Jump to ratings and reviews
Rate this book

Türkiye'den Gitmek

Rate this book
“Sizce bir birey başına ne gelirse; doğduğu, büyüdüğü, arkadaş edindiği, dilini konuştuğu ve her köşesini bildiği ülkesini bırakma noktasına gelir?”

Türkiye’den Gitmek; aklında bu soruyla, sonsuza kadar “keşke” demek yerine denemeyi seçen, elinde bavul cebinde turist vizesiyle hayatının yönünü sonsuza kadar değiştiren ve hayallerini kaçacak yerleri kalmayana dek kovalayan Gökhan Kutluer’in sahip olduğu her şeyi geride bırakarak İtalya’ya göç edişini anlatıyor.
Gitmek istemenin, gitmenin; hiçbir yerde kalamamanın, hiçbir yere ait olamamanın, yani “haymatlosluğun”; çalışmanın, keşfetmenin, yalnızlığın, ailenin ve kendini bulmanın bu çarpıcı öyküsü, merakını koruyan gözler için Türkiye’den göç etmenin sosyal ayrıntılarını sunuyor.

“Kimi yıllardır dolabımda duran, kimiyse çarpma işlemindeki 1 sayısı kadar faydasız onlarca şeyin evimde neden durduğuna bir türlü anlam verememiştim. Her savuruşumda bir yükümden kurtuluyordum sanki. Her çaput parçasında başka bir hatıramı kesiyordum ortadan ikiye; daha fazla benimle yaşamasınlar diye...”

245 pages, Paperback

Published July 1, 2019

10 people are currently reading
105 people want to read

About the author

Gökhan Kutluer

3 books42 followers
Gökhan Kutluer was born on January 25, 1986, in Istanbul, into a family that had once moved from northern Greece to Turkey during the population exchange between the two countries. His education took him from Özel Taş Elementary School to Cağaloğlu Anatolian High School, and later to Bahçeşehir University, where he studied Political Science and International Relations. He went on to study photography with Muammer Yanmaz and Joseph Michael Lopez, developing an approach that blends documentary observation with poetic storytelling.

What began as a hobby gradually became a way of life. His passion for cycling and travel led him to work as the senior editor of Cyclist Türkiye, the country’s first monthly cycling magazine. Around the same time, he wrote his first book, Bulut Fabrikası (The Cloud Factory).

Through an Erasmus exchange at the Università degli Studi di Siena, Kutluer lived for a period in Italy—a country that would become central to his creative life—and later moved permanently to Bergamo in 2016. There, he wrote Türkiye’den Gitmek (Leaving One’s Comfort Zone), a candid reflection on migration and belonging that was later adapted into a stage play titled Köksüz (Rootless) in Türkiye. Now in its third edition, the book continues to resonate with readers seeking the courage to begin anew.

After leaving his studies unfinished at the Università degli Studi di Bergamo, he relocated to Berlin for two years and began writing Yavaş Seyahat (Slow Travel). He eventually returned to Italy and now lives in Rome, where he works as a photographer and travel writer while pursuing wine expertise training and preparing his fourth book.

