Kanında estrojen ve progesteron, yani kadınlık hormonları dolaşan ya da artık dolaşmayan her kadının okuması gereken bir kitap...
Menopoz sonrası hormon desteği almak mı “doğaya karşı mücadele” anlamına gelir, yoksa almamak mı?
Doktorunuz size gerçek insan estrojenleri yerine at estrojenleri veriyor olabilir mi?
Polikistik over, çikolata kisti hastalığı, menopoz, âdet düzensizliklerinde size verilen patentli sentetik/kimyasal progesteron hormonu, kanınızda dolaşan hormonun aynısı mı, yoksa kötü huylu bir taklidi mi?
13 yaşından 53 yaşına dek tam 40 yıl boyunca kanında kadınlık hormonları ile sağlıklı yaşayan, üstelik hamile kaldığında kanında bu hormonlar onlarca, yüzlerce katına çıkan, dahası hamilelikler yaşarsa meme kanseri riski azalan kadınlar, nasıl oldu da menopoz için aynı hormonlar sadece birkaç yıl verilince meme kanserine yakalandı?
Verilenler gerçek insan hormonu muydu?
Hormon taklidi patentli ilaçları kullanmak adına hangi yanlışlar yapılmış, bu arada gerçek insan hormonlarının adı nasıl kötüye çıkmıştı?
Kendimiz için ne ders alıp, ne yapabiliriz?
40-55 yaş arası “menopoz çevresi” kritik dönem neden yaşamsal önem taşıyor?
Sıcak basması/gece terlemesi yalnızca verdiği rahatsızlıktan mı ibaret, yoksa bunu yaşadığınız dönemler kemiklerinizin en hızlı eridiği, kalp-damar hastalıklarının temelinin atıldığı yıllar olabilir mi?
Meme kanserine taramalar ile “erken tanı” koymanın çok ötesinde, kanserli hücre henüz gelişmeden, yüksek riske sahip meme “toprağını” önceden saptamak ve bu yapıyı doğal desteklerle değiştirmek mümkün mü?
Her yaştaki kadın hormon düzensizliklerinde beslenme, besin destekleri ve doğal hormonlardan nasıl destek alabiliriz?
Alternatif tıp yaklaşımlarından biri Fonksiyonel Tıp Yaklaşımı… Kadınlar ve bedenen yaşadıkları, yaşamak zorunda oldukları hormonal değişiklikleri konusu ele alınmış. Geleneksel tıbba karşı haklı eleştirileri ve önerileri gözardı etmek mümkün değil. İçeriği oldukça aydınlatıcı buldum. Bazı noktalarda tekrarlı, yazım dili çoğunlukla sohbet formatına yakın ama editoryal destekle daha tutarlı bir akış sağlanabilirdi.
Beynimde yaktığı ışık ve genel olarak herbirimizin önyargısı haline gelmiş hormon ve hormon tedavisinin ne olup ne olmadığını güzelce masaya yatırmış… Faydalı bir öz çalışma.
Yazar “Kadın türünün üstündeki lanet” olarak tanımladığı yıllardır uygulanan tedavi yöntemlerinin yanlışlığını anlatırken çok kez tekrara düşmüş ama bunun için de özellikle özür dilemiş başka türlü anlatma şansı olmadığını düşünmüş. Özellikle tıp bilgisi olmayan kadınların anlamalarını kolaylaştırmak aracıyla tekrarlara düşmüş. Yazım dili çok basit. Hemşire olduğum için çok rahat okudum, sanırım bu yüzden de yazarın tekrara düşmesi beni rahatsız etti.
Bir kadın olarak, kadın haklarını koruması ve konuyu insan hakları mücadelesi olarak tanımlaması beni mutlu etti. Yine bir kadın olarak verdiği bilgilerle aydınlanmama sebep oldu. Bence her kadının okuması gereken bir kitap.
Açıkçası bu kitaba kaç yıldız vereceğimi bilemedim. Fonksiyonel tip akademisi yaklaşımını özellikle kronik hastalıklar söz konusu olduğunda çok makul buluyorum. Dr. Mustafa Atasoy'u da mümkün olduğunca takip edip, bir biyolog bakış acısıyla anlattıklarını dinlemeye çalışıyorum. Bu kitabın da aslında söylediklerini mantık olarak doğru bulduğum için beş yıldızı hak ettiğini düşünüyorum. Ancak kitabın kurgulanmasında aşamasında eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Kitabın ilk 116 sayfası tamamen kendini tekrar eden ve tamamen duygusal yazılmış. Yazar yapay hormonlar uzerine ikibinli yillarda yapılmış ve kadınlarda hormon replasmaninin kansere yol açığına dair bir meta analize o kadar sinirlenmiş ki, sürekli kendini tekrar edip, dönüp duran cümlelerle sinirini boşaltmış. Kitapta sürekli olarak çalışmanın ne kadar yanlış, kötü bir çalışma olduğundan ve sonuçlarının yanlış anlaşıldığından, bu sebeple hormon tedavisinin yaklaşık 20 yıl boyunca göz ardı edildiğinden bahsediyor. Ancak o kadar sinirle yazılmış ki, ben zavallı bir okuyucu olarak sürekli azarlanıyor gibi hissettim. Belki bu ilk 116 sayfada daha sistematik gidilip, bu çalışma daha detaylı olarak anlatılıp, hataları kendini tekrar etmeyen ve sade bir şekilde anlatilabilirdi diye düşünüyorum. Yazarın bahsettiği meta analize okuyup ulaştığımda kendisinin haklı olduğunu düşünsem de, anlatım tarzında belki ufak oynamalar yapilabilir. Bunun ötesinde kitabın oldukça önemli bir konuya değindiğini düşünüyorum. Yapay hormonlar değil, doğala eş değer, ağızdan değil doku yolu ile alınmasının pek çok sağlık sorununu başlamadan düzenleyeceği fikirleri çok mantıklı. Fonksiyonel tip konusundaki bilinci bu kitabın artırabileceğini düşünüyorum.
