Dostoyevski’yle sohbet etmeyi kim istemez? Shakespeare’e akıl danışmayı, Fârâbî’yle tanışmayı, Nietzsche’ye sorular sormayı? Derde Deva Randevu, imkansızı başarıyor. Okuru, zamanda edebî bir yolculuğa çıkarıyor. *** Kitapta, romancı Murat Menteş’in 11 yazarla yaptığı hayalî söyleşiler yer alıyor: Fârâbî Shakespeare Dostoyevski Hacı Bektaş-ı Veli Nietzsche Hüseyin Rahmi Agatha Christie Neşet Ertaş Kurt Vonnegut Orhan Veli ve Bukowski.
Onlara sorular yöneltiyor Menteş. Cevaplar ise yazarların eserlerinden geliyor. *** Hakan Karataş’ın sahne sahne çizdiği bu söyleşiler, büsbütün canlılık arzediyor. Hüseyin Rahmi’yi Heybeliada’da, Dostoyevski’yi St. Petersburg’da, Orhan Veli’yi Boğaziçi’nde görüyorsunuz. *** İlginç bilgiler ve şaşırtıcı detaylarla yüklü, adeta sihirli bir kitap Derde Deva Randevu. Tecrübeli okura hatırlatmalarda bulunuyor, keşifler yapma imkânı sunuyor. Yeni okurlara ise yazarları ve eserlerini ana hatlarıyla takdim ediyor. *** Derde Deva Randevu’da diyalog şeklinde kurgulanan metinler, yazarlarla ‘yakınlık’ duygusu veriyor. Soru - cevaplarla ilerleyen kitap yazarların düşüncelerinin nedenlerini anlamayı sağlıyor. Şaşırtıcı, eğlenceli ve etkileyici bir kitap. Öğrenciler ve ömür boyu öğrenmeye devam edenler için ideal…
Zincirleme beyin fırtınası!
Derde Deva Randevu enteresan, matrak ve bilgi dolu.
İstanbul'da doğdu. Bisiklet tamiriyle uğraştı, ufak tefek sihirbazlık numaraları öğrendi ve amatör olarak boksla ilgilendi. Yediği yumruklar dayanılmaz bir raddeye gelince, ringlere veda edip şiir yazmaya koyuldu. Dergilerde, yayınevlerinde, gazetelerde çalıştı. Kaosa Mütevazı Bir Katkı'da [2001, Şûle Yayınları] medyanın bozucu ve yıkıcı tesirlerini konu etti; Aynalı Barikatlar'da [2003, Şûle Yayınları] ise terörün gündelik hayatlarımıza sindiğini öne sürdü.
Şiir yazmaya lise 1. sınıfta başladı. Şiirleri; Yedi İklim, Şehrengiz, Dergâh, Atlılar'da yer aldı. İlk kitabı Kuzgun'un Gölgesi [Şiir, Yedi İklim Yayınları] 1996'nın son günlerinde yayınlandı. İletişim Yayınları'ndan çıkan Dublörün Dilemması[2005] ve Korkma Ben Varım[2009] adlı romanları büyük ilgi gördü. Garanti Karantina [2010] ise Sel Yayıncılık tarafından neşredildi.
Menteş, Gerçek Hayat dergisinin Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptı. Halen Star Gazetesi için röportajlar yapıyor. Evlidir. İsmet Latif ve Kaan Cahit, Menteş'in ikiz oğullarının adlarıdır. Son Menteş ise Ruşen Ali diye tanınır.
“Bugün bizler erdem ile mutluluğun birarada olması gerektiğini biliyoruz. Gene de mutsuzuz. Nerede hata yapıyoruz?
