Tarihin ve coğrafyanın merkezini teşkil eden Ortadoğu, -hepsi de gayet somut ve gerçek birçok nedenden ötürü, dünyanın en önemli bölgesidir. Bu bölgede yaşayan insanlar olarak, bizlerin birinci sorumluluğu, Ortadoğu’yu gerçekçi, makul ve derinlikli bir bakışla kavramaktır. “Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez”, ismindeki ‘tez’ sözcüğünün de ifade ettiği şekilde, iddia barındıran, çıkarımlar yapan, bazı noktalarda neticelerin ancak istikbalde ortaya çıkacağı tahminler içeren 20 ayrı bölümden oluşuyor. Bölgeye neden ve ne zamandan beri ‘Ortadoğu’ dendiğinin açıklamasıyla başlayan anlatım, Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafyanın tarihindeki çeşitli dönemleri, tarihten günümüze taşınan unsurları, bugün ilk bakışta belki fark edemediğimiz ama kesinlikle aktüel hayatın tam ortasına denk düşen somut gerçeklikleri gözler önüne seriyor. Ortadoğu’nun belkemiğini oluşturan dört ülkenin (Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan) tarihine sıklıkla atıfların yapıldığı kitabın temel hedefi, coğrafyanın kendi iç dinamiklerine işaret etmek. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri genellikle “dış güçler”e hamleden genellemeci ve kolaycı bakıştan kaçınmaya çalışarak, “dış güçler” dediğimiz ülkelerin aslında içerideki bazı dengeler ve yerli unsurlar yardımıyla iş gördüklerini izah çabası, kitabın ana fikrini oluşturuyor.
1980, Anamur doğumlu. Kartal Anadolu İmam-Hatip Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdikten sonra başladığı gazetecilik mesleğini sürdürüyor. Ortadoğu ve İslâm dünyası, uzun yıllardır yoğunlaştığı çalışma sahası. Hâlen Yeni Şafak gazetesinde, haftanın iki günü, sıklıkla seyahat ettiği İslâm coğrafyasının gündemine dair köşe yazıları yazıyor. Aynı zamanda aylık Derin Tarih dergisi ve gzt.com/mecra sitesinin genel yayın yönetmeni.
Yayımlanmış kitapları: - Şam Kitabı - Çocuk Ansiklopedisi - Eski İstanbul Fotoğrafları - 365 Günde Peygamberimin Arkadaşları - Ali Emiri’nin İzinde - Söylemesem Olmazdı - Ortadoğu’dan Notlar - Kırmadan İncitmeden - Kudüs Yazıları - Seyrüsefer - Ortadoğu’ya Dair Yirmi Tez - Neyi, Nasıl Yapmalı? - Hatırda Kalanlar - Biz Bize - Gölgelerin Peşinde / 50 Portre - Dalları Gökte Bir Ağaç - Bir Rüyayı Hatırlar Gibi
İçi boş sloganlara, hamasi sözlere, her şeyi dış güçlere havale eden bakış açısına sahip, özellikle Suriye iç savaşı sonrası mantar gibi yayılan bölgeden bihaber, Arapça bile bilmediği halde her yerde Ortadoğu otoritesi gibi takılanların cirit attığı bir dönemde Taha Kılınç müslüman kesimde sözüne itibar edilebilecek, coğrafyanın ve tarihin gerçeklerini göz önüne alarak yaptığı değerlendirmelere kulak verilebilecek kıymetli birisi benim için. Kitabını da bu doğrultuda yazmış ve özellikle müslümanların büyük eksikliklerini, tarihi, coğrafyayı bilmediklerini siyasetteki beceriksizliklerini acımadan yüzlerine vuruyor. Özellikle mezhepler, İsrail-Kudüs meseleleri, Arap ve Müslüman ülkelerin birlik olamamaları, Türkiye’ye coğrafyada nasıl bakıldığı ve bizim politika üretirken neleri göz önüne almamız gerektiğine dair bölümlerde güzel tespitler, analizler yapmış ve geleceğe dair dikkate alınması gereken fikirler ortaya atmış. Kitabın içeriği ağır değil herkese uygun bir dille yazılmış. İnsanların merakını uyandırıp onları araştırmaya sevk edecek konulardan ve olaylardan bahsediliyor. Bölgeyi tanımamız, ilgi duymamız gerektiğini her zaman savunan birisi olarak bu kitabı herkese tavsiye ederim.
