Jump to ratings and reviews
Rate this book

Devran

Rate this book
Toz duman kenarlardan, taşradan ve kuytulardan, memleketten yoksulluk halleri. Utananlar, üzülenler, âşıklar, yevmiyeciler, küçük kasabalar, hazin ve uzakta kalan hayatlar.

Devran, inatçı neşesiyle geçip giden zamanın çarpıklığını anlatıyor. Umut umut, cümle cümle… Evvela mahsus selam ediyor doğan güne.

Selahattin Demirtaş, yaralıların, umarsızların, kalbi hızla çarpanların hikâyecisi. Sofrasında konuk ağırlayan, durup durup konuşan…

Doksanların başı, ziraat fakültesini yeni bitirmişim, iş güç yok henüz. Günün çoğunu evde iş projeleri ve gelecek planlarıyla geçiriyorum. Dile kolay, her gün elli tane iş kuruyorum kafamda. Hemen para kazanmaya başlamam lazım diyorum. Acayip zengin olasım gelmiş, yerimde duramıyorum. Fakirlik içinde büyümüşüz, fakir fakir okuyup üniversiteyi de bitirmişiz. Ama her şeyin bir sonu olduğuna göre fakirliğin de bir sonu var değil mi?

138 pages, Paperback

First published April 1, 2019

20 people are currently reading
530 people want to read

About the author

Selahattin Demirtaş

10 books223 followers
Selahattin Demirtaş is a Zaza Kurdish politician who is co-leader of the left-wing pro-Kurdish Peoples' Democratic Party (HDP), serving alongside Figen Yüksekdağ. Demirtaş was the presidential candidate of the HDP in the 2014 election, coming in 3rd place with 9.77% of the vote.

Selahattin Demirtaş was born in a Zaza-speaking family in Elazığ in 1973 where he completed both his primary and secondary education.

Upon graduation from secondary school, he took the university entrance exam and started his college education in Dokuz Eylül University in the department of Maritime Commerce and Management where he would face political problems that would force him to leave school without finishing his degree. He returned to Diyarbakır and retook the university entrance exam, after which he enrolled at Ankara University Law Faculty. After college, Demirtaş worked as a freelance lawyer for a time before becoming a member of the executive committee of the Diyarbakır Branch of the Human Rights Association (IHD). The IHD Chair at the time was Osman Baydemir who was elected as the mayor of Diyarbakır in the following local election and Demirtaş replaced him as the chair of the IHD Diyarbakır. During his term as chair, the association focused heavily on the increasing unsolved political murders in Turkey. Demirtaş is among the founding members of the Turkish Human Rights Association (TIHV) and the Diyarbakır post of Amnesty International.

Demirtaş started his political career as a member of the Democratic Society Party (DTP) in 2007 at which time he stood as one of the ‘Thousand Hope Candidates’ for the DTP and several other democratic organizations in Turkey. He was elected to the 23rd Parliament and became the Parliamentary Chief Officer for the party at the age of 34.

The DTP was closed down by a Supreme Court order in 2009 and the DTP MPs moved to the Peace and Democracy Party (BDP). The BDP held its first congress in 2010 and elected Selahattin Demirtaş and Gültan Kışanak as its new co-chairs. Demirtaş contested the 2011 elections as part of the joint ‘Labor, Democracy and Freedom’ list endorsed by the BDP and 18 different democratic political organizations, this time from Hakkari. He was re-elected to the 24th parliament.

Demirtaş was the co-chair of BDP during the period when the peace process and negotiations kick-started in Turkey. In 2014 Demirtaş and Figen Yüksekdağ were elected as the co-chairs of the Peoples' Democratic Party (HDP) – a new initiative originating from a three-year-old coalition of the BDP and various different political parties and organization under the auspices of the Peoples' Democratic Congress (HDK) - for the 2014 presidential elections of Turkey, being one of three candidates and hoping to attract left-wing voters. He came third with 9.77% of the vote.

