Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Cem Say, bu kitapta yapay zekâ kavramını her yönüyle ve herkesin ilgisini çekebilecek biçimde anlatıyor. Yapay zekâ sistemlerinin dayandığı matematiksel altyapıyı, gelişim serüvenini, insan beyni dediğimiz doğan bilgisayarın çalışması hakkında verdiği ipuçlarını, güncel uygulamalarının nasıl çalıştığını ve nerelerde tıkandığını, yarattığı felsefi tartışmaları, bilinç ve özgür iradeyle ilgisini ve insanlığa olumlu/olumsuz etkilerini keyifli bir dille işliyor. Yazarın yüzyıllar öncesinden başlayıp son teknolojik gelişmelere varan bir çerçeve kurarken yanıtını aradığı kimi sorular şöyle:
İnsanların yapıp makinelerin yapamayacağı şeyler var mı? Düşünen bir makine yapılabilir mi? Sadece sıfır ve 1 her şeye yeter mi? Gödel neden öldü? Turing kimdir? Doğanın, yaşamın, insanların programlama dili nedir? Hesaplama karmaşıklığı nedir? AlphaGo dünya go şampiyonunu nasıl yendi? Turing testi nedir? Bilgisayar insan dillerini nasıl anlar? Derin öğrenme nedir? Robotlar buluş, sanat, avukatlık, askerlik, doktorluk vs. yapabilir mi? Âşık olabilir mi? Bilgisayarlar bizi bizden iyi tanıyabilir mi? Yapay zekâ dünyayı ele geçirip hepimizi yok edecek mi?
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi olan Prof. Dr. Cem Say, önce yapay zekanın “nitel uslamlama” ve Türkçe doğal dil anlama alanlarında, sonra da kuantum hesaplama, olasılıksal bilgi işlem ve karmaşıklık kuramı konularında öğrencileriyle birlikte eserler verdi.
Bir dönem ülkeyi meşgul eden davalardaki dijital delilleri inceleyip sahteliklerini ortaya çıkaran bilgisayar uzmanları arasında yer alan Say, Odatv internet sitesi ve Herkese Bilim Teknoloji dergisi gibi popüler yayın organlarına da katkıda bulunmakta ve açık dersler, radyo ve TV programlarıyla bilimin yaygınlaştırılmasına çalışmaktadır.
Açık söylemek gerekirse, Cem Hoca'nın kitabını elime ilk aldığımda Yapay Zekâ'yla ilişkili popüler sorular ve yanıtlarıyla karşılaşacağımı düşünüyordum. Birinci ve ikinci bölümleri okuduğum zaman bu düşüncemi hemen terk ettim: İnsanı matematik, mantık çalışmaya itecek kadar heyecanlı, bu disiplinler ile bilgisayar bilimleri arasındaki ilişkiyi (hatta temelinde bilgisayar bilimlerinin tam olarak da bu disiplinlere dayandığını) gözler önüne seren müthiş bir tarihçeyle ve tartışmayla karşılaştım!
İnsana fevkalade entelektüel bir tatmin sunan bu bölümlerin ertesinde bu kez başka bir düşünce (ve kaygı) aldı beni: Acaba Prof. Dr. Cem Say, alandaki akademik bilgisini kitaba öyle yoğun aktarmıştı ki, ilgi alanları sebebiyle matematik ve mantıkla çok ilgilenme imkânı bulamamış popüler bilim takipçileri sıkılacaklar mıydı? Ancak kitabın sonraki bölümlerinde de bu kaygımı derhal terk ettim: Cem Say, her türden okuru fazlasıyla tatmin edecek bir denge kurmuştu kitabında. Yani iyi bir popüler bilim kitabının tam da olması gerektiği gibi!
[...]
Değerli bilim insanlarımızın yerli popüler bilim yazınımıza yaptıkları bu katkıların başka işlevleri de var: Hemen her alanda çağdaş dünyanın gerisinde kaldığımızla ilgili kaygılar pek çoğumuz için tek başına bir buhran sebebi olmaya yetip de artıyor... Ancak bu kitaplar sayesinde dünyadaki gelişmeleri takip eden, tüm bu olumsuzluklara rağmen hem kendi çalışmalarıyla hem de yetiştirdikleri öğrencilerle teknolojinin ipini yakalayan ve bu ipe bir ilmek daha atarak katkıda bulunan değerli hocalarımız, yazarlarımız ve düşünürlerimiz olduğunu görüyoruz.
