Jump to ratings and reviews
Rate this book
Rate this book
Can Manay è uno psicologo con molte ombre nel passato. Grazie alla sua filosofia di vita e ai suoi insegnamenti, ha ormai la popolarità di un guru ed è una potente - e capricciosa - star mediatica. Un giorno, mentre visita una proprietà da acquistare in un quartiere defilato della città, scorge tra le foglie una ragazza, una ballerina, che con una grazia e un'armonia uniche si esercita nel giardino di casa. Per Can è una vera e propria rivelazione: davanti a sé c'è l'incarnazione della perfezione estetica, di ogni ideale di bellezza, il Phi. L'uomo non può far altro che ricorrere a tutti i suoi mezzi e la sua ricchezza per conquistarla... Ma c'è qualcosa di più spietato dell'amore per una sola persona? Inizia così la travolgente storia di Can e Duru, del suo fidanzato Deniz e di Özge, una giornalista che scoprirà scottanti segreti sul conto di Can. Quattro personaggi che ci somigliano da vicino, ciascuno con i suoi traguardi da raggiungere e le sue ossessioni. Una storia di passione, speranza, tradimento, come la vita vera, che condurrà il lettore a muovere i primi passi verso un percorso di consapevolezza. Come i personaggi di "Phi", infatti, "ciascuno, nella vita, ha una cosa che gli riesce molto bene. Una soltanto. Ce la portiamo dentro sin dalla nascita" e il nostro compito è riconoscerla; in una parola, scoprire chi siamo davvero. "Phi" è il viaggio di chi, senza paura, è padrone della propria esperienza, e non si perde nei suoi mille rivoli.

520 pages, Hardcover

First published January 1, 2013

183 people are currently reading
1075 people want to read

About the author

Azra Kohen

5 books407 followers
Yazar Azra Sarızeybek Kohen 1979 yılında İzmir’de doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema bölümünden mezun olduktan sonra Kanada Ottawa Üniversitesi Üçüncü Dünya Ülkelerine Yardım Ekonomisi bölümünde 3 dönem eğitim almış, daha sonra Liverpool Üniversitesi Uygulamalı Psikoloji bölümünde yüksek lisansını tamamlamış, İngiltere Writtle Üniversitesi'nde Sürdürebilir ve Rejeneratif Tarım Sistemleri üzerine çiftanadal yapmaktadır. İyi derecede İngilizce ve İtalyanca konuşan Azra Kohen evli ve bir çocuk annesidir. Ülkemizde yayınlanan Fİ-Çİ-Pİ isimli üçlemesi, AEDEN ve GÖR BENİ isimli eserlerin yazarıdır. Üçleme kitapları dizi olarak işlenmiş ve Fİ ve Çİ adı altında izleyici ile buluşmuştur. Azra KOHEN, BİZ bilincindedir. Evrendeki her canlının birbirine bağlı ve birbirinden sorumlu olduğu ve bir bireyin bile doğru davranarak dünyayı değiştirebileceğine ve hakiki insan olmak için her an evrimleşebileceğine olan inancı ile eserlerini yazmakta, konferansları, projeleri ve sosyal, toplumsal bilinci yükseltmek amacı ile hazırladığı özgün videoları ile insanoğlunun tekamül yolculuğuna katkıda bulunmak için her an çabadadır. Hayat yolculuğunda OKU’manın en iyi rehber olduğuna inanır.

Azra Kohen’in parolası : Hayata katkımız olsun!



----------------------------------------------------
Azra Kohen
Author Azra Sarızeybek Kohen was born in Izmir in 1979. After graduating from the Department of Radio, Television and Cinema at Istanbul University, she studied for three semesters in Canada at Ottawa University’s Department of Aid Economies for Third World Countries, and then she went on to complete her master’s degree in Applied Psychology at Liverpool University. Currently she is working on a double major in Sustainable and Regenerative Agricultural Systems at Writtle University College in the United Kingdom. Azra Kohen, who speaks English and Italian well, is married and has one child. She is the author of the trilogy Phi-Chi-Pi, which was originally published in Turkey, as well as the novels Aeden and Gör Beni (See Me). The trilogy was adapted as a television series and broadcast under the titles Phi and Chi. Azra Kohen is deeply aware of the notion of “We.” All of her works are based on her belief that all living beings in the universe are interconnected and responsible for one another, and also her conviction that even an individual can change the world with the right behavior and evolve into a unique human being. She constantly strives to contribute to humanity’s journey towards development through her projects, conferences, and the original videos she creates with the aim of raising social awareness. She believes that reading is the best guide on life’s journey.

Azra Kohen’s motto: May we all contribute to life!

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
794 (25%)
4 stars
816 (25%)
3 stars
833 (26%)
2 stars
391 (12%)
1 star
313 (9%)
Displaying 1 - 30 of 244 reviews
Profile Image for Özlem Güzelharcan.
Author 5 books347 followers
May 25, 2020
%30'da bırakıyorum.