Kitabı Taha Kılınç ile bir etkinlikte tanıştıktan sonra edinmiştim. Daha önce hiçbir Ortadoğu odaklı okumam da olmamıştı. Bu açıdan kitap tam benlikti; zira yazar yanlış hatırlamıyorsam hiçbir yerde bunları zaten biliyorsunuzdur deyip okuru yarı yolda bırakmıyor. Eserini ayrıntıya boğmadan, öz ve anlaşılır bir şekilde, hem Müslümanca hem de gerçekçi (bu ikisini ayrı ayrı belirtmemizi gerektiren hamasetçiler utansın) ve tarihi arka plan sunmaya özen göstererek yazmış.
Kitaptaki birkaç temel tezden bahsedelim: İlki Ortadoğu'nun ne olursa olsun (petrolü bitse dahi) her daim önemini koruyacağına ilişkin. Bunu yalnızca dini bir temele dayandırmayıp diğer sebeplerini de açıklıyor yazar. İkinci olarak Ortadoğu'yu dört ülkenin şekillendirdiği. Bunlar Suudi Arabistan, Mısır, İran ve Türkiye. İsrail, ABD veya Rusya'nın bu listeye katılmaması dışarıdan bakılınca farklı görünebilir ama bunun iyi temellendirildiğini düşünüyorum. Kitaptan ben kendi adıma özellikle İsrail ve İran ile ilgili yeni bilgiler öğrendim diyebilirim. İsrail'i kontrol altına almanın topyekûn barış veya topyekûn savaştan geçtiğini anlatan 18 numaralı tez de kayda değerdi.
Özetle, Ortadoğu'da durumlar sürekli değişiyor olsa da, kitabın daha geniş bir plandan bakan bir eser olması hasebiyle okunabilirliğini diğer Ortadoğu kitaplarından daha uzun süre muhafaza edebileceğini düşünüyorum. Ortadoğu ile sadece duygusal değil, düşünsel manada da dertlenmek isteyenler için güzel bir başlangıç olabilir.
Ortadoğuyla alakalı nereden başlasam diyorsanız tam başlanacak bir kitap. Ben zaten takip ettiğimden ve biraz da bilgim olduğundan rahat ilerleyip hızlı bitirdim. Fakat ilk kez bu konulara giriş yapıyorsanız kişilerin ismi geçtiğinde Google'lamanızı ve onlara ait genel portrelere, fotoğraflara bakarak görsel hafızanızı pekiştirmenizi de tavsiye ederim. Çünkü ortadoğu çok kompleks bir yapılanmadır ve fazla değil 100 km ilerleseniz bile bütün demografik/kültürel/dini yapı değişmektedir. Görsellerle kendinizi pekiştirmeniz daha kolay akılda tutmanızı sağlayacaktır.
Çok açık ve net anlatılmış, bu konuda az bilgisi olan birinin bile anlayacağı ve merak edip araştıracağı türden bir kitap. 20 başlık ise oldukça ilgi çekici ve her yerde herkesin kolayca yorum yapabildiği konular. Benim oldukça hoşuma giden bir okuma oldu. Kitap 2018 yılında basılmış. Şuan oldukça farklı bir dönemdeyiz. Ortadoğunun kaderini, Filistinin durumunu, Yahudilerin gidişatını merak ediyorum. Nehirden denize özgür Filistin🍉
Filistin'e kadar uzun yolculuğumda yanımdan ayırmadığım kitap. Bölgedeki dinamikleri anlamak için iyi bir giriş kitabı. Yazar'ın sırıtan tek bölümü (maalesef Türkiye'deki islamcı-milliyetçi kesimin vazgeçilmez fantezisi) güçlü lider gerekliğilinden bahseden kısım olmuş.
Hem Ortadoğu’yu daha iyi tanımaya yardımcı oluyor hem de ortaya konulan tezler farklı bakış açıları sunuyordu. Coğrafyayı daha iyi tanımak isteyen sıradan bir okuyucu olarak oldukça beğendim ve bilgi edindim.