Across his work, Kutluer explores the slow rhythms of travel, the intimacy of observation, and the quiet search for meaning.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
127 (54%)
4 stars
56 (24%)
3 stars
38 (16%)
2 stars
9 (3%)
1 star
2 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 110 reviews
Profile Image for Peri.
4 reviews3 followers
August 8, 2019
“İnsanlarım yok sanki..” Beni en çok etkileyen ve kitabın en sevdiğim kısmının Günlük Notları bölümü olmasını sağlayan belli başlı bölümlerden birinde geçen bu cümle ve daha nicesini vadediyor Türkiye’den Gitmek. Kitabın sihri hayallerini gerçekleştirmek için bolca azmin yanı sıra yer yer yalnızlık yer yer yorgunlukla dolu bir gerçek hayat hikayesi olmasından geliyor. Samimi ve akıcı diliyle kendi yolculuğunun bir parçası yapıyor Gökhan okuyucuyu ve hikayenin geri kalanını merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz.
Profile Image for Merve.
1 review
August 9, 2019
Bazen insan başlığa takılıyor, merak ediyorsun senin olmak istediğini yolda zaten olandan duymak istediklerin mi?
Israr ediyorsun kendine, ne yapabilirim.
Kitabın ilk sayfasından itibaren sana cesaret değil belki ama sol omzuna dokunuyor, kaldı ki, sen de yapabilirsin diyor.
O yatağında uzanıp, yukarıdaki camdan akan gökyüzüne karşı hayallerine dalarken sanki ona kuvvet oluyorsun bir yerde ve farketmeden..
1 review
January 24, 2020
Kitap, sadece adi uzerinden yorumlamaya kalkisildiginda bir "Turkiye'den gitme rehberi" olarak algilanbilir. Ancak okudugunuzda bunun asla bu sekilde olmadigini hizlica kavriyorsunuz. Bence bu bir, kisilerin kendilerini kesfetmelerine yarayacak hikayeler butunu. Hikaye derken gercek yasanmis hikayeler tabii ki de. Gokhan bunu gocmenlik uzerinden ele almis cunku tum bu farkindaligi ulkeden ayrilma karari verme ve ayrildiktan sonraki surecte baslamis. Bu acilardan bakildiginda herhangi bir okuyucu bu kitap ile kendini kesfetme seruvenini hizlandirabilir ve cevresinde olan bitenler ile ilgili farkindaliginu artirabilir. Sonrasinda karar yine okuyucuda, ister dunyaya acilir, isterse de oldugu yerde kendi dunyasini yaratmaya cabalar.
Profile Image for Bengu.
2 reviews
September 7, 2019
Okurken sık sık kendinizi bulduğunuz ve size cesaret veren gerçek bir hikaye... böylesi insanlar var olduğu için mutluyum...
Profile Image for Z. Yasemin.
151 reviews3 followers
February 9, 2022
I admired the author's passion to create his own path and future in a way they yearned for since their adolescence. The story is a very interesting immigration adventure from Turkey Istanbul to a small town in Italy! I was already following his twitter account and very much liking the photos he took from the beautiful Italy. I am truly happy for him and respect his courage to, as the title says, leave his comfort zone to achieve his dream. However, the book is written in a blog style so in some cases the timeline messed up even in the same chapter. There were So many grammar mistakes and some weird translations from Turkish. I wish someone who is native would have checked that.

"He told a lot about the city, its geography from him" this and many more... Sometimes there is no comma after certain phrases which makes it hard to understand, such as "after...., this would..." style sentences. Lack of comma makes me read those twice or thrice.

And in some cases, author's anxiety and panicky personality made me a bit nervous. "I used to get annoyed with my girlfriend who didnt take out her keys before she entered the home. It used to drive me insane....." really?!?? Wow... again many similar such anxiety marks and some smartass comments where he claimed other people at work were not smart or quick as he is....

So... overall, i couldnt share so much of his personality traits to understand what he has been going through both living in Turkey and leaving Turkey, but I could totally understand his frustrations with the ongoing trend in Turkey recessing away from its foundational secular structure. Again, he had a big obsession and persevarance to achieve his dream... i salud him for that.

And i give 3.2 stars
32 reviews
April 27, 2021
Kitabın yazı stili ve uslubu maalesef beni hiç içine çekemedi. Yazarın kendini beğenmiş, Türkiye’deki profilden kendini ayrıştırmış, özenti marjinal karaktere bürünmüş halleri çok itici geliyor. Sürekli babasında şikayetçi, Türkiye’deki insanlardan uzak, kendini beğenmiş bir imaj çiziyor. Ülkenin hak ve hukuk ve sosyal profilinden şikayetçi olup da, sosyoekonomik “Avrupa’nın Türkiyesi” İyalya’ya gidip de cennet gibi lanse etmek de ayrı bir çaba açıkcası. Böyle okuyandan uzak bir yol çizme ve nasıl marjinal olduğunu ispatlamak yerine, keşke göç hikayesinin zorluklarına ve işin sosyokültürel ve psikolojik boyutlarına değinseydi daha anlamlı olurdu kanaatımca.
122 reviews5 followers
October 22, 2020
The author perfectly reflects his enthusiasm of living outside his motherland because of an unbearable social unhappiness. It is not an easy way to go and stay abroad. Many obstacles... but he has his ambition.
He succeeds eventually.
This book is a great guide and a hope for young adults for having a chance to live and work whereever they desire at.
The book in Turkish with a very beatiful and fluent way.
Follow your dreams, but make realistic plans, work hard and keep your stamina.
1 review
February 27, 2020
Aşırı sevdiğim şeyleri onları çok seven başkaları tarafından dinlemek her zaman beni çok mutlu etmiştir. Öyle bir kitap oldu ve karşılıklı sohbet etmişiz de saatin farkında varmamışız gibi hop hemen bitiverdi. Sonuçta "Floransa'nın İtalya'da olması bile İtalya'yı sevmek için başlı başına bir sebepti."
1 review
November 15, 2020
Okurken her sayfasında “Aa aynı ben!” demekten kendimi alamadım. Meğer ne kadar çok “aynı benmişiz” buna çok sevindim. Kesinlikle sadece bir göç etme hikayesi değil, aynı zamanda nazik bir sohbet, gitmediğim yerleri görebilme şansı gibi çok yönlü aynı zamanda yalın çok güzel bir kitap. Eline, emeğine, kalemine sağlık sevgili Gökhan.
1 review
January 10, 2021
Sürekli üzerimizde baskı yaratan 'Hadi sende yapabilirsin' kitaplarından olduğunu düşünmüyorum. Aksine bazı insanlara yaşadıkları standart hayatı sorgulatıp asıl benliklerini görebilmelerini sağlayacak ve bazı insanlara da 'bak yalnız değilsin, aynı dili konuşuyoruz' diye sarılabilecek bir kitap.
Herkesin kendinden bir parça bulacağına eminim, kesinlikle tavsiye ediyorum.
Profile Image for Mert Aktün.
27 reviews8 followers
June 28, 2020
Gökhan Kutluer’in hikayesi oldukça ilgi çekici ve güzel anlatılmış. Ancak editöryel olarak daha güzel düzenlenebileceğini düşünüyorum. Okurken büyük bir zevk almadım harika bir hikaye işlemesine rağmen
Profile Image for Çağla.
2 reviews
October 5, 2020
Genç bir insanın hayatının önemli bir yerinde yer alan bisiklet tutkusuyla, sevdiği bir ülkede yaşama isteğinin peşinden gidişini anlatan son derece samimi ve akıcı kitap. Bu uğurda yaşanılanlar, mutluluklar ve hayal kırıklıkları... Her şey anlatılmış yazar tarafından. Ben çok beğendim.
11 reviews
October 1, 2020
Ben orjinal bir hikaye göremedim, belki yurtdışına çok çıktığımdan ve şimdi de yurtdışında yaşadığımdan dolayı olabilir. Ama genç arkadaşlara ilginç gelebilir tabii ki..
Profile Image for Vehbi Emiroglu.
12 reviews2 followers
September 2, 2023
Sanırım beklentilerim daha yüksekti. Ben tüm anlatılanları çok kişisel buldum, emek harcanmış ama bir günlükten farkı çok da fazla yoktu. Dediğim gibi yüksek beklentimden olabilir.
1 review
April 10, 2023