Öncelikle bu bir kişisel gelişim kitabı değil, bana inanın çünkü ben kişisel gelişim kitaplarını çok seven ve okuyan biriyim. Kitabı okumaya başladığım anda Azra Kohen'i araştırdım, online röportajlarını izledim. Söylediklerine gerçekten ben de katılıyorum. Gıda, sağlık, eğitim sektörü hakkındaki iddialarının ben de arkasındayım. Keşke bu inandıklarını makaleler şeklinde bir dergide, gazetede yazarak ya da tv programlarında anlatsaydı veya kurgu-dışı bir kategoride kitap yazsaydı çünkü bu iddialı kitap bariz şekilde olmamış. Çünkü:

-Karakterler çok yapay, çok yapmacık. Maket gibi, gerçeklik hissi vermiyorlar.İsimleri bile bir aradayken kulağa yapay geliyor!
-Kitapta herkes sanırsınız ki filozof! Biri birine günaydın diyor, öteki başlıyor ona nutuk çekmeye, insanlık tarihinden dem vurmaya! Paragraf boyu diyaloglar! Yapmayın etmeyin Allah aşkına!
-Kitabın mesaj kaygısı çok sırıtıyor, kurgunun önüne geçiyor.
-Baş karakter gibi psikolog var mıdır dünyada, varsa ona kim gider, gidenin aklı ne kadardır bilemiyorum!
-Kitaptaki karakterlerin dili seksist, ön yargılı, ötekileştirici. Belki bundan bir sorun yok ama biz onu sanki karakterlerin değil de yazarın sesiymiş gibi algılıyoruz ve burda sıkıntı başlıyor işte! Okurla karakterler arasında bir bağ kurulamıyor maalesef!
-Her satırda buram buram narsisizm var! "Bu kitap 'kendine gelmek' için burada olduğunun farkına varabilenlere yazıldı." diyor yazar. Kendi kazdığı kuyunun içine düşmek bu olsa gerek!

Birileri çok sevecek bu kitabı, biliyorum ve öyle de olsun zaten. Her kitabın kitlesi, zamanı, bir amacı, misyonu var. Ama ben almayayım, kalsın.

Ha bir de iyi reklam yaptılar satış için, helal olsun. :)
Profile Image for Isil Unver.
8 reviews
Read
August 24, 2015
Sevişmeye çiftleşmek, sevgili olmaya erkeğin kadına sahip olması diyen bu basit, seksist ve boş kitap nasıl bu kadar çok sattı ya? Almam hataymış, kimse de uyarmadı. Her sayfası cehalet kokuyor.
Profile Image for Tuğçe.
36 reviews47 followers
April 29, 2017
Biri yazar tek ünlemin yeterli olduğunu söylesin yahu!
Herkesin ayıla bayıla okuduğu kitap bu muymuş? Bir kaç aforizmayla farkındalık(!) yaratmak?! Karakterler sırf yazar "özlü söz" kassın diye yaratılmış gibi.
Ayrıca Can ve Duru dışındaki karakterler gerçeklikten oldukça uzak.
Profile Image for rei.
177 reviews
January 29, 2016
Abi bu ne? Bizim okurların geldiği son nokta bu mu yani? Bu kitaba 'hayatımda okuduğum en güzel kitap' diyenlerin okudukları kitapları o kadar merak ediyorum ki.

Bana kalırsa boş bir kitaptı. 7 farklı karakterin birbirinin arkasından kuyu kazmaları ve araya döşenmiş varoluş yokoluş, öz benlik vb albenili kelimelerle okurların gözünü boyamak için yazılmış bir kitap. Bu kitaba 2 yıldız bile çok fazla lakin yazarın 'emeği' için verdim. Bu kitabı okuyanların yorumlarından yalnız olmadığımı gördüğüm için mutluyum. En azından ülkedeki herkes bu saçmalığa inanmamış. Devam kitaplarını okumayı düşünmüyorum. 'Her kitap insana az da olsa bir şey katar' mottomu da değiştiriyorum.
Profile Image for Güneş Demirel.
Author 17 books28 followers
December 17, 2015
Sonunda dayanamadım ve aldım. Hakkında birçok şey yazıldı, kimi yere göğe sığdıramadı, kimi nefret etti. Üçte birini bitirdikten sonra tespitlerim şöyle:

* Yazım hataları üzücü. 152. baskısı yapılan bir kitaptaki yazım hatalarının şimdiye kadar giderilmiş olması gerekirdi.

* Tanıştığım karakterler içinde "farkındalık" peşinde koşan sadece 1 kişi var. Bakalım ilerleyen sayfalarda ne olacak. Olay örgüsü içinde farkındalıkla ilgili mesajlar var ama alıştığımız türden bir kişisel gelişim kitabı olmadığı için sıkmıyor.

* Bolca gönderme ve iğneleme içeriyor, toplumun dev aynasında gördüğü suni insanlarla inceden inceye dalga geçiyor. Bu yönünü sevdim.

-----

* Kitabı yarıladım ama hâlâ daha bir karar verebilmiş değilim. Bazılarının dediği gibi "çöp" değil kesinlikle. Fakat ciddi bir editoryal sorun söz konusu. Unutulan noktalama işaretleri, konuşma dilinde yazılan "Yapıcam, gidicem" gibi sözcükler göze batmayacak gibi değil. Kitapta başından beri bu tarz benimsenseydi bu bir hata sayılmazdı ama bir cümlede "gideceğim", bir diğerinde "gidicem" yazınca pek hoş olmuyor.