Cahillerle aynı hedeflere koşuyorsunuz. Tutum ve davranışlarınızı, cahilane pratiklikteki kolaycılıktan kurtaramıyorsunuz. Filozof mertebesine ulaşmayı hedeflemiyorsunuz. İtibari, şerefi, şöhreti, parayı, onurdan üstün tutan anlayışsızlık ve yüzeyselliğe ayak uyduruyorsunuz. Bildiklerinizi bir yaşam projesini gerçekleştirmede kullanmalısınız. Aksi takdirde bilgi, hayali bir niteliğe bürünür... Hayallerinizi gerçekleştirdiğinizi zannediyorsunuz fakat yaptığınız şey arzu ve heveslerinize kavuşmaktan ibaret.”
Uzun bir yeniden okunacaklar listem var ama ilk kez bir kitabı yakın zamanda yeniden okumaya karar verdim. Derde Deva Randevu tanıdığımı sandığım yazarları aslında hiç de tanımaya çalışmadığımı fark ettirdi. Pek çok romanını okumama rağmen Agatha Christie’nin nasıl bir kadın olduğunu pek düşünmemişim. Fârâbî ne diyor çok da merak etmemişim, ne kötü. Orhan Veli’yi sadece donuk fotoğraflarındaki yüz ve aynı yüzün illüstrasyonları olarak canlandırabiliyormuşum. Murat Menteş yazarların özünü bırakmış kitaba, konsantre halde koymuş önümüze buyrun çoğaltın diye. Hakan Karataş’ın seyrine doyulmayan çizimleriyle yazarlar ete kemiğe bürünmüş, dertlerini çok alışık olduğumuz bir dille anlatıyorlar, sinema diliyle. (Dostoyevski’nin girişinde çıta arşa çıkmış) Antika Titanik gibi bir soundtrack gelir mi acaba? Cep telefonuyla çok haşır neşir olduğum şu dönemde kitap beni sarstı. Okunacak güzel şeyler olduğunu, güzel çizgiyi kağıt üzerinde seyretmenin tadını hatırlattı. Format çok heyecan verici ve motive edici, içerik zaten tam bir kelime festivali tam bir görsel şölen. İkinci kitaba kadar bunu sindirmek lazım. Kadın yazarların çoğu ikinci kitaba kalmış sanırım, o yüzden o daha da güzel gelebilir.
Birkaç saat içinde bitiverdi. Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Farklı bir kafada 😃 Kimin aklına gelir ki yıllar yıllar önce yaşayan ve yaşadıkları döneme imza atan 11 üstadı bir araya getirip yazdıkları kitaplardan , düşünce tarzlarından, yaşam şekillerinden feyz alarak hayali sohbetler etmek. Herkesin sevebileceği bir yazar değil, onu da dipnot düşmek lazım 😉
Agatha Christie ile sohbeti en sevdiğim sohbetti. Bir de canım Neşet Ertaş ♥️ Her daim gönlümde torpillidir zaten…
Değişik bir tecrübe yaşamak istiyorsanız bu kitabı hemen alın ve yavaşça, içselleştirerek tüketin. Her yazar bahsinde başka bir konuda kendimi sorgularken buldum. Renkli kalemlerinizi hazırlayın, zira bolca altı çizilecek yer var :)
Murat Menteş en sevdiğim yazarlardan biri. Yazardan ilk olarak Ruhi Mücerret’i okumuştum. O kitabı okurken aldığım zevk hâlâ aklımda. Yazarın kalemine hayran olmuştum ve daha kitabını bitirmeden bütün kitaplarını okumak istediğime karar vermiştim.
Benim yazarı bu kadar sevmem sizi yanıltmasın, yazarı hiç sevmeyenler de var. Hatta sevmeyenler arasında birkaç yakın arkadaşım da var. Benim bayıldığım Ruhi Mücerret’i okurken çok sıkıldığını ve kitabı bitiremeyip yarım bıraktığını söylemişti bir arkadaşım. Daha sonra birkaç kişiden daha yazarın kitabını yarım bıraktıklarını duydum. Kısacası Murat Menteş orta yollu, herkese hitap eden bir yazar değil. Ya çok sever hayranı olursunuz ya da çok sıkılır yarım bırakırsınız. Ben bir yazar hakkında karar verirken en az iki kitabının okunması gerektiğini düşünürüm ama bu genelleme Murat Menteş için geçerli değil. Yazarın o kadar özgün bir kalemi var ki bir kitabıyla bile onu tanıyabilirsiniz. Bu yüzden eğer sevmezseniz diğer kitaplarıyla zaman kaybetmeyin derim.
