Paperback. 13,50 / 19,50 cm. In Turkish. 168 p. Ünlü Sümerologumuz Muazzez Ilmeyi Çig, simdi de Orta Asya kökenli Tufan efsanesinin izini sürüyor. Tufan konusu, simdiye kadar birçok kez ve birkaç açidan islenmis olmasina ragmen, Çig konuya, bugüne kadar hiç islenmemis bir açidan yaklasiyor. Türklerin Anadolu'ya binlerce yil önce geldigi tezinden hareket eden yazar, Türklerin Tufan efsanesiyle, Sümerlilerin Tufan destani arasindaki baglantilari arastiriyor. Bunun için Çig, Asya ve Orta Asya tarihinin derinliklerine daliyor ve Türkmenlerin, Altay Türklerinin, Kazaklarin, Azerilerin, Farslilarin ve Hintlilerin Tufan efsanelerini Sümer'deki efsaneyle karsilastirarak inceliyor. Ayrica yazar, hem Mezopotamya kaynakli olan hem de Tevrat ve Kur'an'daki Tufan efsanelerini Sümerlilerinkiyle karsilastiriyor. Yazar kitabinda Tufan felaketinin hangi cografyada oldugu sorununu da tartisiyor ve kendi tezlerini açikliyor.
Het is een boek over Sumer de mensen die het schrift hebben gevonden. Het verhaal gaat over de grote overstroming die op de gevonden tablets worden verteld. De grote overstroming komt ook voor in de heilige boeken van de grootste godsdiensten. De schrijver is een Turkse professor en wilt bewijzen dat er overeenkomsten zijn tussen Turken en Sumer. De overeenkomsten hebben betrekking op de verhalen, taal en gewoontes. Ze bewijst dat met de gevonden voorwerpen en de verhalen op de tablets en de verhalen die worden verteld in de Turkse historie. Dit zijn meestal epische verhalen. Als voorbeeld kunnen we Gilgamesh/Bilgamesh nemen. Het is de eerste epos die op de gevonden tablets zijn geschreven. Gilgamesh betekent de mand die alles weet, alleswetende man. Ze spreken die naam ook als Bilgamesh uit. Bil betekent in het Turks weten.
Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ, son yapılan çalışmalar (jeolojik veriler, arkeolojik buluntular, Asya yerel "Tufan" efsaneleri, destanlar, efsaneler, dil karşılaştırmaları ve yer adları) ışığında Sumerlilerin ana vatanı, dillerinin Türkçeyle ilişkisi, Tufan'ın yeri ve zamanı hakkındaki görüşlerini ortaya koymuş. Farklı kaynaklar üzerinden değerlendirmeler, eleştiriler yapmış. Daha derin incelemeler için kaynak önerilerinde bulunmuş ve araştırılması faydalı olacak konulardan bahsetmiş. Ben oldukça doyurucu buldum. Görüşleri, belgelere dayandırdığı kadarıyla akla yatkın ama konuyla ilgili kendi kitaplarına da birçok kez atıfta bulunduğu için son tahlilde onları da okumak gerekiyor. Tavsiye ederim. =)
Sümerlerin tarihi, Orta Asya ve Türkler ile olan bağlantıları, Tufan destanı ve farklı uygarlıklardaki yankıları anlatıları, birbirleriyle uyuşan yönlerini geniş bir perspektiften ele aldığı doyurucu bir kaynak kitap olmuş, Düşündüklerini, bugüne kadar bulunan veriler ışığında kaynaklarını göstererek anlatmış, Kitabın sonunda özet kısmını da dahil edince tekrara düşen anlatılar var fakat rahatsız etmiyor, Sümer dili ile Türkçenin aynı aileden olduğunu hatta Sümercenin Türkçe'den köken aldığını düşündüğünü, farklı Sümerologların da benzer paylaşımlarının olduğunu yazmış, Ölümsüzlüğü arayan Gılgamış'ın Sümerler'in geldiklerini düşündüğü Orta Asya'da bir şehirde Tufan hikayesini dinlemesi ve bunların kil tabletlerde binlerce yıl korunması gerçekten harika, Ellerine sağlık hocamızın
Anlatımı biraz karmaşık, bilimsel sayılmaz, ama amaç akıldakileri yok olmadan yazıya dökmek. Eserin sonundaki özet kısmı ise oldukça akıcı.. Kaynakçası ve merak oluşturması bile kitabın amacına ulaştığının kanıtı.. Atatürk'ün emaneti Muazzez hanımı'ın kıymetini bilmeliyiz.