* Yazarın İngilizce kullanma alışkanlığından kaldığını düşündüğüm bir durum da, soru eklerini kullanmaması. İngilizcede tonlama yaparak soru sorulabilir. Ama Türkçede "Yolda?!" gibi bir kullanım yok; ya da ben bilmiyorum. "Yolda mı?!" desek daha şık olmaz mı?

* Gelelim en vahim hataya. Bakın ünlü psikolog Can Manay ne diyor bir röportajında: "Ben ancak böylelerinde ilaç kullanımını onaylarım. Reçete yazdırmak için kimse bana gelemez." Bildiğim ve çok emin olduğum bir şey var ki, reçeteyi sadece tıp eğitimi alan psikiyatristler yazabilir. Psikologlar gerekli gördükleri hastalarını bir psikiyatriste yönlendirebilirler gayet tabii. Ama bu cümleden bu anlam çıkmıyor. Yanlış anlaşılmaya çok açık. Psikoloji doktorası yapan yazarın bu noktaya dikkat etmesi gerekirdi...

* İlerledikçe karakterlerin birbiriyle nutuk çeker gibi konuşmaları sıkmaya başladı. Nutukların içeriği güzel ama bağlam çok önemli. İnsanlar günlük hayatta böyle konuşmazlar.

Bakalım bitirince ne düşüneceğim?

-----

* Nihayet bitti. Güzel başlasa da, çok etkilendiğimi söyleyemeyeceğim. Kitabın en sevdiğim yanı, klasik müziğe bolca gönderme yapması oldu:)

* Sevişme (pardon, yazarın tabiriyle çiftleşme) sahnelerini fazla abartılı buldum.

* En sevdiğim karakter Bilge oldu.

* Devam kitapları Çi ve Pi'yi de almıştım ama Can Manay, Duru ve Deniz üçgeninden bir süreliğine çıkmaya ihtiyacım var.

* Ne yazık ki kitabın ikinci yarısında göz ardı edilemeyecek kadar çok anlatım bozukluğu var. Kitabın editör tarafından baştan sona okunduğunu sanmıyorum; öyle olsaydı bu şekilde basılmasına imkan yoktu. Kitap önce başka bir yayınevinden çıktığı için metni kontrol etme gereği duymamışlar gibi geldi. Romanın taslağını okuyormuşum gibi hissettim. Yazık olmuş...
Profile Image for Neva Boynukalın.
3 reviews10 followers
February 8, 2015
51.000'inci baskisini yapmasini saglayan tek sey iyi PR kesinlikle. Onun disinda tek kelimeyle korkunc bir kurgu...
Profile Image for Rıdvan.
549 reviews94 followers
March 19, 2018
Başıma bişey gelmeyecekse çok sevemedim. Aşırı yapay geldi hikaye bana. Çok çok fazla cinsellik var.
Okurken, Azra kusura bakmasın ama, nedense yazar ukalanın tekiymiş hissine kapılmaktan kendimi alamadım. Acamice olduğuda söylenemez pek ama yinede emanet durmuş hissi veren hikayenin aralarına aralarına serpiştirilmiş bilimsel bilgiler, yok dünya 1600 km/sa hızla dönüyomuşta yok evrimmişte.
Ne yapmak istediğini anlıyorum ama yinede bana biraz yapay geldi.
Unutmayayım diye kısaca özetleyeyim şuraya, kitabı okumamış olanlar burdan sonrası için okumaya devam edecekseniz sorumluluk kabul etmiyorum;
Bir Can Manay’ımız var. Tv ünlüsü bir psikolog. Dünyanın en kendini beğenmiş adamı.
Birde Bilge var. Psikoloji okuyor. Can Manay’ın okuldan öğrencisi. Can Manay’ı apıştırabilen tek insan.
Duru var elbette. Can Manay’ın ilk görüşte aşkı. Balerin. O bir “Fi”. Yani vücudu ve yüzü mükemmel oranda. Kitabın sonunda Can kıza tecavüz ediyor. Kız tecavüz sırasında Can’a aşık oluyor. (Ayı gibi anlattım. İtiraf etmek gerekir ki hikaye bu kadar derinliksiz değil. Ama şunu da kabul etmek gerekir ki gerçek bu:)
Deniz var, Duru’nun müzisyen sevgilisi. Herşeyden habersiz.
Ve daha bissürü karakter var. Hikaye çok kalabalık. Ama olay Can’da bitiyor. Farkedildiği üzere zaten herkeside Can üzerinden tarif etmek zorunda kaldım.
Neyse. Ozeti bitirirken daha cok sevdim kitabi. Okumaya değer yinede.
Profile Image for Amira.
42 reviews48 followers
February 10, 2017
Bu 600 səhifəlik "misogynistic" sayıqlama indiyə kimi oxuduğum ən bərbad kitab ola bilər. Niyə sevmədiyimi demək ehtiyacı belə duymuram, amma təkcə bu cümlə belə bəs edər: "Esinti, metresi yüzlerce dolar olan ipek ama yine de erkeksi (!!) perdelerin arasından sızarak Can’ın köşeli, uzun gamzeli, sıradan ama izlenesi yüzüne dokunabilmişti."
Profile Image for Dilge Timocin.
17 reviews21 followers
August 28, 2015
Hayatı ve sistemi hiç sorgulamamış insanların fazlasıyla övdüğü bir kitap. Özge karakterinin darbe güzellemesi rahatsız edici. Onun dışında yazar çok okumuş belli ki. Biraz Ayn Rand'dan kotarmış, araya kişisel gelişim kitaplarından serpiştirmiş, bol bol da "seks satar" sahneler koymuş. Beyaz Dizi kitaplarının birazcık felsefik hali denebilir. Yazım hataları çok, yazar "ne... ne..." kullanımını bilmediği gibi imla hataları gözü tırmalıyor. Bildiğin havuzbaşı çerezi olmuş. Çerez niyetine okunur.
Profile Image for trestitia ⵊⵊⵊ deamorski.
1,539 reviews449 followers
March 11, 2022
spoiler kadar argo ve küfür içerir :)))))