Demirtaş was co-leader along with Figen Yüksekdağ during the June 2015 Turkish general election, the party's first campaign in a general election. The HDP came in fourth place with 13.12% of the vote and 80 out of 550 seats. Celebrating the victory, he stated: “From now on, the HDP is Turkey’s party. HDP is Turkey, Turkey is HDP.”

On November 4 2016, he was arrested along with other HDP MPs.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
583 (45%)
4 stars
481 (37%)
3 stars
168 (13%)
2 stars
35 (2%)
1 star
6 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 116 reviews
Profile Image for A. Raca.
768 reviews172 followers
May 8, 2019
"Ezik bir fizik öğretmeni ne öğretebilir ki çocuklara; "Direnmek güzeldir çocuklar, bu da bir fizik kanunudur," diyecek halim yok."

"Gülümsedi acı acı, gamzesini gördüm. Dünyanın en derin çukuru gibiydi, içine düştüm, kayboldum. Bir daha da o çukurdan çıkamadım."

"Sana hoşça kal demiyorum, hoşça kalamayacağını da biliyorum, ben de güle güle gitmiyorum zaten."

:)

Kimi hikayelerde çok güldüm, kiminde çok canım yandı...
5 reviews5 followers
April 15, 2019
Bir çırpıda okudum ama okurken de “kimbilir kaç ayda yazıldı ben iki günde bitiriyorum yine” diye hüzünlendim içten içe. Çoğunlukla Selahattin Demirtaş, birazcık da Aziz Nesin gibi bendeki hissi.. Okurun yazardan ne beklediği çok önemli. Benim kalbimi paramparça eden, kederle gülümseten ya da gözümden bir damla yaş düşüren hikayeler başka birine propaganda gibi gelebilecek ince bir çizginin çok güzel bir yerinde, hiç eğilmeden bükülmeden, yolundan sapmadan dümdüz ilerlemiş. Bir kez daha kalbim doymuş kapattım kitabın arka kapağını.
Profile Image for Baris Ozyurt.
919 reviews31 followers
April 14, 2019
“Sonra bir şey oldu, kalakaldım kalabalığın içinde. Zaman mı durdu, üstüme mi geldi bilmiyorum. O ‘muhteşem’ uğultuyu dinledim azıcık. Serhat birkaç adım önden yürüyordu, gelmediğimi, kalakaldığımı fark edince o da durdu, dönüp bana baktı, göz göze geldik. ‘Yo yo, hayır Zeyno,’ dedi. Uğultudan zar zor duyabildim sesini. ‘Yerim senin o Zeyno diyen dillerini,’ dedim içimden –sonradan bunu da içimden söylemediğim anlaşıldı ya neyse. Sonra gidip önce Taco’nun yüzüne sonra da Barbi’nin önündeki pizzaya tükürdüm. ‘Sıçarım sizin çarkınıza ulan,’ derken önlüğümü çıkarıp yere fırlattım. Bununla kalmadı, sahne güzelleşti, Serhat da gelip önlüğü yere çaldı. Herkesin şaşkın bakışları altında el ele tutuşup yürüdük. AVM’nin uğultusu kesildi bir anda. Donmuş bir film karesinin içinde sadece ben ve Serhat el ele yürüyormuşuz gibiydi. Acayip bir mutluluk hissettim. Biraz daha uzun süreydi iyiydi. Sonra herkes ‘huzurlu ve uğultulu’ yemeğine döndü. Serhat’ın eli çok yumuşak ve sıcaktı.

