Henüz mitoloji ile tarih arasındaki sınırlar çizilmeden önce meydana getirilen Heimskringla’da Vikinglerin tanrıları ile kralları arasında bir bağ kurulmaktadır. Tarih ve mitolojinin eşsiz bir edebi yetkinlikle harmanlandığı bu eserde, Ortaçağ’ın bilinmez karanlıklarına kuzeylilerin içsel sesiyle erişilebilmektedir. Çağlar boyunca saklanarak günümüze ulaştırılan bu eşsiz eser, yüzyıllar içinde İskandinavya’nın edebi ve düşünsel yaşamını besleyen ana kaynak olmuştur. Avrupa tarihinin kadim sırlarından birisi olan Heimskringla, İngiltere’den Sicilya’ya, Normandiya’dan Bizans’a Vikinglerin ilişkide olduğu değişik coğrafyaları özgün bakış açısıyla anlatmaktadır. Bir yandan kronolojik bir sırayla Viking krallarını anlatırken bir yandan da Vikinglerin istila ettiği uzak diyarları, ticaret yaptığı kimi toplulukları ve tüm Avrupa’da gelişmeleri tasvir edilmiştir. Kralların tanrılarla kıyaslanan yiğitlikleriyle tanrıların krallara özgü sıradanlıkları iç içe geçirilmiş ve hem tarih meraklıları için eşsiz bir tanıklık hem de edebiyat okurları için canlı bir anlatım meydana getirilmiştir.
Snorri Sturluson (also spelled Snorre Sturlason) was an Icelandic historian, poet and politician. He was twice elected lawspeaker at the Icelandic parliament, the Althing. He was the author of the Prose Edda or Younger Edda, which consists of Gylfaginning ("the fooling of Gylfi"), a narrative of Norse mythology, the Skáldskaparmál, a book of poetic language, and the Háttatal, a list of verse forms. He was also the author of the Heimskringla, a history of the Norwegian kings that begins with legendary material in Ynglinga saga and moves through to early medieval Scandinavian history. For stylistic and methodological reasons, Snorri is often taken to be the author of Egils saga.
Tanrılar kısmı güzeldi fakat Krallar kısmının hiçbir şekilde bir sürükleyiciliği veya merak uyandırma hissi yok. Tarih kitabından bile sıkıcı bir şekilde alt alta dizilmiş cümleler. Nordic harflerden kalma sesleri sağlayan harflerin bolluğu ve gereksiz uzatmalarla aşırı sıkıcı bir kitap olmuş benim için. Çünkü benim istediğim şey Tanrılar kısmından nasıl Krallara geçildiği ve aradaki bağlantı idi. Bu ise Krallar kısmına yoğunlaşıp onda da hiçbir eğlence sunmuyor. Ben ne yapayım bilmemkimin kızı bilmemkim ile evlenmiş de, şu topraklarda yaşıyormuş da, eltisinin şöyle bir rahatsızlığı varmış da falan filan?! Gerçekten bir noktadan sonra okumayı bırakıp, cümlelere göz gezdirdim. Normalde bir iki paragraf okumak isteyeceğim bir bilgiyi bu kadar uzatması beni çok sıktı ve yordu. Mitoloji hakkında neredeyse hiçbir şey alamadım. Kuzay ülkelerinin tarihini -ancak çok kısa ve anlamsız tarihini- merak eden varsa keyif alabilir ancak ben hayal kırıklığına uğradım. Heimskringla'ya bu yakışmadı.
"Betikte yomaksı tarihi bir yolculuğa çıkıyorsunuz. İskandinavya'nın Cermenleşmiş uluslar topluluğudur. Onlara Nors (Kuzeyliler) veya Vikingler (Korsanlar) deniliyor. Vikingler'in içinde Türk Soyları olduğunun göstergesi Runik alfabe ve mitolojilerindeki Türk izleri olup da tanrıları ile kralları için söylenmiş şiirleri buram buram Türk usullüdür. Ayrıca da Dilmancın Viking adlarının söylenişleri yazmadığı için betiğe ağırlıklı bir şekilde sıkıcılık hakimdir. Eceliyle ölmek, onlarda onursuzluk olarak kabul ediliyormuş. Bu yönüyle yani savaşçılık yanlarıyla Türkler'e kısmen benziyor. Türk kültüründe eceliyle ölmeyi nasıl yorumlandığını bilmiyorum. Odin'le başlayan İsveç Krallığı'nın dünyaya yayılışı ve İzlanda ile Faroe Adaları'nın keşfine tanık olacaksınız. Viking kültüründe ensest (yasaksevi) ilişkisinin yasak olduğunu göreceksiniz. Vikingler'le tanışıklığım, balacalık yıllarında izlediğim Japon, Avusturya, Japon ortak yapımı bir çizgi dizi Wickie'dir. 2013 yılında bu çizgi dizi yeniden 3D olarak çevrilmiştir. Bu betikte olması gereken Viking adlarının söylenişleridir çünkü toplum olarak yabancı olduğumuz bir konudur. Nedeniyle Latin alfabemizde bulunmayan harflerin nasıl okunduğunu bilmiyoruz. Okuyup okumayı sizlere bırakıyorum."
İkinci Okuma: Yeni romanım için araştırma yapıyorum ve bunu da hızlıca okuyayım dedim. Bu konuda çok işime yaramadı ama genel olarak güzel bir kitap. Çok ekleyeceğim bir şey yok.
Genel olarak beğendim fakat Sturluson'ın diğer kitabı Viking Mitolojisi ile karşılaştırdığımda biraz zayıf kalıyor. Yine de ünlü Viking krallarının hayatını bir de Sturluson'ın ağzından dinlemek güzeldi. Fakat çoook fazla isim geçtiği için bir süre sonra iyice karışmaya başlıyor. Metnin orjinal ismi Heimskringla ve başlığı görünce aslında şaşırmıştım bu kitap ne anlatıyor diye. Heimskringla'yı görünce taşlar yerine oturdu. Aynı şey Viking Mitolojisi'nde de olmuştu. Kitaptaki en uzun bölümlerden olan Güzel Saçlı Haraldr'ın Sagası benim en beğendiğim bölüm oldu. Kitabın devamı II. Cilt olarak da çıkmış çünkü bu sagalar toplam 18 taneydi (galiba). Genel olarak öneriyorum fakat bazıları sıkıcı bulabilir kitabı.