This was the best book recommendation of the year so far. As someone who just moved TO Istanbul, this book at first may seem like an odd choice, as the author describes his departure from Istanbul to Italy. However I think Gökhan’s story of moving abroad is a story that is relatable for anyone who has ever ventured outside their comfort zone, either literally or metaphorically. Turning the pages of this book I found myself feeling as if I was just having a chat with a friend. The writing style is very honest, an honesty that is hard to find in writing these days. As someone who shares many of the same feelings of dysphoria after moving to a new place, I was comforted by the direct way the author tackles topics of hardship, embarrassment, and the never ending bureaucracy that someone has to endure in order to live abroad. This being said, the author does not dwell on these hardships, and tells an inspiring tale of overcoming obstacles in order to achieve his goal. I personally found this dedication inspiring for my own journey and I think anyone who is thinking of moving abroad should read this book as a source of inspiration. It is also a great read for anyone who is looking to change their life in any meaningful way. Self help books often miss the mark for me by not being grounded in reality. While I would not consider this a self help book, it has inspired me in a way that has promoted change in my life. I will keep an eye out for anything else coming out from this author because his writing touched me in a way that few contemporary books have. It was definitely one of those reading experiences where I slowed down near the end because I didn’t want it to end.

The format of the book is very interesting as the 3rd part of the book is written in a diary format, going back on previously explained details of his travels, but this time with a more raw and internal voice. It was fun to look back on certain days of the author’s move from this more internal and personal lens and compare this to the earlier parts of the text.

I can’t recommend this book enough and I hope to read a third book from this author soon. He has the writing style of a true and talented observer. He is able to point this lens both externally and internally, something that makes his work compelling, relatable, and revealing.
Profile Image for Didem.
20 reviews1 follower
May 1, 2021
Tonlarca iyi kitap okuyup defalarca etkilenmişizdir. Bazen sanatı, bazen kurgusu çarpar: "Fakat oraya nasıl bağladı hissettirmeden, ne ustaca!" deriz keyifle.

Bu öyle bir kitap değil. Yalın ve gerçek. Hepimiz gitmek istiyoruz ya son zamanlarda, giden birinin "gerçek" dünyası. En çok da bu yüzden etkileyici sanırım. Dolambaçsız, samimi. Gitmek demek illa ki yurdu terk etmek değil. İnsan kendi içindeki yurdunu terk eder bazen. Bazen birinden gider, bazen kendinden gider insan sadece. Her gidiş aşağı yukarı aynı sancılara gebedir. Her gidiş, her dönüş, her değişim yeniden doğmaktır ne de olsa.

