Çarlık Rusyası’nın çöküşüne ve Ekim Devrimi’nin gerçekleşmesine yol açan ve birbirine bağlı temel faktörler nelerdi? Rusya, Dünya Savaşı’na ne kadar hazırdı? Büyük devlet politikasını korumak için iç ve dış politikada ne gibi önlemler alındı, bu önlemler neden netice vermedi? III. Aleksandr ve II. Nikolay’ın bütün siyasi gücü Çar’da toplayan otokratik yönetim biçiminden taviz vermemekte diretmeleri nelere sebep oldu? Sıkıyönetim yasaları ve idamlar dışında devrimci harekete karşı alınan tedbirlerin önemli bir ayağı olarak Polis Departmanı’nda ne gibi değişiklikler yapıldı? Çöküşün toplumsal ve psikolojik boyutlarında neler saklıydı?
1917 yılının Şubat ve Ekim aylarında Rusya’da yaşanan devrimler yalnızca Sovyet yüzyılının başlangıcının değil, 304 yıl hüküm süren Romanov Hanedanlığı’nın çöküşünün hikâyesidir. Rusya İmparatorluğu’nun neden ve nasıl yıkıldığı sorusu Bolşeviklerin neden ve nasıl iktidara geldikleri sorusuyla yakından ilintilidir. Bilkent Üniversitesi Rusya Çalışmaları Merkezi’nde Prof. Norman Stone’un danışmanlığında yüksek lisans tezlerini yazan ve yurtdışında Rusya tarihi üzerine doktora çalışmalarını tamamlayan Onur İşçi ve Onur Önol, Çarlık Rusyası’nın son yılları hakkında yazılmış birincil ve ikincil kaynakların aynasında bu iki soruyu beraber yanıtlıyorlar. İşçi ve Önol, Rusya İmparatorluğu’nun içine düştüğü harp ve ihtilal kıskacını aynı sosyolojik realitenin iki farklı yüzü olarak yorumlamaya çalışıyorlar.
“Rusya İmparatorluğu’nun Çöküşü: Harp Yahut İhtilal”, dünya tarihinde sahne almış en önemli imparatorluklarından birinin vedasını anlatıyor. Hem tarih araştırmacıları hem de meraklı okuyucular için benzersiz bir kaynak görevi üstleniyor…
Kitap Ekim devrimine kadar giden süreci ekonomik, siyasi ve kültürel yönlerden ele alıyor. Yazılabilecek en sade dille yazılmış fakat ağustos ayının en sıcak 2 haftasında bu kitabı okumak benim için gerçekten zorlayıcı oldu. Herkesin okumasını tavsiye ederim; coğrafyamızdan bihaber yaşamak nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça. Yeni dönem tarihçilerin (Braudel tarzı) konuyu her bakımdan, bütünlüklü ve kesintisiz bir süreç içinde toplumsal koşulların ışığında ele almaları çok hoşuma gidiyor. Bir çılgınlık edip Bellek ve Akdeniz’e başlayabilirim. Bu arada kitapta suikaste uğrayan Avusturya- Macaristan veliahtı Franz Ferdinand’ın Franz Josep’in oğlu olduğu yazıyor, yeğeni olmalı. Maddi bir hata söz konusu.
Tarihçi olmayanlar için de keyifli bir okuma sunan güzel bir eser. Akademiklerin bu tarz eserler vermesi çok büyük nimet. Onlarca saatlik arastirma ve okumanin neticesini bizim için 342 sayfaya sigdirmislar. Tavsiye ederim.
2. Alexanderin ölümü ve Bolşevik devrimi baslangici arasını müthiş anlamış. Çok merak ettiğim Bolşevik devriminin hayata geçişi ve ülkede iç savaş sonu kontrolü ele alışını anlatan bir devam kitabı çok iyi olacaktır.
Eserin Türkçe literatür için Çarlık Rusyasının çöküş nedenlerini o dönemde dünyadaki gelişmelerle birlikte ele alması, ayrıca iç ve dış politikadaki gelişmeler ile ekonomik durumu belli bir silsile içerisinde okuyucuya sunması gibi yönleriyle çok önemli bir katkı olduğunu düşünüyorum. Kitabı okurken bu konuya ilgi duyanlar da akademik olarak titiz bir çalışmanın yaptığını anlayabiliyor. Yazarların Rus İmparatorluğunun çöküş dönemini hatıratlar ve farklı özel bilgilerle zenginleştirmesi de okumayı daha ilginç kılmış. Bu tür ürünlerin Türkçede daha da artmasını dilerim.