Bitiremediğim kitaplardan biri. Altmış - yetmiş sayfa kadar okuyup, kalanına da şöyle bir göz gezdirdikten sonra bıraktım açıkçası. Nedeni kitabın kötü olması değil ancak yaşanan olayın farklı kişilerin ağzından defalarca tekrar tekrar anlatılıp durması.
İtiraf etmeliyim ki, "muhafazakar" denen kişilerin ahlak zaafiyeti konusunda fikir sahibi olduğumdan belki, anlatılanlar beni şoka falan sokmuyor. Kitapta aynı zavallı manzaranın kırk kere anlatılması beni yordu sanırım. Belki daha sonra tekrar ele alır ve bitiririm ama şu anda okuyabileceğim çok daha iyi şeyler var.
Bakın bu durum gerçekten çok ciddi. Bu kitaba konu olan Badeci Şeyh davası devam ederken daha henüz başta ensar vakfı olmak üzere birçok vakıflarda çocukların yaşadığı taciz ve tecavüzler henüz gündeme gelmemişti. Yazacak, anlatacak inanın o kadar çok şey var ki.. Kitabı okurken kaç defa duvara vurup parçalamamak için kendimi zor tuttum.. Yaşadığımız toplumun bu durumu yüzünden avazım çıktığı kadar bağırıp, sövmek istedim. Yazarı tebrik ediyorum. Bursa gibi "muhafazakar" görünümünde geçinen bir şehirde yaşanan tüm iğrençlikleri gözler önüne seriyor. Yazarın olayı kitaplaştırırkenki kullandığı yöntemi sevdim. Kitap karakola gelen isimsiz ihbar telefonundan itibaren başlıyor. Ardından sorgular, mahkeme tutanakları, bir başka yazar ile bu konu hakkında kısa bir soru cevap ve en son kapanışı ile kendi yapıyor. Kesinlikle alıp herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
saman bulup yari tanri bulup ayin, rituel yapmak isteyen, kani delikanli gibi kaynayan pagan anadolu halkina islam dayatilirsa boyle garip tarikat tablolari olusabiliyor. kitap aktariminda net ve temizdi.
Marx'in afyon muhabbetinde ne demek istediğini detaylıca anlatan, oldukça hardcore öğeler içeren kitap. Hani bunlar(mağdurlar) yolda bir trans birey falan görünce gözleriyle öldürmek isteyen, apartmanında, Mahallesi'nde istemeyen, onları hasta olarak değerlendiren insanlar değil mi? Bu açıdan bakınca kitabın ilk 70 sayfasının bir tarikat evinde, tarikat lideri ve erkek/kadın müritleri arasinda full oralsex ve analsex dolu oluşu da uber-ironik. Yazarı genelde muhalif mecralarda görüp kıllanan arkadaşlar için söylüyorum, kitap bir dava sürecini anlatıyor genel hatlarıyla, raat olun yani. Kitabın sonunda Sadettin Merdin adlı birisiyle kısa bir mail röportaj var, kimdir bilmiyorum ama midesi kaldıramayanlar sadece bu röportajı okusalar çok iyi olur. Röportaji çok doyurucu buldum.
Anlattığı çok fazla şey var ama pek bilinmeyen ve tahmin edilemeyen bir olay değil. Kitabı okumak yerine önsözü okumak yeterli olacaktır. Kitap çok iyi bir araştırma olmasına rağmen bir kaç yorum eklenmiş bir dosyadan farksız. Aynı olaylar sürekli tekrar ediyor. Ciddi bir analiz yok. Bu tarz olayları takip etmeyen, bilmeyen insanlar için iyi bir kaynak olabilir.
Yaratanın bizatihi bahşettiği akıl ve mantığa aykırı davranarak, bir zata tüm rasyonel düşünceleri reddederek bağlanmak ve olayın açığa çıkmasına rağmen halen bu yolda devam edeceklerini söyleyenlerin akıl almaz hikayesi. 1925'te kabul edilen 677 Sayılı kanunun bugün dahi ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz
Bursa’da bir ihbarın peşinden giden emniyet, savcı ve ortaya çıkardıkları çarpık olaylar. Kitap tüm yargı sürecini ele alıyor. Tarikat lideriyle gerek anal gerek oral ilişkiye giren tüm mağdurların emniyet ve mahkemedeki ifadeleri derlenmiş ve toparlanmış. Kitabın büyük bir kısmı objektif olarak tamamen kayıt altına alınan ifadelerden ibaret. Ancak sonda Timur Soykan sazı eline alıyor ve süreci irdeliyor. Kitap okuyanı gerçekten çok rahatsız ediyor. İlk emri “Oku” olan bir din ancak kimse okumamış ve sorgulamamış. Mağdurlara ne oldu açıkçası merak ediyorum. Yaşadıkları travmayı sorguladılar mı yoksa kendilerine yeni bir tarikat ve şeyh mi buldular? Kim bilir…
İsmail Saymaz'ın Şehvetiye Tarikatı kitabında birkaç konudan biri de buydu, merak ettim bu kitabı da okudum. Burada olayın her aşaması detaylıca incelenmiş. Kitaba konu olan tarikat mensubu insanların Hasan Sabbah'ın ordusundaki askerlerden herhangi bir farkları yok. Biri cenneti kazandığını düşünüp ölüme gidiyor, diğeri yine cenneti kazandığını düşünüp oral, anal, tabiri caizse Allah ne verdiyse yapıyor. İnsanların dini duygularını sömürerek, onlara neler neler yaptırılabileceğini gözler önüne seren, okumaya değer bir araştırma kitabı.
