Où es-tu Mathias ? et Line, le temps convoquent les obsessions d''Agota Kristof : l''enfance et sa terrifiante clairvoyance, le désespoir intégral de la vie, la tromperie des mots, la dilution du temps, mais aussi l''humour et le rêve.Sandor, le héros de Où es-tu Mathias? nous entraîne dans le dédale d''incertitudes que connaissent bien les lecteurs d''Agota Kristof. Plus légère, plus cocasse, Line, l''héroïne d''un court texte pour la scène, est une jeune fille amoureuse comme plus jamais elle ne le sera adulte.Postface de Marie-Thérèse Lathion
Ágota Kristóf was a Hungarian writer, who lived in Switzerland and wrote in French. Kristof received the European prize for French literature for The Notebook (1986). She won the 2001 Gottfried Keller Award in Switzerland and the Austrian State Prize for European Literature in 2008.
Kristof's first steps as a writer were in the realm of poetry and theater (John et Joe, Un rat qui passe), which is a facet of her works that did not have as great an impact as her trilogy. In 1986 Kristof’s first novel, The Notebook appeared. It was the beginning of a moving trilogy. The sequel titled The Proof came 2 years later. The third part was published in 1991 under the title The Third Lie. The most important themes of this trilogy are war and destruction, love and loneliness, promiscuous, desperate, and attention-seeking sexual encounters, desire and loss, truth and fiction.
She has received the European prize for French literature for The Notebook. This novel was translated in more than 30 languages. In 1995 she published a new novel, Yesterday. Kristof also wrote a book called L'analphabète (in English The Illiterate) and published in 2004. This is an autobiographical text. It explores her love of reading as a young child, and we travel with her to boarding school, and over the border to Austria, and then to Switzerland. Forced to leave her country due to the failure of the anti-communist rebellion, she hopes for a better life in Zurich.
The majority of her works were published by Editions du Seuil in Paris. She has two new short stories published at Mini Zoe collection entitled "Ou es-tu Mathias" and "Line, le temps". The names Mathias and Line are from her previous novels.
"لا ينبغي أن تُظهر بخلاف طبيعتك، لكي تثير الإعجاب."
التجربة الأولى لي مع "أغوتا كريستوف" كانت تجربة لا بأس بها. قصتان قصيرتان ومقالان يتحدثان عن حياة أغوتا، والتي يبدو أن سيرتها الذاتية ستكون شيئاً مُميزاً للغاية يُشجع على قراءتها، وبالطبع أصبحت أعمالها من الأولويات بالنسبة لي. تعابير القصص ومعانيها بسيطة للغاية.. تتحدث عن الطفولة في كلتا القصتين؛ طفولة تخللها الموت، وطفولة انتهت بالنضج! أعجبتني القصتان إلى حداً ما وكانا مُشجعين على قراءة أعمال أغوتا المجرية التي تكتب بالفرنسية وتكرهها.
Macar yazar Agota Kristof'un bir kısa öyküsü ve bir oyun metninden oluşan minik kitabı Neredesin Mathias yazarla tanışmak için doğru kitap değil şüphesiz ama yazarı tanıyanlar için tanıdık bir yere gitme duygusunu yaşatacak, hacminden beklenmeyecek ölçüde derinlikli bir kitap. Çok seviyorum seni Kristof, sahiden çok.
Kitabın son sözünü yazan Marie-Therese Lathion'dan alıntılıyorum zira çok iyi bir özet bu: "(Kitaptaki her iki metin de), farklı yollardan olsa da, yazarın takıntılarını ortaya çıkarır: çocukluk ve onun sürüklenen bir dünyadaki ürkütücü zekâsı, ikiz idealine duyulan özlem, sözcüklerin aldatıcılığı, hayatın umutsuzluğu, zamanın seyrelmesi. Kristóf sürgünün hayatında yarattığı kopuşun ötesine geçerek, taviz vermez bakışıyla saptadığı, hayatını bütünüyle kaplayan hayal kırıklığı yığınından azade kalabilmiş görünen o tek alana, sert ve zorlu çocukluğuna özlem duymaya devam eder. Dışarıdaki dünyanın gidişatını pek umursamadan, onu harekete geçirebilecek bir meselenin, tek bir meselenin varlığından söz eder: 'Çocuk ve çocukluk meselesi.'"