Popüler bilim kitabı yazmak zor iş olsa gerek. Hele de girift ve pek çok insan etkinliğine dokunan yapay zeka gibi bir alana ömrünüzü vakfetmişseniz, işiniz daha da zor olacaktır. Zira kendi alanınızda tanınan bir isim olduğunuz için sizi ve çalışmalarınızı bilen diğer uzmanlar kitabınızı didik didik edip eleştirmeye hazırlanırken, asıl hedef kitleniz olan ve konunun uzmanı olmayan, gencinden yaşlısına halk kitlesinin bir kısmı kitabı belki de anlaşılması güç bulacaktır. Velhasıl kelam, kim olursanız olun denge tutturmanız kolay olmayacaktır.
Bu kitabın başarısı işte bence tam da bu dengeyi, incelikli kıvamı tutturmuş olmasında yatıyor. Gerçekten kolay iş değil, zira dönüp kütüphanemdeki kitaplardan birine bakıyorum, "Artificial Intelligence: A Modern Approach" başlıklı eser 1000 sayfadan kalın. Sırf 30 kusur sayfası kaynakça. Matematik ve fizikten çok daha genç olan yapay zeka alanını özetlemek ve temas ettiği konuların, geçmiş ve tüm güncel gelişmelerin hepsine olabildiğince yer ayırmak takdire şayan bir çaba.
Say'ın kitabı hem bir solukta okunabilecek akıcılıkta, hem de yapay zeka ile ilgili tarihsel gelişimin çok güzel bir özeti. Bunun ötesine geçen kitap, güncel tartışmaları da aktarıyor ve sapla samanı ayırma yolundaki çabalara tertemiz bir Türkçe katkı sunuyor. Bu yüzden eseri gönül rahatlığı ile lise ve üniversite öğrencilerine bir giriş kılavuzu olarak önermenin yanısıra, alanın uzmanı olmayan ama meraklı araştırmacılara da önermekte bir beis görmüyorum.
Zorlu teknik konularda konuşurken duru ve güçlü bir mantık örgüsüne yaslanmaya daima özen gösteren ve bunu yaparken akıcılıktan taviz vermeyen Say hocamın benzer tarzı bu eserde de tutturmuş olduğunu görmek ayrıca bir mutluluk kaynağı.
Say, kitabını en hakiki yol göstericinin bilim olduğunu bildiğimiz ifadesi ile bitiriyor. Ben de bu satırları bir 10 Kasım günü yazarken, biraz da bu kitap sayesinde insanların geleceğe bir nebze daha umutla bakabileceği temennisi ile bu yorumu noktalıyorum.
Yapay zeka ve hatta bilgisayar konusunda yazılmış daha iyi bir Türkçe kitap var mı bilmiyorum. Varsa yorumlarda bahsedin bir puan kırarım. Özellikle bilgisayarların temel fikirlerinden, matematik konseptleri ile birlikte bahseden bölümleri çok sevdim ve daha detaylı olmasını diledim. Sonundaki okuma listesi de oldukça değerli.
Kitap, yapay zekanın, hatta bilgisayarların geçmişini, fikir seviyesinden başlayarak hayata geçirilmelerini, günümüzde geldikleri noktayı ve geleceklerini işliyor. En kötü yanı bu kadar kapsamlı bir konuyu çok az sayfada anlatması olabililir. Kitabın ilk bölümleri kuramsal matematik üzerinden ilerlediğinden çoğu standart okuyucu için anlaşılmayı ve akıcı okumayı zorlaştırabilir, özellikle Turing Makinalarının anlatıldığı kısmın, bu konuya uzak kimseler tarafından tam olarak anlaşılıp anlaşılmayacağını gerçekten merak ediyorum, bu kısımlar (belki de okuyucuyu kaçırmamak adına) hızlı geçilmiş gibi geldi. Kitabın sonraki bölümleri ise hızla akıyor, güncel tartışmalar, örnekler ve yazarın kişisel gelecek tahminleriyle keyifli bir okuma sunuyor, bittiğinde keşke devam etseydi dedirtiyor. 4.5 tan 4.
Cem Say alanındaki en kıymetli akademisyenlerden. Bu kitap bence ideal bir başlangıç ve referans kitabı. Konunun tarihi, matematiksel kuramlar, mantık ilişkisi, programcılık , felsefe ve psikoloji gibi yapay zekanın tartışıldığı tüm alanlardan sorulara doyurucu cevaplar vermiş. Bitirdiğimde kendimi yapay sinir ağları çalışırken buldum.