Yazardan okuduğum son kitap bir roman değil, röportaj şeklinde yazılmış bir çizgi-roman. Üstelik bunlar gerçek röportajlar da değil. Yazar, sevdiği isimlerle hayali röportajlar yapmış. Orhan Veli’den, Dostoyevski’ye Shakespeare’den Neşet Ertaş’a kadar birbirinden ünlü on bir isim. Bu isimlerin verdiği cevaplarda onların eserlerini ya da sözlerini kullandığı için hepsi hakkında az ok bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Birbirinden farklı on bir ünlüyü gerçekten konuşmuşlar gibi göstermek yetenek işi. Ben kitabı severek okudum ve tabii ki birçok cümlenin altını çizdim.
Yazının başlığında “1” dememden anlayabileceğiniz gibi kitabın ikincisi de var. Konsept aynı, röportaj yapılan isimler değişiyor. O kitabını da okumak istiyorum.
Yazarın okuduğum dört kitabı, Derde Deva Randevu roman olmadığı için onu sıralamaya dâhil etmedim, benim için şu şekilde sıralanıyor:
Bu ikilinin kimyası bana kalırsa harika tutmuş. İyi bir yazar ve iyi bir çizer, güzel bir fikirde buluşunca demek ortaya böyle harika işler çıkabiliyor.
Kitap temelde, rahmetli yazarları Murat Menteş'in ziyaret etmesi ve aralarında geçen sohbetleri anlatıyor. Sohbetler hayali olsa da, konuşmaların büyük çoğunluğu gerçekten o yazara ait. Sırf bu sebeple bile iyi bir derleme olmuş bana kalırsa. Harika aforizmalar içeriyor kitap.
Dediğim gibi, ben bu kitabı bağımsız bir eser olarak değil de, güzel bir konseptte toplanmış hoş bir derleme olarak görüyorum. Bu sebeple okurken çok iyi vakit geçirdim.
Kitaba dair iki eleştirim var: birincisi çizgi roman olarak tasarlanan kısımları o kadar harika ki, kitabın tamamı bu şekilde yapılsaydı gözüm kapalı tam puan verirdim. O güzel konsept, çizimsiz düz soru cevaba dönünce bence kitap tempo kaybediyor.
Bir diğeri ise, Murat Menteş ile yazarlar arasında yazılmaya çalışılan diyalogların doğallıktan uzak olması. Ama bu tam bir eleştiri değil, çünkü yazarın da yapacağı pek bir şey yok. Bu kadar oluyormuş yani, okuyacak arkadaşlar böyle bir beklentiye girmesin. :)
Özetle, güzel ve benzersiz bir çalışma olmuş. Ben keyifle okudum. İsmi geçen yazarlara ilgisi olan kimseler kaçırmasın. Harika çizimler eşliğinde keyifli sohbetler sizi bekliyor. :)
Menteş anlattı Karataş izletti, kurgu felsefi sohbet derinleşti. Güzel göndermeler var: Menteş yine yapmış sporunu. Dostoyevski bölümünde Raskolnikov baştasıyla köşede beliriyor, Menteş muhabbette kendini “Kumarbaz” Aleksey diye tanıtıyor…Bunlar en belirgin olanları.
Takdim kısmında “Hafife Alma” karakteri ile karşılaşıyoruz. Belki sonraki kitaplarında yeniden karşımıza çıkacak, belki de çoktan var olmuştur.
Derde Deva Randevu, 11 yazar ve şair ( Dostoyevski, Nietzeche, Orhan Veli, Neşet Ertaş...) ile söyleşi şeklinde yazın dünyalarına yonelik pratik bilgi vermektedir. Yazarların hayata bakış açıları fazla basite indirgenerek verilmeye çalışılmasnı kitabın olumsuz yanı olarak belirtebilirim.