Bu kitabın iki kahramanı var bence, çocukluk ve zaman. "Line, Zaman" adlı oyun metninde zaten çok görünür ama Neredesin Mathias öyküsünün de gizli kahramanı zaman. Ateşli bir gecede gördüğü sanrılı rüyada kendi çocuğuyla karşılaşan, kendi de çocuk olan Sandor'un hikayesi bu ilk öykü ve Kristof'un üçlemesini üzerine inşa ettiği ikiz temasının nüvelerini görebiliyoruz burada. Zamanı bükerek farklı kuşakların çocukluklarını aynı ana hapseden bu son derece sofistike metinde Kristof alışkın olduğumuz tekinsiz dünyasına anında çekiveriyor okuru. İkinci metindeyse zaman yine tüm döngüselliğiyle başrolde; yıllar geçiyor, bazı şeyler biter ve dönüşürken bazıları yeniden yaşanmak üzere başa sarıyor.
İlk öyküdeki şu cümleyi ekleyip bitireceğim çünkü bence anlatmaya çalıştığım zaman meselesini çok iyi anlatıyor: "Saati durdurmak lazım Mathias, rahatsız ediyor beni."
Dönüp tekrar okusam bambaşka şeyler yakalayacağımı düşünüyorum, bu kadar küçücük bir metnin böyle hissetirebilmesi olağanüstü. Kristof'u özleyenler buyursun, kısa ama lezzetli bir kavuşma bu bence.
A mí Agota Kristof siempre consigue sorprenderme. Dejarme descolocada y pensando, ¿qué acabo de leer? Tiene una forma de escribir muy personal y característica, directa, sin adornos y muchas veces despiadada. Los temas que trata son recurrentes, la soledad, el exilio, la infancia, la obsesión por la escritura... Una realidad cruel que mezcla con escenas oníricas y surrealistas. Sea lo que sea que te cuenta es imposible que te deje indiferente, ella siempre directa como un mazazo para hacerte despertar y dejarte en shock.
Justo eso es lo que me pasó con este pequeño relato. En "¿Dónde estás, Mathias?" nos muestra una conversación entre unos niños en la que nada es lo que parece. ¿Es fantasía? ¿Imaginación? ¿Un sueño? ¿Qué es verdad y qué no lo es? No quiero contar mucho porque es muy muy cortito, pero con esas pocas páginas es capaz de crear una atmósfera de inquietud e incomodidad increíble. Te aseguro que te deja pensando durante mucho tiempo.
El librito también incluye una pequeña obra de teatro o diálogo entre dos personas. Las primera parte es del pasado y la segunda ocurre diez años después, cuando vuelven a reencontrarse. Otra vez la infancia y el paso del tiempo, cómo nos cambian las experiencias vividas, escenas que se repiten y, también aquí, una parte extraña que te descoloca y que no sabes si es real del todo o no.
Además esta edición incluye un pequeño posfacio con fotos hablando un poco de la vida de Agota que, por cierto, es muy interesante. Y creo que conocerla es clave para comprender mejor toda su obra.
Si os interesa esta autora y queréis leer algo más allá de sus novelas os recomiendo tanto este libro como sus 25 cuentos, publicados también por @alphadecay_editorial. Escriba lo que escriba y cuente lo que cuente, Agota Kristof siempre siempre vale la pena.
Agota Kristof'un Neredesin Mathias kitabı iki kısa metinden oluşuyor. Mathias isimli ilk öykü ve bir tiyatro metnini andıran, iki perdeden oluşan Line. Kristof okurlarının Büyük Defter üçlemesinden aşina olduğu çocukluk, ikizlik, hayal mi gerçek mi belli olmayan tekinsiz atmosfer ilk öykü Mathias'ta da var.
İkinci öykü Line ise yine çocukluk, yetişkinlik ve zamanın akıp gitmesini içeren bir metin.
Bir kahve molasında başlanıp bitirilecek bu kısacık kitap Agota Kristof ile tanışmak için doğru kitap değil bence. Yazarı tanıyan, kendisinin zorlu yazma şartlarına aşina okurlarına hitap eden bir eser. Kendisi anadilinde değil, sürgünde 16 yıl boyunca öğrenmek zorunda kaldığı Fransızca'da eserlerini kaleme alıyor zira. Size neşe ve keyif vermeyeceği gerçeğini göze alıp okumanızı öneririm son olarak :)
Ágota Kristóf’un dilimize son çevrilen kitabı Neredesin Mathias?, biri kısa öykü diğeri oyun olan iki bölümden oluşuyor. Kitaba adını veren öykü, Büyük Defter’in ön hazırlığı gibi okunabilir. Kardeşlik bağı ve hafızanın kırılganlığı üzerinden ilerleyen anlatı, Mathias’ın gerçek ile hayal, yaşamak ile hatırlamak arasında gidip gelen öyküsüyle okuru sürekli bir belirsizliğin içinde tutuyor.