Yapay zeka ve makine öğrenimi konularına yabancı olanların da zorlanmadan anlayabileceği bir üslup ve teknik ile kaleme alınmış, kısa ve güzel bir kitap. Yapay zekanın tarihçesi, alanla ilgili önemli kilometre taşları, güncel birtakım gelişmeler ve tartışmalar kitabın genel konusunu oluşturuyor. Yazarın diğer çalışmalarına ve yapay zeka alanındaki diğer akademik çalışmalara kıyasla konular oldukça yüzeysel işlenmiş. Zaten yazarın istediği de bu. Bir popüler bilim kitabı yazmak için kalemi eline almış, iyi de yapmış. Bir redaksiyonla bundan sonraki baskılar daha da iyi olabilir. Azınlıkta da olsa bazı çıkarımlarına ve geleceğe dair düşüncelerine (makine hakimler gibi) katılmadığım oldu. Fakat tanımları ve örnekleri oldukça isabetli bir metin olduğu için bu küçük kitaba bol bol atıf yapacağım gibi duruyor.
Oncelikle cok ama cok hosuma giden bir kitap ve soru-cevap diziniydi. Ozellikle son 1 yilda makine ogrenmimi, derin ogrenme ve yapay zeka gibi konularla yakindan ilgilenmeye basladigim icin severek okudum. Kitabin ilk yarisi ( Bolum 3 e kadar ) beni biraz heyecanlandirmamisti. Ondan dolayi daha yavas okudum, ve muhtemelen bunun sebebi hem o konulara universiteden yakindan asina olmam, hem de o konulara cok fazla felsefik (soyut matematik) boyutta deginilmesi. Lakin son yarisi inanilmaz guzel, etkileyici ve bilgilendiri gecti, bir cirpida okudum.
Yapay zeka kullanim alanlari ornegin gunluk hayatta suanda kullandigimiz aletlerin nasil biz farkina varmadan yapay zeka ile calistirildigindan bahsetmis mesela. Sonra, yapay zeka ve insan farki, gelecekteki yapay zeka problemleri ( mesela hukuk nasil degisecek ?), yapay zekalarin duygulari ( asik olurlar mi ?) gibi gibi pek cogumuzun dusundugu sorulari cok akici bir sekilde aciklamis Cem Hoca. Ozellikle hepimizde var olan "yapay zekalar bizi ele gecirip, gezegenimizi yokeder mi? " konusuna ise hem mantikli hem de optimist bir sekilde deginmis.
Dahasi, cok da guzel kaynaklar oneriyor Cem Say kitap boyunca ( tum onerilini de liste halinde kitabin arkasina koymus). Kitabin sonlarina dogru Roger Penrose'un "Kralin yeni usu" kitabini onerdigi noktada, Turkiye'den getirdigim kitaplar arasinda o kitabi da gorunce hem sasirdim hem sevindim! Kisacasi, bilgisayar konusuna uzak olanlara da yakin olanlara da onerecegim bir kitap cunku biz yapay zekanin gunluk hayata baslangic duzeye gecis yaptigi bir cagdan geliyoruz ve bunun gittikce artacak kullanimi hepimizi ilgilendiriyor/daha da ilgilendirecek. Asina olmakta fayda var.
Günümüzde herkesi en çok heyecanlandıran konulardan birisi yapay zeka teknolojileri. Öte yandan zor da bir konu. Nedir bu işin sırrı diye öğrenmeye kalkanlar ya aşırı basitleştirilen (ve çoğunlukla yanlış) bir anlatıma mahkum ediliyor, ya da abartılı bir gelecek tasavvurunda kayboluyorlar. Zaten matematik, bilim, mühendislik, felsefe ve bilim kurgu arasında sürekli salınım yapan yapay zeka teknolojileri bu alanlara yabancı olanlara nasıl anlatılabilir ki?
İşte Cem Say bu sorunun cevabını veriyor kitabında. 50 Soruda Yapay Zeka, ince ve kısa bir kitap gibi görünmesine rağmen konuya merak duyan duymayan herkesi tatmin edecek derinlikte.