3 bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde yazar gitmeye karar verme sürecini, gidişini ve yerleşme sürecini anlatıyor. Bu kısmı büyük merak ve heyecanla okudum. Aynı gün birkaç saatte tamamladım hatta. Genelde bu tür hikayelerde prosedürler ve "Bak nasıl başardım ama!" hakimken ben en çok duygularını merak ederim gidenlerin. Her sabaha "Oh, iyi ki de gittim, her şey harika." diye uyanmadıkları malum ama pek duymayız bu kısmını, perde ardında saklıdır. Böyle yapmakta haklıdırlar da. Bu zamanda "Düştüm ben." diyebilmek çok cesurca. Kitabın ilk bölümü daha çok sürecin akışına dair olsa da duygularını da aktarmaktan kaçmamış yazar.

Kitabın ikinci bölümünde İtalya izlenimleri var. Burada da iyisiyle kötüsüyle, insanıyla, doğasıyla, prosedürleriyle ne varsa, ne hissettiyse anlatmış yazar.

Buraya kadar keyifle okudum, heyecanlandım, çoğunlukla hak verdim. Ama benim için sürpriz çıkan son bölüm beni en çok etkileyen kısımdı. Günlükler bölümü. O vakte kadar okuduğum her şeyin ardındakileri görmem için perdeyi aralayan bir çubuk. "Düştüm ben." diyebilen birinin "Kalktım ben." demesindeki heyecanını paylaşabiliyorsunuz. Yazar tüm samimiyetiyle karşınıza oturup dertleşen bir dostunuz sanki. Kitabı kapatıp işinize bakmaya çekiniyorsunuz bazen, sanki lafını bölmüş gibi olacak diye, öyle canlı.

Hiç, birini anladığınızı hissettiniz mi? Ya da birinin sizi gerçekten anladığını? Bu öyle bir kitap.
Profile Image for İrem Çilingir.
3 reviews5 followers
August 28, 2022
“Kendimle kalabilmek için ilham veren yerlerde bulunmam gerekiyor çünkü benim için kendimle kalmak, kendime dönmek, hayattan zevk aldığım şeylere eğilmek ya da onları yeniden gözden geçirmek demektir. Pirinç ayıklar gibi ayıklamaktır parmak uçlarımın dokunduklarını…”

Sadece İtalya’ya uzanan bir göç hikayesi değil okuduklarımız. Hayata dair ne istediğimizi sorgulamalar ve sorumlulukları sırtlanıp geçmişi bir sırt çantasına doldurup kendimizi, sevdiklerimizi, bambaşka bir yerde kimiliğimizi arayışa çıkmak aslında.

Michel Onfray “Yolculuğa Övgü” kitabında benzer konulara değinmiş, soruları sormuştu:

“Kendim hakkında ne bilebilirim? Eğer müdavimi olduğum yerleri, mihenk taşlarımı ve referanslarımı değiştirirsem kendim konusunda ne öğrenebilir ve ne keşfedebilirim? Toplumla, cemaatle, kabileyle olan bağlarım silinip de kendimi düşmanca olmasa da tedirgin edici, kaygı verici, kafa karıştırıcı bir çevrede yalnız ya da neredeyse yalnız bulduğumda kimliğimden geriye ne kalır? Kalabalıkla olmaktan gelen ilaveler çıkınca varlığımda sürüp gidecek olan nedir? Ritüeli ya da yerleşik ayinleri olmayan bir gerçek karşısında kişiliğimin sert çekirdeği neyden ibarettir? Dünyada büyük sapaklara girme, dolambaçlara sapma, ken dini, içimizde ebediyetin bizim için muhafaza ettiği kendiyi bulmaya olanak verir.”

Gökhan Kutluer’in kitabı ise bu soruların bir cevap arayışı niteliğinde.

