“Minör siyaset şiddetsiz, tepkisel olmayan, çatışmacı olmayan, barışçıl, dostça ve dolaylı eylemleri benimseyen bir siyaset. İnsanların ellerinde, zihinlerinde ya da her anlamda zulada silahları yok. Önyargılarını sorgulayabiliyor, başka insanlara karşı daha dostça tavır takınan insanlar haline gelebiliyorlar ve majör kimliklerin belirleyici rolünü azaltabiliyorlar. Bu dönüşme süreçlerini herhangi ideolojik bir projenin zorunlu bir parçası olarak değil, kendiliğinden, içkin olarak yaşıyorlar.”
Minör siyaset, farklı bir siyaset anlayışı : Hayatın her alanında insanın yapıp etme kudretini geliştirmeyi hedefleyen, aşkın değerlere değil eylemin içkin “oluş”una dayanan, farklılık ve eşitlik içinde çokluğu varsayan, ademimerkeziyetçi, tahakküm ilişkilerinden uzak, çatışmacı ve temsilî olmaktan ziyade kurucu bir siyaset anlayışı. Mayasını, Onur Eylül Kara’nın deyişiyle “talep ettiği ve gerçekten istediği bir yaşamı çok küçük ölçekte de olsa tesis edebilmeye dair bir eylemlilik” oluşturuyor. Spinoza, Nietzsche ve Deleuze & Guattari’den ilham alan bu anlayış, siyasal etkinliğe bir gönüldenlik ve “gülümserlik” katmakla kalmayıp, somut kazanımlara açılıyor. Teorik çerçeve, Türkiye’den minör siyaset ruhu taşıyan birçok deneyimin hikâyesiyle bereketleniyor: Göçmenlerle dayanışmadan alternatif eğitim örgütlenmesine, mahpuslarla dayanışmadan beyaz yakalı emekçilerin dayanışma ağlarına, ekolojiden yerel güçlenmeye, toplumsal cinsiyet duyarlılığından hafıza çalışmasına, yurttaş gazeteciliğinden medya izleme faaliyetine, patronsuz üretim kolektifinden alternatif futbol ligine, hayatın her alanında, bir başka dünyanın tohumlarını atanların deneyimleri…
1985’te Zonguldak’ta doğdu. 2003’te ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde başladığı yükseköğrenimini yüksek lisans ve doktora yaparak tamamladı. Siyaset bilimi, sosyoloji, felsefe ve edebiyat alanında makaleler yayımladı, çeviriler yaptı.
Kitap bir minör siyaset kavramsallaştırması yapmayı amaçlıyor ve bu minör siyasetin özelliklerini belirlemeye çalışıyor. Bence bunları da bir ideal tip ortaya çıkarma anlamında yapıyor. Yer yer minör siyaseti idealleştirme, minör siyasete kendinde bir değer biçme, minör siyaseti kendinde bir amaç haline getirme eğilimleri var. Bir şeyin sınırlarını belirleme çabasının sonucu da olabilir bu.
Siyasete ve eylemeye dair düşünen herkesin bir şekilde sezdiği, üzerine bütünlüklü bir şekilde olmasa da konuştuğu meseleleri dert edinmesi ve bunları derli toplu analiz etmesi değerli. Hayatta her şeyin siyasal olduğu tespitini majör ve minör siyaset arasındaki ayrım üzerinden daha anlaşılabilir kılıyor. Partiler, ideolojiler, teoriler bağlamında majör siyasetle, dünyaya ve insanlığa dokunması bağlamında minör siyaset arasında bir fark var gerçekten. Kitap bu fark üzerine bir düşünme çabası.
Kişinin kendi hayatında yapacağı siyasal tercihler konusunda daha derinlikli düşünmesini sağlayabilir.