Bu alanda önde gelen bilim insanlarından birisi olan Cem Hoca bilgisayar programı kavramının matematiksel soyutlamasından yapay zekanın mevsimlerine kadar her yerde bulamayacağınız konuları anlatıyor. Makine öğrenmesinin, sinir ağlarının ve derin öğrenmenin büyük resimdeki yerlerini başarıyla işleyen yazar, bütün bunları hem dilinin, hem de benzetmelerinin günlük yaşamdan olmasına müthiş bir dikkat sarfederek yapıyor.
Özetle, dilinin sadeliği, içeriğinin anlaşılırlığı ve kapsamın doyuruculuğu ile öne çıkıyor bu kitap. Mutlaka okunmalı.
Kitap her geçen gün daha da kuvvetli örneklerini gördüğümüz yapay zeka çözümlerine ulaşırken yapılan buluşların tarihçesini en temel noktadan başlayarak kısaca anlatıyor ve sonrasında yapay zeka ile ilgili güncel konulara giriyor. Sadeliği ve akıcılığı konuyla ilgisi olmayanların bile konuyu kolayca anlayabilmesini sağlacak düzeyde. Artık günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmeye başlayan ve gelecekte de hayatımızın bir kısmını elimizden alacağından korkulan yapay zeka hakkında bilgi sahibi olmak isteyen herkesin okumasını tavsiye ederim.
Bu kadar kısa bir kitabı belki de ilk defa bu kadar uzun bir zamanda okuyorum. Yazarın akademik kökenli olması kullandığı dile yansımış gözüküyor. Özellikle teorilerin anlatıldığı ilk bölümler beni çok zorladı ve kitaptan kopardı. Neyse ki 4. bölümde daha yalın bir dil ile anlatımlar başladı ve özellikle sonlara doğru ele alınan “Bilinç” konusu ile beni yakalamayı başardı. Ayrıca kitabın sonunda verilen okuma önerileri kütüphaneme yeni kitaplar katacak gibi gözüküyor.
Çok başarılı bir popüler bilim kitab��. Türkçe dilinde üretilmiş popüler bilim kitapları, maalesef hem sayı hem içerik bakımından henüz çok yetersiz. Cem Say hoca gibi bilim insanlarımızın böyle güzel kitaplar yayımlaması, bu yetersizliği kapatmak için çok değerli. Türkçe yazılmış yayınlarının artması ve bilime ilginin artmasını umuyorum ve Cem hocanın yeni kitaplarını da dört gözle bekliyorum.
Tertemiz bir Türkçeyle, anlatmak ama dahası anlaşılmak için kaleme alınmış, her haliyle bir akademisyenin elinden, beyninden çıkmış dupduru bir bilgi dağarcığı. Sevgili Cem Say’ın nükte ve vurguları saygıyla andığım Profesör öğretmenlerimi hatırlattı. Öğrencisi olmayı dilerdim. Konuyla ilgilenenlere ve verdiği kimi örnekler itibariyle yaşı erenlere hitab eden keyifli bir okuma.
Yapay zekanın gelişimi ve gidişatıyla ilgili etraflıca bilgi veren bir kitap. Teknolojiyle içli dışlı olup bilgilerini tazelemek isteyen kişilere ve bu alana yabancı olup keşfetmek isteyenlere önerebilirim.
Bu kitabı, Ben, Robot ve Benim Gibi Makineler kitaplarıyla paralel okumak çok isabetli oldu benim için. Yapay Zekâ konusuna ilgi duyanların pek çok konuda aklına takılan soruları akıcı, eğlenceli, çok tekniğe boğulmadan bilimsel bir altyapı ile cevaplıyor Cem Say. Keyifli bir okuma oldu.
Oncelikle kitabi dinledigimi belirteyim. Konusunun uzmani tarafindan yazilmis kapsamli bir icerige sahip. Bazi noktalarda oldukca teknik konulara girilmis olsa da genel olarak kullanilan dil sade ve akici.
Beklentilerim, yanıtların herkesin anlayabileceği şekilde yazılmış ve örneklenmiş olması, bana yapay zeka çalışmalarının çıkış noktası ve günümüze dek nasıl evrildiği hakkında fikir vermesi ve konuyla ilgili etik kaygılara değinmesiydi. Beklediklerimi aldım, Cem hocanın yer yer serpiştirdiği esprileri de kitabın bonusu oldu.