Kitabın ikinci bölümünde ise Line, Zaman adlı bir oyun metni yer alıyor. Aralarında on yaş bulunan iki karakterin farklı zamanlardaki hallerini okuyoruz. Ancak karakterler ve hikâye derinleşmediği için bu kısımla bağ kurmakta zorlandım.
Yazarın bende yeri çok özel, fakat okuduğum metinleri arasında bu kitap biraz daha geride kaldı. Yine de Ágota Kristóf okumak her zaman ayrı bir keyif.
Como libro es un poco bonus track de la narrativa de Kristof más un avance de lo que nos podemos encontrar en su teatro. No es un buen libro para empezar a leerla, pero como para mí Claus y Lucas fue una epifanía pues a rebañar el plato.
الكتاب يحتوي على نصين, النص الأول "أينك يا ماتياس؟" والنص الثاني "لين, الزمن" ويعتبرون مسرحيتين محفوظتين في الأرشفة المتعلقة بالأدب السويسري, توقعت كما ��الوا بعض القراء بإن لازم أقرأ الثلاثية أولاً حتى أفهم هذا الكتاب لكن غير صحيح ليس لهذين النصين علاقة بالثلاثية, بس طبعاً هناك تشابه بالأفكار بين التنقل بين الحاضر والماضي والطفولة والفراق, في نهاية الكتاب هناك تذييل عن متى الكاتبة كتبت رواياتها, عن الثيمات وآخر جزء هو بورتريه لـ أغوتا كريستوف
*من نص " أينك يا ماتياس؟" - أحب أن تجد السلام بداخلك يا ساندور, لكني أظن أنك لن تجده أبداً -بلى. أجده, حين أنظر إليك, حين تكلمني.
*من نص "لين, الزمن" - كنت أحب كل ما فيك يا مارك… ورحلت -مارك: وقد عدت - لين: لم تعد لأجلي. عدت لتستعيد أجواء ما مضى, شبابك, أحلامك, أوهامك.
هناك صورتين مرفقتين للكاتبة أيضاً من الأرشيف السويسري قلم أغوتا كريستوف لا يُنسى⭐️
Ben koṣulsuzca Ágota Krisrof hayranıyım. Onunla ilk tanıṣmamız Önemi Yok adlı kitabiyla baṣladı. Yazarın, yazmaktan baṣka yolu olmadığı hayat hikayesinde bizi de yanında götürüyordu. Göç, sürgün hayatı ve yeniden baṣlamak... Neredesin Mathias'ta yazar bizi en önemli meseleyle karṣı karṣıya getiriyor. Çocuk ve çocukluk meselesi. Diger eserlerindeki karakterlerin çocukluk ve genclik hallerini bir sayıkla anının fotoğrafıyla aktarıyor. Sahi bu Mathias, Kanıttaki diğer Mathias'in, o canına kıymıṣ, kayıp çociğun habercisi mi? Peki ya yetiṣkinlik, tekrardan sanrılar görmeyi arzulayacak kadar yok edici mi...🖤
neredesin mathias?, kısa ama etkisi büyük iki metin içeriyor. ilk metin, bir çocuğun yalnızlığına, öfkesine, özlemine ve bastırılmış duygularına odaklanıyor. sandor isimli bir çocuk, rüya ile gerçek arasında gidip gelen bir atmosferde, mathias adında bir figürle konuşuyor. bu kişi onun kardeşi mi, vicdanı mı, hayal gücünün bir parçası mı, tam belli değil ama metin boyunca çocuk olmanın kırılganlığı, sevgiye duyulan ihtiyaç ve sessizlik içinde yaşanan hayal kırıklıkları net bir şekilde hissediliyor. mathias'la geçen diyaloglar çok sade ama içerdiği duygular derin. özellikle mathias'ın "ben hep burada olmayacağım, benden geriye Mathias’ı seveceğin biri kalacak" demesi, hem çocukluğa hem de kayba dair bir veda gibi. okurken bana petite maman filmini anımsattı.
ikinci metin olan “line, zaman” bir tiyatro metni. ilk perdede 12 yaşındaki line, kendisinden yaşça büyük marc'la konuşuyor, çocukça bir hayranlığı var ona karşı. ikinci perdede ise aradan 10 yıl geçmiş, line büyümüş ama duyguları değişmemiş. marc ise çoktan başka bir hayat yaşamış. bu bölümde büyümek, geçmişi hatırlamak ya da hatırlamamak, karşılıksız sevgi ve beklemek gibi temalar öne çıkıyor. **spoiler ** son sayfalarda sahneye yeni bir küçük kızın gelmesi ve döngünün yeniden başlaması ise hem hüzünlü hem de çok yerli yerinde bir kapanış gibi. **spoiler**
kristof'un dili sade, gösterişsiz, ve ben her kitabında buna tekrar hayran kalıyorum. çok zeki bir yazar. bu sadeliğin içinde çok şey saklı. metinleri kısa ama her cümle düşünülmüş gibi. suskunluklar, eksik bırakılanlar, tam da bu yüzden daha çok şey söylüyor.