BEN BİLDİM İŞTE GOODY REVİEW'Ü

2022 foto arşivinde bakın ne buldum:
Profile Image for erv.
36 reviews20 followers
January 16, 2018
0 verilse 0 verirdim hayatımda okuduğum en kötü kitap sadece nereye gideceğini görmek için okudum sizlere kitapta olan bazı olaylardan bahsetmek istiyorum.
-Can'ın Duru'ya 1 kere tecavüz etmesi, 1 kere etmeye çalışması.
-Berbat insanlar olan tüm erkek karakterlerin tanrılaştırılması, tanrılaştırma derken gerçekten tanrı deniyor örnek olarak vermiyorum bunu......
-Duru'nun ne zaman sinirlense sevgilisini dövmesi, dövmesinin en büyük sebebi çoğu zaman kızı "sahiplenmemesi."
-Çirkin insanlarla sürekli dalga geçilmesi, ve bunun karakterlerin değil yazarın ağzından yapılması.
-Feminenliğin iğrenç gibi anlatılması, hatta bir kadına topuklu ayakkabı giydiği için küfür ediyordu yine kadın bir karakter, makyajı midesini bulandırıyormuş :D
-Kadın karakterlerin pasif olması, aktif olan herkesin çirkin olmasının özellikle üstüne basa basa söylenmesi, pasifliğin övülmesi.
Cidden daha devam edebilirim bu kadar kötü bir kitap olamaz imla ve yazım kurallarına girmiyorum bile "gidicem, gelicem" şeklindeki yazımlar, hakaret ve tanım olarak sadece "salak" kullanılması, kelime ve betimlemelerin sokak ağzında yazılması... Allahımm gerçekten şu an bunu yazarken harcadığım enerjiye acıyorum ama okurken bunu yazacağım anı bekledim sürekli.. Cidden pdf olarak indirip okuyun ve görün nelerin sevildiğini...
0/5
Profile Image for Ezgi.
46 reviews21 followers
August 10, 2020
Vasat cümleler, kurguyum diye bağıran karakterler, tacizi aşk diye satmaya çalışmalar ve gerçekten irrite edici seksist bir dil. Azra Kohen'in psikoloji alanındaki yetkinliğine laf etme hakkım yok elbette, kitabın akıcılığına da. Başlandığı gün bitecek zaman geçirmelik bi roman olmuş. Lakin etkilendim diyemem, yukarda saydığım sebepler yüzünden genelde rahatsız oldum.
edit: azra kohenin psikoloji alanındaki yetkinliğine de laf etme hakkım varmış, zira kadının DİPLOMASI YOK.
Profile Image for Tuba Yerliyurt.
39 reviews15 followers
November 5, 2014
Kişisel gelişimden ziyade hayatı, varlığını, geçmişi, günü ve geleceği sorgulayan pek çok insanın içten içe bildiği ama unuttuğu ya da bastırdığı farkında olma kavramını tekrar hatırlatma kitabı diyebiliriz. Anlatılmak istenen fikirler psikolog Can Manay, komşusu (ve Can Manay'ın ruhen merkezi) balerin Duru ve sevgilisi Deniz, öğrencisi Bilge, gazeteci Özge, şoförü Ali ve pek çok başka yan karakter üzerinden aktarılıyor.

Yazarı Azra Kohen'in vermek istediği pek çok güzel mesaj var. Bunların bazıları oldukça sarsıcı olabilir durumunuza göre. Bilinç ve bilinçaltı ilişkisi mükemmel tanımlanmış mesela. İnsanın kendi varlığını, varoluşunu, bu varoluşu sahiplenmesini, kendini inkar edebileceği alanın da, başkalaştırmaya çalıştığı alanın da olası sınırlarını bulabilirsiniz. Kendinizi unutup, yaşamaktan ziyade yaşam mücadelesine dönüşen bir boğuşma içerisindeyseniz bir durup nefes alıp "ayna"ya bakabilirsiniz. Daha önce "merak" etmediğiniz şeyleri merak edebilir ya da meraklarınızın anlamsızlığını kavrayabilirsiniz.

Bunların tamamı, yaklaşık 600 sayfalık bu kurgu romanda, birbirinden başka karakterler üzerinden anlatılmış. Oldukça sürükleyici biçimde akan bir kitap. Her karakterin hikayesini ilgiyle ve merakla takip edebilirsiniz.

