An sich gutes Buch sind sehr viele hilfreiche tipps und anekdoten die es den leser bei bringen seine zeit mehr zu schätzen es werden sehr viele historische beispiele erwähnt wie gelehrten in 50 jahren lebenszeit 300 - 400 Bücher schreiben etc und das das nur möglich ist wenn man seine zeit sehr gut nutzt
Aber nach einer zeit wiederholt sich vieles und es wird langweilig deswegen empfehle ich es kapitel weise zu lesen dadurch würde man stark profitieren
İşbu eşsiz ve muazzam kıymetteki eser ilk baskısı itibarıyla 1983 yılından beri aramızda ama malesef hala Arapça bilmeyenlerimiz olarak bu eserin tercüme edilerek yayımlanmasıyla bizlerin istifade edebilmesi 2018/2019 yıllarını buluyor. Yani otuz beş yıldır bu eserin istifadesinden mahrum olarak yaşamışız. Burada kitabın niteliğinden bahsetmeden evvel özellikle bu konuya temas etmek istedim çünkü gerçekten ümmetimizin değerlerine hakiki manada sahip çıkabilmek, arşivlerimizde yer alan on binlerce esere vakıf olabilmek için en kısa sürede Fasih, Kur’ân Arapçasını öğrenmeliyiz. Elimdeki Prof. Dr. Enbiya YILDIRIM tarafından tercüme edilmiş ve asıl adı İslam Âlimlerinin Gözüyle Zamanın Kıymeti olan eser, on üçüncü baskının ikinci ilâve yapılmış baskısına ait. Takdim Yayınları tarafından neşredilmiş. Eser emsali görülmemiş incelikte tam bir kaynak hazinesi. Eserin müellifi olan merhum Abdulfettâh Ebû Gudde, on dört başlık altında işlediği “Zamanın Kıymeti” teması yanında tam iki yüz yirmi beş başlık altında da “İslâm Âlimlerinin Zamana Verdikleri Kıymet” temasını işlemiştir. Her bir alt başlığı işlerken başlıkların sıralamasını zikrettiği alimlerin kronolojik yaşantısına göre sıralayarak verdiği misalleri, alıntısını yaptığı eserlerin sayfa sayısına kadar dipnotunda işleyen yazar, araştırmacı sıfatının hakkını veren yakın geçmiş tarihimizin pek ender rastlanır âlimlerindendir. Kendisi, eserin sekizinci baskısı için yazdığı ön sözünde bu durumu şöyle ifade ediyor: “Ben, küçük olsun, büyük olsun, bütün çalışmalarımda her haberi ve her cümleyi hatta her kelimeyi -ilim emanetini yerine getirmek ve nakledilen bilgiye olan güveni takviye etmek için- sahibine nisbet ederek, kaynağını, hangi ciltte olduğunu ve sayfa numarasını zikrederek verdim.” Eserini tanıtırken de aynı ön sözünde şu ifadelere yer veriyor: "Benim İslâm Alimlerinin Gözüyle Zamanın kıymeti kitabıma gelince, eksikleriyle beraber, tefsir, hadis, fıkıh, tarih, rical, terceme-i hâl, beldeler, dil, nahiv, edebiyat, ahlak ve diğer alanlardaki ilim kitaplarında, yazılacak maddeleri toplamak, bunları seçmek, kayıt altına almak, kaynaklarına ve dayanaklarına nispet etmek, diğer eserlerle karşılaştırmak, kapsamlı incelemek, düzenlemek, sağlam hale getirmek ve en güzel şekilde basmak için sarf ettiğim yaklaşık yirmi yıllık inceleme ve araştırmanın ürünüdür. Allah biliyor, benim bu çalışmayı yapmamın amacı şöhrete olan düşkünlük ve övünmek değildir. Fakat bu bir emanettir ve İslamın bizlere öğretmiş olduğu bir edeptir." Müellifin eserlerinden türkçeye tercümeleri arasında muhtelif yayınevleri tarafından tespit edebildiğim on beş eser bulunmaktadır. Kitabın girişindeki ilk başlığın altında da müellifin oğlu Muhammed Zâhid Abdulfettâh Ebû Gudde, babasının altmıştan fazla kitap neşrettiğini beyan etmektedir. Bize düşen de makalemizin girişinde de ifade ettiğimiz üzere en kısa sürede fasih, Kur'ân Arapçasını öğrenerek bu eserleri ve daha nice binlercesini okuyup istifade ederek, bunun gibi kıymetli âlimlerimiz gibi Ümmet-i Muhammed'e hizmet edecek eserler neşretmektir. Bir sonraki eser tanıtımında yeniden buluşmak üzere, selâm ve duâ ile.