Oksijen gazetesinden de severek takip ettiğim Profesör Cem Say ülkemizin yapay zeka alanında en popüler uygulayıcı ve iletişimcilerinden biri. “50 Soruda” isimli seriye ait bu kitabı 2018 tarihli ve ChatGPT fenomeninden bir miktar önce yazılmış. Janr olarak Neil deGrasse Tyson stili bir popüler bilim tarihi başvuru kitabı desem yeridir. Kitap asla sıkıcı değil. Yapay zekanın tarihçesini güzelce anlatıyor ve zor kavramları basitleştiriyor. Say’ın dili esprili. Güncellenmiş bir baskı yaparak (belki yetmiş beş soruda) yapay zekanın son dönemine de ışık tutması temennisiyle önerilir.
Bu denli hızlı değişen bir alanda, bilgi ve anlayış düzeyi bu denli değişik düzeyde okuyuculara tatmin edici bir kitap yazmak çok zordur diye düşünüyorum.
Bu kitap hem okuması oldukça eğlenceli, hem de konuyu "for dummies" düzeyine indirmeden ve aşırı teknik yapmadan güzel bilgiler veriyor.
Ayrıca yayinlanmasinin uzerinden 6 yıl gecmis olmasina ragmen, güncelliğini kaybetmemiş. Hatta bazı tahminlerinin günümüzde gercek oldugunu farketmek gibi hoş bir hediyesi de var.
Matematik ve bilgisayar tarihiyle ilgili kisimlari çok ilginç. Ortalarda biraz daha teoriye kaçsa da sonra yine yapay zekanın nasıl caliştigi, gelecegi ve konu uzerindeki felsefi tartışmalarla ilgili onemli, mantıklı ve nesnel aciklamalarla dolu.
Lise düzeyi matematik bilen herkesin bunu anlayacağından emin degilim. Bir de zaman zaman çok uzun olduğu icin karmaşıklaşan cümlelerden şikayet edebilirim, ama bunlar yukarıdaki yorumlarımın yanında kucuk problemler.
Herkesin anlaması gereken bu onemli alana güzel ışık tutuyor.
50 Soruda Yapay Zeka kitabının ismine bakarsanız, Yapay Zeka isminin ilk kullanımından günümüze kadar olan kısımları kapsayan bir kitap olduğunu düşünebiliriz ancak bu kitap yapay zekaya ulaşan matematik ve mühendislik sürecini de yeterli ve basit bir dil ile bize sunuyor. Kitap zaman zaman biraz karmaşıklaşsa da(yazar elinden geldiğince basit bir dille sunmaya çalışmış bilgilerini ancak bazı paragraflar konuyla hiç ilgisi olmayanlar için biraz tıkanabiliyor) karmaşıklaşan kısımlar da rahat bir zihinle yavaş yavaş okunarak anlaşılabilir.
Yapay Zeka ile ilgili hiçbir bilgiye sahip olmayan birinin sindirerek okuması gereken(yine de zor bir dili olan veya terimlerle sizi sıkboğaz eden bir kitap değil), sayfa sayısından beklenenden daha fazla bilgiyi önümüze "sunan"(bazı kitaplar gibi bilgiyi zorla ağzımıza tıkmıyor) kaliteli ve aydınlatıcı bir kitap. Aynı konudaki birçok Türkçe kitabın önünü açmasını diliyor ve kalitesi için yazarı tebrik ediyorum.
Bu kitaptan çok şey öğrendim. Açıkçası ilk başta biraz önyargıyla yaklaşıp bilgisayar bilminin çok zor olduğunu ve pek anlayamayacağımı düşünüyordum. Bu kitapta o kadar güzel örneklerle açıklanmış ki soruların cevapları anlamamak işten bile değildi. Ayrıca kitabı okurken eğlendim de. Cem Say'ın mizah anlayışı gerçekten çok zarif. Bilgisayarlara meraklı değilseniz bile sizin çoğu olaya bakış açınızı genişletecektir, zaten meraklarıysanız daha da çok bekletmeden okuyun derim.
Yapay zekaya dokunan birçok konuda ufuk açan ve merak uyandıran cevaplar içeren, çağın gerçekleriyle yüzleşmek ve bilgilenmek için bir adım atmak isteyenlere başucu kitabı olabilecek bir kitap olmuş.
Yapay zeka hakkında okuduğum ilk kitaptı. Yapay zeka konusuna bu kitapla giriş yapmayı önermesem de çok bilgilendirici bir kitaptı. Kitabın ilk yarısı daha teorik bilgilerle dolu iken ikinci yarısını okumak daha keyifliydi.
Yapay zeka ile alakalı bir kitap okumak istiyorsanız, başka kitaplara bakmanızı öneririm.