Tarih tarih yaşanan, tecrübe edilen şeyler ile yazılan bir ruh günlüğü, aynı zamanda küçük bir İtalya betimlemesi. İçselleştirmemek elde değil! Herkese okumayı öneriyor, bir sonraki yolculuğu, hem farklı coğrafyalara hem de iç dünyalara, okumak için sabırsızlanıyorum.
1 review
May 27, 2021
Yazarın samimi ve güzel tasvirlere dayanan göç hikayesine tanıklık ederken bir yandan kendinizi sorguluyor diğer yandan cesaretine hayran oluyorsunuz. Öyle böyle bir hayranlık değil tabii bu. Her gün onlarca telefon konuşmasında sayısız benzer isteklere sahip arkadaşlarınızla döndürüp durduğunuz "göç etme" isteğini sonuçta hiç de kolay olmayan yollardan gerçekleştirmiş biri var karşınızda. Bir de bu yolun muazzam hikayesi. Hayran olmayıp da ne olacaksınız? Verdiğiniz benzer mücadeleler bu kadar güzel tanımlanınca kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Hatta her gün daha fazla okuma isteği kitap biterken yerini başka bir duyguya bırakıyor. O da "ya biterse..." Aslında Netflix'de yayınlanan ve çok sevdiğiniz diziler gibi hissediyorsunuz. "Keşke şöyle bir 10 sezonu olsaydı da arka arkaya bitirseydim" hissiyle ve ışık hızıyla kitabı bitirmek istiyorsunuz.
Kitabın ortalarına doğru bazı yerleri oldukça didaktik bir yapıda bulduğumu da söylemeden geçemeyeceğim. Ülkelerle ilgili bilgileri verirken o güzelim tasvirlerden biraz uzaklaşmış yapısı konsantrasyonumu "kısacık" bozan noktalardan biriydi. Günlük Notları bölümündeki samimiyetine ve betimlemelerine bayılsam da günlüğün arka arkaya dizilmiş halindense de tüm hikayenin içinde erimiş versiyonunu sanırım tercih ederdim. Ama bahsi geçen her iki nokta da yazarın verdiği bilgilerden ve yaptığı betimlemelerden sizi çok da uzağa götürmüyor. Kitap üzerine aldığım notlar, yazarı hayatım boyunca tanıyormuşum hissi ve minicik cesaret parçacıkları kitaptan bana 48 içinde kalanlar arasında yer alıyor.
1 review
April 17, 2021
Gitmek ve kalmak, rutinlerime devam etmek ya da yeni bir düzene geçmek üzerine sıklıkla düşündüğüm günlerde karşıma çıktılar: Önce Gökhan Kutluer, sonra da kitabı. Kitaptaki anlatım çok samimiydi. Sanki kendi salonumda, penceremin önündeki kanepeye oturmuşuz da yazar benimle konuşuyormuş gibi. Günlük notları bölümü o kadar içtendi ki bazı yerlerde durdurup cevap vermek istedim.
Okuduklarım benim için ilhan kaynağı oldular. Sadece gitmek, şehir değiştirmek için değil. Şu anda yaşadığım hayatla ne yapabilirim diye düşünmek için. Evime en yakın ormanı buldum, simiti benim sevdiğim gibi yapan bir simitçi de. Akşam yemeğinde nasılsa tek başımayım diye şarap açmamaktan da vazgeçtim.
Sokağa her çıktığımda aklıma geliyor yazarın söyledikleri. Yaşadığım şehrin çirkinliği, insanların saygısızlığı, hayatın tek bir şehirde tüketmek için çok kısa olduğu... Hepsinin daha önce de farkındaydım elbette, kitapta bunlara artık katlanmak istemeyen birini okudum. Ben hâlâ tahammül edebiliyorum. Ancak bir gün tahammül sınırına gelip de buradan gitmek istersem ve nasıl yapacağımı, başıma neler geleceğini bilemezsem açıp tekrar okuyabileceğim bir kaynak var. Hem de göç etmeyi sadece olumlu tarafından gösterip beni gitmeye teşvik edecek değil; göçmen olmayı, yalnızlığı her açıdan anlatıp gitmeden hazırlıklı olmamı sağlayacak bir kaynak.
Yazara, okuruna kendini bu kadar açtığı için teşekkür ediyor; yeni kitabını hevesle beklediğimi söylemek istiyorum.
Profile Image for littlesunshineemily .
203 reviews8 followers
April 21, 2024
Kitabı eskiden çok sık görüştüğüm ancak hayatın getirdikleri sebebiyle çok uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşımla sohbet eder gibi okudum. Gökhan Bey, Türkiye’den İtalya’ya uzanan göç hikayesini, hem bürokratik açılardan hem sosyo kültürel olarak ama en önemlisi de kendi ruh dünyasını bize oldukça açık ederek anlatmış. Kendisinin de bir misfit, outcast, uyumsuz olduğunu görmek beni hem çok mutlu etti hem de üzdü. Bizim için geri dönüş yok, belli. Kitabın sonların da bir de günlük kısımları var o kısımlarda o kadar kendimden şeyler buldum ki korktum. Kitapta ağaç olup kök salmakla kuş olup uçmak arasındaki Araf’ın verdiği sıkışmışlığı ve var olmanın dayanılmaz ağırlığı iliklerimize kadar hissediyoruz. Ben çok beğenerek okudum.

“Belki de bu insanlar bana göre değildir. Yani belki de sadece sıkı bir arkadaşlık kurmaya yetecek kadar iyi anlaşabileceğim kişiler çıkmamıştır henüz karşıma. Bilmiyorum ki.. kendime çok mu yükleniyorum? Yalnızken her şey daha da mı dramatize ediliyordur ister istemez.”

