Jump to ratings and reviews
Rate this book

Korku Kültürü: Niçin “Mış” Gibi Yaşıyoruz?

Rate this book
Niçin “Mis” Gibi Yasiyoruz? “Ben” degil “biz” diyen güçlüdür. Toplum olarak “biz” kimligimizi kesfetmek ve yasamak zorundayiz. Baris, huzur, üretim, gelisme içinde Özgürce yasamamiz, “biz” diyebilmemize bagli. Evinin temizligine titizlikle dikkat ettigimiz halde, nasil oluyor da yollarda, kaldirimlarda, parklarda, kumsalda arkamizda bir çÖplük birakiyoruz? Neden engelliler için ayrilmis park yerlerine, engelli olmadigimiz halde aracimizi park ediyoruz? “Sadece ben” diyen insan nasil yetisiyor? KÖtü insanlar degiliz, ama birbirimize kÖtü davraniyoruz. Bizim gibi düsünmeyenleri dinlemek bile istemiyoruz ve hemen Ötekilestiriyoruz. Niçin? On günlük bir Türkiye yolculugunda günlük gÖzlemlerle bu ve benzer sorularin cevabini bulmak için bir sohbet olusturduk. üç kisiydik; ben Dogan, bu kitabin yazari; Timur, tatil için Amerika’dan gelen otuz yaslarinda oglum ve Arif Ögretmen. Neden “sadece ben” demenin Ötesinde “biz” diyemedigimizi anlamaya çalistik. Neler kesfettigimizi merak ediyorsaniz, buyurun sohbetimize siz de katilin. (Tanitim Bülteninden)

336 pages, Paperback

First published March 1, 2008

12 people are currently reading
208 people want to read

About the author

Doğan Cüceloğlu

27 books298 followers
Doğan Cüceloğlu, kırktan fazla bilimsel makalesi yayınlanan bir psikolog ve çeşitli topluluklara bilimsel psikoloji çerçevesinde gelişim seminerleri sunan bir iletişim psikolojisi uzmanıdır. Çok sayıdaki kişisel gelişim kitabı ile Türk insanının düşünce, duygu ve davranışlarını inceler.

Mersin'in Silifke kasabasında 11 çocuklu bir ailenin 11. çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve ortaokulu orada bitirmiştir. Ankara ve Kırklareli'de liseyi bitirip İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. ABD'de Illinois Üniversitesi'nde Bilişsel Psikoloji doktorasını yapmıştır.

Türkiye'de Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinde çalışmış, Fulbright bursu ile Berkeley'deki California Üniversitesi'nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak bir sene görev almıştır.

1980-1996 yılları arasında ABD'deki Fullerton şehrinde California Eyalet Üniversitesi'nde görev yapmıştır. 1996'dan bu yana Türkiye'de üniversite öğrencilerine, öğretmenlere, anababalara ve işadamlarına yönelik seminerler, konferanslar ve atölye çalışmaları düzenlemektedir.Psikoloji üzerine bir çok kitap yazmıştır ve bunların hepsi eğitici kitaplardır.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
71 (46%)
4 stars
52 (33%)
3 stars
24 (15%)
2 stars
5 (3%)
1 star
1 (<1%)
Displaying 1 - 10 of 10 reviews
Profile Image for Emre Turkmen.
89 reviews23 followers
May 9, 2021
Ne söylenebilir ki? Bizi biz yapan değerleri, toplumun genelinin neden mutsuz olduğunu, iki farklı kültürü karşılaştırarak anlatan harika bir kitap👊 Çok aydınlandım ve olaylara bakışıma yeni bir boyut kazandırdı.☺️
340 reviews3 followers
June 23, 2023
“Bu kitabın amacı, yaşadığımız kültürün farkına varmamıza yardımcı olmaktır.” (9)