Murat Menteş üzerinde detaylı düşünmemiz gereken 11 yazarın özünü bırakmış kitaba, konsantre halde koymuş önümüze buyrun çoğaltın diye. Hakan Karataş’ın seyrine doyulmayan çizimlerine ne demeli peki. Her detay üzerinde itina ile durulmalı...
"...Aceleye mahal yok. Tekerleği, icat eden adamın elinden kapıp uçağa takamayız..."
Diyaloglar belki biraz daha uzun olabilirmiş. Çizgiler ve kurgu çok kaliteli. Çizgi roman havasında ve bir çeşit özlü söz derlemesi havası taşıyor. İkincisiyle devam etmeyi düşünüyorum hemen.
Kitabını takdim ederken, "Gene de okurun önünde iki yol bulunduğunu söyleyebiliriz: 1)Kendi kanaatlerini pekistirecek türde eserler okumak.Yani volta atmak veya yerinde saymak. 2) Başka başka dusuncelere açılmak suretiyle,kendini yenilemeye yönelmek;farkli ve mümkünse daha iyi birine dönüşme umuduyla ilerlemek.İşin aslı ,okumak fikirlerimizi riske atmaktir." diyor Murat Menteş. Cok keyif alarak okuduğum bu kitabi ve daha once okuduğum diger kitaplariyla, daha iyi birine dönüşmemde katkisi olduğu kesin.
Cümle cümle ele aldığımız vakit hoş bir kitap. Fikir olarak da gayet iyi. Fakat uygulama olarak kötü olduğu kanaatindeyim. Diyaloglar gerçekten uzak, plastik kalmış. Sürekli şu şudur diyen ve kendinden çok emin cümleler kuruyor buradaki yazarlar. Ama bir kişi gerçekten çok bilmiş olsa bile "bence böyle" ya da "ne bileyim, umrumda değil" gibi cümleler kurabilir. Tüm yazarların cümlelerini yazanın tek kişi olduğu hissediliyor. Gerçekten biriyle sohbet etmiş hissi yaşamadım. "İyi çok şükür sen nasılsın, çay söyleyeyim mi, al yak bir tane" gibi basit, gündelik cümleler ile gerçeğe yaklaşılabilirdi.
İçerikteki fikir Gog adlı kitabı hatırlattı bana. Çizimler oldukça güzel; ama o kıvrak, rengarenk Murat Menteş üslubunun tadını alamadım. Mantar gibi türeyen ve bana hiç hitap etmeyen aforizma kitaplarından birini okumuş gibiyim. Yeni bir şey öğrenmiş gibi de hissetmiyorum, eğlenemedim de; önceki kitaplarıyla çıtayı gözümde o kadar yükseltmiş ki Menteş, kendi kendine çelme takmış gibi oldu bence.
İnsanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince dert ediyorlar.Bukowski
Toplum geri zekalıları hararetle savunan geri zekalılarla dolu. Dünya geri zekalıların cenneti. Ne var ki onlarla yaşamak zorundayız. "Nefret ettiğin insanla iyi geçinme çabasını siz medeniyet diyorsunuz, ben sahtekarlık diyorum o yüzden pek anlaşamıyoruz." "Hayat öyle lanet bir şey ki; sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, konuştuğunda ise susmadığın için kahreder." Charles Bukowski
Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar Ve yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar Ve bu yüzden düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik, Sarılsak yanarız deyip aşkı hep uzaktan sevdik. Bukowski
Hangi çiçek, diğerini 'sarı açtı' diye ayıplar? Hangi kuş, farklı ötünce diğerine yasak koyar? Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar. Ah insanlar! herşeyi bulup kendini bulamayanlar... Bukowski
Kim bilir?.. Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki de.Bukowski
Gölgeye girenin, gölgesi olmaz. Neşet Ertaş
"Savaş, milyonerlerin milyarder olabilmesi için beş parasızların birbirini öldürmesidir." Vonnegut
Genellikle insanlar anlamadan sever, bilmeden hınçlanırlar.Shakespeare
Adın ne kıymeti var? Gülün adı değişse Koku yaymaz mı gene, tam aynı güzellikte?Shakespeare
+Dönüp baktığınızda yaşadığınız hayattan memnun musunuz? -Pek sayılmaz, ömrüm boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.Nietzsche
-Merak ediyorum… Şu hayatta sizi ne şaşırtır? +Elini kana bulamış kimselerin dua etmesi… Bu beni hep şaşırtmıştır.Dostoyevski
Bir insanı kötülemek kolay, anlamak zordur. Dostoyevski
Dindarların temiz ruhlu olanları, tabiata bakar ve tabiatın tabii olmadığı fikrine varırlar. İradi olarak dünyevi ve tabii varlığımızı ortadan kaldırmamız gerektiğini düşünürler. Böylelikle, öte dünyadaki mükemmel hayata hazır hale geleceğimiz kanaatindedirler. Bu görüşler, cahilcedir.Fârâbi
indarların dış görünüşü, dünya nimetlerini arzulamadığı izlenimi uyandırır. Bu sayede itibar kazanır ve dünya nimetlerinden yararlandırılır. Görünüşünden hareketle kendini üstün gördüğü gibi, birçokları da ona yüksek bir paye verir. Ondan şüphelenilmez, ona karşı tedbir alınmaz, ondan korkulmaz,onunla mücadeleye girişilmez.Fârâbi
Budalalar dünyevi şeyleri zahmetle elde eder, hasetle muhafaza eder ve böylece kendilerini heder ederler.Hacı Bektaş-i Veli
Eğer bir insan, hem çalışkan hem akıllı ise takdir et; çalışkan fakat akıllı değilse dikkat et; akıllı fakat tembel ise ikaz et; hem akılsız hem tembel ise terk et. Hacı Bektaş-ı Veli
This entire review has been hidden because of spoilers.
Kitabı elime alırken beklentim o kadar düşüktü ki okumasam da olur diyerek satın aldım. 1-2 saatte bitirip, bu kadar çok not almayı beklemiyordum. Ben epey sevdim, niyetini de şeklini de, yazımını da... Şiddetle tavsiye ederim. Hacı Bektaş-ı Veli bölümü en sevdiğim bölüm oldu. Kitabın sonunda ikinci cildinin olacağını öğrenmem de “kitap bitimi sevincim” oldu. Murat Menteş dili agresif ve ustaca kullanan bir yazar. Kimi zaman aşırıya kaçan söylemleri olsa da ben kitaplarını okurken de hep keyif almıştım. Yazara yeni başlıyorsanız da bu kitabı tercih edebilir ya da Dublörün Dilemması isimli kitabından sonra kendinize bu kitabı ödül olarak verebilirsiniz.
Uzun zamandır edebi bir eserden bu kadar etkilenmemiştim! Teşekkürü bir borç bilirim.
Cosmos belgesindeki abimiz gibi bir kapsüle atlıyoruz ve Evliya Celebiyi kıskandıran bir seyahate başlıyoruz. Sürücü mahalinda sevgili yazarımız Murat Menteş. Yalniz siz arkada sessiz sedasız oturmak zorundasınız. Allah'ım ne zaman çıkacak su teknoloji, kitabın yazarına anında ulaşabilmek ve takıldığımız konularla sohbet etme ihtiyacı. Bu çok önemli, bunu hemen yapmaları lazım.
Bu kitabı, koskaca bir akşam yemeğine benzetirsek, bir hap boyutuna indirgedigimizi düşünelim. Bircok fikir aninda cebinizde. Genel kültür seviyinizede büyük katkılar saglar.
