Psikanaliz kuramının kurucusu Freud, Psikanalize Giriş eserinin Rüya adlı bu ikinci bölümünde rüyaların açıklanmasının ve psikanalizde ele alınmasının zorluklarından başlayarak bu konudaki kuramları ve yorumlama tekniklerini, içeriklerini anlatmakla başlıyor. Rüyadaki gizli düşünceleri, simgeleri, eskil kalıntıları, yetişkin bebek sendromunu, çocuk rüyalarını, rüyaların gören kişilerce sansür edilmesini, rüya örneklerinin analizlerini, bunlarla ilgili belirsizlikleri ve eleştirileri ele alıyor.
Dr. Sigismund Freud (later changed to Sigmund) was a neurologist and the founder of psychoanalysis, who created an entirely new approach to the understanding of the human personality. He is regarded as one of the most influential—and controversial—minds of the 20th century.
In 1873, Freud began to study medicine at the University of Vienna. After graduating, he worked at the Vienna General Hospital. He collaborated with Josef Breuer in treating hysteria by the recall of painful experiences under hypnosis. In 1885, Freud went to Paris as a student of the neurologist Jean Charcot. On his return to Vienna the following year, Freud set up in private practice, specialising in nervous and brain disorders. The same year he married Martha Bernays, with whom he had six children.
Freud developed the theory that humans have an unconscious in which sexual and aggressive impulses are in perpetual conflict for supremacy with the defences against them. In 1897, he began an intensive analysis of himself. In 1900, his major work 'The Interpretation of Dreams' was published in which Freud analysed dreams in terms of unconscious desires and experiences.
In 1902, Freud was appointed Professor of Neuropathology at the University of Vienna, a post he held until 1938. Although the medical establishment disagreed with many of his theories, a group of pupils and followers began to gather around Freud. In 1910, the International Psychoanalytic Association was founded with Carl Jung, a close associate of Freud's, as the president. Jung later broke with Freud and developed his own theories.
After World War One, Freud spent less time in clinical observation and concentrated on the application of his theories to history, art, literature and anthropology. In 1923, he published 'The Ego and the Id', which suggested a new structural model of the mind, divided into the 'id, the 'ego' and the 'superego'.
In 1933, the Nazis publicly burnt a number of Freud's books. In 1938, shortly after the Nazis annexed Austria, Freud left Vienna for London with his wife and daughter Anna.
Freud had been diagnosed with cancer of the jaw in 1923, and underwent more than 30 operations. He died of cancer on 23 September 1939.
Felsefi açıdan müthiş, bilimsel açıdan facia bir kitap. Şu alıntı kitaptaki bilimsel yaklaşımının özeti olmuş:
“Rüyanın niçin belirtilen anlamda birçok anlama gelmemesi gerektiği sorusuna ilk yanıtım bu tür durumlarda her zaman olduğu gibi şöyledir: Niçin böyle olmaması gerektiğini bilmiyorum. Buna bir itirazım olmazdı. Benim için fark etmez” (umarım bir çeviri skandalı değildir :D)
Bunun yanında Freud’un 20. yüzyıl kıta felsefesini derinden etkilediği ve dönüştürdüğü de aşikar. Örtülü olanla, sembolik olanla ilgili kurduğu anlatılar, sansürleme ile ilgili çıkarımlar -bu tabii ki o dönemde tek başına Freud’un başarısı olmasa da- birçok anlamda ufuk açıcı ve ardıllarındaki yansımaları, en azından benim bildiğim kadarıyla, çok fazla.
Yine de 20. yy itibariyle başımıza “bilim soslu” rüya analizcilerini sardığı için kendisini lanetliyorum.
Bu kitabı okumadan önce bilmek gerekir ki bu bir rüya tabirleri kitabı değildir. Rüyaların oluşumu ve içerisinde taşıdıkları anlamlara dair değerli bilgiler içeren bir rehberdir. Anlaşılıyor ki rüyaların gizeminin yanı sıra onları doğru okumak için birçok doneye ve profesyonel bir okuyucuya ihtiyaç var. Kitap hakkındaki tek olumsuz görüşüm çevirisi biraz garip hissettirdi. Orijinal metini okumadım ama sanki bazı kelimeleri okurken bir gariplik hissiyatı geliyor.