeki buhran, işsizlik, yoksulluk ve güvensizlik korkusu, kullanım için yapılacak planlı üretime herkese, her zaman iş sağlayacağının bilinmesi ile yok olacak, insanın beşikten mezara kadar ekonomik güvenliği sağlanacaktır.
Başarı, artık yığdığımız paranın çokluğu ile değil de çevremizdeki insanlarla yürüttüğümüz işbirliğinin boyutlarıyla ölçülmeye başlandığı zaman, altının yönetimi yerini altın gibi bir yönetime bırakacaktır.
Kâr peşinde olanların "fazla" mallarını satabilecekleri ve "fazla" sermayelerini yatırabilecekleri yabancı piyasaları ele geçirme çabalarının yol açtığı emperyalist savaşlar son bulacaktır; çünkü bundan böyle, "fazla" mal, "fazla" sermaye ve kâr peşinde koşan kapitalist kalmayacaktır.
Üretim araçları artık özel ellerde olmayacağı için, toplum bundan böyle işveren ve işçi diye sınıflara bölünmeyecek, kimse bir başkasının sömüreceği durumda olamayacak, B'nin emeğinden A kâr sağlayamayacaktır.
Kısaca, sosyalizmin özü şudur: Ülke, artık bir küçük azınlığın mülkü olmaktan ve bu azınlık tarafından kendi çıkarı için kötü ve yanlış yönetilmekten kurtarılmış, halk yararına, halk tarafından yönetilen, halkın sahip olduğu bir yurt haline getirilmiş olacaktır.”

“Öyleyse özgürlük, salt kısıtlamanın olmamasından çok daha öte bir anlam taşır. Halkın çoğunluğu için daha derin anlam taşıyan olumlu bir yöne sahiptir. Özgürlük, hayatını dolu dolu yaşamak demektir -yeterli beslenme, giyinme ve barınma ile ilgili bedensel gereksinimleri karşılamak için ekonomik araçlara, ayrıca da zihnini beslemek, kişiliğini geliştirmek, bireyselliğini ortaya koymak için fiili imkâna sahip olmak demektir.
Arzularını doyurmak ve yeteneklerini geliştirmek için gerekli araçları her zaman emrine amade bulmuş olanlara, bu özgürlük kavramı muhtemelen şaşırtıcı gelecektir. Onlar için özgürlük, sadece haklarına -serbest seçimlere, ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne- müdahale edilmemesiyle ölçülür; ne var ki, insanlığın ezici çoğunluğu için özgürlük, haklarla ölçülmekten çok, ekmekle, boş vakitle, güvenlikle ölçülür.”

“Bu daha geniş özgürlük kavramının geçerliliğini saptamakta kullanabileceğiniz basit bir sınav yapalım. Kendinize şu soruları sorun:
Açlıktan nefesi kokan işsiz bir adam özgür müdür? Sürekli işsiz kalma korkusu çeken bir adam özgür müdür? Kitap ve kültür kapıları suratına kapanmış, okuryazar olmayan, cahil bir kişi özgür müdür? Yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olacak okul eğitimi giderlerini karşılayamayan yetenekli bir kişi özgür müdür?
Bolluğu, güvenliği, boş zamanı içeren bu daha geniş anlamda özgürlüğü, kapitalist toplumda yalnızca zenginler tadabilir. Yoksullar özgür değildir. Kapitalist düzende yaşadıkça da özgürlüklerini kazanamazlar. Sırf varlığıyla bile özgürlük hakkındaki tüm güzel sözleri tamamen anlamsızlaştıran o görünmez diktatörlükten -üretim araçlarına sahip olanlarca uygulanan diktatörlükten- toplumu kurtarmanın tek yolu, özel mülkiyetin yerine sosyalizmi kurmaktır.”