Bazı önemli bilgiler içeriyor olsa da üslubu çok itici geldiği için okumakta zorluk çektim. Anlatmak istediği şeyleri diğer doktorlara bu kadar fazla çatmadan (hemen hemen her sayfada) anlatsaydı, bu konuyla ilgili edindiği misyonu daha iyi yerine getirebilirdi. Toplam 5 sayfada özetlenebilecek bu kitabın içerdiği önemli bilgileri edinmenin başka bir yolunu bulamıyorsanız okunabilir.
Ilk 150 sayfa devamli tekrarlayan cümlelere en iyi ben bilirim diğer doktorlar sıradan cumlelerini hoş görüp devam edebilirseniz güzel bilgiler edinebilirsiniz. Yazım tekniği olarak vasat ancak bilgi edinmek icin güzel bir başlangıç kitabı.
Güzel bir kitap. Son dönem içinde yüzdüğümüz kimyasal bataklığına kadın hormonları üzerinden dikkat çekilmesi oldukça yerinde olmuş. Sadece menapoza yaklaşan kişilerin değil, genç kadınların da vücutları ve kendilerini bekleyen bir süreç hakkında bilgi sahibi olmaları için okuması gerektiğini düşünüyorum. İnsan vücudunun bütüncül bir yaklaşımla ele alındığı bir kitap okumak beni mutlu etti açıkçası. Beni en çok şaşırtan ise, biyoeşdeğer hormonun ne olduğunu öğrenmem oldu. Özellikle, kadınlara çeşitli sebeplerle (doğum kontrol yöntemi, polikistik over vs) verilen sentetik hormon haplarının, biyoeşdeğer hormonlar olmadığını ve bu rahatsızlıkların semptomlarını geçici olarak hafiflettiklerini öğrendiğimde çok şaşırdım. Çünkü, kanda ölçümünü yapmanın mümkün olmadığı bu sentetik hormonların doktorun kitapta kullandığı tabirle "hormonsuların", hem genç kızlarda hem de yaşlı kadınlarda aynı şekilde kullanılması oldukça ilginç. Bu açıdan, hormon tedavilerinin ne kadar önemli olduğunu ve bu tedavilerin bireye özel olarak biyoeşdeğer hormonlarla tasarlanması gerektiğini öğrendim. Benim açımdan, birçok yeni bilgi öğrendiğim oldukça bilgilendirici bir kitap oldu.
Mustafa Atasoy'a bu önemli bilgileri hekim olmayanların anlayabileceği bir şekilde paylaştığı ve kafamda bu zamana kadar dönüp duran ama danıştığım hekimlerden doyurucu yanıtlar alamadığım soruların hiç de anlamsız olmadığını ve yanıtları olabileceğini gösterdiği, önümde yeni bir yol açtığı için içtenlikle teşekkür ediyorum.
Kitapta hormonların sağlığımız üzerindeki etkileri fonksiyonel tıp bakış açısı ile ele alınarak anlatılmış.
Sentetik hormonlarla yapılan hormon replasman tedavilerinin olumsuzluklarına karşın bio eşdeğer hormonlarla yapılan replesman tedavilerinin yararları ve gerekliliği detaylı olarak ve uluslararası geçerliliği olan araştırma referanslarına dayandırılarak anlatılmış.
Kitabın sonunda yazarın kendi rahatsızlıklarından yola çıkarak fonksiyonel tıp ile tanışmasını ve bu konuda eğitim almaya karar verdiğini anlattığı bölümü fonksiyonel tıbbın ne olduğunu çok etkileyici bir şekilde anlattığı için özellikle beğendim.
Zaman zaman dilini biraz kavgacı bulmuş olsam da tüm kadınların yararlanacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kitap, her kadının hormon dengesini anlaması için inanılmaz faydalı bilgiler içeriyor. Bireylerin, kendi sağlığı ile ilgili sahip çıkması gereken konulara değiniyor. Sağlık endüstrisinin içinde, bireylerin ve doktorların, hastalıkların kök nedenlerinden nasıl uzaklaştırıldığı çok güzel örneklerle izah edilmiş. Fonksiyonel tıp ile ilgilenenler ve sağlıklarının sorumluluğunu üstlenmek isteyenler için öneririm.
İçeriği çok iyi, hormon ve fonksiyonel tıp konusunda çok bilgilendirici çok iyi bir kitap. Menapoz konusunda da son zamanlarda çok konuşulan hormon tedavisini çok iyi anlatıyor. Sadece fazlasıyla konuşma dili kullanılıp ve hızlıca yazılmış bir kitap. Örnekler ve bölümler aceleye gelmiş. Yine de çok bilgilendim.
Genç ve yaşlı tüm kadınların okuması gereken bir kitap. Keşke ben üniversitedeyken bu kitap olsaydı ve okusaydım, o zaman bir çok şeyi daha farklı yapardım. Bütün arkadaşlarıma tavsiye ediyorum