Klasik Korku Öyküleri'nde insana dair dehşet, uygarlığın huzursuzlukları, evin ve ailenin tekinsizliği, ölüm ve bilinmeyenle kurduğumuz ilişkinin kopma noktaları birleşiyor. Klasik korku öyküsünün "edebiyat" hüviyeti kazanmasında pay sahibi olan bu karanlık metinler, usta yazarların zihinlerinden fırlamış kâbuslarla dolu bir geçit töreni sergiliyor.
Charlotte Perkins Gilman'ın feminist-gotik öyküsü "Sarı Duvar Kâğıdı", Mary E. Wilkins Freeman'ın önemli eseri "Luella Miller", hayalet öykülerinin üstadı M. R. James'ten "Mezzotint", Ambrose Bierce'ın erken dönem eko-gotik eseri "Evdeki Asma", Perceval Landon'ın unutulmaz hortlak öyküsü "Thurnley Manastırı", F. Marion Crawford'ın korkunç "Çığlık Atan Kurukafa"sı, Arthur Morrison'ın tekinsiz mücevheri "Üst Kattaki Şey", E. F. Benson'ın düşsel ve gotik şaheseri "Kuledeki Oda", H. P. Lovecraft'ın, korku edebiyatı tarihinde dönüm noktası olarak kabul edilen, Cthulhu mitosunun nüvesinin ortaya çıktığı "Dagon" öyküsü bu derlemede bir araya geliyor.
"Hayaletlere inanıyorum. Öyle şeylerin var olduğunu biliyoruz, sadece kaideleri bilmiyoruz." -M.R. James-
Charlotte Perkins Gilman (1860-1935), also known as Charlotte Perkins Stetson, was a prominent American sociologist, novelist, writer of short stories, poetry, and nonfiction, and a lecturer for social reform. She was a utopian feminist during a time when her accomplishments were exceptional for women, and she served as a role model for future generations of feminists because of her unorthodox concepts and lifestyle. Her best remembered work today is her semi-autobiographical short story, "The Yellow Wallpaper", which she wrote after a severe bout of post-partum depression.
Çınar Yayınları'nın Kara Çınar Serisi "Geceyi Yaşa!" sloganı ile çıkıyor. Geceyi alacakaranlık eyleyen Yankı Enki, Burcu Aktaş, Derviş Şentekin Cüneyt Çomoğlu, Pınar Demirhan'ın emeklerini barındırıyor, hepsini geçtim (buraya dikkat!) Seda Ersavcı, Elif Ersavcı, Yankı Enki çevrileri ile adeta süslenmiş. Korku edebiyatı ile hemhal olduğum için içindeki öykülerin kalitesine, az okunmuşluğuna kefilim. Yankı Enki'nin eşiğinden geçen her eser gibi bu kitabın da üstüne atladım, iyi ki de öyle yapmışım. Türü seviyorsanız, "çevirileri nasıl?" filan bile demeyin; her anlamda çok iyi. Ahh hele o Sarı Duvar Kağıdı! Elif Ersavcı çevirisi! Müthiş.
İçinde okuduğum en iyi ve en ürkütücü korku öykülerinden birkaçının olduğu, başarılı bir derleme kitabıydı. Bu türü sevenlere şiddetle öneririm.
En çok, kadın yazarlar Charlotte P. Gilman ve Mary E. Wilkins Freeman'ın öykülerini beğendim diyebilirim; Lovecraft ise zaten öykülerini, evrenini bildiğim bir yazardı.
Francis Marion Crawford'ın "Çığlık atan Kurukafa" eseri de oldukça korkuçtu ve okuması keyifliydi.
Velhasıl... Okuyun!
"Hayal gücüm ve hikâyeler uydurma alışkanlığım benimki gibi sinirsel açıdan zayıf bir zihni her türlü esrik kuruntuya sürükleyebilirmiş; bu eğilimi kontrol altında tutmak için irademi ve sağduyumu kullanmam gerekirmiş. Çabalıyorum bunun için." Sf 15
Kapak çok güzel olmuş. :heart_eyes: Gerçekten kitabın içeriği kadar canlı ve hareketli. Cüneyt Çomoğlu’na bu güzel kapak için kendi adıma teşekkür ederim. Serinin diğer kapaklarını da yine Cüneyt Bey yapmış, ellerine sağlık.
Çınar Yayınları “Kara Çınar Kitaplığı” ile dikkatimi çekmişti. Aslında forumda birkaç kişinin alıp okumasını beklemiştim ama kimseden ses çıkmayınca daha fazla dayanamadım. Pişman değilim, çok beğendim. Alışkın olduğumuz yazarlar dışında başkalarını tanımak çok keyifliydi. Umarım devamı gelir.
