Jump to ratings and reviews
Rate this book

Beni Kör Kuyularda

Rate this book
Beni Kör Kuyularda bütün mümkünlerin kıyısından, tam da oradan konuşuyor. İnsanlardaki seyir merakı, bu merakın doğurduğu acımasızlık, habire dönen karanlık bir çark, çarkın öğüttüğü insanlar, yarım kalmış sevdalar ve parçalanmış hikayeler…

Beri yandan, roman boyunca iki soru peşimizi bırakmıyor: Hakikaten gittiler mi? Gittilerse nereye gittiler?

Beni Kör Kuyularda, Kuşlar Yasına Gider’den sonra
Hat edebiyatına yeni, taptaze bir kan.

Dünyanın renkleri değişti onlar ilerledikçe, dünyanın sesleri, sessiz-likleri değişti, şekilleri sonra, kapıları, kapılarından girip çıkanları değişti, gülenleri, ağlayanları, yürüyenleri değişti, ağaçları, çimenleri, yaprakları değişti, güzellikleri, çirkinlikleri değişti, hatta bütün bunlarla ve daha başka şeylerle birlikte mesafeleri, boşlukları ve bu mesafelerle bu boşluk-larda gezinen kokuları da değişti.

240 pages, Paperback

First published November 4, 2019

25 people are currently reading
597 people want to read

About the author

Hasan Ali Toptaş

28 books730 followers
Hasan Ali Toptaş, a truck driver’s son, was born in Baklan, southwest Anatolia, in 1958. After completing his military service, he survived by doing odd jobs until he found a position at the Office of Inland Revenue. He worked in various small towns as a bailiff and treasurer, and finally as a tax officer. Following the publication of a few short stories in journals and anthologies, he paid for the printing of his first volume of stories Bir Gülüşün Kimliği in 1987. He submitted his second novel Gölgesizler (1995) to the Yunus Nadi Prize jury, and won. This novel was later adapted into a feature film (2007). Toptaş has received many other awards, including the Cevdet Kudret Liteary Award for his novel Bin Hüzünlü Haz (1999) and the Orhan Kemal Award for Best Novel for Uykuların Doğusu (2005). Yalnızlıklar (1990), poetic texts he constructed as a series of encyclopedia entries, has been successfully adapted to the stage. Toptaş retired in 2005, and since then has dedicated himself fulltime to his writing. His most recent book, the novel Heba (2013), will be published in English by Bloomsbury in 2015, and is to be followed by the English translation of Gölgesizler. Toptaş’s work has been published in many languages, including Dutch, French, German and Korean.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
338 (27%)
4 stars
479 (38%)
3 stars
322 (26%)
2 stars
72 (5%)
1 star
26 (2%)
Displaying 1 - 30 of 161 reviews
Profile Image for Hakan.
830 reviews632 followers
January 13, 2020
3-4 sene önce birisi Hasan Ali Toptaş’ın ülkemizde çok-satan bir yazar olacağını iddia etse herhalde tebessümle karşılanırdı. Son romanı Beni Kör Kuyularda yüzbinlik bir ilk baskıyla piyasaya çıktı geçen ay. Kaliteli, derinlikli, özgün bir dünyası ve üslubu olan bir yazarımızın çok satması iyi bir şey tabii.

Toptaş Heba’dan bu yana daha içine girilebilir romanlar yazıyor. Önceki romanı Kuşlar Yasına Gider de öyleydi ve de çok güçlü bir metindi. Son romanlarında duygulara daha belirgin biçimde hitap ediyor. Çok satmasının önemli bir nedeni de bu olsa gerek. Gölgesizler, Kayıp Hayaller Kitabı, Bin Hüzünlü Haz, Uykuların Doğusu gibi önceki kitapları bu bakımdan ayrı bir grup oluşturuyor. Bu tabii bir grubun diğerinden daha iyi olduğu anlamına gelmiyor.