“Varlığın özü arayıştan ibaret. Neden ve nasıl bize verildiğini bilmediğimiz hayatlarımızı sırf güneş her gün doğuyor diye müthiş bir hoyratlıkla yaşarken, hepimizin aklına en az bir kere takılan ve bazılarımızda takıldığı yerden bir daha hiç kurtulamayan şu baş belası anlam arayışından..”

“İyiliğimi ben düşünürüm, bana ne yapacağım söylenmesin, ziyanı yok. Yargılama meselesi ise bambaşka bir konu. Kişiler kendi travmalarının tüm sonuçlarını size yansıtmak suretiyle yaptıkları ya da yapmaya korktukları her hata için başkalarını yargılamaya bayılıyor. Deli saçması”
1 review1 follower
March 25, 2021
Cocuklugumdan beri bir sekilde kendimi bu ulkeye ait hissetmiyordum. Daha cok kucuk yasta cok yer gezdigim icin oldugunu saniyordum ama kitaptaki sorgulama daha ilk cumlede iste bu dedirtti bana. Ayni sekilde gocmen bir aileden gelmek, uzaklara ozlem duymak sanirim benim de genetigimdeymis, cevabi net olarak bu kitapla buldum. Anlatim sekli, sizi duygularinizdan kavrayisi, comfort zone'unuzdan cikmak icin yapmaniz gerekenleri tane tane anlatisi ve sonunda sizi nasil guzelliklerin bekledigini, basarmanin tadinin nasil oldugunu adeta siz basarmisiniz gibi hissetmenizi saglayan harika bir kitap. Tek tek cumleleri alintilamak isterdim ancak alti cizili cumleler o kadar fazla ki! Sadece bir rehber degil ayni zamanda harika bir kisisel gelisim yolculugu oldu okudugum ve beni de bilmedigim sekillerde cesaretlendirdi. Kendi hayatimla ilgili beyin firtinasi yapmam gereken daha cok sey oldugunu fark ettirdi. Yurt disina yerlesmeyi aklindan geciren ancak aradigi cesareti bulamayan, geride birakilmasi gerekenler ne zaman nasil birakilmali ya da nereden baslanmali emin olamayan, yurtdisi tecrubesi olmus ancak yeni dunyalari kesfetmenin alternatif metotlarini fark edememis herkesin okumasi gerektigini dusunuyorum. Kaleminize saglik. Hayatlarimiza kaleminizle guzellikler katmaya devam etmeniz dilegiyle.
Profile Image for Salih Kucukaga.
1 review
April 3, 2023
Gökhan Kutluer'in Türkiye'den Gitmek adlı eseri, özellikle yakın jenerasyondan olan ve aynı süreçlerden geçmiş pek çok okuyucunun kendini içinde bulacağı, samimi ve etkileyici bir kitap. Yazar, kişisel hikayesini naif bir dille aktarırken, Türkiye'ye dair yaşadığı kırgınlıkları, deneyimleri ve çıktığı yola dair tecrübelerini yalın ve samimi bir üslupla anlatıyor.

Kitapta, Kutluer'in Türkiye'den ayrılma sürecini ve bu süreçte yaşadığı duyguları, düşünceleri paylaştığı bölümler oldukça dikkat çekici. Yazarın yaşanmışlıkları ve Türkiye'deki sosyal, siyasi ve kültürel ortama dair yorumları, okuyuculara farklı bir perspektif sunuyor. Ayrıca, kitabın akıcı üslubu sayesinde okuyucuların sıkılmadan ve merakla kitabı bitirebilecekler.

Türkiye'den Gitmek, zaman zaman elinize alıp tekrar okuyabileceğiniz, not alarak üzerinde düşüneceğiniz bir kitap, benim için öyle oldu. Kitabı okurken, hem yazarın yaşadığı duygulara ortak olacak hem de kendi deneyimlerinizi ve düşüncelerinizi sorgulayacaksınız.