“Kapitalist sistem adaletsizdir. Temel taşı eşitsizliktir, hayattaki iyi şeyler sonsuz bir ırmak gibi küçük, ayrıcalıklı, zengin bir sınıfa akar; geniş, ayrıcalıksız yoksul sınıfın bahtına düşen ise ürkütücü güvensizlik, küçük düşürücü yoksulluk ve fırsat eşitsizliğidir.”

“Ekonomik sistemimiz kapitalistler olmadan işleyebilir mi?
Bu sorudaki "kapitalistler" sözcüğünü değiştirin, tarihin her döneminde sorulmuş olan standart bir soru elde edersiniz. Avrupa'da, dört yüzyıl önce, soru şöyleydi: Ekonomik sistemimiz feodal beyler olmadan işleyebilir mi? Amerika'da, yüz yıl önce, soru şöyle soruluyordu: Ekonomik sistemimiz köle sahipleri olmadan işleyebilir mi? Toplum, nasıl feodal beyler ve köle sahipleri olmadan da yaşayabileceğini anladı ise, kapitalistler olmadan da yaşayabileceğini de anlayacaktır.
Kapitalistlerle bunların sermaye olarak sahip bulundukları üretim araçları arasında bir ayrım yapmak gereklidir. Toplum, kuşkusuz, bu üretim araçları, yani toprak, madenler, hammadde, makine ve fabrikalar olmadan edemez.”

“İnsanlar kâr dürtüsü olmadan da çalışır mı?
Bu sorunun en iyi cevabı, kapitalist toplumda bugün insanların çoğunluğunun zaten kâr dürtüsü olmadan çalıştığıdır. Bir çelik fabrikasında, bir dokuma fabrikasında ya da bir kömür ocağında çalışan işçiye emeği karşılığında ne kadar kâr ettiğini sorunuz; size, pek haklı olarak, hiçbir kârı olmadığını, kârın, çelik fabrikası, dokuma fabrikası ya da kömür ocağı sahibine gittiğini söyleyecektir. Öyleyse, işçi niçin çalışır?
İşçinin dürtüsü kâr değilse nedir? Kapitalist toplumda insanların çoğunluğu çalışır, çünkü çalışmak zorundadır. Çalışmazlarsa aç kalırlar. Bu kadar basit. Kâr için değil, ücret elde etmek için çalışırlar; çünkü, kendilerine ve ailelerine yiyecek, giyecek ve barınak sağlamanın başka bir yolu yoktur.”

“Gittikçe büyüyen fabrikalarda, gittikçe büyüyen sayıda işçinin bir araya getirilmesi ile, üretim sürecinin toplumsallığı gittikçe büyüyen boyutlarda artıyor.
Kapitalist toplumda, işletilen ve yapılan ne varsa, bir arada ve birbirine bağlı olarak çalışan kimseler tarafından işletilir ve yapılır; ama bu şeyler, kendilerini yapanların ortak malı olmaz. Makinenin işleteni makinenin sahibi olmadığı gibi, sahibi de işleteni değildir.”
Profile Image for Çağla.
51 reviews1 follower
December 6, 2020
Merhabalar, kitap hakkında söyleyeceklerim kısa çok kısa aslında ... Bence okunması gereken bir kitap. Aslında özgür olmadigimizi, eşit olmadığımızı cok yalin bir dille anlatmış yazar. Çevirmen de aynı zamanda. Kapitalist sistemin getirdiği, zenginin çok zengin fakirin ise çok fakir olduğu bir toplumdan , herkesin insanca yaşadığı , herkesin ürettiğini aldığı bir topluma geçmek... İşçilerin saatlerce köle gibi çalıştırılıp kârlarini patronların yemesi, üretim araçlarının sahiplerinin yan gelip yatması ve işçilerin o üretim araçları ile ürettiklerinin bile yarısını alamaması.. Fakat o üretim aracının sahibiysen eğer sen çalışmasan da paran gelmeye devam eder. Böyle bir düzenden üretim araçlarının ortak mülkiyetine dayanan bir anlayış.
116 reviews4 followers
May 25, 2011
some points.which one is better :)?

