Bu kitapta bir araya gelen yazılar gezi notları değildir. Her adımda doldurmaya çalıştığım deftere düşülen notlar... Her ne kadar önemli ölçüde yaşanan gerçeklere dair, toplumsaldan siyasala kadar çeşitli gözlemlerden oluşsa da o aslolan boş sayfayı doldurma çabasıdır. Buna yol düşüncesinden kesitler de denebilir. Aynı mekana dair farklı zamanlarda düşülen notlar zaman içindeki değişimi aksettirse de asıl yolcunun o mekana dair algılarındaki dalgalanmaları yansıtır. Belli mekanlara, coğrafyalara dair tekrar tekrar düşülen notlar yazarının içinde değişmeyen arayışın izlerini taşır. Bu anlamda on yılı aşkın süreye yayılan yazıların aynı mekanların etrafında dolaşması, belli coğrafyaları önemsemesi, sorduğu sorular, değişim içinde atadığı sabitelere dair yol düşünceleridir. Yolculuk telaşesi içinde alınmış hızlı notlara, çağrışımlara hep tarihi izdüşüm arayışı eşlik eder. Çizgisiz Defter, aslında sınırların parçalandığı coğrafyamıza dair modern zamanların ideolojik iğvalarına karşı bir hatırlayış denemesidir. Her sayfası yeniden yazılmayı bekleyen şuurun defteri...
2 Mart 1957 yılında Kayseri’de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Kayseri’de tamamladıktan sonra 1982’de İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi’ni bitirdi (İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi-Vatan Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği). Üniversite yıllarında Yeni Devir gazetesinde bölüm editörlüğü yaptı (1978-1979). 1983’de Akabe Yayınları ve Mavera Sanat-Edebiyat dergisinin İstanbul bürosu yöneticiliğinde bulundu. Pakistan İslâmabad’daki Quaidi Azam University’de master programına başladı (1984-1985). 1985 yılında Mersin’de kısa dönem askerliğini yaptı. Ardından Seha Neşriyat bünyesinde başlatılan İslâm Dünyası Ansiklopedisi projesinin yayın yönetmenliğinde; İlim ve Sanat dergisinin yayın kurulu üyeliğinde bulundu (1986-1987). 1988-1991 yıllarında Londra’da Tottenham College of Technology’de okutman olarak ders verdi. Aynı zamanda School of Oriental and African Studies (London Universty)’de misafir öğrenci olarak dersleri takip etti (1988-1990). Association of Muslim Writers’in kurucuları arasında yer aldı. Türkiye’ye dönüşünün akabinde İnsan Yayınları’nın yayın yönetmenliğini (1991-1992); 1993’de de Peyami Sanat Merkezi’nin genel koordinatörlüğünü, daha sonra da danışmanlığını yaptı. 1993-1995 yıllarında Bilim ve Sanat Vakfı’nın yöneticiliğini yaptı. 1994’te de İslâmi Sosyal Bilimler dergisi yayın kurulunda bulundu. Yazı ve tercüme çalışmalarıyla Yeni Devir, İlim ve Sanat, İslâm, Kayıtlar, Dergâh dergilerinde yer alan Âkif Emre, 1995’de Yeni Şafak gazetesinin kurucuları arasında yer aldı, yayın yönetmenliği görevinde bulundu (1997-1998) ve vefat ettiği 23 Mayıs 2017’ye kadar Yeni Şafak gazetesinde köşe yazıları kaleme aldı. 1996’da Kanal 7 Televizyonu’nun dış haberler editörü; 1999-2001 yılları arasında Kanal 7 TV kanalının belgesel film yönetmeni ve yapımcısı oldu. 2002-2006 yılları arasında Küre ve Klasik Yayınları’nın kurucuları arasında yer aldı ve genel yayın yönetmenliği görevinde bulundu. 