Toplumumuza bir açıdan ayna tutan, alegorik bir özellikte olduğu söylenebilecek Beni Kör Kuyularda’yı neredeyse bir oturuşta okudum. Uykuların Doğusu’nda yer alan kısa bir parçayı romanlaştırmış Toptaş. Belirsiz bırakılsa da çocuk tacizi/kadına karşı şiddet (Güldiyar’ın Güldünya’yı hatırlatması) izleğinden hareketle, toplumun acı çekeni seyretme merakı, bu acının/merakın fırsatçı mafyavari güçlerce kurbanların acımasızca sömürülerek monetize edilmesi, bu gaddarlığa pek kimsenin ses çıkarmaması, bilakis bunun seyirlik bir zevk olarak görülmesi (toplumsal çürümenin ciddi bir göstergesi), devletin de tüm bu olanlara “seyirci” kalması anlatılan bu romanda. Tabii Toptaş’a has masalsı dille, mistik/gerçeküstü tonlamalarla. Roman boyunca kayıp oğulun ortaya çıkıp İnce Memet gibi zalimlere dersini vermesini beklediğimi de itiraf edeyim.

Beni Kör Kuyularda bence Toptaş’ın önceki romanları kadar güçlü değil. 240 değil de 150 sayfada anlatsa, tekrarlardan arındırsa daha etkili olurdu. Yapılan gaddarlığa toplumsal tepkisizlik ve devam eden ilgi de bir yerde inandırıcılığını yitiriyor, karikatürize oluyor. Bir de üslubun tekrarı, özellikle benim gibi Toptaş’ın hemen hemen tüm eserlerini hatmetmiş olanlarda biraz yorgunluğa neden oluyor galiba. Yine de yabana atılır bir eser değil. Okurlarının Toptaş için çıtayı yüksek tutmasının bir etkisi belki de benim hissiyatım.
Profile Image for Aslıhan Çelik Tufan.
647 reviews196 followers
November 17, 2019
Beklentinizi düşürmeyin. Alın okuyun, okutun!

Hasan Ali Toptaş’ ın usta kaleminden mahrum etmeyin kendinizi! Bi oturuşta okuyun, yüreğinize oturan o eli kaldıramayacaksınız. Bi iç çekeceksiniz bi ah diyeceksiniz.

En nihayetinde iyi ki okudum diyecek belki 2020’ ye girerken sevdiğiniz birini bu güzellikten mahrum etmemek için hediye edeceksiniz!

Bu defa seyirci kalmayın!

Koşun, alın, okuyun bi çırpıda! Pişman olmayacaksınız!
Profile Image for Banu Yıldıran Genç.
Author 2 books1,423 followers
March 10, 2020
bir gecede bitirdim ama bu kadar sığ bir metafor beklemiyordum açıkçası.
hasan ali toptaş'ın gittikçe daha kolay okunur bir yazar olmasının dışında yaptığı benzetmeler, habire tekrarladığı aynı tarz yapılmış betimlemeler de sanki çok beğenilmiş bir hareketini durmaksızın tekrar eden bir çlocuğu hatırlattı bana.
evet toplum, batıl inanç, gösteri toplumu, ödleklik, mafya düzeni... araya serpiştirilmiş halil, yaylı gibi mistik karakterler, mistik hikâyeler... ama çok basit gelmedi mi size de?
valla 2 yıldız da verirdim de hadi dedim toptaş'ın bende hatrı var.
Profile Image for Gunce.
117 reviews32 followers
November 21, 2019
İnsanın içindeki kötülüğün ve kayıtsızlığın romanı daha iyi yazılamazdı bence.. Hasan Ali Toptaş gerçek dışı öğeler kullanarak içinde yaşadığımız dünyanın çok gerçekçi bir resmini çizmiş..
Bir oturuşta bitirdim ama içime dolan sıkıntı uzun süre kalacak gibi..
Profile Image for Erkan.
285 reviews64 followers
November 14, 2019
En iyi romanı değil belki ama Hasan Ali Toptaş yine ustalığını konuşturmuş. Klasik kendi tarzında yazdığı, betimlemelerin bol olduğu, ilginç benzetmelere sahip, yer yer hayalle gerçeğin iç içe geçtiği bir roman daha..