Capitalism
-private ownership of means of production
-production for profit

Socialism
-common ownership of means of production
-production for need
Profile Image for Ekim.
85 reviews
September 29, 2025
iyi bir başlangıç kitabi. felsefenin başlangıç ilkelerinden daha iyi bence, bilgi açısından. dili de akıcıydı. ben yordamın yeni basımını okudum, sonda ekler vardı. ek kısımları biraz tekrara düşmüştü. ama çok keyif aldım.
Profile Image for sevval.
1 review
May 26, 2025
allah kelamı. bir kurandır bızım ıcın.
Profile Image for Gizemlefou.
47 reviews28 followers
March 18, 2020
"Birleşik Devletlerdeki gibi bir demokraside halkın, oylarıyla kendi adaylarına iş başına getirdiği doğrudur. Demokrat X ile cumhuriyetçi Y arasında bir seçim yapma hakları vardır. Ama bu, hiçbir zaman sınıf savaşımının bu yanında ya da öteki yanında yer alan bir adayın seçimi değildir. Ana partilerin adayları arasında özel mülkiyet ilişkileri sistemi konusunda çok az temel davranış farkı vardır. Bu ayrılıklar hep ayrıntılar konusundadır; hemen hiçbirisi, temel sorunlarla ilgili değildir.

İşin aslı aranırsa, işçiler için demokrasiüüt X ya da cumhuriyetçi Y arasında bir seçim yapmak, kapitalist sınıfın hangi özel temsilcisinin, kongrede, kapitalist sınıfın yararına yasalar yapacağı konusunda bir seçim yapma özgürlüğünden başka bir şey değildir."
136 reviews11 followers
January 17, 2015
I think this may be the single most useful introduction to socialism for the totally uninitiated. It is straightforward (often verging into overly simplistic in its summations, but as a first exposure its fine), with prose that manages to be passionate and at times indignant while remaining somehow restrained. An excellent window into the humane socialism of the Monthly Review crowd.
Profile Image for Romancebookshop.
146 reviews
January 25, 2022
“...for the vast majority of mankind, however, freedom is measured less in terms of rights and more in terms of bread, leisure, and security”

"Instead of basing production on the needs of all, it bases production on the profit of few."

Profile Image for Utopian.
39 reviews37 followers
July 31, 2014
Utopian Hızlı okunan, dili basit bir eser. Anahatlarıyla sosyalizmi çok iyi özetliyor. Tam bir başlangıç kitabı. Lise yıllarımdan...
86 reviews
December 24, 2021
Kapitalist toplumda çarkları döndüren kârdır. Açıkgöz işadamı demek, satın aldığı şey için elden geldiğince az ödeyen, sattığı şeyler içinse koparabileceği en büyük miktarı alan adam demektir. Yüksek kârlara giden yolun ilk adımı masrafları azaltmaktır. Üretim masraflarından biri, emeğe ödenen ücrettir. Bu nedenle, elden geldiğince düşük ücret ödemek işverenin çıkarmadır. Aynı şekilde, işçilerini elden geldiğince çok çalıştırmak da onun çıkarınadır.
Üretim araçlarına sahip olanların çıkarları ile bunlar içinçalışan insanların çıkarları birbirine karşıttır. Kapitalistler içinönce mülkiyet sonra insanlık, işçiler için ise önce insanlık -yani kendileri- sonra mülkiyet gelir. Kapitalist toplumda iki sınıf arasında daima bir çatışma olmasının nedeni de işte budur.
Sınıf savaşında iki tarafın da davranışı, zorunlu olduklarıdavranıştır. Kapitalist, kapitalist olarak kalabilmek için kâretmek zorunda olduğu gibi, işçi de yaşayabilmek için doğru dürüst bir ücret almaya çabalamak zorundadır. Taraflar ancak karşısındakinin zararı pahasına başarıya ulaşabilir.
Sermaye ile emek arasında "uyum" konusunda söylenen bütün sözler, gevezelikten başka bir şey değildir. Kapitalist toplumda, bir sınıfın yararı, ötekinin zararına olduğu için böyle bir uyum olamaz; ve bunun tersi.
Bunun için kapitalist toplumda, üretim araçları sahipleri ile işçiler arasında varolması zorunlu ilişki, bıçakla gırtlak arasındaki ilişki gibidir.



