Franz Kafka: Subversive Dreamer is an attempt to identify and properly contextualize the social critique in Kafka’s biography and work that links father-son antagonisms, heterodox Jewish religious thinking, and anti-authoritarian or anarchist protest against the rising power of bureaucratic modernity. The book proceeds chronologically, starting with biographical facts often neglected or denied relating to Kafka’s relations with the Anarchist circles in Prague, followed by an analysis of the three great unfinished novels—Amerika, The Trial, The Castle—as well as some of his most important short stories. Fragments, parables, correspondence, and his diaries are also used in order to better understand the major literary works. Löwy’s book grapples with the critical and subversive dimension of Kafka’s writings, which is often hidden or masked by the fabulistic character of the work. Löwy’s reading has already generated controversy because of its distance from the usual canon of literary criticism about the Prague writer, but the book has been well received in its original French edition and has been translated into Spanish, Italian, Portuguese, Greek, and Turkish.
French-Brazilian Marxist sociologist and philosopher. He is presently the emerited research director in social sciences at the CNRS (French National Center of Scientific Research) and lectures at the Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales (EHESS; Paris, France). Author of books on Karl Marx, Che Guevara, Liberation Theology, György Lukács, Walter Benjamin and Franz Kafka, he received the Silver Medal of the CNRS in 1994.
I agree Kafka dislikes authority and alienation, but I think he ties them to the human condition more than to modernity or capitalism. Where does he evoke a utopia free of them?
Franz Kafka: Boyun eğmeyen hayalperest/ Michael Lövy
''Kafka'ya dair yeni bir şey söylenebilir mi? Bu kitabın bu konuda bir iddiası vardır'' diyor yazar.7 Kafka hakkında yapılmış onlarca incelemeyi de gözden geçirmiş. Kafka gençliğinde anarşistlerin birkaç toplantısına katılmıştı. Ama anarşist değildi. Babası çok sert bir despottu. Bunu ''Babama Mektup'' yazısında dile getirir. ''Günlük''lerinde de ondan nefret ettiğini yazar. ''Dönüşüm''de de acımasız bir baba vardır. Roman ve öykülerindeki anti-otoriter duyarlılığın kökleri burdan gelir. İktidar sahiplerine karşı emekçileri destekler. ''Amerika'' romanında kapitalist sanayi toplumuna yönelik marksist eleştiri vardır Birinci dünya savaşı yıllarında yazdığı ''ceza sömürgesinde'' kitabında antimilitarist tavrını ortaya koyar. ''Dava'' ve ''Şato''bürokratik hiyerarşiye karşı çıkar. Kafka kendini inançsız biri olarak tanımlar .''Dinimin kilisesini yavaş yavaş, taş üstüne taşı çabayla yığarak inşa ediyorum. Benim olmayan herhangi bir inancın bana dayatılmasını kabul etmeme yönünde kesin kararımı aldım''. ''Şato''da ve birçok öyküsünde gönüllü kölelik temasını işler. Halkta otoriteye itaat, yazgıya boyun eğme huyu vardır der. ''Şato''da iktidara direniş de vardır. Bu direniş kollektif değil bireyseldir. Kafka görüşlerini edebi biçimde ifade eden bir sosyologdur. Kafkaesk deyimi: kabus gibi bir dünyayı, tehditkar bir durumu, bürokratik ve totaliter bir örgütlenmeyi betimler.
Kitabı çok beğendim.Kafkayı en iyi çözümlediğim kitaptı.Bazı kitaplarını baştan okusam daha iyi olur gibi hissettim .Çünkü ,Şatoyu okurken hiç bu kadar ayrıntılı düşünmemiştim.Benim gibi Kafka severler için mutlaka okunmalı diyorum.
"Se la scienza sociale formula concetti, leggi, analisi, l'opera letteraria fa vivere individui, personaggi, situazioni. Se la prima si lascia guidare dalla logica della razionalità scientifica, la seconda segue quella della fantasia e per questa via produce un «effetto di conoscenza» insostituibile, mettendo in luce, per così dire, dall'interno i profili e le forme della realtà sociale. L'apporto specifico dell'opera letteraria si colloca al livello della singolarità concreta. Se è in grado di arricchire notevolmente la nostra percezione della realtà sociale, è perché getta una luce diversa rispetto ai concetti scientifici, destinati, anche nella sociologia cosiddetta generale, a una certa esteriorità. La luce interna, l'approccio soggettivo, fanno della letteratura un mezzo di conoscenza infinitamente prezioso e di una profondità assoluta, che non può essere sostituito da nessuna opera scientifica per quanto elevata sia."
Puanı yazarın emeği ve araştırmasına akıttığı enerji için verdim. Eserde "Kafkaloji" klişelerinden kaçılmak arzu edilmemiş belli ki. Kafka'nın incelediği öznel durumlar, yine büyük ölçüde politik eğilimleri, etnik bir Yahudi olmasına rağmen semitist gruplarda yer edinmek istemeyişiyle açıklanmış. Hal bu olunca, kollektivite ile bireyin ilişkisini anlatan bir yazar, içlerinde barınamadığı kollektivitelerle olan ilişkisi üzerinden deterministik çıkarımlarla açıklanınca yetersiz oluyor. Belki de bu tuzaktan kaçmak için yazarın aforizmaları "psikanaliz kabullerden" sakınılarak incelenmeli, kimbilir.
Kafka'nın kitaplarını değişik açılardan inceleyen güzel bir kitap. Max Brod Kafka'ya ihanet edip kitapları yayınlamasaydı, Kafka olmazdı diye bilinen popüler fikir de gerçeği yansıtmıyor. Kafka zaten yaşarken yayınladığı kitaplar var. Milena ile olan yazışmaları da zaten Kafka'nın bir eserinin çevirisi üzerine başlıyor. Her türlü otoriteye karşı olan Kafka'yı sadece babasıyla problemleri olan biri olarak yansıtmadığı için de takdire şayan bir kitap.
İsmine kanip okudugum, hali hazirda sahip oldugum Kafka bilgilerini oldukca sıkicı bir bicimde sunan bu kuru anlatimi sevemedim, size de tavsiye etmiyorum.
If you want to know and to understand Kafka, you need to read this book absolutely Approach is quite in the right direction and very deep, thin, and a completely different analysis