Şefkat, insan yaşamında zaman zaman kaçınılmaz olabilen acıya farkındalık-duyarlılık ve insan acılarının azaltılması doğrultusunda bir sorumluluk gerektirir. Acı karşısında sergilenen duyarsızlık insan olmanın temel erdemlerinden birine körleşmek demektir.
Şefkat, öğrenilip geliştirilebilen ve içinde farkındalık, duyarlılık, empati, cömertlik, paylaşım gibi ögeler barındıran bir erdemdir. Yalnızca birinden diğerine yöneltilen değil, aynı zamanda bireyin kendine yönelttiği öz şefkati de içerir.
Sevgili Zümra Atalay bu eserinde, insan olmanın önemli bir parçası olmasına rağmen giderek unutulmaya başlanan bir değer olan şefkati değişik boyutlarıyla, okuyucunun kolaylıkla takip edebileceği yalın bir dille aktarmış. Bilimsel bilgilerin yanı sıra kişisel deneyimlerini de katarak şefkati yaşamımıza yeni baştan entegre etmenin yollarını paylaşmış. Kitabının okuyucuya önemli katkılar sağlayacağına inanıyor ve özenle ortaya çıkan bu eser için kendisini kutluyorum.
- Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur
Şefkat acıya karşı verilen bilge bir yanıttır. Bu kitap, şefkati anlamak ve onu bir duygudan eyleme dönüştürebilmek için yazıldı.
Şefkate başlangıç açısından güzel ve akıcı bir dili olan kitap.
“Yaşamdaki acılar bir bardak suyun içindeki kum gibidir. Eğer onu oradan çıkarmaya çalışırsanız, kumla savaşırken suyun daha da bulandığını görürsünüz. Oysaki onu kendi haline bırakırsanız bardağın dibine çökecek, belki kum oradan çıkmayacak ama su berrak kalacaktır. Acıya da tıpkı suyun içindeki kum gibi davranmak gerekir. Mücadele etmeden sakince orada durmasına müsaade ettiğimizde zihnimizi bulandırmadığını fark ederiz. Böylece onu daha iyi görüp niteliğini anlayabiliriz.”
Herkesin okuyabileceği sadelikte önemli bir Türkçe kaynak olduğunu düşünüyorum. Psikoloji alanındaki güvenilir kitapların çoğu toplumun tamamına hitap etmez ve sadece okumalar içerir pek de fayda sağlamaz. Ancak bu kitapta hem uygulamalar var hem de alan dışındakilerinde rahat anlayabileceği bir dili var. Tüm danışanlarıma da önermeyi planlıyorum. Okudukça anladım öz-şefkati güçlendirmek çoğunun sorununu çözecektir.
MBSR ve MBCT programları için tanıtım ve öz şefkat için giriş niteliğinde bir kitap. Pratik için yeterli olur mu olmaz mı emin değilim ama kitapta bir takım meditasyon ve uygulamalara da yer verilmiş.
Bu konudaki bildiğim kadarıyla nadir Türkçe kitaplardan. Kesinlikle çok faydalandım ve bu konuda okumak isterim. Ayrıca kitabın adıyla uyumlu şefkatli bir dili var bu da bana ayrıca huzur verdi.
Şefkat, şefkatin çeşitleri hakkında yazılmıs, meditasyon ve uygulamalara yer verilmiş bir kitap. Cümleler basit olduğu için rahat okunabilecek bir kitap.
Bilinçli farkındalık kitabını beğenmemiştim. Ama şefkat kitabı güzel hazırlanmış. Farkındalık kazandıracak okuması kolay hızlıca bitecek bir kitap. Mutlaka okuyun.
Son senelerin en popüler kavramlarından biri “bilinçli farkındalık” Zorlayıcı duygu, düşünce ve durumları onları bastırmaya çalışmadan veya göz ardı etmeden olduğu gibi görmek olarak tanımlanıyor. Bu kavramı literatürümüze kazandıran yazar, bilinçli farkındalık ve şefkati öyle net ve anlaşılır şekilde aktarmış ki, kitap “kendi kendine yardım kaynağı” olmuş. Özellikle öz-şefkat konusunda farkındalığı az olanlar için bir rehber. Meditasyonlar ve “hayata geçir” uygulamalarıyla da içerik desteklenmiş. Hayatımın bundan sonrası için sık sık danışacağım bir kitap.
“Huzura giden yoldaki en önemli etmen acısız ve sıkıntısız bir yaşamdan çok, acının doğasını kavrayabilmek, ona rağmen değil, onunla beraber yaşamanın bilge yollarını öğrenmektir.”
Türkiye’de şefkat üzerine çalışmalar, atölyeler, sohbetler arttı ve bence bu çok iyi bir şey. Şefkat, Türkiye’deki birçok kuşağın ortak yarası, gölgesi, kendimize veremediğimiz için başkasında da sakındığımız bir hediye aslında. Şefkat, konuyu hem bilimsel hem de dünya literatürüyle birlikte ele aldığı için önemli bir kitap.
Bu kitabın içerisinde birçok bilgi, yorum ve uygulama yer alıyor ancak benim dikkatimi en çok çeken kısım, kitabın ikinci bölümüydü. Bu bölümde Şefkat’in evrimsel gelişimimize katkısı ve memeliler dünyasındaki önemini anlatılıyor. Evrimsel nörolojik bakış açısından yorumlandığında memelilerin ve kuşların yuva kurma, yavrularına bakım verme ve yemeklerini paylaşma gereklilikleri, onların nörogelişimini hızlandırmış. Evrimde önemli bir gelişme olarak bilinen primatların ortaya çıkması ve bu büyük sıçramayı sağlayan şeyin, onların gelişmiş sosyal becerileri olduğu düşünülüyor. Yani bize anlatılan hikayenin aksine bizi güçlendiren rekabet, güç ve uyum değil, işbirliği, şefkat ve ilişki kurmak. Bu, ne kadar büyük bir paradigma değişikliği!