Doğan Cüceloğlu’nun yazdığı kitaplar arasında en az beğendiğim oldu. Ana sebebi kitabın anlatımının, tasarlanışının yeterince net olmayışı, hatta yer yer kafa karıştırmasıydı. Diğer kitaplarının netliğini nasıl seviyorsam bu kitabın karmaşıklığını göz ardı edemedim. Miş Gibi Yaşamlar’ı beğenmiştim. Önemli bir konuyu diyaloglar halinde anlatmak iyi de olabilir kötü de. Bu kitapta üç kişi arasında bir konu anlatılmaya çalışılırken konudan konuya atlanıyor, arada sorulan sorular odağı kaybettiriyor, konu gereksiz uzuyor. Açıkçası daha kısa bir kitap olabilirmiş. Korku Kültürü’ne tam olarak ne zaman girecek diye bekledim. İlk kitapta daha netti. Diyaloglar halinde yazarken bir konuyu derinlemesine açıklamaya çalıştığı için ilerledikçe olağan akışında bir konuşma olmadığını iyice hissettiriyor. Cüceloğlu acaba bir roman yazmak ister miydi diye düşündürttü. Özellikle bu kitapta kurguya yeteneği seziliyor. En nihayetinde kitabın “Neden Mış Gibi Yaşıyoruz?” sorusuna cevabı “kalıplayan korku kültürü” ve “geliştiren saygı kültürü” farkı oluyor.

Kitabın başında çizimleri kimin yaptığı belirtilmemiş. Ayrıca çok fazla yazım yanlışı var.

“Korku-kaygı kültüründen saygı-güven kültürüne…” (10)

“”Adam pis değil, hangi ortamın temiz tutulması gerektiği konusunda farklı düşünüyor”” (18)

“Türk insanının çocukluktan itibaren acizleştirildiğini ve yetişkin hale geldiğinde, değil parkın kirliliği gibi toplumsal sorunların çözümü, meslek seçmekten bile aciz olduğunu söylemek istiyorum.” (21)

safety consciousness - güvende olmak için tedbir alma bilinci (27)

“…insan eylemenin kökünde, temelinde, inançlar ve duygular vardır, bilgi değil.” (51)

“Ortama getirilen bilinçte bilgilerimiz değil, farkındalıklarımız işlevseldir.” (69)

“Gülmesini bilmeyenin, ağlamasının bir anlamlı yoktur.” (72)

“Öğretmenin içinde yer aldığı sistemin de niyeti saf olmalı!” (93)

“…bilimsel çalışmalar … çocukları dövmenin aslında bir terör olduğunu söylüyor.” (96)

“Bir insanın Tanrı’yla kurduğu ilişkiye müdahale etmek, o insanın özünün özgürlüğüne müdahale etmek demektir. …Dinde zorlama yoktur; bilgilendirme, hatırlatma vardır.” (99)

“Her dilin ve kültürün de bir zemin olduğunu unutmayalım.” (102)

“Bir olgunun biri tarafında algılanıp, yorumlanıp, bilincinde anlamlandırılmış durumuna fenomen denir. Bir tek olay vardır ama her algılayana göre farklı fenomenler oluşur.” (103)

“…çocuk doğuştan şöyle bir ilkeyle doğmuş: “Belirsizliği, bilinmeyeni araştır ve belirgin, bilinir hale getir.” (115)

“…kişinin birey olmasını, kendi olarak gelişmesini teşvik eden her şeyi az görürsün. O nedenle, bu ülkede kitap okuyan insan da azdır.” (118)

“İnsanın toplumsal yönüne “yüz” bireysel, psikolojik yönüne “can” diyorum.” (126)

“Türkiye’de çoğu şey göründüğü gibi değil, alttan alta başka bir sistem işler ve bu görünmeyen sistemi öğrendiğin zaman insanların neden öyle davrandığını anlamaya başlarsın.” (130)

“Teoloji “tanrıbilimi” yani “ilahiyat” demektir. Yunanca theos, “Tanrı”, logos, “bilim” kelimelerinden oluşmuştur.” (147)

“Kalıplayan korku kültürü” (150)

“Geliştiren saygı kültürü” (153)

“Gönlünün muradını keşfederek, kendi istediği alanda gelişerek bir şeyler yapma, istediği alanda başarılı adımlar atma, kendi yaşamında kendi olarak var olmak insan mutluluğunun temel bir koşuludur.” (152)

“Gerçek Atatürkçüler bilimsel düşünceyi benimseyenlerdir. İdeolojiler de özgür düşünme ve irdelemeyi yasakladıkları zaman bu tür bir dogmatik sisteme dönüşebiliyorlar.” (162)