Hiç kimse bize bakmıyordu artık, sanırım isyan etmiş köle görmeye pek tahammülünüz yok. Alışsanız iyi olur ama, daha şimdiden sayımız ikiye katlandı; ben ve Serhat. Kim bilir belki bir AVM’nin yemek katında karşılaşırız sizinle.”(s.81)
Profile Image for Rojita Rojîta.
132 reviews36 followers
October 9, 2024
ئەم کتێبە بریتییە لە ۱۴ کورتە چیرۆکی لێوانلێو لە هەستی مرۆڤانە، ڕەنج، خەم، خۆشی، گریان و پێکەنین.
زۆر بەچێژ و هەستبزۆین.
Profile Image for Hulyacln.
987 reviews566 followers
May 11, 2019
TDK, devran’ı şöyle tanımlıyor:
*dünya
*zaman
*kader
Devran dönüyor elbet, gün bir diğerine evrildikçe.
Devranı geçtiyse kalıyor aklında,geçemediğin her başı dumanlı dağ.
Bir de tüm dualar, niyetler, iç çekişler, ah edişler devrana bağlanıyor. ‘Hayırlısı’ oluyor tüm cümlelerin noktası.
.
Selahattin Demirtaş bu anlamlara bir de soğuğu ekliyor, çakmak gözleri, pişmanlığı. On dört öyküde on dört hayatın bir sayfasını yazıyor. O sayfalar, pulları ışıl ışıl balıklar değil bilesiniz. Kendiliğinden soluk hayatlar, çitelene çitelene renginden edilmiş hayatlar.
.
Seher’de Asuman’ı sevmiştim burada Devran’ı. Esmer’e de yandı candım. Seher’de de olduğu gibi büyük laflar etmiyor Demirtaş. Mesela şöyle bir alıntı bırakayım:

“Ezik bir fizik öğretmeni ne öğretebilir ki çocuklara; ‘Direnmek güzeldir çocuklar, bu da bir fizik kanunudur’ diyecek halim yok.
Gurur duyacağınız bir şey yoksa da,utanç duyacağınız bir şey olmasın en azından hayatınızda. Yoksa bu şey taşıyamayacağınız kadar ağır gelir ve onun altında ezilirsiniz.
Hah.bu fizik kanunudur işte.”
.
Buradaki hah kelimesindeki tonlamayı duydunuz siz de değil mi?
Hah öyle işte bu öyküler de. Kulaklarınız aşina.
Ve direnmek elbet ki güzeldir. Ezmelere,kırmalara,yok etmelere direnmek gerekir ki kökleriniz toprağına kavuşsun.
.
Bir de dilek olsun: edebiyattan,sözden, renkten, rüzgardan korkmayın.
Profile Image for Simruy.
13 reviews1 follower
April 14, 2019
“Gurur duyacağınız bir şey yoksa da, utanç duyacağınız bir şey olmasın en azından hayatınızda. Yoksa bu şey, taşıyamayacağınız kadar ağır gelir ve onun altında ezilirsiniz. Hah, bu fizik kanunudur işte.” (s.55)
Profile Image for Ragif.
172 reviews2 followers
May 6, 2021
Uzun zamandır okumak istiyordum. Bir türlü alıp başlayamamıştım. Bunun da en önemli sebebi Selahattin Demirtaş'ın siyasetçi olması ve neredeyse ruhumuza işleyen, bir türlü kurtulamadığımız lanet olası önyargılar. Neyse ki sonsuza kadar sürmedi, aldım, okudum. İyi ki okumuşum.
Belki duyduğum önyargının günah çıkarmasındandır emin değilim ama çok beğendim kitabı. Hikayelerin neredeyse hepsi güzeldi. Özellikle bazı öyküler aktı gitti. Bitirince de tadı damağımda kaldı.
Ulu önden Atatürk ne güzel söylemiş "ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir."
Herkesin önyargılarını kırması, sorunlarını konuşarak, anlaşarak çözmesi dileğiyle...
65 reviews
June 10, 2019
Selahattin Demirtaş'ın öykü kitabı ilk başta politik mücadelesi ve ideolojisini anlatmak istediği öyküler ile başlayıp, daha sonrasında gündelik hayat öyküleri ile devam ediyor. Demirtaş'ın siyasal mücadelesi ile de paralel olarak, hikayeler çoğunlukla "ezilenler" hikayeleri.