Biz iş makineleri çalışırken izleyen bir milletiz. Eğitimsizlikten, boşluktan kaynaklanan bu seyir kültürünü biraz ruhani sayılabilecek doğaüstü bir olayla birleştirmiş yazar ve bu seyirci kalma durumunu, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyen, koyun gibi güdülmeye alışkın toplumumuzu her zamanki güzel ve renkli üslubuyla eleştirmiş.
Profile Image for Binnur.
69 reviews2 followers
November 9, 2019
Uykuların Doğusunda'n sıçramış bir seyretmelere doymama hikayesi. Hasan'ım Ali'nin iyi bir okuru olmama rağmen, ne bilinmezlikte sürüklendim, ne aklım karıncalandı, ne zınk diye kalakaldım, sanıyorum üslup tekrarına okur yorgunluğu...
Profile Image for Joy.
546 reviews82 followers
March 11, 2020
Hasan Ali Bey'in ara ara romanlarında kullandığı gerçeküstücülüğün, kitabın tamamına hakim olmasını sevdim. Neden ve niye ile uğraşmamış, çünkü zaten seyre gelen güruh, nasıl ile uğraşmıyor sadece izliyor. Kızcağızın başına ne geldiğini o yüzden bilemiyoruz. 'Ne oldum demiycen anam, ne olacam diyecen' kısmıyla ilgilenmiş ve br şeyler olduktan sonra değişen hayatları yazmış. Halkımızı çok iyi gözlemlemiş ama, helal olsun. Bu kadar merak, bu kadar seyir düşkünlüğü, sanmam başka birilerinde olsun. Gel gelelim kitap ince olmasına rağmen başlarda yakaladığı tempoyu sonlara doğru devam ettirememiş, ne de olsa hikaye baba-kız ve mafya olarak ilerliyor, karekterlerden biri zaten konuşmuyor, dolayısıyla bazen aynı şeyleri yeniden okuyormuş hissi verdi bana. Arada sürpriz karekterler, ya da giden gerçekten gitti mi? sorusuna muhattap olan gidenlerle daha çok hikaye yaratsaydı kitap o zaman mükemmel olurdu bence.
Bir de kitabın arkasında HAT edebiyatı diye bahsediyor. Bende diyorum alla alla hat yapan bir karakter mi var? Varsa nerede? Meğer Hasan Ali Toptaş demekmiş.
Profile Image for Nilda.
50 reviews11 followers
November 7, 2019
Hasan Ali Toptaş kitaplarının benim için en dikkat çekici paydaşı anlattıklarının ritimli olması. Ya bir döngünün ya da yekpare bir olayın içerisin bir ritim yakalıyorsunuz. Dünya’nın hem Güneş etrafında, hem kendi etrafında dönmesi gibi bir şey yani. Bir yandan 24 saatlik döngüler geçirirken bir yandan da yılı tamamlıyorsunuz. Ve bu döngülerin bir ritmi var, tıpkı gerçek hayattaki gibi. Onun romanları da, hikayesini anlatabilmek için bizi ritmin dışına çıkarmıyor. Dünyamız dönmeye devam ederken bize bir hikaye anlatıyor. (Inception yaştım galiba 🙄)
.
.
Beni Kör Kuyularda’da anlatılan her hikaye birbiriyle ilintili olmak için değil, yeni dünya insanının gerçeklerini gözler önüne serilmek için yazılmış sanki!

Acı bir öykü var bu hikayede: bıçaklar, yaralar, ölümler, haksızlıklar var. Ama biz hiç görmüyoruz o acıyı. Bize hiç can acısı, karın ağrısı anlatmıyor Hasan Ali Toptaş. Çünkü gerçekte olan bu. Anlatsan da kıymeti yok, herkesin bir karın ağrısı var ve biz her geçen gün daha çok duyarsızlaşıyoruz.