“…sıkıntılarının temelinde kendi anlam verme sisteminin yattığını kavrayamayacağından, kendini geliştirmenin onun için herhangi bir anlamı olmayacaktır. O dünyayla ilişkisinde kendinin anlamadığı dogmaları, hurafeleri kullanmaya daha eğilimli olacaktır.” (172)

“…engelleri hedefinin yön gösteren pusulası gibi algılarken,…” (172)

“Niyetin saflığına eren insanların keşkeleri az olur.” (175)

“…bilimsel düşünceden uzaklığı derecesinde anlam verme sistemleri mış gibi oluyor.” (178)

“Bir insan, özünü gerçekleştirdiği zaman mutlu olur, o öz yaratıcıdır. O öz üreticidir. O öz paylaşımcıdır. O öz candır.” (192)

“…çocuk, duyduğunu değil, gördüğünü yapar ve o nedenle “çocuk ailenin aynasıdır.” (202)

“…sohbet, hem zihinlerin hem de gönüllerin işin içinde olduğu bir danstır.” (208)

“Bir ana-babanın çocuğuyla sohbet içine girebilmesi için önce kendi iç dünyasını bilmesi, anlaması, kabul etmesi ve yargılamaması gerekir.” (208)

“Özgürlük, seçeneklerin arasından seçim yapabilmek bilincine ve hakkına sahip olmak demektir.” (213)

“”Sen istersen yapabilirsin, senin yapabileceğine güveniyoruz”” (215)

“Korku kültürü iç sorumluluğu önemsemiyor, çünkü bireyi önemsemiyor ve tamamıyla dış denetimle, korkuyla işleri yürütmeye çalışıyor.” (242)

“Kadın yalnızca kadın, erkek yalnızca erkek olmak durumunda mı? İkisinin de insan olduğu ve insan insana ilişki kurduğu ortamlar yok mu?” (256)

“Neden öfkeliyiz? Keder öfkenin ayrı bir türü.” (258)

“Keder güçsüzün, öfkesinin ifade etme tarzıdır.” (268)

Yüz baskın kalıplayan korku kültürü

Can baskın geliştiren saygı kültürü

“Değişimin bir bütün içinde, bütünden kopmadan, onunla ilişki içinde başlaması ve gelişmesi gerekliliği… Doğru olan ile kolay olanı birbirinden ayırarak strateji geliştirilmeli.” (286)

“…değişimin mutlaka bireylerin kendi özgür seçimleri ile kendi kişisel yaşamlarında başlaması gerekliliği.” (287)

“”Uygarlıklar, bilgi değil, farkındalıklar üzerine kurulur.””(298)
“Bilimsel yaklaşım içinde olan kişi için kutsal olan, kanıtlanmış verilerdir.” (308)

Dört temel yaşam alanı
Bilgi (epistemoloji)
Varoluş (ontoloji)
Eylem (etik)
Tarz, biçim (estetik) (318)

“Sadece bizim değil, tüm dünya uluslarının üzerinde önemle durması gereken temel konularından biri, bilginin yaşama yansıması, davranışa dönüşmesidir.” (319)

“Gerçek eğitim bilgiye bilince dönüştürür ve kişinin davranışına farkındalık olarak yansır.” (320)

“Çocuk muhteşem bir potansiyel olarak doğuyor ama bu potansiyel geliştirilecek mi, yoksa kalıplanacak mı? İşte Shakespeare’in to be or not to be (olmak ya da olmamak) sözü burada anlamını buluyor.” (322)

“”İnsan kendine saygısı olan ben olmayı gerçekleştirmeden biz olmayı gerçekleştiremez.”” (326)

“İnsanoğlu, genlerinde kendi mutluluğunu arayan yaratıklar olarak kodlanmıştır…” (327)

“…Türkiye’de gördüğümüz mış gibi yaşamların çoğu, bu tür bölük pörçük, bütünlüğünü kaybetmiş ve bilimsellikten uzak anlam verme sistemlerinden beslenir.” (329)