Maalesef edebi değer olarak öykülerinde bir zenginlik bulmak mümkün değil, ne dil kullanımı ve tekniği ne de öykülerdeki karakterler, dönüşümleri ve öykülerin toplumsallığı. Bir "ezilenler" vurgusu hep var ve ezilenleri görüyoruz ancak "ezen" muallak ve belirsiz. Adeta soyut. Kimi zaman "devlet erki" kimi zaman orta sınıf, kimi zaman çürümüş insanlar karşımıza "kötü" olarak çıkıyor. Ne onların orta sınıf pozisyonlarının ne de çürümüşlüklerini yahut devlet erkinin hangi düzenin sürekliliği ile ilişkili olduğu belirsiz.

Yer yer bir sınıf uzlaşması arıyor Demirtaş. Patronlar da iyi olabilir aslında dedirtmek istiyor. Yer yer de mücadeleyi gerçek dışı radikalleştiriyor. Radikalleşmiş bir mücadele aslında okuyucuya bu düzen değişmez dedirtiyor. Belirsiz "ezenler" ve gerçek dışı bir radikal mücadele. Çıkışsız bırakıyor okuyucuyu.

Tüm bu çıkışsızlık hikayelerde yoğun bir Yeşilçam duygusal ajitasyonunu hakim kılıyor ve özellikle yaşam kesiti hikayeleri gerçek dışı absürd karikatürler olmaktan ileri gidemiyor.

Demirtaş'ın hikayelerindeki olumlanabilecek nokta ise, kadın karakterlere verdiği önem ve kadın karakterlerin müdahale etme, değiştirme iradeleri.

Engels şöyle der; "...her iki sınıfın çıkarlarını da yüksek bir insanlık duygusu içinde barıştırmaya çalışan insanlar ya daha çok şey öğrenmeleri gereken cahillerdir ya da koyun kılığına bürünmüş kurtlardır ki bunlar, insanlığın en amansız düşmanlarıdır.". Demirtaş ezilenlerin hikayesini mi anlatıyor, yoksa yüksek bir insanlık duygusu içinde bir barış mı öneriyor? Benim cevabım barış önerdiği, kuzular kurtlarla barış yapamaz.
Profile Image for Funda.
95 reviews13 followers
May 2, 2019
İlk kitabında heyecanlı, aceleci bir Demirtaş görmüştüm, biriktirdiği hikâyeleri bir an önce anlatıp kurtulmak ister gibiydi yazım biçimi. Burada ise daha sakin, dingin, ne anlatmak istediğini bilen ve bunu kendine ait bir üslup da geliştirerek sunan bir yazar görüyorum. İktidarın muhalefeti dışlayan ve kendince yargılayan siyasetinin bize, kendini sürekli yenileyen ve geliştiren bir yazar kazandırmakta olduğunu da hayretle izliyorum.
Gün gelir, devran döner elbet. Ama ne yaşanırsa yaşansın, Demirtaş yazmaya devam etmeli.
Profile Image for Xapînokan.
122 reviews19 followers
April 21, 2019
Daha ne anlatılsın ki?!


"De here kurê kerê, hûn dibêjin qey inşaat yuksek mihendisî ye, endezyarê mêrgê" (s.34)

"Gurur duyacağınız bir şey yoksa da, utanç duyacağınız bir şey olmasın en azından hayatınızda. Yoksa bu şey, taşıyamayacağınız kadar ağır gelir ve onun altında ezilirsiniz. Hah, bu fizik kanunudur işte." (s.55)

""Tabii ki rahatsız etmiyorsun,"dedi dünyanın açık ara en birinci gülümsemesiyle." (s.79)

"Kendime kıyafet alacağım." (s.83)

"Dedim kendimi intihar edeyim bari." (s.87)

"Bu küçük şehre ve bu büyük aşka bir gün veda etmek zorunda kalacağımı biliyordum." (s.89)

"Aşk boğucu bir şey sanırım." (s.101)
Profile Image for Selin Alper.
153 reviews15 followers
May 9, 2020
Selahattin Demirtaş’ın ilk öykü kitabı olan Seher’i okurken de aynı şeyleri hissetmiştim; bir siyasetçinin bu hikayeleri yazabiliyor olması, umudun var olduğunun ispatıdır sadece.