Öyle ki, tam sona geldik dediğim anda bile huzur bulamıyorum. Zırvalık her daim kazanıyor, kazandırıyor, diye son bir kez daha hatırlatmak istemiş yazar. Haklı. Zırvalığı kendine gerçek bilmiş bir nesilin jetonu tek seferde nasıl düşsün? Bu huzursuzluk bana diyor ki: Kimsenin zırvalığa bir son vermek işine gelmiyor; yoksa aman ha, hepimiz gerçeklerle yüzleşir, topyekün kafayı sıyırırız! Sanki zırvalığı temel alan bir hayat çok akıllı işiymiş gibi... Keyifli okumalar
Profile Image for Patiareh.
103 reviews22 followers
November 11, 2019
Hasan Ali Toptaş'ın son romanı Beni Kör Kuyular'da, en az Heba ve Kuşlar Yasına Gider kadar beni tatmin eden bir eser oldu. HAT'ın eserlerindeki karakterler o kadar sıradan ve günlük kahramanlar ki bence onun kalemini güçlü kılan şey, sokakta görüp kafanızı bile çevirip bakmayacağınız herhangi birini gerçeküstücülük yanıyla hayatın bir anda merkezine oturtabilmesi. Güldiyar'ın bir gün evden babasına yemek götürmek için çıkıp eve döndüğünde içine kapanıp, ağladığında gözlerinden düşen yaşların taşa dönüştüğü bir karaktere dönüşmesi buna güzel bir örnek.
Anlatılan mekanlar, evler, mahalleler de nedense bana her eserinde bir Nuri Bilge Ceylan filminin geçtiği İç Anadolu yokluğunu ve sonsuzluğunu anımsatır. Zaten kitabın kapağında kullanılan görselin de Nuri Bilge Ceylan'ın fotoğraflamış olduğunu öğrendiğimde haklı çıktığımı anladım. Karakterlerin gerçeküstülüğü ise Onur Ünlü filmlerini. Onun eserleri bana bu iki yönetmenin tarzlarının karışımı gibi geliyor her seferinde. Ve hepsinin de buluştuğu ortak noktası bu ülkenin insanlarının acı veren, iki yüzlü yanına işaret etmeleri.
Hasan Ali Toptaş da zaten bu eserinde insanların bir başkasının müşkülünü bile nasıl bir seyir zevkine, bir Truman Show'a dönüştürebileceğini anlatıyor. İnsanların seyir merakı, tıpkı içlerinde gizliden gizleye saklanan linç kültürleri gibi bir başkasının hayatını söndürecek hale gelebiliyor. Toptaş, bence kötü insanları çok iyi analiz edebiliyor. Belki daha doğru bir anlatımla insanın içindeki kötülüğü çok net görüyor ve kağıda döküyor. Bunun içinde hep toplumun ezilmiş ya da kıyısına atılmış güçsüz insanlarını seçiyor. İnsanın gücü elde ettiğinde zalimliğinin sınırlarının olmadığı mesajını neredeyse her kitabında bir şekilde vurguluyor.
Kitabın detaylarına girmek istemiyorum. Olayları, Güldiyar'ın ve ailesinin başına gelenleri burada analiz etmek kitaba henüz başlamayanlar için kötü bir spoiler olmaktan öteye gitmeyecek. Bu yüzden özetle bu kitap seyir zevki ile insanın içindeki zalimliği bir araya getiren bir eser. Her şeye rağmen dostluğun, vefanın ve aile olmanın güzel yanlarını vurgulasa da HAT'ın uslübunda genelde gerçek kazanıyor. Yani masalların sonu bizim istediğimiz gibi bitmiyor.
Bu kitaba tam puan verecekken sadece yitik kalmış bir yandan dolayı puan kırdım. Güldiyar'ın başına gelenler üzerinden toplumun tavrını anlatmak daha öncelikli amaç iken kitabı okutan şey daha çok neden gözyaşlarının taşa dönüştüğü oluyor fakat kitabın hiçbir yerinde bunun sebebi açıklanmadığı gibi o gün evden çıktığında başına neyin geldiğine dair de bir bilgi vermiyor. Bu kısım bende biraz hayal kırıklığı yaşattı desem yalan olmaz. Ancak genel itibariyle başarılı bir eserdi.
Hala favori eserim Heba olsa da, Gölgesizler eseri kadar merak unsuru had safhada olan bu kitabı herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.
Profile Image for Yeşil.
7 reviews1 follower
December 9, 2019
Acı çeken insanların acılarından asalakça zevk alan, empati yoksunu insansıları, her durumdan ne pahasına olursa olsun çıkar saglamaya çalışanları ve üç maymunu oynayanları oldukça sinir bozucu bi gerçeklikle anlatabilmiş yazar.
Profile Image for Selin Alper.
153 reviews15 followers
March 22, 2020
Masalsı bir kitap, bir çırpıda okudum, ve yine çok sevdim Hasan Ali Toptaş’ın anlatım becerisini, kelimelerle oynama sanatını, yazarlığını.