Çok fazla konu tekrarı biraz sıkıyor ancak bunda olayların ne kadar çok tekrar edildiğini anlıyoruz. Yaşananlar gerçekten çok üzücü. Allah aklınızı kullanın demiş sormaktan sorgulamaktan korkmayın demiş. bu tür teslimiyetler tamamen cahillik ve Allah korkusunun yanlış anlaşılması ve kişilerin cennetten beklentilerinin anlatılan tasvirlerinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Ölümden sonraki hayatı cennete veya cehenneme şu yaşadığımız dünyada yaptıklarımız belirleyecek farkında değil kimse.
This entire review has been hidden because of spoilers.
İyi bir kitap , ama okumakta zorladığım doğrudur. Kitapta röportaj ya da yazarın kişisel görüşmelerinin olmaması kötü olmuş. Kitaptaki savcılık ifadeleri ve ifadelerinin sonucu bazı soruları açıkta bırakması gibi şeylerin altı itinayla çizilmiş. Savcılığın havada bıraktığı bir çok şey iyi dikkat çekilmiş. Ülke gerçeğinin nerede olduğu. Mutlak boyun eğmenin sonuçlarının nereye gideceği çok iyi anlatılmışt
Mide bulandırıcı kafaların anlatıldığı bir kitap zaten sonuna kadar ifadeler birbirini tekrarlıyor cinnet geçirme noktasına geliyorsunuz hızla sarıyorsunuz ileriye sonlarında gerçek islam bilgileri verdiği bir kısım var orası biraz iyi ve sonra kapanış sabrı ve midesi olan okusun.
Kitabın edebi bir iddiası yok. Mahkeme tutanakları, tanık ifadeleri ve tarikatın genel işleyişi yazılmış. Sinirlerim bozula bozula birkaç saatte bitirdim. Cehalet, eğitimsizlik ve sürü psikolojisi birleşince korkunç şeyler çıkıyor ortaya gerçekten.
Kendisini şeyh olarak tanımlayan birinin, insanların dini duygularını kullanarak yapmış olduğu iğrençleri bu kitapta okuyacaksınız. Şeyhin mide bulandırıcı olan yaptıklarını okudukça hayretler için de kaldım, inanamadım. Bir insan nasıl olur da bu yapılanlara razı gelir, aklım almıyor. Tam bir akıl tutulması olarak değerlendiriyorum. Kitabın son bölümünde de nedenleri anlatılıyor. Yine de yazık çok yazık... Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ne kadar da ileri görüşlüymüş. Kastamonu da yaptığı bir konuşmada: "Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir. Tarikat reisleri bu dediğim gerçeği bütün açıklığıyla anlayacak ve kendiliklerinden hemen tekkelerini kapatacak, müritlerinin artık erginliğe ulaştıklarını elbette kabul edeceklerdir." demiştir ama maalesef geldiğimiz durum ortada. Okumanızı tavsiye ederim.
Zikir esnasında cezbelenen şahıslar benim bulunduğum sır odasına tek tek gelir. Ben gelen bayan ve erkek şahısları cinsel organımı öptürmek ve yalatmak suretiyle badelerim. Bunun dışında şahısların istekleri üzerine erkeklerle ters ilişki, kadınlarla ise ters ve normal yoldan cinsel ilişkiye girerim... Peki nasıl ikna oluyorlar? Çok net. Hocaya inanmışlar. Bunu cinsellikle ilgili olarak görmüyorlar bile. Dini görüyorlar, ibadet görüyorlar. Onlar için hoca ne derse odur. Böyle inanmışlar. Hep farklı kesimden muhafazakar insanlar, genci, yaşlısı, esnafı, tüccarı, hurdacısı, kadını...
Kitap aslında dava dosyasından alınan çok sayıda ifadenin tekrar etmesi sebebiyle sıkıcı gibi gelebilir. Ancak atlanmaması gereken konu anlatılan olayların iğrençliği ve insanların buna körü körüne inanıp kocaman insanların kadın erkek farketmeksizin nasıl kolay bir şekilde sapıklığın dinin gereği olarak inandırılıp yapılanlar ve bunu hiç sorgulamamaları. Son kısımda Sadettin Merdin ile yapılan soru cevap aslında tüm bu olayları nedenleriyle açıklıyor.
Oglen basladim, elimden birakamadim ve 4 saat sonra bitmisti. İnanamayarak, zaman zaman da acaba dogruyu onlar dusunuyor da biz mi yanlis yoldayiz dedirtecek kadar kendine inanan bir seyh ve seyhlerine inanan insanlar.
insanların nasıl robotlaşabileceğini ve muhafazakar denebilecek kişilerin beyinleri yıkandıktan sonra kınadıkları cinsel ilişkilere nasıl girdiklerini tanık ve sanık ifadelerinden okumak...