Para, olduğu yerde durarak, iddihar edilerek daha fazla parahaline gelemez. Para, ancak sermaye olarak kullanılmakla,yani üretim araçları ve işgücü satın alarak ve böylece yılın her gününün her saatinde işçilerin yarattığı yeni zenginlikten bir hisse almakla büyür.
Bu, gerçek bir atlı karıncadır. Kapitalist, daha fazla sermaye (üretim araçları ve işgücü) biriktirebilsin diye gittikçe daha çok kâr etmeye, daha çok kâr edebilsin diye daha da çok sermaye biriktirmeye, daha çok sermaye biriktirsin diye daha da çok kâr etmeye, vb., vb., çalışır



20. yüzyılda, her büyük sanayi ülkesinde, tekelci kapitalizm gelişmiş ve onunla birlikte sermaye fazlası ile ürün fazlasının ne yapılacağı sorunu da ortaya çıkmıştır. Kendi ulusal pazarlarını denetim altında bulunduran çeşitli devler, uluslararası pazarlarda karşı karşıya geldikleri zaman önce uzun, zorlu, acı bir rekabete, ardından uluslararası bir temel üzerinde anlaşmalara, birleşmelere, kartellere girişirler.
Dünya pazarını bölüşmek üzere aralarında anlaşmalar yapan bu büyük uluslararası birleşmeler ile, rekabetin sona ereceği ve uzun süreli bir barış döneminin başlayacağı sanılır. Ama böyle olmaz, çünkü kuvvet oranları durmadan değişmektedir. Bazı şirketler gitgide büyür ve güçlenirken,ötekiler geriler. Böylece bir zamanlar hakkaniyet ölçüleri içinde yapılmış olan bölüşüm sonradan hakkaniyetsiz olur.Güçlü grup tarafında bir hoşnutsuzluk başlar ve bunu daha büyük bir pay alma savaşımı izler. Her hükümet, kendi uyruklarını korumak için ayağa kalkar. Bunun kaçınılmaz sonucu savaştır.
Emperyalizm savaşa yol açar. Ne var ki, savaş da hiç birşeyi kesin olarak çözemez. Artık bir masa çevresindeçözümlenemez hale gelen düşmanlıklar, şimdi pazarlık, güçlüpatlayıcılar, atom bombaları, sakat insanlar ve parçalanmış cesetlerle yapılıyor diye ortadan kalkmaz.
Hayır! Pazar avı sürüp gitmelidir. Tekelci kapitalizm, malve sermaye fazlası için alan bulmak zorundadır ve tekelcikapitalizm varoldukça yeni savaşlar sürecektir.



Üretim araçlarındaki özel mülkiyet, özel türden bir mülkiyettir. Bu mülkiyet, ona sahip olan sınıfa, sahip olmayan sınıf üzerinde bir güç verir. Sahip olanın yalnız çalışmadan yaşamasını sağlamakla kalmaz, bir yandan da, sahip olmayanların çalışıp çalışmayacağı ve hangi koşullar altında çalışacaklarını saptama olanağını da verir. Yani bir çeşit efendi ve hizmetçi ilişkisi kurar; kapitalist sınıf, emirler verme mevkiinde, işçi sınıfı ise bunları yerine getirme durumundadır.
Bu durumda, haliyle, iki sınıf arasında sürüp giden bir çatışma vardır. Kapitalist sınıf, isçi sınıfım sömürerek,servetle, güçle ve itibarla cömertçe ödüllendirilmiş; oysa işçi sınıfı, güvensizlik, yoksulluk, sefil hayat koşulları içine itilmiştir.



"Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf mücadeleleritarihidir."Sınıflararası mücadelede devletin yeri, rolü nedir? Devlet,egemen sınıfın yarattığı bir şeydir. O, mevcut sistemi korumak için kurulmuştur ve bu amaçla sürdürülmektedir. Kapitalist toplumda, devletin rolü, Manifestoda şöyle açıklanmıştır: "Modern Devletin yönetimi, tüm burjuvazininortak işlerini yöneten bir komiteden başka bir şey değildir." Kapitalist toplumda devletin ilk görevi, kapitalist sınıfın işçi sınıfı üzerindeki egemenliğinin temelini teşkil eden üretim araçları üzerindeki özel mülkiyeti savunmaktır.



Komünistler, işçi sınıfı ile müttefiklerinin, durumu elverir elvermez, devletin yapısında temelli bir değişiklik yapması gereğine inanırlar; kapitalistlerin bir sınıf olarak (birey olarak değil) varlığına son verme ve en sonunda sınıfsız bir topluma ulaşma sürecinde, işçi sınıfı üzerinde kapitalist diktatörlük yerine, kapitalist sınıf üzerinde işçi sınıfı diktatörlüğünü kurmalıdırlar. Sosyalizm, sadece, eski kapitalist hükümet mekanizmasını devralmak ve bunu kullanmakla kurulamaz.İşçiler, eski devlet aygıtını parçalamak ve kendi yeni devlet aygıtlarını kurmalıdırlar, işçi devleti, eski egemen sınıfa, bir karşı-devrimi örgütleme fırsatı vermez. Kapitalist direnmenin doğduğu yerlerde, bunu ezmek için, silahlı gücünü kullanmalıdır.
Sosyalistler ise devletin niteliğinde temel bir değişiklik yapılmadan kapitalizmden sosyalizme geçilebileceğine inanmaktadırlar. Bu görüşte olmalarının nedeni, kapitalist devleti esas olarak, kapitalist sınıfın diktatörlüğünün bir kurumu olarak değil de, daha çok onu ele geçiren sınıfın kendi yararına kullanabileceği yetkin bir mekanizma olarak kabul etmeleridir. Bu durumda, iktidardaki işçi sınıfının eski kapitalist devlet aygıtını yıkmasına ve kendisininkini kurmasına gerek yoktur. Sosyalizme doğru yürüyüş, kapitalist devletin demokratik çerçevesi içinde adım adım gerçekleştirilebilir.



Size bir şeyi yapmayı yasaklayan bir yasanın bulunmayışı, sizin onu yapabilecek durumda olduğunuz anlamına gelmez. En yakın havaalanına giderek,New Orleans’a, Hollywood’a veya New York’a gidecek bir uçağa binmek hakkınız olabilir ama, eğer cebinizde bilet alacak paranız yoksa, aslında bunu yapmak özgürlüğünüz yok demektir. Kullanamadıktan sonra, hakkinizin bulunması neye yarar?
Öyleyse özgürlük, zor ve baskının bulunmamasından çok daha fazla bir şey demektir. Özgürlüğün, insanların çoğunluğu için derin anlam ve önemi olan olumlu bir yanı vardır. Özgürlük, hayatı bütünüyle yaşamak demektir; yeterli beslenme, giyinme ve barınma konusunda, bedenin gereklerini karşılamak için ekonomik olanak, ayrıca aklın faaliyet alanını genişletmek, kişiliği geliştirmek ve kişiliğimizi ortaya koymak için etkin fırsat ve olanaklara sahip olmak demektir.
Bu özgürlük anlayışı, isteklerini daima tatmin etme ve zihnî yetilerini geliştirme olanağına sahip olmuş kimseleri şaşırtabilir. Bunlar için özgürlük, sadece haklarına müdahale edilmemesi ile ölçülür. Oysa insanlığın büyük çoğunluğu için özgürlük haklarla değil, ekmek, tatil ve dinlenme, güvenlikle ölçülür. Bu daha geniş anlayışın geçerliğini saptamak için birkaç soru sormak yeterlidir, îşsiz ve aç bir insan özgür müdür? Kitap ve kültür dünyasının kapıları kendisine kapanmış okuma yazma bilmeyen cahil bir insan özgür müdür? Yılın 52 haftasında çalışmak zorunda olan, dinlenme,tatil, gezmek için birkaç günü bir araya getiremeyen bir insan özgür müdür? Gece gündüz, iki yakasını bir araya getirme tasasında olan bir insan özgür müdür? Her an işini kaybetme korkusu içinde olan bir insan özgür müdür? Yetenekli ama yeteneklerini geliştirecek öğrenim olanaklarından yoksun bir insan özgür müdür?