Kötülük yapmak kadar, kötülüğe göz yummak da kötülük değil midir?

“Ben kötülük edenle kötülüğe maruz kalana aynı yüz ifadesiyle bakamam, her ikisine de gülümseyemem diyorum size. Bunu yaparsam o zaman da kendi yüzüme bakamam diyorum.”

“Sen de bir tuhafsın hani. Onun yüzüne bakarsam ötekine bakamam, ikisine de bakabiliyorsam kendi yüzüme bakamam falan diyorsun ya, hakikaten tuhafsın. Saçmalıyorsun. Dünya senin dediğin gibi dönecek olsa, kimse gemisini yürütemez, anlıyor musun? Gemilerin hepsi şapa oturur.”

“Nefret edemeyenin sevgisi de yalandır.”

Ağladığı zaman gözlerinden gözyaşı yerine taş dökülen bir köylü kızı seyre dalanların hikayesi. Metaforlarla dolu bir gerçeklik.
Profile Image for Özlem Tutar.
93 reviews27 followers
January 28, 2020
Etkileyici bir sistem eleştirisi. Hepimiz bu sistemin, bu çarkın birebir içinde olduğumuzdan şablon çok tanıdık elbette. Ama işlenişindeki incelikler, o masalsı anlatım tam bir Hasan Ali Toptaş kitabı. Okuduklarım içinde en sevdiğim değil belki ama yine de çok keyifle okudum.
Profile Image for Özgür Atmaca.
Author 2 books105 followers
June 26, 2020
Basit, ucuz bir intikam hissine kapılmış olsam da, metaforların ağırlığına yönelip; karakterlerin, durumların ve atmosferin söylediklerini anlamaya çalıştım ve sanırım anlayıp anlamlandırdığım genel sonuç, yaratılan beklentinin çok altında kaldı.
Profile Image for Murat Sahin Ocal.
104 reviews32 followers
November 28, 2019
Diyaloglar günlük konuşmanın olağan akışında ve sadelikte değil. Daha çok amatör tiyatro metni gibi didaktik, samimiyet duygusu uyandıramıyor. Yazar kurmacanın geçtiği muhitin diliyle konuşuyor ve roman kişileriyle duygudaşlık kuruyor. Okuru da bu duygudaşlığa katmak için biraz fazla ısrarcı bir tekrar içine giriyor.
Toptaş eserlerinde hiç olmayan bir durum ortaya çıkmış:Roman karakterleri tek boyutlu ve anlatının geneline bir sığlık hakim olmuş. Bildik çatışmalar beklenen seyirde devam ediyor. Şiddetin günlük hayatın olağan bileşenlerinden biri haline gelmesi, kayıtsızlık, toplumsal vicdanın içi boş bir efsane oluşu, bireysel çaresizlik, başkasını izleme tutkusu; bunlar romanın bizi uyandırmak istediği konular. Romanda, genç kızın ağlarken gözlerinden yaş yerine taş damlaması müthiş bir metafor. Ama roman boyu sürdürülünce etkisi zayıflamış.
Profile Image for elif kalafat.
292 reviews430 followers
January 18, 2020
İyi yazar, ayrıca iyi bir sosyolog olmak zorundadır eğer amacı toplumun aynası olmak ise. Hasan Ali tam olarak öyle biri. Bu roman tam onun kanıtı. Yozlaşan toplum, her şeyi kanıksayan toplum; dertdaş olamayan, empati kurmayan, kurmayı dahi denemeyen, kurması gerektiğini unutan, yardım etmekten kaçan, korkan toplum. Bu toplumun var ettiği sistem, oluşan çarklar ise korkunç. İyiyi, en ufak merhameti savunduğunuz an içine sizi çekiyor ve eziyor. Var etmiyor sizi. Aşık olsanız, kavuşturmaz; baba olsanız, konuşturmaz bu sistem. İyi davranmak isterseniz, sistemi oluşturan toplumun bireyleri karşı çıkar önce. Yanıbaşınızda dert döktüğünüz insan bile destek vermez size, dur der, sistem buna izin vermez. Sistemi kendilerinin kurduğunu unuturlar. İnsana çok yazık artık, Hasan Ali de bu yazıklığı dile getirmiş hem de çok güzel bir hikaye ve dil ile!
Profile Image for Gencay.
104 reviews10 followers
March 28, 2020
hasan ali toptaş'ın şimdilik son romanı.