Basit, yalın, gerçek hikayeler.. Ülkemizin gerçeklerine bir ufak “derin” bakış.

Dedemin Krallığı, Baran’ın Beşiği, Sultan Reşat’ın Torunu...


“Gurur duyacağınız bir şey yoksa da, utanç duyacağınız bir şey olmasın en azından hayatınızda. Yoksa bu şey, taşıyamayacağınız kadar ağır gelir ve onun altında ezilirsiniz.
Hah, bu fizik kanunudur işte.”
Profile Image for Türkay.
440 reviews44 followers
June 5, 2019
Gücünü haklı olmaktan, gerçek olmaktan, bu topraklara ait olmaktan alan, mazlumun sözünü taşıyan hikayeler...
Profile Image for Yosum.
247 reviews6 followers
April 13, 2019
Yaşamın içinden öykülerle; kapı komşumuz, arkadaşımız, otobüste yolculuk yaptığımız amca ya da teyzemiz olabilecek kadar bizlere yakın, içimizden çıkmış kahramanlarıyla bir soluktan okunan bir kitap . Yazarımız iyi bir öykücü olarak edebiyat tarihine adını yazdıracak gibi görünüyor. Çok beğendim.
Profile Image for Flybyreader.
716 reviews212 followers
May 16, 2019
Bu kitaba karşı daha okumadan önce dahi karmaşık hisler besliyordum, okuduktan sonra da o karmaşık duyguların çözümlenebilmiş olduğunu söyleyemem.