2007-2016 yıllarında Dünya Bülteni’nin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 8 Mayıs 2017’de yayın hayatına başlayan haberiyat.com isimli haber sitesini kurdu ve yayın yönetmenliğini yapıyordu. Bu görevindeyken 23 Mayıs 2017’de vefat etti. Evli ve üç çocuk babası idi. Âkif Emre gazete-dergi ve yayımlanmış eserleri yanında belgesel çalışmaları da yapmış, İslâm Medeniyeti şehirleriyle ilgili belgeseller hazırlamıştır. Bu çalışmalar ve konuları: 1999-2001: • Saraybosna (2 Bölüm) • Üsküp-Makedonya • Filibe-Bulgaristan • Selanik-Yunanistan (2 Bölüm) • Kudüs (2 Bölüm) • İmam Hatip Okulları (6 Bölüm) • Aliya İzzetbegovic’in Hayatı (2 Bölüm). Kayseri Büyükşehir Belediyesi için Mustafa Aksay’la birlikte: • Kayseri Şehir Filmi (12 Bölüm) • Mimar Sinan (6 Bölüm). 2010-2011: • Elveda Endülüs: Moriskolar (5 Bölüm). Yayımlanmış Kitapları: • Göstergeler (1997) • İzler (2001 ve aynı yıl 2001 TYB ödülü); Arnavutçaya Çeviri: Makedonya Logos-A Yayınevi “Gjurmë” adıyla, 2011. • Çizgisiz Defter (2016 ESKADER ödülü) (2016; Arnavutçaya Çeviri: Makedonya Logos-A Yayınevi “Fletore Pa Vija” adıyla 2017) • Müstağrip Aydınlar Yüzyılı, Gölgeli Kelimeler Ödünç Alınmış Hayaller (2017) • Aliya (2019) • İstanbul’u Yeniden Düşünmek ve Erguvanname (2019) • Söyleşiler (2019) • Küreselliğin Fay Hattı (2020) • Portreler - Kitaplar ve Dergiler (2020) • Mekânı Paranteze Almadan... Mekân, Şehir, Mimari Yazıları (2020) • Kudüs: Bir Pusula - Kudüs, Filistin ve Ortadoğu Yazıları (2021) • Sahici Cümleler Kurabilmek - Aydınlar, Üniversite, Medya, Reklam ve Futbola Dair Yazılar (2022) • Ertelenmiş Yüzleşmeler - Hayat, Zihniyetler, Aidiyet ve Mahremiyete Dair Yazılar (2022).
Âkif Emre ile Endülüs'ten Bosna'ya, Patani'den İran'a diyar diyar dolaştım. Seyyahın izinde Müslüman coğrafyasında olan bitenleri okurken zaman zaman hüzünlensem de kitap ve yazarın samimi anlatımı bana bambaşka bir bakış açısı kazandırdı. Rahmet olsun Âkif Emre'ye.
Kitabı okurken kimi yerde bir gezi yazısı, kimi yerde bir tarih kitabı okuyormuş gibi hissettim. Yazar "Gönül iklimi" kavramını içselleştirmiş, mekanlara o gözle bakmış onları o gözle sahiplenmiş.
•"iki milliyetçiliğin karşı karşıya gelmesi durumunda nefretten başka bir şey doğmaz." (s.153)
•"tarih bilgisinden ve derinliğinden yoksun bir devlet ne etkin bir diplomasi yürütebilir ne de siyaset geliştirebilir." (s.239)
•"kendi kimliğimizi koruyoruz, kendi endülüs kimliğimizi... birçoğumuz hâlâ ispanyol dilini iyi konuşuyoruz ve özellikle kastiyya dilini. karılarımız endülüs yemeklerini yapmayı unutmuyorlar, testour da bugüne kadar boğa güreşi yapıyorlar ve hâlâ bayramlarda flamenko söylüyoruz... tunus çok güzel ve iyi... ama bizim ülkemiz değil... çünkü bizim ülkemiz endülüs'tür, orada doğduk, dedelerimizi oraya gömdük... eğer ağaçlara ve sulara sorarsanız onlar size endülüslü olduğumu söyleyeceklerdir... ben endülüslüyüm." (s.37)
Kudüs’ten Üsküp’e, Saraybosna’dan Endülüs’e, Afrika’dan Pakistan’a Kahire’den Medine’ye Akif Emre’nin gözüyle dolaşmanın, buralar ile tarihi bağlarımızı kurarken, bugün yaşadığı garipliği hissetme işin mutlaka okunmalı. 21. Yüzyıl seyyahı Akif abi Erlerine sağlık. Bizi buralardan dolaştırıp, yaşattığın için.
Ah İslam ve beldeleri diye sızlıyor yüreğiniz kitabı okurken. Ancak umutsuzlukla değil, çünkü ayağa kalkmayı, ayağa kalkılacağını da yine kitaptan duyumsuyoruz. Geç kalmadan okunsun, paylaşılsın, içine girilsin bu dünyanın...