Ancak 3 yıldız vermemin asıl sebebi bazı olumsuz eleştirilerim olacak. En en en öncelikle, Fi, editörü olan, basımevi olan, pazarlama çalışmaları yapılan bir roman. Böyle bir romanda bu kadar fazla yazım hatası ve dil hatası yapılmış olması, Türkçe'nin romandaki karakterilerin konuşma dilinin de ötesine geçen biçimde hatalı kullanımı okurken beni rahatsız etti. Hak etmek kelimesi bir kere "hakketmek" olarak yazılsa buna gözden kaçan bir hata diyebilirim ama tüm yazımları bu şekilde olunca özensiz demek durumunda kalıyorum. Hakketmek kelimesi sözlükte "Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oymak" anlamı ile geçiyor. Ancak yazarın kullandığı alan "bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak". Bu tip hatalar neredeyse her sayfada var ve benim gibi buna dikkat ediyorsanız bazen sinirden kitabı kapatasınız geliyor. Hikayeyi merak ettiğim için yenik düştüm ve her seferinde kapatamadan okumaya devam ettim ama bu da kitabın olumlu tarafı işte :)

Kitaptaki tüm karakterler ilgi çekici. Özellikle ilk tanıtıldıkları kısımlar okuyucuyu kendisine hemen bağlıyor. Ancak başta çizilen kuvvetli karakterlere rağmen sonuna doğru bu karakterlerin amaçlarının, nedenlerinin, nicelerinin etkisi azalıyor. Karakterler üzerinden anlatılan tüm fikirler çok değerli olsa da belli bir zaman sonra bu fikirlerin doğru karakterler üzerinden anlatılmamaya başladığı gibi bir hisse kapıldım ben. Yani fikirleri aktarabilmek için öylesine bir karakter seçilmeye başlandı sanki bir süre sonra. Bu da karakterden çıkıp yazarın şahsi görüşlerini okumaya başladığım hissi yarattı bende. Madem öyle olacak, o zaman kurgu bir romana gerek yok. Herhangi bir kişisel gelişim kitabı gibi planlanmış bir kitap da pekala yapılabilirdi.

Bazı olaylar ne olduğu belli olmayan, sonuçsuz şekilde bırakıldı. Bu kitabın devamı olan Çi'nin varlığından haberdarım. Ancak yine de seri olacak bir kitap için bile çok havada kalan konular var. Can Manay'ın Eti ile olan bağı gibi. Çi'de bu konulara ne kadar değinilecek bilmiyorum ama ilk kitapta da daha toparlayıcı bir tutum olmalıydı.

Bazı durumlarda anlatım "Beyaz Dizi" kıvamındaydı. Özellikle karakterler arasında bir tutkudan, ya da cinsellikten bahsedilecekse bu anlatım tarzından ötürü gülümseyerek okuduğum yerler oldu.

En eksik bulduğum nokta, daha derin, fikir aktarımı / kurgu oranının daha doyurucu olduğunu varsayarak başlamış olmam kitaba. Ancak kitapta yer alan tüm derin fikirler yazarın internette kolayca bulunabilecek söyleşilerinde mevcut. Bunun için 600 sayfaya gerek var mıydı emin değilim. Buradan yazarın paylaştığı felsefelerin, düşüncelerin değersiz ya da yetersiz olduğu anlamı çıksın istemem çünkü Azra Kohen'in oldukça pozitif ve dolu dolu bir enerjisi olduğunu, anlatacak çok fazla şeyi olduğunu hissediyorum garip bir şekilde. Çi'yi okumayı heyecanla bekliyorum, daha özenli ve daha dolu dolu olacağını umarak.
Profile Image for Burçin.
Author 10 books54 followers
June 23, 2017
dizinin merakıyla kitabı okuyanlardanım ama kurgunun orjinalliğine rağmen fazlasıyla acemice yazılmış bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yazarın tekniği de karakterleri işleyişi de derinliksiz ve acemi. kitaptaki hiçbir duyguyu tam olarak hissedemiyorsunuz ve karakterlerin sözde hissettikleri yazılan duygular havada kalıyor. Kitaptaki imla ve dil hatalarına hiç girmiyorum bile!
Profile Image for aysu.
120 reviews94 followers
October 20, 2016
Başlarda severek okuyordum fakat sonra o kadar sıkıldım ki... Bence çok abartılmış bir kitaptı.
Profile Image for Yıldız.
133 reviews9 followers
October 6, 2015
598 sayfa boyunca yazarın nasıl da zorlama bir şey ortaya koyduğunu takip ettim. tüm o detaylı anlatımın içinde boğuldum. gözüm bozuldu ya. kitaptaki bütün karakterlerin hepsi ciddi psikolojik problemleri olan ama bir o kadar dahi, sürekli filozofi lafları olan karakterler ki.. gerçeklikten kopuyorsun. bütün kitabı, 'bu bir kitap' düşüncesinden kurtulamayarak okudum. bir kitabın içinde kaybolmak, karakterler gerçekmişçesine kaptırmak isterim kendimi. bu kitabı ise sürekli yazarın bu kitabı yazarkenki duygularının ne olduğunu düşünerek okudum. sürekli yazarını düşündüm çok ilginç ya. biraz acımasız oldu tabi. başladığım için okuyup bitirdim. ikinci kitabı okunsun diye çot diye ortada bırakıverilmesine de sırf ikinci kitabı da okunsun hissi yarattığı için eksi puan. serinin diğer kitaplarını okuyup okumayacağıma da kitapların uzunluğuna, zamanımı alıp almamasına göre karar vereceğim. bu kadar. bitti.
Profile Image for Hande Üretürk.
7 reviews2 followers
March 10, 2015
Beğenmedim, ve açıkçası kişisel gelişim konusunda neden övüldüğüne de anlam veremedim.
Profile Image for Ebru.
71 reviews15 followers
November 9, 2015
Yazarın kaç kere "deneyimlemek" kelimesini kullandığını sayamadım, bir de nasıl bir yayınevidir bu boyle ki konuşma dilinde olan yapıcam,gelicem gibi kelimeleri yazarın yazı dilinde kullanmasını hiçbir şekilde düzeltmemişler.
İçi çok boşaltılmış aforizmalarla dolu gereksiz bir kitaptı.
Profile Image for Ece.
27 reviews1 follower
January 19, 2015
Reklamı çok iyi yapıldı, tebrikler. Onun dışında benim zevkime hitap etmiyor, verdiğim paraya üzüldüm.
Profile Image for Freyja (semi-hiatus).
188 reviews3 followers
November 22, 2020
Öncelikle puan vermemdeki tek sebep puanlama ortalamasına dahil olmasını istemem.