Basılıp da tanıtımı yapıldıktan hemen sonra meraktan delirmeme rağmen hayal kırıklığına uğramamak için alıp okumak istediğim ender kitaplardan oldu bu eser. Nedenine gelecek olursam, evet Selahattin Demirtaş politikacı kimliğinin yanı sıra edebiyatla da ilgilenen gerçekten sıradışı bir insan. Politikacıları özellikle kara cahil, sanat ve edebiyattan anlamayan, ruhsuz bireyler olarak kafamızda tasvir ettiğimiz şu karanlık dönemlerde demir parmaklıkların ardında eser yazmış olması bile okunması için yeterli aslında. Ancak beni kaygılandıran ve hevesime ket vuran mesele “kurban” edebiyatı beklentisiydi. İçerisinden acı fışkıran, fakirlik ve imkansızlık kusan bir edebiyat beklentisi içinde olduğumdan mümkün olduğunca ertelemek istedim ancak merakım daha ağır bastığından ne olacaksa olsun diyerek sonunda alıp okudum. Evet, büyük ölçüde beklediğim tarzda bir yazım buldum ancak aynı zamanda yanıldığımı da itiraf etmek zorundayım.
Kısa öykülerden oluşan bu eserde Demirtaş beni şaşırtmayı ve hatta güldürmeyi bile başardı (kendimi keder ve depresyona hazırladığımdan en ufak bir tebessüm bile beklemiyordum oysa ki). Üstelik mesele sadece Kürt edebiyatı da değildi. Demirtaş Türkçeye birçok Türk yazardan çok daha hakim, kelime seçimleri ve üslubu ise nicelere taş çıkartacak cinsten. Kendini ifade etmeyi ve yaratıcı bir eser ortaya çıkarmayı başarmış. Bu sebeple önyargılarım fazlasıyla kırıldı ve bu kitap beni fazlasıyla keyiflendirdi. Zihni ve görüşü açık herkese tavsiye edeceğim ilginç bir okuma olacağından emin olabilirsiniz. İletişim Yayınları da bu eseri yayımlayarak ayrıca şaşırttı beni ve takdirimi kazandı. Umarım alternatif edebiyat ve yazar türleri için herkese örnek olur.
Profile Image for Serdar.
38 reviews35 followers
June 3, 2019
Çok canimi yaktigi yerleri de oldu, kahkaha attigim yerleri de bu kitabin. Bu yüzden çok sevdim sanirim. Kitap kisa hikayelerden olusuyor, ekseriyetle ezilenlerin hikayeleri. Ve hepsi hikaye olamayacak kadar gercek, cesitli turevleri hala Turkiye'nin dort bir yaninda yasanan hikayeler. Turkiye solunun, Turkiye'de ezilenlerin partisi olmayi amaclayan HDP'nin hapishanedeki genel baskani (esbaskani) Selahattin Demirtas tarafindan yazildigini her satirda hissediyorsunuz. Ülkenin batisinda dogup buyumus, Kürt gercekliginden pek haberi olmayan, ya da olsa da pek bilgisi bulunmayan kitlelerin okumasi dilegiyle..
Bir oturusta bitirebilirsiniz, tavsiye ederim kesinlikle.
Profile Image for Ceren Ataş.
142 reviews82 followers
May 10, 2019
Yazdığı öykülerin bazısı bende derin yer etti Demirtaş'ın.
Belki kişi isimlerini anımsamayacağım; ancak o hikâyeleri sanmıyorum ki unutayım. Kendim, arkadaşımı, selamlaştığımı gördüm orada.
Ne kadar bize yakın, ne kadar bize uzak; lâkin bir o kadar sahici.
Ben bu kitabı internetten aldım; ancak kitapçılarda "görünmeyen raflarda" satıldığını gördüm. Bir gün bu öyküler gün yüzüne çıkacak, Demirtaş gibi!
Profile Image for -Neslihan K.
156 reviews40 followers
June 4, 2019
Seher’den sonra daha olgun bir yapı buldum Demirtaş’ın öykülerinde. İçine alan, ortamına, duygusuna çeken. Dolandırmasız, sakınmasız ‘acı gerçekler’i verdiği öyküleri, alıp götürüyor, evet, ama daha çok güldüren, kendiyle ve tüm dayanılmazlıklarla yaşam doluluğuyla dalga geçebilen, insanın katıksız, saf ve temiz yanlarını gösterebilen ses tonunu seviyorum sanırım. AVM, Taşocağı, Kapkaç bu anlamda favorilerimdi. Yazmaya devam etmesini diliyorum.