"Çoban, koyunu boğazlamak üzere olan kurdu kovalar; koyun, kurtarıcısı olduğu için çobana teşekkür eder; oysa kurt, aynı hareketinden dolayı çobanı özgürlüğün yıkıcısı diye lanetler. ... Açıkçası, koyun ile kurt, özgürlük sözcüğünün tanımı üzerinde anlaşamıyorlar."
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Eren Hatırnaz.
42 reviews3 followers
February 4, 2020
Komünist Manifesto sonra okunması gereken bir kitap. Çok açıklayıcı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Aradığım bir çok sorunun cevabını bulduğum bir kitap, tavsiye ederim. Yalnız kitapdaki bazı tekrarlar çok kullanılmış ve bir yerden sonra sıkmaya başlıyor ama yinede okumanızın önüne geçecek bir engel olduğunu düşünmüyorum.

Kitapda beğendiğim kısımlar:
Profile Image for Atilla Gumus.
25 reviews1 follower
December 15, 2022
Kitabı, kabaca iki kısma ayırabiliriz. İlk kısımda vahşi kapitalizmin sert bir eleştirisi, ikinci kısımda ise ütopik bir sosyalizm anlatısı var. İlk baskısı 1953’te yapılan kitap anladığım kadarıyla 60ların sonlarında güncelleniyor. Kitap, propaganda seviyesine yakın derecede yanlı ama bence önemli noktalara değiniyor. Kapitalizmle ilgili eleştiriler ya çok abartılmış ya da doğrudan yanlış, Sosyalizm ise bir ideal. Yazar, sosyalizmin aksayan yanlarının ise henüz emekleme aşamasında olduğu için var olduğununu, 50-100 yıl sonra çok daha iyi seviyede olacağı ve kapitalist rejimlerin sosyalizme evrileceği yönünde öngörüde bulunuyor. Maalesef, tarih, kitaptaki çoğu şeyi bizzat kendisi yanlışladı. O yüzden tekrardan bahsetmenin lüzumu yok. Günümüzde yazılmış olsa bir yıldız ancak verirdim ama o dönem itibariyle değerli bir kitap. Sosyalist rejimler, insanlık tarihi açısından önemli deneylerdi ve kapitalist ülkelerdeki sosyal devlet anlayışının gelişmesine de katkıda bulundu.
Profile Image for zehra keklik.
37 reviews1 follower
August 12, 2025
tam lisede ideoloji tartışmalarına başladığında okumalık kitapmış baya geç okudum. hoş 7 yıllık twitter deneyimim sebebiyle bu kitaptaki çoğu fikri oradan öğrendiğimi farkettim ama insan ne savunduğunu da iyi bilmeli o yüzden temel bir kaç kitap okumak faydalı olabilir.yapamayan tweet okusun kardeşim. 1 puanı bazı savları sadece sosyalizm=iyi, kapitalizm=kötü şeklinde(haklı) cevapladığı için kırıyorum.