%50’de bırakıyorum, çünkü daha fazla tahammülüm kalmadı, hayat böyle çöp bir “şeye” vakit ayırmak için fazla kısa. Ömrümden haddinden fazlasını verdim zaten, yeter.

Resmen beni “okuyamama” durumuna soktu bu saçmalık. Kanser eden cümleler, kanser hücresi karakterler. Delirdim ya okurken, vallahi düşündükçe geriliyorum. Kitabı değil rafımda görmek, adını duyunca bile sinir tepeme geliyor (kadim dostuma sürekli hatırlattığı için teşekkürler). Kitap ne akıyor ne ilgi çekici, LEŞ.

Bu kitabı özetleyecek olursam, kitabın 238. sayfasında güzel bir cümle var ki bu da kitaptaki tek düzgün cümle:

“...Aysun, kendisine pek de ilginç gelmeyen Deniz’in bu entelektüel özentisi konuşmasının üzerine sıkılarak...”

Bütün bir kitap ENTELEKTÜEL ÖZENTİSİ CÜMLELERLE SAÇMA SAPAN FELSEFE YAPTIM SANAN ANDAVALLARLA DOLU! Biri öksürse diğeri onun üstüne kitap yazacak, öyle abartılı cümleler. Hayır felsefi falan da değil, şu “kitap”taki cümlelere felsefi diyen Allah aşkına gitsin adam gibi bir felsefe kitabı okusun, açsın Youtube’da felsefe oturumlarını falan izlesin ya da en basiti Google’a “felsefe nedir” yazıp bir aratsın bu nedir??

Karakterlerin hepsi AŞIRI DERECEDE itici ve yapmacık. İğrençler ya gerçekten, belki çocukça bir cümle ama böyle acayip irrite edici herkes. Hepsi burnu havada, herkeste böyle bir kaprisler bir küstahlıklar, kibirler. Kimsin abi? Kimsiniz cidden? Kıçı kırık bir tv programcısı psikolog (bu kadar kaprisli birinden de nasıl bir yardım umulur bilemiyorum saatine 583774 dolar verip!!), bir tane müzisyen hoca kendini Gandhi falan sanıyor, aptal bir dansçı kız (diziden bildiğim kadarıyla o da yürüyen bir kibir topu zaten), bir tane magazinci aptal bir kadın kendini sektörün tanrıçası sanıyor ama sadece takıntılı bir ruh hastası olduğunun farkında değil falan falan falan. Yanın yanı karakterler bile itici, böyle bir yetenek olamaz, bir tane düzgün adam yok.

Sürekli bir bulunduğu ülkenin her şeyini eleştiri hali, bir aşağılamalar. Ya yürüyün gidin İsviçrenize, Amerikanıza o zaman arkadaş ne tatava yaptın be. Duru aptalı yanlışlıkla ekonomik olarak düşük halli bir mahalleye gidiyor uzaylı görmüş gibi bir haller hareketler, şallarla örtünmeye çalışmalar, insanlardan kaçmalar KİMSİN ABİ SEN MONACO PRENSESİ FALAN MI?? Hayır mı ya bu ne abartı böyle?! Bununla biter mi, HAYIR. Oradaki “garibanlar” da bunu huri falan sanıyor geri kaçınca WTF??????? Ne bu? Siz marjinal, entelektüel cart curt geri kalan da şey mi elbiseli bir kızı BİLE huri zannedebilecek kadar mağaradan çıkma? Mal çünkü herkes, görmemiş cahil, bunlar olağanüstü. Kaymak tabaka bu kitaptaki herkes. Değilse de üst düzey bir zekaya sahip. Olabilecek her konuda üst düzeyler, farklılar, muhteşemler, herkesi eleştirebilecek ermiş noktadalar. Ya bir siktir git ya.