yine buram buram karamsarlık kokan bir kitap buldum karşımda. ya hasan ali toptaş bu karanlığı ve yitikliği çok iyi kullanıyor ya da benim gibi bu düşük halet-i ruhiyeden beslenen bünyeler çoğunlukta. hemen hemen her kitabında dolu dolu verdiği o köy insanının hayatını sanki bir film izliyormuş gibi seyrettim.

eldeki son yıldızı veremeyişimin sebebi (bana göre) cevaplanmayan birkaç sorunun kalması oldu ama yine yazsın yine okuyalım
Profile Image for Buket Canerman.
20 reviews2 followers
February 24, 2020
Hasan Ali Toptaş’ın feryadını duydum. Anladım. Keşke duymamış, anlamamış olsaydım. Göz göre göre kötüyüz. Dönen çarkları sorgusuz, sualsiz kabul etmişiz. Televizyon izler gibi izlemişiz acıları. Elimizi uzatsak kurtarabileceğimiz acılardan kendimize tiyatro çıkarmışız. “Beni Kör Kuyularda” bizi, bizimle vurdu...
Profile Image for Tuna Turan.
409 reviews57 followers
January 12, 2020
Roman, köyden şehre göçmüş ve tutunmaya çalışan bir ailenin, kızlarının başına gelen bir olaydan dolayı yaşanılan süreci ve bu süreçle birlikte toplumun takındığı tavrı çok güzel anlatıyor. Belki başlarda karakterin başına neler geldiğini merak ediyorsunuz ama sonradan böyle olmadığını gösteriyor yazar bize.

Önceki Hasan Ali Toptaş kitaplarından dil daha yalın ve anlatım daha akıcı.