Sonuç olarak, Türkiye'den Gitmek, Gökhan Kutluer'in başarılı bir anlatımla aktardığı kişisel hikayesi ve Türkiye'ye dair kırgınlıkları, yaşanmışlıklarını içeren, ilham verici ve okuması oldukça akıcı bir kitap olarak öne çıkıyor.
2 reviews
July 1, 2021
Kitabı ilk elime aldığımda beklentim yüksek değildi. Okuduktan sonra, yazarın kendi düşünceleri ile duygularını ifade edebilme kabiliyetini takdir ettim. Sadece kendisini değil çevresindeki insanların duygu ve düşünceleri ile etrafında vuku bulan olayları da iyi bir şekilde analiz edebiliyor. Kitabı okurken çoğu yerde, özellikle günlüklerini paylaştığı ikinci kısımda, sanki kendi düşüncelerimi okurken buldum kendimi. Sanki zihnimin en derin yerlerine girmiş ve düşüncelerimi açığa çıkarmış gibi hissettim. 2010 anayasa referandumundan sonra artan otoriterleşme ve toplumsal yozlaşma ile beraber geleceği yurt dışında arayan bir gencin hikayesini ilk kez okuma fırsatını buldum. Türkiye'de yaşadığı sorunları ve çaresizliği okurun önüne sunduğu kadar İtalya'da iş bulma, topluma entegre olmada yaşadığı zorlukları da çok iyi bir şekilde sıkmadan okura aktarıyor. Belli bir süreliğine Türkiye'den ayrılmayı kafasına koymuş biri olarak kitabı ikince kez okuyacağım inşaallah. Eğer bir gün ülkeden ayrılırsam yanıma alacağım kitaplardan bir bu kitap olacak. Her zorluk yaşadığımda konfor alanıma dönmemem gerektiğini hatırlatmasını umuyorum. Gökhan bey iyi ki bu kitabı yazdınız.
Profile Image for Semih Özdemir.
45 reviews3 followers
February 4, 2020
İstanbul’da yaşayan, şehrin boğucu koşuşturmacasından, stresli havasından, doğasızlığından bıkmış; kaçış noktası değerinde mekanlar bulamayan, üniversite mezunu çoğu genç insanın aklının köşesinde yurtdışına yerleşmek vardır. Gökhan bunu bir şekilde başarmış bir insan, bu kitap ise gitmek isteyen insanları bir simülasyon aracılığıyla oralara götüren, bu işin artı-eksilerini samimiyetle gösteren aracı olmuş.
Kitap ilk iki kısmında tatlı hayallere daldırıp “ben de yapabilirim, çok da zor değilmiş” dedirtirken, üçüncü kısımdaki günlük notlarıyla işin gerçek yüzünü göstermekte. Gökhan adeta depresif bir havada, yalnızlık korkusuyla başbaşa bir hayata atılmış ve saygı duyulası bir şekilde başarılı olmuş. Zaten hiç bir başarıya çiçekli yollarla gidilmez, Gökhan da bize bunu kitabının son kısmıyla göstermiş.
Umarım ülkemiz ve adıl önemlisi insanımız değişir de bu gidişler ve beraberindeki zorluklar olmaz. Ama pek öyle gözükmüyor.
1 review
March 10, 2021
“Patlayan havai fişeklerin altında, dünyanın dört bir yanından binlerce insanla aylardır süren kuşatmanın bitişini kutlarken sahip olduğum mutluluk, gerçek olamayacak kadar güzeldi.” Cümlesini aldım, kalbime koydum. Yazar kendi gibi naif yazmış günlük tarzında kitabını. Sadece benim/bizim gibi göç’e düşmüş insanlara bir rehber değil de, Türkiye’de yaşarken başka harika ve fakat zorlu! bir hayatın da bir yerlerde yaşanıyor olduğunu ve eğer çok! isterseniz bunun bir parçası olabileceğinizi, dünyanın keşfedilesi olduğunu, confort zone’un artık pek de konforlu olmadığını:), tam bitti denilen yerden başlandığını, başlandığı sanılan yerde ise bittiğini, keyifçiliği, en dip bunalımı, bisikleti, doğayı, yağmuru ve elbet peşinden açacak güneşi öyle güzel, samimi ve “gerçek” bir dille anlatmış ki....Çok sevdim. Gökhan Kutluer İtalya’sına da sevgilimle en kısa zamanda, ilk uzun seyahatimizde gideceğim. Öyle canımı çektirdi:)
Ve bana, tam da benim göç yolculuğumda, tatlı bir arkadaş oldu.
1 review
May 3, 2021
A must read for expats! And ones loving bikes!
The Gökhan's Move to Italy is extremely powerful, honest and a very beautifully told story. With simple and straightforward style he makes you be present in the journey of this prudent young man with the idea to move out of Istanbul, establish a better home and become true self. And it's not easy. The road is full with doubts, obstacles, failure, but also joy, success and happiness. True example, how with the right attitude, perseverance and passion (in his case for cycling) can make all this an experience worth living.
As an expat myself, it was surprising how much I could relate to Gökhan's stories. Especially on the way how the passion for cycling allowed myself too to keep a clear mind. I did use it to reflect on my experience, discover and explain some of my behaviors through the rich diaries on the second half of the book.
I loved reading the book.
I hope I have the chance to read something more from Gökhan in future.
1 review
April 2, 2023
Azim, cesaret ve kendine güven birleşiminin alt edemeyeceği sorun yoktur. Bir insan için en büyük cesaret göstergelerinden biri yaşadığı zorlukları, kendi içindeki fırtınaları ve şüpheleri olanca açıklığı ile başka insanlarla paylaşmak olmalı. Gökhan Kutluer’in kitabı bunu en yalın biçimde yapıyor. Çok kişisel bir kitap olmasına karşın söz edilen duygular, istekler ve düşünceler o kadar uluslar ve sınırlar ötesi ki, okurken kendi hikayeniz içinde de yolculuğa çıkarıyor sizi. Ben olsaydım nasıl yapardım, o cesareti gösterebilir miydim diye sorgulatıyor. Naçizane fikrim Kutluer’in bir yazar olarak daha yolun başlarında olduğu ve ileride çok daha iyi eserler vereceği, bu nedenle 5 yıldızı ileride yazacağı kitaplara saklamayı tercih ettim. Cesareti, hayata bağlılığı ve pozitif bakışı ve son olarak başka insanlar ne der tereddütü olmadan yazma cesareti bana bunun için çok uzun süre beklememin gerekmeyeceğini düşündürüyor.
1 review
June 20, 2021
Kitabı duyunca aklıma gelen ilk şey yazarın yurtdışında yaşamak için nasıl bir vize aldığı oldu. İkinci soru ise neden İtalya’yı seçtiği. Sonrasında daha kitabı elime almadan aklımdan geçen son düşünce de yaşadıklarının kulağa geldiği kadar harika olup olmadığıydı.