Oysa insanlığın büyük çoğunluğu için özgürlük haklarla değil, ekmek, tatil ve dinlenme, güvenlikle ölçülür. Bu daha geniş anlayışın geçerliğini saptamak için birkaç soru sormak yeterlidir. İşsiz ve aç bir insan özgür müdür? Kitap ve kültür dünyasının kapıları kendisine kapanmış okuma yazma bilmeyen cahil bir insan özgür müdür? Yılın 52 haftasında çalışmak zorunda olan, dinlenme, tatil, gezmek için birkaç gün bir araya getiremeyen bir insan özgür müdür? Gece gündüz, iki yakasını bir araya getirme tasasında olan bir insan özgür müdür? Her an işini kaybetme korkusu içinde olan bir insan özgür müdür? Yetenekli ama yeteneklerini geliştirecek öğrenim olanaklarından yoksun bir insan özgür müdür?
Profile Image for Mehmet.
8 reviews
November 14, 2024
Sovyetlerin 2.Dünya Savaşı sonrası belki de en tepe diyebileceğimiz bir noktadayken 1953 yılında Leo Huberman'ın çok basit bir dille ele aldığı sosyalizmin başlangıç kitaplarından biri. Kitapta karşıt görüş olan kapitalizmle sosyalizmi hem temel olarak hem de dönemin koşulları altında etkili ve anlaşılır bir şekilde karşılaştırıyor. Yaptığı tanımlamalar hala geçerliliğini koruduğunu düşünüyorum çünkü kapitalizmle sosyalizm kavramlarında değişen bir şey olmadı. Ancak bu kitap yazıldıktan 40 sene sonra Sovyetler yıkıldı. Kapitalizm ise daha güçlü haliyle, zenginleri daha da zenginleştirerek devam ediyor. Karşısında ise sosyalist bir güç kalmadı.
Profile Image for Eren.
379 reviews5 followers
January 20, 2018
En son siyasi bir kitabı ne zaman okuduğumu bile hatırlamıyorum. Bu kitap da yıllardır evde oradan oraya savrulurken en son benim kitaplığımda yer buldu kendisine. Kitap, sosyalizm fikrini en temel noktasından ele almış. Sosyalizm 101 kitabı diyebiliriz resmen. İlk yarısında kapitalizm üzerinde fazlaca durulmuş, bu bir iki kere beni sıktıysa da asıl altyapı orada hazırlanmıştı zaten. Yazarın dili çok anlaşılırdı ve verdiği örnekler, faydalandığı istatistiksel değerler vs anlatımını ciddi ölçüde faydalı hale getirmiş kanımca. Beğendiğim bir bilgilendirici kitabı da bitirmiş oldum.
8 reviews
February 7, 2018
"...sosyalizme inananlar, üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kamu mülkiyetine geçmesi ile insanın tüm sorunlarının çözümleneceğini iddia etmiyorlar. Sosyalizm ne şeytanları meleğe dönüştürecek, ne de cenneti yeryüzüne indirecek. İddia edilen şeyler, sosyalizmin, kapitalizmin bellibaşlı kötülüklerine çözüm bulacağı, sömürüyü, sefaleti, güvensizliği, savaşı ortadan kaldıracağı ve insanlara daha büyük bir gönenç ve mutluluğun kapılarını açacağıdır."
4 reviews
May 18, 2020
Öncelikle kapitalizmin olumsuz yönlerini inceleyerek başlayan kitap, sosyalizmin ne demek olduğunu ve kapitalizmdeki sorunları nasıl ortadan kaldırabileceğini anlatarak devam ediyor. Kolaylıkla anlaşılabilecek bir dile sahip ve kimi yerlerde verilen örnekler gayet güzel. Kitabın bir bölümünde sosyalizmle ilgili sıkça sorulan sorulara verilen cevaplar oldukça açıklayıcı. Sosyalizmin ne demek olduğunu anlamak isteyenler için güzel bir başlangıç kitabı.
39 reviews3 followers
October 23, 2020
Amerikalı sosyalist yazar Leo Huberman’ın sosyalizmi anlatan kısa ve okuması kolay kitabı. Bir nevi sosyalizmin temel kavramlarını basit bir dille anlatan giriş kitabı niteliğinde. Kitabın sonundaki soru cevap kısmı, sosyalizm hakkındaki genel geçer negatif söylemleri çürütmek açısından faydalı buldum. Sosyalizmi tek bir kitapla özümsemek zor ancak başlangıç için okunması gereken kitaplardan biri diyebilirim.
Profile Image for Ahmet Önal.
26 reviews
January 4, 2025
Son üç yıldır her sene bir kez okurum. 2025’e de bu kitapla girmek istedim. Gerçekten kapitalizmin akıl dışılığını, sosyalizmin bu akıldışılığa getirdiği çözümü, sosyalist bir toplumun ne anlama geldiğini bu kadar iyi anlatan bir kitaba rastlamadım. Çok kısa, çok sade, çok anlaşılır su gibi bir anlatım. Sosyalizmle tanışmak için harika bir kitap.