Profile Image for Birkan Kartal.
2 reviews
February 17, 2021
Güldiyar'a ne oldu da bu duruma geldi, bilmek isterdim doğrusu. Kitapta vardı da ben mi kaçırdım ayrıntıyı?
Profile Image for TK.
24 reviews
March 4, 2021
Hikayedeki her karakteri çok iyi tanıyorum hepsi etrafımızda maalesef hepsi aynı kayıtsızlıkla, hepsi aynı çıkarcılıkla duruyorlar yerlerinde. Zaten hali hazırda pek haz etmediğim insanlardan tekrar soğuttu bu roman beni...
Profile Image for Meric Aksu.
159 reviews33 followers
Currently reading
November 7, 2019
Seni kör kuyularda(çünkü ben benim yani seni doğrusu bana göre)...seni yoklarda ya da çok varlıklarda...seni nerelerde arasam bulurum ya da asla bulamam...kör kuyular en kolayı belki de...seni kör kuyularda, kuytularda, seni en diplerde, en derinlerde, en uzaklarda tam da anafora yakalanmışken...arasam, didine didine...ama bulamasam(daha on dokuzuncu sayfalarındayım o kör kuyuların, dolayısıyla kitabın adına istinaden yazıldı tüm bu yazılanlar; henüz ortada ne kuyu var ne de o ama okunacaklar var sayfalara sıkışan ve o darlıkta nefes almaya çalışan...kuyularda). Hat sanatı diyorlar "çok" kısaca, okumak gerekiyor telaş yapmadan. Bira(pardon bir) aya biter benim okumam, iştahlı yorumları okumalı önceden genç okurdan gelen...
Profile Image for Selda Ceylan.
83 reviews
January 18, 2020
Gökyüzünde serçe gözü kadarcık olsun mavilik yoktu, rüzgarın toplayıp getirdiği, iç içe geçmiş, üst üste yığılmış o asık suratlı bulutlar vardı sadece. Pencereden bakınca, insanlar soğuk birer karaltı halinde o bulutların içinden çıkıp geliyormuş gibi görünüyordu bu yüzden. Evlerine dönerken de, avlu kapısını geçer geçmez birbirleriye konuşa konuşa tekrar o bulutların içine giriyormuş gibi görünüyorlardı. Gökten göğe çekiliyorlardı sanki.
*
Karanlık çöktü. Sonra bu karanlık insanın dişlerini takırdatacak kadar soğudu yine, camlar, çerçeveler soğudu, duvarlar soğudu, kendi varlıklarını susan, kendi varlıklarını fısıldayan görüntüler soğudu, mesafeler soğudu, dere soğudu ve gece görünmeyen ayaklarıyla çatıların, avluların, ağaçların ve cümle mahlukatın üzerine basa basa yürüdü, o yürürken işleri tıkırında olan ensesi kalınlar birer kuş hafifliğiyle akça pakça yataklarda uyudu, barları, meyhaneleri dolduran insanlar rengarenk ışıkların altında güle oynaya şarkılar, türküler söyledi, ilaç parası bulamayan garibanlar yumruklarını sıkıp dişlerini gıcırdattı, evine ekmek götüremeyenler kara kara düşünüp of çekti, hayatları boyunca hayatlarına giren insanların çoğuna bir şekilde kötülük ettikleri için artık kendilerini bile sevemez hale gelenler iyilik ve tevazu şarkıları eşliğinde, cumbuldata cumbuldata, başkalarının sevgisinde vicdanlarını çitiledi, dili damağı kuruyan, ciğerleri börten hastalar kapılara bakıp su bekledi, mahkumlar ranzalarında kah o yana, kah bu yana döndü, aç yatan çocuklar rüyalarında yiyecekler, içecekler gördü, nöbetçi eczaneler arı kovanı gibi işledi, kalplerinin başköşesinde yıllarca ağırladıkları kişinin pis bir yalancı olduğunu anlayanlar kendi öngörüsüzlüklerine hayıflanıp birer sigara daha yaktı, kim bilir, o sırada belki görünmeyen yıldızlardan biri de eğilip yukarıdan dünyanın ahvaline baktı, sonra artık yavaş yavaş şafak söktü ve Cevherlerin horozu sönmüş ipliğe benzeyen bir sesle derenin diminde hayal meyal öttü.