kitabın sonunda yer alan sonsöz ve değerlendirme yazısı, yazarın hayatıyla metinler arasındaki bağı netleştiriyor. göç, dil kaybı, yalnızlık ve çocukluk kristof'un edebiyatını oluşturan temel parçalar.
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ Vuelvo a Kristof y siempre es un placer regresar a su escritura. Este libro breve me ha recordado tanto a "Claus y Lucas" como a su novela "Ayer". En el primer cuento, la autora vuelve a jugar al despiste, a confundir al lector y a dejarlo con la sensación de que algo se le escapa. A mí esto es lo que más me gusta de ella, precisamente. Es muy corto, apenas puedo decir nada de él para no destriparlo. El segundo cuento, que tiene el formato de una obra de teatro, me ha recordado muchísimo a "Ayer". La protagonista me ha enternecido y también la reflexión que hace sobre el paso del tiempo. Me da pena que sean historias tan cortas porque me hubiera gustado que las dos tuvieran una trama más larga. Aun así, me ha gustado leerlas. Para quienes no la hayan leído, es mejor comenzar por cualquiera de sus otras novelas porque creo que este libro es un buen complemento al resto de su obra. Leer a Agota Kristof es una maravilla.
Cuando compro libros nunca puedo comprar uno sólo, y acabo picoteando cosas más pequeñas. A veces sale bien, a veces mal.
Es increíble que empaqueten dos historias ridículamente pequeñas y que son poco mas que un esbozo, que lo vendan como un libro acabado, y que te cobren 10 €.
Los dos (mini) relatos esbozan alguna idea pero tienen poco o ningún desarrollo. De mas interés Lina, el que da título es una modernez ya pasada de moda.
Se lee en 20 minutos, te arrepientes de la inversión y a otra cosa.
Türkiye'deki yayınevleri, ülkemizde ilgi gören ve çeşitli ödüller kazanmış yabancı yazarların birkaç sayfalık eserlerini -ister bir öykü ister bir tiyatro oyunu şeklinde kaleme alınmış olsun- maddi kazanç amacıyla basıyorlar. Yazarın daha önceki kitaplarını beğenen veya yazara ilgi duyan okurlar da bu kitapları kütüphanelerine ekliyorlar. Ancak bu eserler, bazen yazarların ilk dönem çalışmalarından oluyor ve yazarın külliyatını tanımayan biri tarafından okunduğunda anlamsız gelebiliyor. Bazen de oldukça kısa metinler oldukları için okuyucuya ne maddi açıdan ne de okuma zevki bakımından fazla bir şey sunamıyorlar. Okuduğum bu kitap da benim için ikinci grupta yer alan bir eser oldu. Bu tür kitapları okudukça öncelikle yayınevine olan güvenim sarsılıyor, sonrasında ise yazara dair olumlu düşüncelerim olumsuz yönde etkileniyor. Umarım yayınevlerinin tavrı en kısa zamanda, okuyucu ve yazara daha çok saygı içeren bir yöne evrilir.
agota kristof’un türkçeye çevrilmiş tüm kitaplarını okuduğumdan bu kitap da çıkınca hemen satın alıp okumak istedim ve çok sevdim!
kitapta kısacık bir öykü ve kısacık bir oyun var. iki farklı metinden oluşuyor. ilk metin olan “neredesin mathias?” adlı öyküsü, kristof’un genel kalemine çok yakın bir öykü. yine bir kardeş ilişkisi okuyoruz, bazı şeyler hayal-gerçek arası gidip geliyor ama çok sorgulatmıyor zaten çok kısa olduğu için sorgulanacak bir zaman da olmuyor. önceki metinlerini bilen okurlar yabancılık çekmeyeceklerdir.
ikinci metin olan “line, zaman” isimli oyun ise kristof’un dilinden bir oyun okumanın da çok keyifli olduğunu gösteriyor bize. zamanında önemsenmeyen ve ciddiye alınmayan line’ın yıllar sonra marc ile tekrar karşılaşması sonucunda eski hislerinin kalıp kalmadığını okuyoruz. çok kısa, derinlikli bile değil ama bir şekilde gerçekten beğendim kitabı.