İster Sol ister Yordam çevirisinden okuyabilirsiniz.
1 review
February 8, 2025
ABD of Socialism serves as a great introduction to socialism, breaking down key concepts in an accessible way. However, I found its lack of discussion on gender inequality to be a significant omission. Any critique of capitalism that does not address its deep-rooted impact on gender roles, labor division, and economic disparity feels incomplete. Gender inequality is not a side effect of capitalism, it is embedded within its structures. Failing to analyze how capitalism exploits gendered labor, both paid and unpaid, weakens the overall argument of the book.
Profile Image for Mehmet.
107 reviews12 followers
May 2, 2025
Sosyalizm düşüncesine ve terimlerine giriş için iyi bir kitap. Ben yazıldığı dönemde sosyalizmin nasıl anlatıldığını merak ettiğim için okudum. Okuduğunuzda da kitabın g��nümüzde yazılmadığını unutmamak ve ona göre değerlendirmek gerekiyor. Evet, tarih SSCB'nin yenilgisini bizlere gösterdi. Ancak bu kapitalizmin gün geçtikçe daha da vahşileştiğini ve sosyalizme ihtiyacımız olduğu gerçeğini değiştirmedi.
Profile Image for Fatmanur Akyol.
4 reviews3 followers
December 22, 2018
Burada bahsedilen sosyalizm ve kapitalizm in tanımları ya bugün tamamıyla değişmiştir ya da bugün sosyalizm ve kapitalizmden bahsedilemez. Bu iki akimdan bahsederken ve dememizin sebebi Huberman'dan yaptığımiz su alıntıda saklı: "Kendi ölümüne yol açacak silahlari hazirlamadan kapitalizm yaşayamaz."
Dallarına ait birçok bilgiden sonra gövdeye dair bu eseri okumak, doğrusu pek de anlamlı değilmis.
1 review
June 26, 2018
Kapitalizme anti tez olarak yazılmış kapitalizmin en sert eleştirisini yapmış ve Amerikalıların sosyalizm hakkında bildiği tek şey onu sevmediğidir gibi çarpıcı tespitlerde bulunan huberman’ın sosyalizmi ve kapitalizmi en net ve sade olarak anlattığı başucu kitap başkasına gerek yok.
4 reviews3 followers
May 11, 2021
Kitap kapitalizmin işçi sınıfını nasıl sömürdüğünü yüzeysel bir şekilde ve basit bir dille ele almış. Sosyalizmin alfabesi yerine anti-kapitalizmin alfabesi olmuş daha çok. Ancak bu konulara giriş yapmak için uygun olduğunu düşünüyorum.
Profile Image for Faruk Bigez.
42 reviews
April 22, 2025
Giriş için eski ancak değerli bir kitap.
Özellikle sondaki Sovyet deneyinden öğrenmekle ilgili olan yazı.
Tamda yazarın uyardığı ekonomik politikalardan Sovyetlerin çökmesi gelecek için iyi bir ders.
Displaying 1 - 30 of 54 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.