"Yiyip içiyordum, açlık ya da susuzluk yüzünden değil, özgürlüğe duyduğum istek yüzünden." Ömrünü sağlık sorunları ve katı bir perhizle geçirmek zorunda kalan anlatıcının eşi, bir düğün yemeği için kocasının gece boyunca gönlünce yiyip içmesine izin vermesini ister doktordan ve bu izni koparır. Sofraya hararetli konuşmalar ve mutluluk gösterileri hâkimdir. Ancak cömertçe akan şarabın getirdiği özgürleşme hissiyle önce öfke patlamaları, itiraf ve hakaretler baş gösterir, nihayetinde korku ve utanç devreye girer ve şarabın midedeki yolculuğuna zihnin karmaşık rotası eşlik eder. İtalyan edebiyatının büyük ismi Svevo, Cömert Şarap’ta bir düğün sofrasından yola çıkarak özgürlük, aile, sadakat gibi kavramları kendine özgü mizahi tutumuyla ele alır. Zeno’nun Bilinci’nden izler taşıyan bu roman, psikanaliz de dahil olmak üzere birçok konuya hicivli bir yaklaşım getirir ama şarabın hakkını teslim eder ve şarabı üzerine yüklenen sembolik anlamdan kurtarır, onu ezeli ve dionizyak konumuna yeniden yerleştirir. Türkçede ilk kez yayınlanan bu önemli modernist romanı Ersan Üldes’in özenli çevirisi ve sunuş yazısıyla yayınlıyoruz.
Aron Hector Schmitz, better known by the pseudonym Italo Svevo, was an Italian writer, businessman, novelist, playwright, and short story writer.
A close friend of Irish novelist and poet James Joyce, Svevo was considered a pioneer of the psychological novel in Italy and is best known for his classic modernist novel La coscienza di Zeno (1923), a work that had a profound effect on the movement.
Çevirmen Ersan Üldes’in çok toparlayıcı önsözü ile güzelleşen Cömert Şarap basit konusu ama modernist anlatımıyla Svevo’yu iyi tanımlayan bir kitap. Uzun hikaye-novella, kolay okunuyor.
Svevo'nun son eserlerinden olsa da, hem kısa olması hem de basit bir anlatımı olması sebebiyle bence yazarı tnaımak için güzel bir seçim olabilir. Ersan Üldes çevirisi de gayet başarılı. Ayrıca yine çevirmene ait bir önsöz de mevcut kitapta. Kısa, bu yüzden son derece hızlı bir okuma oldu. Bir saatimi almadı. Özellikle yaz günleri için şöyle atıştırmalık kitap arayanlara tavsiye ederim.
Konusu pek güçlü olmasa da Svevo'nun söyleyecek sözü olduğunu böyle sıradan bir kurguda bile hissediyorsunuz.
modernist roman geleneğinin önemli temsilcilerinden Italo Svevo, isimsiz anlatıcısı üzerinden ziyafete çağırıyor okuru. şaraba yüklediği anlam, psikanaliz, sosyalizm, din, özgürlük, sadakat ve aile kavramları gibi pek çok konuya hicivle yaklaşan kısa ve etkili bir metin. dilimize ilk kez çevrilmiş olması şaşırtıcı. bunca yıl nasıl gözden kaçmış. ersan üldes'in şahane sunuş yazısı da metnin tamamlayıcısı. keyifle tavsiye eder kadehimi kaldırırım...
Ben belli ki çok anlamadım. Söylendiği gibi hicivli, mizahi veya metaforlarla dolu bir taraf da bulamadım. Belki diğer kitaplarıyla biraz daha anlam kazanır benim için. (Tezer ile okuma zevklerimizin benzer olmadığı kanaatine de iyiden iyiye varıyor gibiyim. Bu hayatın farkındalıkları bazen çok yorucu oluyor..)
Ama Ersan Üldes’in notlarını beğendim. Onun anlatımı ve içimde anlatıcının bana hissettirdiği “aşağılık sıradanlık” sebebiyle Svevo’yu okumaya devam edeceğim. Uyanan bir duygu var neticede, üzerine gitmeli (?)
-“Ama endişe özgürleşince, daha gerçek bir endişeye dönüştü.” -“Onu kırmıştım, o da beni kırmıştı. Ama ben tüm bunları durmadan düşünüyorken, onun artık bu kırgınlığı hiç mesele etmiyor olması, benim adıma yeni bir kırgınlık demekti.”
-** “ ‘Kötü müsün?’. ‘Başka kelimeler kullanmış olsaydı, kurtarıcı bir soru sorarak onu cevaplardım. Ama aramızdaki tartışmaya saldırganca gönderme yapan bu kelimelere bir karşılık vermek istemedim.’” — benim için çok önemli bir cümle oldu. Yorumlama değil, doğrudan bir olay anlatımı değil. Karakterin deneyimlediği bir hissin kendisinde yarattığı düşünceye dair bir aktarım. Açıklaması zor, verdiği duygu ise kesin ve anlaşılır. Böyle anlar bulmalı, böyle anlatmalı.