sanırım agota kristof’un bende bıraktığı en belirgin özelliği hiç derinlikli şeyler yazma arzusu gütmeden, ajitasyon yapmadan yazdığı metinlerle beni okumaya iteklemesi oldu. bir şekilde çok rahatsız olsam da okudum tüm metinlerini ve gerçekten başka yazar olsa muhtemelen okumazdım. bu kitapta tetikleyici bir unsur olduğunu düşünmüyorum, o yüzden bu kitabı bu sözlerimin dışında tutuyorum.
sonsöz olarak da aslında yazarın fransa’ya göç etmek zorunda kalışını anlatmış, bu durumlarını zaten “okumaz yazmaz” kitabından öğreniyoruz aslında. ben zevk alarak okudum. “okumaz yazmaz”dan sonra okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
¿Quién no ha jugado en su infancia a ese amigo imaginario? La imaginación de los niños es mágica, y mágicos son los relatos que encontramos en este pequeño libro. Dos niños que se hablan y a la vez se echan de menos, en un mundo dónde no se sabe si es fantasía o realidad, la autora lo refleja de una manera muy especial. ¿Dónde estás Mathias? es un libro que a pesar de su brevedad es grande en emociones. Tristeza, melancolía, soledad es parte de la esencia de esta obra. También alude al paso del tiempo, ese que tan rápido pasa cuando somos adultos y tan lento cuando somos niños. Recuerda que: “En un mundo donde existe el tiempo, nada puede volver atrás
عنوان الكتاب كان مريبًا للغاية، فأوحى لي وحيًا كاذبًا أنه مرتبط بالثلاثية الخاصة بالأخوين كلاوس ولوكاس، فماتياس هو اسم الطفل ابن ياسمين - ولن أحكي ما حدث به كي لا أحرق الأحداث على من لم يقرأها بعد فقرأتها وظللت أبحث فيها عن ظلال لوكاس وتفسيرات ربما ما ورائية للطفل ماتياس لكنها كانت قصة شبيهة نوعا ما فقط بالدفتر الكبير بدون أية تأويلات أخرى أما القصة الأخرى، لين والزمن فهي قصة حب رومانسية تقليدية وتنتهي نهاية رومانسية أيضًا ربما لم تكن بالجودة والكآبة والسوداوية المعتادة لكنك لن تعدم آثارها بكل حال
3,5/5 ⭐️ Agota’nın dilimizde son yayınlanan kitabı Neredesin Mathias?, öykü-oyun yazılarının örneğini içeriyor. Açık ara en az beğendiğim kitabı oldu. Ancak iki türde, yazarın ilk yayınladığı örnekler olduğu için kıymetli. Büyük Defter üçlemesini nasıl oluşturduğunun sinyallerini veriyor. Çocuklara olan düşkünlüğü ve içinde bulunduğu Dünya’ya olan kötümser düşünceleri ileride oluşturduğu kurgular hakkında bilgi veriyor. Yazarı biraz daha anlamak için Neredesin Mathias’ı en son okumanızı öneririm.
Kristóf’un ölümünden sonra onun arşivinden çıkarılmış iki kısa metinden oluşan eseridir. Okumaz Yazmaz gibi otobiyografik bir anlatıdan ziyade, yazarın bilinçaltı dünyasının bir yansımasıdır. Kitap, birbirini tematik olarak tamamlayan iki ayrı bölümden oluşuyor. Mathias isimli ilk bölüm; Sándor adında bir karakterin, ateşli ve sanrılı bir rüya atmosferinde Mathias adında bir çocukla olan diyaloğunu ve Mathias’ı arayışını anlatıyor. Bu anlatı karakterin kendi çocukluğuyla, ölmüş veya geride bırakılmış bir parçasıyla yüzleşmesi gibi hissettiriyor. Metinde, gerçekle rüya birbirine karışmış bir halde olduğundan bu kısmı anlamlandırmada bir nebze zorlananlar olabilir. Line isimli ikinci bölüm ise; kısa bir tiyatro metni içeriyor. Metin, Line ve Marc karakterlerinin diyalogları üzerinden ilerliyor. Bu bölümün ana teması “zaman”. Zamanın geçişi ile birlikte ilişkilerin yıpranması, bekleyiş, umut ve hayal kırıklığı gibi konular işleniyor. Bu bölümü de yine Kristòf’un sürgünlük hissine dair hüzünlü bir tablo olarak görebiliriz. Yine özgün ve insanın içine işleyen şahane bir anlatımdı.