İlkgençlik yıllarının başında, hayatı hiç beklemediği bir trajedi ile değişen Çaylak için Filozof, sakin bir limana sığınmak gibiydi. Ama bunu fark etmesi kolay olmadı… Onun en büyük sorunu, bu yıldızların altında kendisine ait yeri henüz bulamamış olmasıydı. Dahası böyle bir yer olup olmadığından bile emin değildi henüz… Oysa hepimiz gibi hayatın anlamını keşfedip, içini yaşamaya değer bir şeylerle doldurabilmesi buna bağlıydı. Çaylak ile Filozof, zaman zaman eğlenceli, –itiraf etmek gerekirse– zaman zaman da sinir bozucu bir fikir yolculuğudur. Oldukça cesur konuların ortalıkta fink attığı, aklınızın ve kalbinizin derinliklerinde gizlenmiş duyguların, adına harfler dediğimiz şu eğri büğrü işaretlerle sayfalara cömertçe döküldüğü maceralı bir yolculuk bu… Bu kitap sizi işte böyle yolculuğa davet ediyor. Gelin ve Çaylak ile Filozof’a katılın. Birlikte uzun bir seyahate çıkın! Tarihin, felsefenin, hikmetin, bilginin, aklın ve kalbin vadilerinden, vahyin aydınlattığı yollardan geçen bir seyahate…
1974 yılında Adapazarı’nda doğdu. Milli Eğitim hayatı lise son sınıfa kadar sürdü. Bütün bu süre içinde okumak ve yazmaktan daha önemli bir şey öğrenemedi. Lise yıllarında Zafer Dergisi’nin yazı işlerinde çalışmaya başladı. Uzun bir süre derginin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
Zafer Yayınları, Uğurböceği Yayınları ve İlkgençlik Yayınları’ndan oluşan Zafer Yayın Grubu’nun editörlüğünü yaptı. Hem kendi ismiyle hem de Tarık Uslu ismiyle pek çok kitabı yayınlandı. Yazı çalışmalarına aralıksız sürdüren yazar, evli ve iki çocuk babasıdır.
Örnekleriyle, anlatımıyla, hikayesiyle gerçekten çok hoşuma giden bir kitap oldu. Şahsen tekrar tekrar okumak istedim. Özkan Öze’nin okuduğum ilk kitabı, ve çok güzel bir izlenim bıraktı bende. Felsefe gibi ciddi bir konuya çocuklara uygun olacak bir şekilde bu kadar güzel değinebilmesi çok hoş. Yazarımızın başarılarının devamını diliyorum. Çocuk kitabı deyip de geçmemek lazım her yaşa uygun bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Alışverişler sonrası kazandığım puanlarla tekrar “premium üye” olunca kitapyurdu’nun sesli kitap aplikasyonu ile dinledim. Onlar da seriyi iki ters bir düz yükledikleri için serinin ilk kitabını, 2 ve 3’ü bitirdikten sonra dinlemiş oldum. İlk üç kitap itibariyle seriyi çok sevdim. Okuyan, düşünen, bu kitabı sindirecek çağda çocuklara gönül rahatlığı ile önerilebilecek, ortada alternatifi de öyle bol bulunmayan türden bir iş çıkarmışlar. Temel bazı felsefi kavramlar, sorgulamalardan, mitolojiye meraklılara kapılar açacak bir sürü konu kendine yer bulmuş. Mesela şöyle bir tesadüf oldu, kitaba başladığım gün Netflix’de Alper Çağlar’ın “Börü 2039” dizisini izlerken Theseus’un Gemisi paradoksunun bahsi geçmişti, hop üstüne burada da karşıma çıktı. Bu kitabın önemli bahislerinden biri de Prokrustes’in Karyolası idi (Herkesin bu örneği bile Prokrustes’in yatağına yatanları çekiştirdiği gibi kendi cephesine çekip yorumlaması da ne ilginç ama) ve bu mitoloji misalini ilk kez bu kitap vesilesi ile öğrenip pek mutlu oldum.
Çok detaylı olmamakla birlikte Filozof ve Çaylak’ın orijinlerini de daha netleştirdik. Önceki ciltlerden belliydi ama teyit edilmiş oldu.
İtiraf, insan nasıl da önyargı ile yaklaşıyor. Uzun süre Filozof’u zihnimde erkek olarak canlandırarak dinledim oysa ki o bir kadın ve Çaylak’ın büyükannesi idi. Orada da bir peşin kabul dersi çıkarıverdim.
Dinleme incelemeleri bir parça yüzeysel kalabiliyor. Spor yaparken dinlemeye müsaade edecek akışı olan kitapları tercih ediyorum. Bu seri de öyle sayılabilir. Şu ana kadar beş cilt olarak çıkmış. Basılı olarak da almayı planlıyorum.
bu seriyi hangi kelimelerle övsem bilemiyorum gerçekten muazzam.. etrafımdaki tüm çocuklara hediye edesim geliyor ama tabii yetmiş yaşındaki birinin bile henüz vakit varken okuması gereken kitaplar bence. sakın kaçırmayın 😍😍
Yetişkinlerin de okuyabileceği hatta biraz daha evrenselleştirilse "küçük prens" olabilecek bir tadı var. Bazı yerlerde kelimenin Arapça karşılığının olmasını çok gereksiz buldum. Kazandırdığı birşey yok ama bütünlüğü bozmuş. Ne alakası var diye düşündüm.