Bilinç: Farkındalıkların birbiriyle ilişkilendirilmesiyle oluşmuş bilişsel sistem. (335)
2 reviews
February 2, 2015
Doğan hocam her zamanki güçlü gözlem gücünü bu kez de kültürümüz üzerine ele almış ve bence okunması gereken harika bir kitap olmuş. Bu kitapta Türk kültürü psikolojik açıdan bir insanın hayatını nasıl etkilerin altı keskin bir şekilde çizilmiş. Ayrıca bu kitap bana Türk kültürüne farklı açıdan bakmam konusunda çok yardımcı oldu.
Profile Image for Neşem.
24 reviews1 follower
December 26, 2023
Toplumumuza yönelik güçlü gözlemler barındıran ve bunları bilimsel bilgiyle harmanlayıp bizlere sohbet havasında aktaran çok ama çok kıymetli bir kitap. Kendi adıma birçok bilimsel bilgiyi özümsediğim ve farkındalık kazandığım bir okuma oldu. Üç ayrı kitapta konunun ne, niçin ve nasılı sorgulanıyor. Bu niçinin sorgulandığı ikinci ayağımızdı. Mış gibi yaşamamak için ne yapmalıyız, nasıl yapmalıyız kitabın sonunda gelecek kitapta işleneceği aktarılsa da hocamızın külliyatında tamamen bu başlık özelinde bir kitap olduğunu göremedim. Ya bu kitaptan sonra çıkan kitaplarının tamamını zaten bu konuya hizmet ettiğini düşünerek kurguladı veyahut da ömrünün serinin son kitabını bizlerle paylaşmaya yetmediği kanaatindeyim(Nurlar içinde uyusun hocamız🖤). Kitaplarının her birinin bizler için ayrı birer hazine olduğunu belirtmek ister kendine ve toplumuna hizmet etmek isteyen her insanın şiddetle okumasını tavsiye ederim.⭐️
Profile Image for 空.
29 reviews1 follower
July 4, 2023
Even though I born and raised in Turkish society, my dad is Ciscassian and mother very traditional Turk. I found some other people who add me some values and help me to be a open minded person in Istanbul. Also raised in Cihangir that we all were seeing different side of the culture. My mum was the immigrant . I lived in abroad more than 8 years in my early adulthood so I got culture shock when I came back and start therapy sessions .

I spend much time to make observations and share to some wrong people .. I was looking for answers finally got in here . Nothing so revolutionary of course neither scientific in this book . Even I can say that I is written like explaining to a child .. Again I can see who he is writing.. But it helped a lot
Profile Image for Mehmet Metin.
17 reviews
December 7, 2018
Güzel noktalara değinen güzel bir kitap, 1 ya da 2 yerde düşüncelere karşı çıkabilirsiniz lakin diğer %99 luk kısmı 2004'de yazılmasına rağmen doğru ve bu da ne yazık ki 14 sene içinde kendimizi geliştiremediğimizin kanıtı. Çocuk büyütenler için de bir nevi yol gösterici.
Profile Image for alperen0nen.
23 reviews
November 23, 2024
Bu da bitti. Bu kitapta ise Türkiye ve Türk toplumu olarak neden "mış gibi" yaşadığımız anlatılıyor. Çok da güzel anlatılmış, aktarılmış. Keyifle ve merakla okuduğum bir kitap oldu.

Bu serinin ("Mış Gibi" serisi) son kitabı olan 3'üncü kitabı okumaya başlamak için sabırsızlanıyorum.
Profile Image for Gamze Kurt.
3 reviews
June 26, 2023
Hadi otur şöyle! Yaralanmış ellerin. Ellerini taşın altına koymak değil de koyduğun taşın üstüne daha da taş konulması yormuş seni.
Profile Image for Ayşe Çetintaş.
49 reviews2 followers
July 14, 2022
Okumak için sabırsızlandığım bir kitaptı. Korku ve saygı kültürünün detaylarına inmek insanın yapısını anlayabilmek adına güzel bir yolculuktu. Yalnız canımı sıkan nokta Arif öğretmen nasıl sanal karakter olur ya 🥲 ben onu gerçek biri sanıp ne güzel öğretmenler var diyordum. Kitabın sonunda öğreniyoruz ki sanal karaktermiş 🥲
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Tolga.
48 reviews15 followers
December 6, 2012
Türkiye gerçeği sade bir dille anlatılmış. Kitaptan çıkarmamız gereken birçok ders var.
Displaying 1 - 10 of 10 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.