Onun dışında yazar ablamız seksist bir dil kullanma işini tam anlayamamış herhalde. Olabilecek her türlü durumu cinsel örnekler üzerinden anlatacağım diye bu kadar yırtınıldığını erotik bir kitapta bile göremezsiniz, bu fiyaskoya şahit olmak isterseniz sizi şöyle kitabın sayfalarına doğru alalım diyeceğim de paranızı bu kitaba vereceğinize yakın, emin olun daha fazla verim alırsınız. Mesela şey gibi, kağıtların yanabildiğini öğrenirsiniz! Bir de berbat bir imla söz konusu, editörler bile kitabı okumaya tahammül edemedi herhalde. Yazım kuralıdır, noktalama işaretleridir... Ya dur, ne büyük beklentiye girdim durduk yere. Bir de dünyaları isteseydim, pes. Affedersiniz.

Hee, bir de şey var, skpgeoskdkglw tövbe yarabbim. Bu kadar zorlama bel altı bir dilden sonra “sevişmek” yerine “çiftleşmek” demek?? AHCLRPAJDJHŞEPWKDKGL la havle vela. Ulan ne kadar enteresan bir dil kullandın sen öyle, helal be, çiftleşmek demek, ya sabır. Gerzek gerzek tabirler kitabın her yerinde mevcut, aklımda tutmak gibi bir hata yapmadım çok şükür.

Bu kitabı “kişisel gelişim” türü adı altında pazarlamışlar bildiğim kadarıyla. Öncelikle ilgimi çeken bir tür olmamakla birlikte okumuşluğum da yok ama BUNUN ÖYLE BİR ŞEY OLMADIĞI KESİN. İki zorlama cümleyle kişisel gelişim oluyorsa 11 yaşındaki kuzenimin yazacağı herhangi bir şeyin bu kitaptan daha fazla satması gerekir, biz çalışmalara başlayalım.

Şunu basmak için kesilen ağaçlara yazık, sonra da verilen paralara yazık, ayrılan zamana yazık. Bu kitap ve siz arasında olabilecek her şeye YAZIK. Kitaplıkta da görmemek için muhtemelen başka bir yere fırlatıp atacağım, kitaplığımda kaplayacağı yere YAZIK. İyi ki önceden diğer kitapları da almak gibi bir gaflette bulunmamışım, bir kitapla yine ucuz yırttım.

Yazarın kendisi de yalan üzerine kurulu bir tahsille kendini piyasaya sürmüş sanırım, işin pek magazin kısmıyla ilgilenmemekle birlikte, fiyasko üstüne fiyasko şaşırtmıyor.

Zamanında diziyi izliyordum ki (kitabı merak sebebim de bu) dizi de abartılacak bir şey değildi, oyuncu kadrosu dışında onu izlemek de iç karartıcıydı, kitap daha da beter. Abartmıyorum, hayatımda ilk kez bir kitabı geri dönmemek üzere bırakıyorum, ruh sağlığım buradaki vıttırı vızık iki cümleyi okumaya “çalışmaktan” çok daha değerli.

Almayın. Eğer aldıysanız ve amacınız yeni bir intihar yolu aramaksa ancak o zaman okumaya çalışın. İnsanın bu cümlelere maruz kalmaktansa gözlerini oyası, beynini yerinden söküp atası geliyor, o konuda tavsiye ederim.

Kendinizi sevmiyorsanız bu kitap tam da size göre. Ama eğer birazcık da olsa kendinize bir saygınız varsa o kitabı aldığınız gibi geridönüşüme fırlatırsınız. Hem anlık bir stres atmış hem de onu dünyaya daha faydalı bir hale getirmeye vesile olmuş olursunuz. Şahsen ben öyle yapacağım.
Profile Image for Eda.
45 reviews11 followers
October 22, 2014
Beklediğim kadar iyi bir kitap değildi. İnsanların iç dünyalarına daha fazla değineceklerini düşünmüştüm. Ama Deniz haricindeki karakterlerde bu olmadı..Yıllarını psikolojiye vermiş bir adamın sadece bi an gördüğü kişiye olan takıntılı aşkı çok gerçekçi gelmedi.. yan karakterrler çok daha başarılıydı ama.. tüm karakterler nerede nasıl birleşecekler diye merak uyandırdı, sıkılmadan da okutturdu kendisini..
Profile Image for Melisa.
4 reviews
Read
May 27, 2019
ben dizi izledim harika bi dizi gercekten tavsiye de ederim ama gorunuse bakilirsa kitapi pek begenilmemis normalde kitap diziden daha iyi olur ama sanirim kitapi okumamaya karar verdim.
من سربال فی رو نگاه کردم و عالی بود واقعا توصیه میکنم اما با توجه به نظرات از کتاب اصلا خوششون نیومده و نظرم رو عوض کرد ولی برام جالبه که ...معمولا کتاب از سریال بهتر میشه ولی در این مورد عکسه
Profile Image for Muge Bakht.
20 reviews3 followers
January 18, 2015
kitabin vaat ettiği ve verdiği şeyler birbirinden çok farklı. ilk sayfada yazanları kitapta bulamadım. sürekliyici bir roman da olamadi..
Profile Image for ŞimalY.
13 reviews6 followers
April 1, 2017
yazım ve mantık hatalarıyla dolu, cinsellik dışında birşey anlatmayan bir kitap. gördüğü aşırı ilgi gereksiz geldi
Profile Image for The Reading's Love Blog.
1,340 reviews186 followers
December 16, 2019
RECENSIONE QUI: https://thereadingslove.blogspot.com/...