Profile Image for Adnan.
166 reviews13 followers
April 16, 2019
Demirtaş'ın "Şu ana kadar hayatlarının on yedi yılını hapishane, mahkeme kapılarında çocuklarının peşinde geçiren iki koca yürekli emekçiye: Anama ve Babama minnetle…" ithafıyla yazdığı öykülerde; Gün Olur Devran Döner, Kapkaç, Direnmek Güzeldir, İnsan Kalabilmek öykülerini bitirirken, keşke dedim siyasete hiç bulaşmasaydı da daha çok yazsaydı...
Profile Image for Safak.
33 reviews2 followers
April 18, 2019
“ Gurur duyacaginiz bir sey yoksa da, utanc duyacaginiz bir sey olmasin hayatinizda. Yoksa bu sey tasiyamiyacaginiz kadar agir gelir ve onun altinda ezilirsiniz. “
Profile Image for Tahir Yıldız.
116 reviews2 followers
April 19, 2019
Demirtaş ile Mart 2015’te askerlik yaptığım karakola geldiğinde bir çay içme fırsatı bulmuştum. Masamda Anna Karenina’yı görmüş, “okuyorsun sen, ben de yazıyorum. Ama zaman konusunda sıkıntı yaşıyorum. Sade yazmak da olmaz okumaya devam etmek lazım yazarken.” demişti. Acı bir cilve, ihtiyaç duyduğu vakti tutsak olunca buldu. Beklentimin aksine kitabın başı ve sonunda siyasi öyküler var. Onun haricinde hayat mücadelesi veren sıradan insanların öyküleri. Siyasete bulaşmasaymış iyi bir öykücü olurmuş.
Profile Image for Kıvanç Oktaş.
77 reviews1 follower
February 2, 2021
Kitabın türü öykü olunca istemsiz olarak edebi bir beklentiye girmiş bulundum ama kitap bunu hiçbir noktada karşılamıyor. Son dönemde çokça övgü alması hatta siyasi tartışmaların bile eksenine girmesine takiben ben de merak ederek okudum. Kitap açılış öykülerinde sert bir gerçeklik ve siyasal söylemle ilerleyecek gibi bir izlenim verse de çoğu öyküde yeşilçam romantizmi hakimdi diyebilirim.
Ezilen insanların hikayelerini sade ve sürükleyici anlatması Demirtaş'ın kitaptaki artısı olmuş. Siyasette de çokça ve bence başarıyla başvurduğu mizahi söylemini kitabına da taşımış ancak aynı derecede başarılı olduğunu söyleyemem. Bu kitabın yazarı Selahattin Demirtaş değil de sıradan bir isim olsa bence bu kadar övgü alması pek mümkün değildi.
Profile Image for Mona El-gharbawy.
474 reviews75 followers
June 12, 2025
الترجمة هايلة.
مجموعة متميزة لقصص المهمشين، المعاناة واحدة ايا كان الوطن.
Profile Image for Helin.
107 reviews9 followers
August 30, 2019
İlk öyküden sonra acaba aşırı mesaj odaklı ve ajite hikayeler mi bekliyor diye endişelendim ama Demirtaş beni üzmedi. Yoksulluk parantezindeki karakterlerinin Demirtaş'ın siyasi bakışını yansıtan hikayelerinin bazıları fazla ders verir gibi de olsa, içten ve etkileyici insan portrelerine rastlayıp, mutlu oldum. Hızlıca okunup biten, kolaylıkla okunan kitaptan aklımda kalan, kalbime dokunan hikayeler oldu, her ne kadar aklımda kalabilen cümleler yakalayamasam da. Mesaj kaygısını aştıkça daha da içten ve aslında ideallerindeki dünyayı daha iyi yansıtan karakterler yaratacağı hissediliyor, umarım yazmaya devam eder.
Profile Image for Kemal Yilmaz.
3 reviews2 followers
May 1, 2020
Farkli pencerelerden Turkiye manzaralari... her biri çok gerçek ve akillica kurulmus. Beklemedigim kadar buyuk keyif aldim. En dikkat cekici yani ise her oyku neredeyse birbiriyle esdeger seviyede etkili.
Profile Image for Müge.
80 reviews4 followers
May 5, 2019
Selahattin Demirtaş’ın direnişini , edebiyat ile devam ettirmesini takdir ediyorum..
101 reviews3 followers
May 13, 2019
Sıcak, güçlü, yoksul Anadolu öyküleri.