Bu kitap benim içimde ayrı bir yer edindi. İlk kitap okumaya başladığım anda Ivan Turgenev'in babalar ve oğullar kitabı vardı elimde ve o andan beridir aklımın bir köşesinde hep bu kitaptaki gibi geçmişe gidip bu insanlarla konuşma fikri vardı. Kitabı ilk alırken biraz çok kitabi olmasından korkmuştum açıkçası ama okumaya başlayınca dosthane bir havada geçiyor olması bir anda canınızı alacak şeyleri ve dahası bildiğinizi sandığınız şeyleri bak sen bilmiyorsun aslında böyle diye ufaktan kafanıza vuruyor. Ez cümle Haddini aşan zıddına düşer :) keyifli okumalar
Müteveffa Yazarlarla Söyleşiler’de on bir kişiyi ustalıkla seçmiş Murat Menteş. Hangi birini saysam bilemediğim çok güzel diyaloglar kurulmuş üstelik bunlar o sanatçıların hayatları boyunca nutuklarında, şiirlerinde ve türkülerinde, kitaplarında söyledikleri en can alıcı sözler olmuş. Eserlerin mahiyetini takdire şayan mesellerle anlatmış. Kesinlikle fahri sanatçıların ömrü payelerini açıkça ortaya koymuş. Tam puanı hak ediyor. İyi ki de ikinci kitabı da çıkmış diyorum.
Arka kapağında yazan, "enteresan matrak ve bilgi dolu" cümlesinin hakkını veriyor. Kitaba renk katan çizimleri çok hoşuma gitti ve bu çizimler ayrıca kitaba bir akıcılık katmış. Yazarın, yazarlara yönelttiği sorulara eserlerinden verdiği cevaplar, kitabı farklı bir boyuta taşımış. Emeği geçenlerin ellerine sağlık. Ben de bu kitaptan, yazarların sözlerinden alıntıladığım bazı cümleleri kendi blog sayfamda yer verdim. ismailhakkiaydin.com/derde-deva-rande...
Enfes bir tasarimi var kitabin, eski pulp bilim kurgu dergileri gibi. Cok guzel kotarilmis; genel olarak mizanpaj harika; cizimlerle metin birbirine muthis yedirilmis. Konseptte cok guzel, dusunurlerle, yazarlarla farazi sohbet cesur bir fikir. Metin kismini daha az tatmin edici bulsamda, genel olarak cok guzel bir kitap, sonraki sayilara da bakacagim.
Geç de olsa iyi ki keşfettim dediğim yazarlardan oldu Murat Menteş. Okuduğum üçüncü kitabı ve hepsi birbirinden güzel. Özellikle bu serinin ilk kitabına bayıldım. Diğerlerini de aynı heyecanla okuyacağım.
11 üstatla hayali söyleşi gerçekleştiren Menteş, hem güldürüyor, hem düşündürüyor, hem de okurlarına felsefeyi öğretiyor. Her derde deva gerçekten 👍🏾
Defalarca kez okunabilecek bir kitap. Felsefeci, tarihçi, insanlığa bir şeyler katmış yerli ve yabancı insanlarla yazar röportaj yaparak günümüzdeki Türkiye'deki hayatı karşılıklı yorumluyor. Karikatürler de oldukça renk katmış
-İki kişi, nadiren aynı şeyi görür. -Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin. Yorma kendini. Bırak, hayatına eşlik etmek isteyen kişi seninle gelsin. -Size zamanını ayırmayan birine asla kendinizi harcatmayın. -Ömrüm boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.
Yine Murat Menteş'in farklı hayal dünyası. Çizgi roman tarzında olan bu kitapta yazar zaman makinesi bulmuş gibi bazı zamanlara seyahat ederek, o devrin bazı yazar, düşünün ve sanatçılarına merak ettiği bazı sorular sorar. Okur olarak ben de en az yazar kadar seyahat etmiş oldum
Farabi'den Shakespeare'e, Neşet Ertaş'tan Bukowski'ye tam 11 üstadın dünyasına adım atış yolculuğu. Murat Menteş bazı kısımlarda yazarlara zihin açıcı sorular soruyor, bazı kısımlarda ise karikatürlerle soruların cevaplarını bulduruyor. Her birinde ayrı yan, ayrı dünya, mizah ve çizgi yan yana.