*
Ben kötülük edenle kötülüğe maruz kalana aynı yüz ifadesiyle bakamam, her ikisine de gülümseyemem diyorum size. Bunu yaparsam o zaman da kendi yüzüme bakamam diyorum.
*
“Anlıyorum,” dedi, nice sonra Halil. “Sen diyorsun ki, kötüler gelip bize kötülük edinceye kadar iyidirler, başımızın üstünde yerleri vardır.”
*
“Ağbi,”dedi hıçkırıklarının arasından. “Biliyor musun ağbi, onu görünce benim içimdeki yeşiller dört parmak uzadı.”
Profile Image for Pınpın.
4 reviews
January 15, 2020
Kötü mü? Değil..Sadece Hasan Ali Toptaş romanı tadı yok..
Profile Image for Tubi(Sera McFly).
380 reviews60 followers
December 10, 2020
Son dönemin fazlasıyla sadeleştirilmiş Toptaş romanları, Hasan Ali Toptaş değil de başka bir yazar okuduğumuz hissi veriyor. Beni Kör Kuyularda'nın gerçeküstü öğeleri yazarın eski romanlarını hatırlatsa da, üsluptan çok kötülüğe seyirci kalan çarpık toplumun hissettirdiği hüzünle öne çıkıyor ve daha çok bu açıdan etkiliyor.
Profile Image for nermin.
61 reviews1 follower
Read
December 25, 2019
Nerdeyse bütün kitaplarını okudum Hasan Ali Toptaşın. Maalesef bu kitap tam bir hayal kırıklığı oldu. Yapmaya çalıştığı kitapta anlatmaya çalıştığı şey saygıya değer ama tam bi kör göze parmak olmuş. Dil savurganlığı da çabası.
Profile Image for Ece Çavuşlu.
Author 71 books106 followers
December 3, 2019
Bitmeyen betimlemeler arasında kendine yer açmaya çalışan bir hikâye. Yetkin kalem, boğucu anlatı.
Profile Image for Merve Kirca.
18 reviews6 followers
March 2, 2020
hasan ali toptas en sevdigim yazarlardan biri. kalemine, duygulari ifade edisine hayranim.
ilk kez bir kitabi beni hayal kirikligina ugratti. verdigi mesajlar degerli ancak ite kaka bitirdigim bir kitap oldu. uzgunum cokca.
Profile Image for Cansu Varol.
225 reviews93 followers
April 12, 2020
Konu ilgimi çekti, Hasan Ali Toptaş'ın dilini hem çok sevdim hem de bazen yoruldum. Yorgunluğum ve hikayede daha fazla olay olmasını dileyişim sebebiyle sadece 1 puan kırıyorum. Genel olarak keyifli bir okumaydı benim için.
Profile Image for Burcu Baltalı.
11 reviews2 followers
January 10, 2020
H.A.T. tarzını çok seviyorum ama bu kitap çok havada kalmış gibi hissettirdi bana.. konu güzel, dil ve anlatım harika ama yükseltip yükseltip boşlukta bıraktı beni..
4 reviews1 follower
December 7, 2022
Kitap çözülmeyen gizemlere, defalarca aynı formda okuyucuya sunulan tasvirlere (saçından havalanan toz, havada süzülüp ağacın dalından sekip ilçe kaymakamının evinin sandığındaki naftalinli nevresim takımına nüfuz edip oradan bir kuş gibi havalanıp soğukluğunu gecenin karanlığında önce çimenlere....) yaslanarak ilgiyi canlı tutmaya çalışıyor. Vermek istediği mesajlar da var. Bunu da anladık. Fakat sonuçta elinizde 248 sayfa boyunca aslında 50 sayfada anlatılabilecek bir hikaye var. Kitaba neden girdiği belli olmayan tonla detay var. Anlatılanların çoğu hayatın olağan akışı içinde garipseyeceğiniz sürreal olaylar bütünü. Ama son kertede kitap aslında fantastik bir anlatıya da mesafeli. Köylü olduğu söylenen adamlar, kadınlar trt 1 spikeri gibi konuşabiliyor. Söylediği bazı kelimelere sözlükten baktım. Özensiz bir kitap kısaca.
Displaying 1 - 30 of 161 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.