Kitapta kendimden çok şey buldum. Bazı cümleler canımı yaktı, çünkü İngiltere’ye göç etmiş biri olarak yazarın yaşadığı sıkıntıları ilk elden ben de yaşadım ve hala da yaşayabiliyorum. Eğer yurtdışına “kaçmanın” sizleri adımınızı attığınız ilk andan itibaren Ay’a çıkaracağını düşünüyorsanız, bu düşüncelerinizi bir daha gözden geçirmenizi tavsiye ederim. İnsanın kendini keşfi ve hayatına yön verme adımları her zaman sancılıdır ve bu kitap dışarda görünenlerin iç yüzünü başarılı bir şekilde tüm içtenliğiyle okuyucuyla buluşturuyor.
1 review
July 10, 2021
Twitter’da tesadüfen karşıma çıkan, önce sadece Bologna’dan Floransa’ya tek başına yürüyeceği için dikkatimi çeken, daha sonra paylaştığı fotoğrafları görünce daha fazlasını bilmek istediğim yazarın bu su gibi akan, sade, samimi ve cesur kitabı elinize aldığınız anda sizi içine çekiyor. Bir Jim Jarmusch filmi izler gibi çevirdiğiniz sayfalarda okuyucusuyla kurduğu mesafeli, nazik ilişkisini bir seviye daha ilerletip içini açtığı, “sırlarını” paylaştığı “Günlük Notları” kısmına geldiğinizde kurduğunuz bağın da farkına varıyorsunuz. Okurken yıllar önce Vernezza’ya tepeden bakan o patikada çektiğim fotoğrafı hatırlayıp, yanyana oturmuş günbatımında sohbet ediyormuş hissiyle kendisiyle konuştuğum, hakverdiğim, zaman zaman fikrini değiştirmeye çalıştığım bu değerli yazarın yeni hikayelerini okumak için sabırsızlanıyorum.
1 review
September 14, 2022
Daha basligindan ilgimi ceken ve okumaya basladikca her sayfasinda ya kendi dusuncelerimi ya da bizzat tecrubelerimi hissettigim bu kitabi okurken sanki bir yazarin kaleminden degil de karsimda cok benzer bir dusunce yapisinda biriyle karsilikli sohbet ederken dinlermisim gibi hissettim.

Her gecen gun daha da elimizden alinan ve ‘burasi bizim’ demeye uzaklatigimiz gunumuz Turkiye’sinde, Gokhan bey’in hikayesi hem beni daha az yalniz hissetirdi, hem de yeniden kafama koydugum tasinma planlarima cok siki bir sekilde yeniden sarilmami sagladi.

Tecrubelerinin hem en karanlik hem en sevinc dolu anlarini olabildigince sade bir dilde fakat derin bir seffaflikla anlatan Gokhan bey, aklina koyan herkesin bir plana, acik bir dunya gorusune ve yeterli sabira sahip oldugu surece istedigi hayallere –zorlu yollardan da olsa- ulasabilecegini anlatiyor.


Displaying 1 - 30 of 110 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.