Fatih Sultan Mehmed üzerine yaptığı çalışmalarını 1950’lerde yayımlamaya başlayan Halil İnalcık’ın yaklaşık altmış yıllık birikiminin yer aldığı bu kitap, Fatih ve devri hakkında monografik bir eser. Fatih Sultan Mehemmed Han, İnalcık’ın daha önce muhtelif dillerde yayımlanmış makalelerinin yanı sıra yeni yazılarını da içeriyor.
Kitabın birinci bölümünde, Osmanlı ve Bizans (1302-1453) ilişkileri ve İstanbul’un fethi ele alınırken, fetih sonrası idare ve kurumlara dair yeni düzenlemeler, dönemin arşiv belgeleri ve kanunnameler ışığında inceleniyor. Ayrıca Fatih dönemi mâliye idaresi ve imparatorlukta rayiç olan meskukat üzerinde durulurken, birinci elden kaynaklar detaylı bir şekilde tahlil ediliyor. İkinci bölümde ise, İnalcık’ın ilk defa bu eserde yayımlanacak olan yazıları da yer alıyor. Halil İnalcık’ın “Fatih Sultan Mehmed” hakkında kaleme aldığı bu kapsamlı çalışma, zengin bibliyografyasıyla da araştırmacılar için eşsiz bir kaynak niteliğindedir.
He was born in Istanbul to a Crimean Tatar family, which left Crimea for Constantinople in 1905. His birthday is unknown but İnalcık chose 26 May 1916 for his birthday. He attended Balıkesir Teacher Training School, and then Ankara University, Faculty of Language, History and Geography, Department of History where he graduated from in 1940. He completed his PhD in 1943 in the same department. His PhD thesis was on the Bulgarian question in the late Ottoman Empire.
He entered the same school as an assistant, then he became assistant professor in 1946 and after his return from lecturing in the University of London for a while, he became a professor in the same department in 1952. He lectured in various universities in the United States as a guest professor. In 1972, he was invited by the University of Chicago. Between 1972 and 1993 he taught Ottoman history at the University of Chicago. In 1994, he returned to Turkey and founded history department at Bilkent University where he is still teaching.
In 1993, he donated his valuable collection of books, journals and off-prints on the history of Ottoman Empire to the library of Bilkent University.
He has been member president of many international foundations. He is a member of the Serbian Academy of Sciences and Arts in Department of Historical Sciences. He is also a member of the Institute of Turkish Studies.
Nasıl başlanır bilemiyorum. İlk olarak şunu belirtmeliyim, dili ağır olacak ve zorlanacağım bir okuma olacağını düşündüm. Fakat hiç öyle olmadığı gibi, elimden bırakamadan devam ettiğim bir kitap oldu.
Halil İnalcık'ın anlatımı tahminimden çok daha net, çok daha anlaşılır, çok daha detaylı olarak karşıma çıktı. Kitabı okurken, sanki bir roman okuyor gibi ilerledim. Sadece Fatih Sultan Mehmet'in hayatını değil, dönemin olaylarını alternatif bir gözle gözlemleme şansı buldum. Daha güzel bir yanı ise, diğer kaynaklarla karşılaştırma yapan bir tarih profesörü ile karşılaştırma yapma şerefine eriştim. Sanıyorum bu, en önemli noktalardan biriydi.
Kitabın ilk bölümlerinde Osmanlı'nın ilk zamanlarına giriş yapıyor, sonrasında II. Murad'ın saltanatı sırasında yaşananlarını inceliyoruz. Daha sonra II. Mehemmed'in yani Fatih Sultan Mehmed hayatına giriş yapıyoruz. İlk zamanlarından beri ne denli kararlı, zeki ve bilgi aşığı biri olduğunu anlıyoruz. Sonrasında ise Konstantinapole aşkını yani İstanbul aşkını okuyoruz. Daha çok küçük yaşlarda bu fetih için kendine inanmış bir hükümdarı görüyoruz.
Kitabın tüm detaylarına girmek istiyorum fakat bu çok ama çok uzun bir yazı olacağından, sizlere sadece özet olarak bir bilgi vermek için bu kadar yazıyorum. Kulaktan dolma sözlere, hiç bir dayanağı olmayan reklam amaçlı film ya da dizilere inanarak tarihi anladığınızı ya da bildiğinizi sanmayın ve tarafsız yazılan bu tip kitapları okuyun. Her iki taraftan okumalar yapmak, işin uzmanı tarihçilerden tarihi okumak inanın çok ama çok daha iyi bir bilgiye daha doğrusu doğru bilgilere ulaşmanızı sağlıyor.
Osmanlı İmparatorluğunda tek ve yegane saygı duyduğum, büyük bir imparator olarak gördüğüm Fatih Sultan Mehmed gibi bir insanı, her yönüyle tanımak, her yönüyle anlamak için bir çok okuma yapıyorum. Bu okumalarımın en iyilerinden olarak gördüğüm bu kitabı tavsiye ediyorum.
Cumhuriyet dönemimizin tarih kutbu İnalcık hocamızın son eseri olan bu kitap, sultan 2. Mehmet 'in güçlü kişiler özellikleri ve yönetim şekli hakkında bugüne ışık tutmaktadır. Sanırım Fatih Sultan Mehmet 'i anlamak geleceği anlamaktır.
İki karanın sultanı, iki denizin hakanı, Kayseri-i Rum...