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Cem Say, 50 Soruda serisinin bu kitabında yapay zekanın ne olduğunu, nerelerde kullanıldığını ve gelecekte hangi noktalara gelebileceğinden bahsediyor.
Sorun şu ki, bunları o kadar sıkıcı ve karmaşık anlatıyor ki yapay zeka ile ilgili hiçbir fikri olmayan birinin alan hakkında yanlış izlenimlere kapılması işten bile değil.
Öncelikle bu kitap bir Yapay Zeka 101 kitabı olarak pazarlanıyor ama kitabın üçte biri Cem Bey'in yapay zeka ile alakalı olduğunu düşündüğü matematikçilerin fi tarihinde yapmış oldukları araştırmaları ve fikir deneylerini anlatıyor. Bu gereksiz matematik teorisi ve tarihsel bilgi içeren ilgi çekici olmayan kısımları bitirebilirseniz kitabın yarısında yapay zeka nedir sorusuna cevap bulacaksınız. Ama bundan sonrası da sorunlu çünkü yapay zekanın geleceğinden bahsedilirken kullanılan argümanlar basit, tek taraflı ve tekdüze.
Ayrıca Cem Bey'in bir yapay zeka kitabında olmasını beklemeyeceğimiz siyaseten muhalif kimi söylemleri ve fazla tevazu göstermeye çalışırken kendini övmesi rahatsız olduğum bazı diğer noktalar.
Sonuç olarak, bu kitaptan yapay zeka ile ilgili bir şeyler öğrenebilirsiniz elbet ama konu ile alakalı çok daha iyi başka kitaplar varken bu kitaba sıra gelir mi, orası meçhul.
Yapay Zeka'yı anlamamız için kökenine inen kitap Alan Turing, Gödel, Eksiklik Teoremi, 0-1'in hayatımıza girişi ile başlıyor ve quantum bilgisayarları da anlatarak günümüze geliyor. Evrimsel programlama ve derin öğrenme konularını daha güzel bir anladım bu kitapta. Bilgisayarlar düşünebilir mi; sanat yapabilir mi; müzik yapabilir mi sorularına cevaplar var. Yazarın, bilgisayarların bir insanın yapabileceği her şeyi yapabileceği yönde romantik bir saplantısı var. Her şey derken empati, acı çekmek, aşık olmak da dahil. Hocama katılmıyorum. Ancak Cem hoca bu "yapabilirliği", insan tarafında hislerin çok öznel olduğunu, bu hisleri değil de sonuçlarını makinaların da ortaya koyabileceğini belirterek sunuyor.
Yazar 50 soru çerçevesinde yapay zekanın nasıl doğduğu, bilimsel altyapısı, nasıl çalıştığı ve geleceği gibi konuları ele almış bu kitapta.
İlk 25 soruyu okurken tam olarak anlayamadığım kavramlar fazlacaydı ve bu da kitabı sıkıcı olarak tanımlamama sebep oldu. "Bu kitap bilgisayar yazılımcıları içinmiş" diye düşünüp bırakmaya niyet etmişken vazgeçip okumaya devam ettim. Devam etmek doğru kararmış. 26. sorudan başlayarak "Yapay Zeka Ne Yapar" ve "Yapay Zekanın Geleceği" başlığı altında ele alınan konular çok ilgimi çekti ve bir sürü yeni bilgi edindim.
Bu kadar iyi bir kitapla karşılaşacağımı ummuyordum, okumaya başlamadan önce. Yapay zekanın soy ağacını Leibniz-Boole-Frege-Russell-Gödel silsilesinden başlatması ve bunları okuyucuya tane tane aktarması kitaba büyük değer katıyor. Kitap boyunca, çözümleyici aklın birinci elden tezahürüyle yüzleşiyoruz. Çoğu noktada bilgisayarı aşıyor konu, duygular niye var, kör evrim ve yapay seçilim, insanın biricikliği konuları tartışılıyor. İnsan, yapay zekayı olgunlaştırmaya çalışırken kendinin de ne mal olduğunu anlıyor; kitap çeşitli şekillerde bunu gösteriyor bize.
Hocamiz yapay zeka konusunda hedefi vurmus. Hem yeterince detayli hem de kompakt. Teori kisimlari bana bir tik fazla geldi, güncel ve pratik gelismelerin daha cok yer kaplamasini tercih ederdim. Sonuc olarak yapay zeka konusunda harika bir türkce kitap.