Yirminci yüzyılın büyük İslam alimlerinden, muhaddis Abdulfettah Ebu Gudde’nin (Allah rahmet etsin) istifade edilecek önemli eserlerinden biri.
İlk bölümde ayet ve hadislerle İslam’ın zamana bakışını ele alıyor. İkinci bölümde ise islam alimlerinin zamanlarını nasıl değerlendirdğini, hayatlarını nasıl organize ettiğini çeşitli alıntılarla aktarıyor.
Bu kitap bir kişisel gelişim kitabı değil. Okuyucuya zaman yönetimi ile ilgili pratik yöntemler sunmuyor. Yazar, kendi fikirlerini geri plana çekip, daha çok o alimlerin bakış açılarını öne çıkarmış.
Burada adı geçen alimlerin bir kısmı, arkalarında kütüphane dolusu eser bırakmış. Yazdıklarını günlere böldüğünde, onların bir günde yazdığı sayfa sayısı çoğumuzun bir günde okuduğundan daha fazla. Bugünün modern dünyasında dikkat dağıtıcı bu kadar unsur varken onlar gibi olmak bir yana dursun, kendi dönemlerinde bile bu yaşam biçimini pratiğe dökmek pek kolay değildi. Bu nedenle bu kitabı okurken “zamanı nasıl yöneteceğim?” sorusuna bir cevap bulamayabilirsin. Ama zamanla kurduğun ilişkiyi, ona ne kadar değer verdiğini bir kez daha düşünmene vesile olacağına eminim.
Yine de şunu eklemek isterim, adı geçen alimlerin zamana bakış açıları ve hassasiyetleri oldukça birbirine yakın, bu nedenle kitap bir noktadan sonra tekrara düşüyor.
Ayrıca çevirmenin eklediğini tahmin ettiğim dipnotlardan neredeyse bir kitap daha çıkar. Bu küçük puntolu dipnotlar çoğu zaman görme yetimle amansız bir mücadeleye girişiyor. Şimdilik berabere gidiyor ama sonunda kazanan optikçiler olacak gibi.
bir Müslüman olarak zamanın kıymetini idrak edip değerlendirmek çok önemli. bu kitap da bunun için müthiş bir kaynak ve çok güzel örneklerle açıklanmış. özellikle “güneşi yerinde tut, seninle konuşayım” kısmı çok anlamlıydı.
“üzerine güneşin battığı, ömrümün eksildiği ancak amelimin artmadığı bir güne duyduğum pişmanlık kadar başka bir şeye pişmanlık duymadım.”
“insanın ölene kadar ilim elde etmeyi bırakmaması gerekir.”
“akıllı insanların elde etmek için uğraşması gereken en değerli şey vakittir.”
“zorluk çektiğin kadar temenni ettiğin şeye ulaşırsın”
“gençliğimi gömleğimin yenindeyken düşüveren bir şeye benzetirim.”
“neredeyse cahillikten dolayı üzülen insanlar yok gibi!”
“çünkü vakit hayatın kendisidir. vakti öldürmek hayatı öldürmektir.”
Zamanımı çok israf eden birisi olarak kendime çeki düzen vermeye çalıştığım bir dönemde okudum ve çok faydalandığımı söyleyebilirim. Artık zamanımı daha iyi değerlendiriyorum ve geçen her boş zamanın farkında oluyorum.