Herşeyin sonu olduğuna göre fakirliğin de bir sonu var değil mi?

Para harcamayı bilmiyor olmak gibi bir eksiklik içindeyim.

Zaten devrimci olduklarına göre, onlar da fakirler, ya da fakir oldukları için devrimciler, tam bilmiyorum ama, işin içinde fakirlik olduğuna eminim.

İyi çocuklardı, bizim gibilerdi, ama bizim gibi değillerdi. Anlamışsınızdır işte.

Direnmek güzeldir çocuklar, bu bir fizik kanunudur diyecek halim yok. Gurur duyacağınız bir şey yoksa da, utanç duyacağınız bir şey olmasın en azından hayatınızda. Yoksa bu şey, taşıyamayacağınız kadar ağır gelir ve onun altında ezilirsiniz.. hah bu fizik kanunudur işte.

Soğuk kış gününde, yaz tatilini değil, yazın çalışmak için gidecekleri, mevsimlik işi hayal ediyorlardı. Çadırlarda iç içe aylarca uyuyacak, sabahtan akşama canları çıkasıya tarlada çalışacaklardı. Paralarının tamamını alabilirler, ölmeden, hasta düşmeden geri dönebilirlerse, kışın aç kalmadan, donmadan bir sonraki bahara çıkabileceklerdi.

Okula gitmeden doktor olunabilseydi, doktor olmak isterdim. Babam iş kazasında sakat kaldı. Ne iş yapardı derseniz, hırsızdı kendisi, ayıptır söylemesi, girdiği evin üçüncü kat balkonundan düşmüş garibim.
İyi adamdır aslında, yoksul mahallelerde hırsızlık yaptığı görülmemiştir.

Asgari ücret benimkisi, bir de yemek fişimiz var. Kendimiz temizliyoruz masamızı hem de.

Mağazaların arkasındaki dar koridorlarda, mutsuz, umutsuz, kederli yüzleriyle, yüzlerce emekçi gezinir.
Çalıştığımız AVM’lerde hiç alış veriş yapmamış, biz saygılı hizmetkarlarınız, sizi selamlıyoruz. Arkanızdan çok da iyi konuşmadığımızı, ama hak etmediğiniz hiçbir şeyi söylemediğimizi bilin isterim.

Sanırım isyan etmiş köle görmeye pek tahammülünüz yok.

Sonraki aylarda daha iyi anladım ki, bu maaş hiçbir şeye yetmiyormuş. Maaşım yokken daha iyiydim sanki. Hiç para herşeye yetiyordu, biraz para hiç bir şeye yetmez oldu.

İçimdeki iyiliğe aşık olduğunu söylemişti. Bana aşık olma nedeniyle, boşanma ve nafaka isteme nedeni aynı olunca, tıkandım kaldım.

Keşke her imkansızın bir mümkünü olsa.

Ölmek en kolayı aslında, kendimi ömür boyu yaşamaya mahkum ediyorum oysa.

Mutlu aşk yoktur, tek kişilik trajedidir aşk. Öbür türlüsü vuslata gelen keyiftir, dinginlik ve huzurdur, güvenli bir limanda demirlemektir. Ben aşkı seçiyorum, gidiyorum o yüzden.

Kabadayı denen şahsiyetler, güçlerini silahtan ve cesaretlerinden almakla birlikte, meşruiyetlerini, adaletli tutumlarından alırlar, tıpkı devletlerde olduğu gibi. Adaletin dışına çıktıklarında, önce meşruiyetlerini sonra güçlerini yitirirler.

Kendi cennetin için, beni cehenneme yolladın.

Adam yetmişini, seksenini devirmiş, halen AVM’lerde mağaza mağaza, vitrin vitrin dolaşıyor, kendisi ölümü unuttukça, ölümün de onu unutacağına inanmak istiyor.

Yarı tanrı olmakla, ezilen olmak dışında, bir de insan olmak var. Bodrumda yanmayana, bodrumda yananlara yüreği yanmayanlara insan mı denir? Mesele insan kalabilmek.
Profile Image for Sinan.
126 reviews
April 28, 2019
Mükemmel...
Bir soluk gibi, bitiveren kitap. Ve bir soluğun yaşatıcılığı kadar değerli hikayeler...
Gerçeklik; ama tüm hüzün, öfke, sevgi, güzellik ve gülünçlükleriyle bu denli güzel işlenebilir.
Profile Image for Ozlem Bahar Oc.
21 reviews1 follower
July 15, 2025
Zaman zaman gözleri dolduran zaman zaman güldüren ama hepsi Türkiye’nin hikayeleri ya da Türkiye’nin “gerçekleri”.

Her öykü başka bir yer etti içimde.
Displaying 1 - 30 of 116 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.