Kitap hakkında söylenecek çok şey var ancak bir alıntı yaparak başlamak istiyorum: “İstanbul’un fethinden sonra Şeyh Ak Şemseddin, fetihin evliyanın eseri olduğunu söylediği zaman Fatih, bu şehir kılıcımla alınmıştır yanıtını vermiştir.” Yıl 1453, Fatih 19 yaşında, şeyhe verdiği bu cevaptan kendisinin ne kadar ileri bir vizyona sahip olduğu çok açık anlaşılıyor. O yıllarda o dönemin koşullarında şeyhlerin, cemaatlerin, tarikatların ülke için ne denli zararlı, tehlikeli olduğunu görebilmiş ve önlem almış. Buna hayran kalmamak elde değil...
Kitap bilimsel yöntemler ışığında yazılmış, bence harika bir eser. Fatih’in devlet yönetiminde yıl 1453 olmasına rağmen ne derece ileride olduğunu kanıtlayan bu eserde tabi ki Fatih’in kişilik özelliklerinin devlet yönetimindeki etkisi de anlatılmış. Ne diyebilirim ki 2020yılında hala tartıştığımız bazı şeyleri Fatih 1453te yapmış ki bunları yapmak şart olduğu zaman o karaktere sahip olmak gerek.
Kitabın dili gerçekten çok hafif, anlamını bilmediğiniz kelime çok az ve ayrıca zaten bir çok şeyin çevirisi yapılmış, gerçekten keyifle okudum.
كان الزمان ينتظر، وكانت النبوءة معلّقة كقنديلٍ في سقف السماء “لتفتحنّ القسطنطينية، فلنِعْم الأمير أميرها، ولنِعْم الجيش ذلك الجيش ” حديثٌ لا يُشبه الأحاديث. إنه وعدٌ صريح يولّد رجلٌ من نار اسمه: محمد الفاتح طفلٌ نُحتت ملامحه في قصور العلم، وشبّت روحه على نار الشغف. درس القرآن، ثم قرأ أرسطو. أحب السيف… لكنّه عشق الفكرة أكثر. في كتاب “محمد الفاتح وفتح القسطنطينية”، يكشف لنا المؤرخ العظيم هليل إينالجك، أن الفاتح لم يكن مجرد قائد… بل مشروع حضاري، يمشي على قدمين. لم يكن يريد فتح مدينة فقط… بل أراد أن يفتح زمنًا بأكمله. “İstanbul’un fethi bir son değil, medeniyetin merkezini değiştiren bir doğuştu.”
" فتح القسطنطينية لم يكن نهاية، بل ولادة غيّرت مركز الحضارة إلى الأبد "
حين دخل الفاتح القسطنطينية، لم تكن صيحات الجنود تعلو فوق أنين الجدران… بل كان الصمتُ هو السيّد؛ صمتُ اللحظة التي تسقط فيها إمبراطورية، وتُولد أمة من جديد. أعاد بناء المدينة. لم يُحرق كنيسة. لم يُقصِ قسيسًا. بل جعل من إسطنبول عاصمةً للديانات، وموئلًا للعلماء. فتح الأسوار… وفتح معها أبوابًا للفكر، لا تُغلق إلى اليوم.
“Fatih sadece bir şehri değil, tarihin yönünü fethetti.”
" الفاتح لم يفتح مدينة فقط، بل غيّر اتجاه التاريخ "
كتاب هليل إينالجك لا يسرد التاريخ… بل يعيدُ تكوينه، يرينا الفاتح كما لم نعرفه: رجلًا من نور… يخطو في ظلال نبوءة، ليكتب على جدران الدنيا: لقد كان هذا وعدًا… فأنجزناه. "
Kitabı Halil İnalcık'ın yazmasına güvenerek okumaya başladım fena hayalkırıklığına uğradım.
Kitabın yüzlerce problemi var. En çok gözüme batan birkaç şeyi yazabilirim sadece. Kronolojik sıra yok. Sadece İstanbul'un ele geçirilişine kadar kronolojiye uyulmuş oradan sonrası allahkerim, karman çorman bir kronoloji var. Çok fazla göze batan virgülün yanlış kullanilmasindan kaynaklı imla hatası var. Terminolojiye tecavüz edilmiş. II. Mehmed veyahut II. Mehmed dönemiyle alakası olmayan veyahut hiçbir tarihçinin işine yaramayacak türden gereksiz bilgiler ve konular üzerinde uzunca sayfalar yazılmış. Hem kitabın temposunu düşürüyor hem de ağızda kötü bir tat bırakıyor. Muharebeler ve seferlerin gidişatları üzerine detaylı bilgiler yok var olanlar da çok yüzeysel aktarılmış, dönemin kronikleri çok yetersiz kullanılmış ve haklarında verilen bilgiler çok yetersiz s. vs.
Bu kadar kepazece bir eser yazıp da eserin araştırma ve incelemeler bölümünde başka yazarları eleştirmeye kalkması da işin tuzu biberi, ironik tarafı olmuş.
Genel olarak Türkiye'de tarihçilerin önemli bir kısmı iyi akademik makaleler yazarlar lakin yazdıkları kitaplar çöp olur. En iyi örneği İlber Ortaylı'dır zira.
Tarihe ilgisi olan olmayan herkese okuyun,okutturun.Tarihimizle ilgili onlarca yalan bilginin kol gezdiği dönemlerde okuyanı gerçek bilgiler donatacak bir yapıt.Kitap diyemiyorum bir başyapıt.Halil İnalcık hocamızın daha nice eserinin bu şekilde basılması dileğiyle.
Çok akıcı bir dille, çeşitli kaynaklardan doğrudan referansla yazılmış, Halil İnalcık eseri olduğunu belli eden etkileyici bir kitap. Fatih dönemi, öncesi ve sonrası ile farklı dinamikleri ele alarak herkese hitap edebilecek bir üslupla kaleme alınmış.