Ho sempre adorato i thriller psicologici che scavano nella mente umana, che ci spingono a porci delle domande così semplici da rivolgere ma così difficili da rispondere. Solo i più appassionati come me posso riuscire ad amare questo genere particolare e a non limitarsi solo a leggere ma anche ad osservare ogni dettaglio, a sentire e a vivere ogni particolare. Sappiamo che molte persone mettono in discussione la vita, l’esistenza, la storia e il futuro. E Can Manay è uno di questi. Conosciamo sin da subito Can, uno psicologo che anela alla perfezione, la bellezza matematica, che insegue l’equilibrio, le forme e l’armonia di esse. È un concetto davvero difficile da capire ma sono affascinata da persone come Can che dimostrano di avere un’intelligenza quasi sovraumana. Can rappresenta la complessità dell’animo umano, è intrigante vedere la sua ricerca della perfezione, il suo porsi costantemente delle domande a cui vuole assolutamente dare una risposta. L’autrice Azra Cohen ha creato un personaggio complesso che esplora la perfezione tra la coscienza e il subconscio, la ricerca di se stessi, l’esistenza. In questo romanzo dimenticate di essere voi stessi perché vi chiederete cose che non vi siete mai chiesti e la curiosità di rispondere a tutte le domande diventerà il vostro unico obiettivo. Vediamo come la vita di Can si incrocia con quella di Duru, una bellissima ballerina che lui vede per caso e di cui rimane subito attratto perché per lui rappresenta la perfezione e ciò che è perfezione deve necessariamente essere suo. Alle loro vite si intrecciano anche quelle di altri dodici personaggi, ognuno dei quali esplora le fragilità, le ossessioni, le paure, i segreti e i desideri più nascosti dell’anima. Tutti loro sono affascinanti perché possiamo immedesimarci in loro, scoprire a chi assomigliamo di più, chi ci rappresenta meglio. Questo romanzo non è solo psicologico ma è anche un romanzo corale, narrato da tutti i personaggi, che esamina l’arte in ogni forma, la musica, la danza, la sessualità, l’armonia di tutto ciò che ci circonda. L’autrice con il suo stile fluido e quasi magnetico ci catapulta in una storia intrigante in ogni sua forma, ci calamita ad ogni pagina nonostante l’iniziale lentezza della storia che poi prende ritmo. Quali sono i limiti dell’uomo? Attraverso questo romanzo scopriamo che un essere umano può acquisire conoscenza, confrontarsi con se stesso ed esplorare l’individualità. I personaggi sono meticolosamente realizzati e i messaggi che trasmettono devono essere letti tra le righe. L’autore quindi ha scelto di trasmettere ogni messaggio attraverso i personaggi che ha creato: la bellezza di Duru, la passione di Manay, l’intelligenza e la semplicità di Sage, la perseveranza di Libby.

CONTINUA SUL NOSTRO BLOG. VENITE A TROVARCI
https://thereadingslove.blogspot.com/
Profile Image for Mehtap exotiquetv.
487 reviews259 followers
September 14, 2021
Das Buch hatte ich mir gekauft, nachdem ich die verfilmte Version auf Netflix geschaut hatte. Ich empfand die Dialoge, die filmische Atmosphäre sehr packend und hatte eine sehr große Erwartung, die merkwürdigerweise das Buch nicht erfüllt hat.
Im Gegensatz zur Serie war das Buch "Phi" ein Konversationsroman. Wenig Aktion, mehr Dialoge. Es geht um einen erfolgreichen Psychologen, der mental krank ist und der stalking ähnliche Züge entwickelt, nachdem er sich in seine zukünftige Nachbarin Duru "verknallt". Er ist sofort obsessiv und macht manipulative Dinge, um in ihr Leben zu dringen und sie davon zu überzeugen, dass er der richtige Mann ist. Das Buch hat mich deshalb enttäuscht weil mir die künstlerische und die philosophischen Elemente gefehlt haben, die in der Serie so gut aufgearbeitet worden sind. Natürlich sollte man eine filmische Darstellung niemals mit den Inhalten eines Buches vergleichen aber in diesem Fall fehlt genau das, was die Serie so besonders gemacht hat. On top gleicht das Buch an vielen Punkten eher einem billigen Erotikroman als einen Thriller mit psychologisch wertvollen Einblicken in die Psyche des Menschen.
Gerade hier hätte ein neutraler Beobachter das Geschehen kommentieren können und dem Buch die nötige Tiefe zu geben, die der Leser kritisch beobachten könnte. Nun ja. Man mag es kaum glauben. 1:0 für die verfilmte Version.
Profile Image for Elçin Çağlar.
2 reviews1 follower
April 4, 2015
Uzun zamandır bir solukta bitirdiğim tek kitap! Çok iyi geldi.
Profile Image for PRoMete.
47 reviews17 followers
September 6, 2017
Müasir ədəbiyyatın Türk ədəbiyyatına yaxşı təsirlərindəndir bu kitab.
Displaying 1 - 30 of 244 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.