Adından da anlaşılacağı gibi içinde farklı yazarlardan korku temalı öyküler bulunuyor. Yazarlardan sadece F. Marian Crowford’un anlatımı bana pek hitap etmedi ama öykü genel itibari ile güzeldi. Son kısmı hoşuma gitti. Özellikle Charlotte Perkins Gilman’ın “Sarı Duvar Kağıdı” isimli öyküsü çok güzeldi. Benim en çok beğendiğim öykülerden bir değeri de “Kuledeki Oda” idi. Hikayenin gerçekle hayal arasındaki o buğulu çizgisi çok hoşuma gitti.
Sarı Duvar Kağıdı - C. M. Gilman Luella Miller - Marry E. W. Freeman Mezzotint - M. R. James Evdeki Asma - Ambrose Bierce Thurnley Manastırı - Perceval Landon Çığlık Atan Kurukafa - F. M. Crawford Üst Kattaki Şey - Arthur Morrison Kuledeki Oda - E. F. Benson Dagon - H. P. Lovecraft
Korku türünün çığır açıcı, standart belirleyici örneklerinin yer aldığı önemli ve keyifli bir derleme. Bence en etkileyici öykü ilk sıradaki Sarı Duvar Kağıdı. Öykülerin tamamına yakınında korku ögelerinin yaşandığı yer bir “ev”. Evleri özel yaşam alanımızı belirleyen dört duvardan çıkarıp, bizim üstümüzde ve müdahil olamadığımız gizemli özelliklerle süslemeye neden ihtiyaç duyuyoruz acaba? Bu dünyaya ve özellikle de yaşadığımız yerlere ruhumuzdan parçalar bırakma çabası ölüm korkusundan olabilir mi? Bu durumda hayaletler egolarımızın habis kalıntıları..
Kitap genel olarak okumaktan zevk aldığım bir çok hikaye ile dolu. Korku okurlarını kesinlikle sıkmayacaktır. Çevirisi de gayet güzel.
Sarı Duvar Kağıdı İlk başta son derece vasat ve sıkıcı bir hikayeydi benim için. Ama okudukça hikayenin kendisine değil anlatılış şekline hayran oldum. Ana karakterin yaşadığı kasvet ve dengesizlik hikayeden çıkıp bana işledi. Mükemmeldi.
Luella Miller Çok hoş ve sürükleyici bir hikayeydi. Olacaklara karşı merak duygum sürekli canlı kaldı ve okumaktan büyük zevk aldım.
Mezzotint Luella Miller gibi benim sevdiğim tarzda bir hikayeydi. Beklediğimden ve istediğimden çabuk bitti. Sonu biraz hızlıca bağlanmış gibiydi.
Evdeki Asma Sanırım kitapta en az hoşuma giden hikayeydi. Kötü değil ama tahmin edilebilir ve sıradan geldi bana.
Thurnley Manastırı Gerçekten harika bir hikayeydi. Anlatım dili de akıcıydı. Eğer bir yerde bir manastır varsa neden bir de hayalet olmasın değil mi? Kitapta en çok sevdiğim hikayelerden oldu.
Üst Kattaki Şey Bir solukta bitirdim. Attwater’ın hissettiği kasvet ve korkuyu ben de hissettim.
Çığlık Atan Kurukafa Bilhassa anlatım şekli çok hoşuma gitti. Hikaye çok heyecan verici olmasa bile yazar sıkmadan, ilgiyi bozmadan anlatmayı başarmış.
Kuledeki Oda Rüyalar ve rüyaların hayatta gerçekleşmesi. Bu tarz korku hikayelerini oldum olası sevmem. Nedenini bilmiyorum. Kötü bir hikaye değil. Ama rüyalar ve hayaletler işte.
Dagon Evdeki Asma’dan sonra pek hoşuma gitmeyen ikinci hikaye. Aslında engin denizde hayatta kalma hikayeleri ve bunun etrafına kurulu fantastik olaylar çok hoşuma gider ama bu hikayenin neden hoşuma gitmediğini söylersem ipucu vermiş olurum.
#klasikkorkuöyküleri #charlotteperkinsgilman (#theyellowwallpaper) #maryewilkinsfreeman (#luellamiller) #mrjames (#themezzotint) #ambrosebierce (#avineonahouse) #percevallandon (#thurnleyabbey) #fmcrawford (#thescreamingskull) #arthurmorrison (#thethingintheuperroom) #efbenson (#theroominthetower) #hplovecraft (#dagon) isimli yazarların korku öyküleri yer alıyor kitapta. Gilman, M.R. James ve H.P. Lovecraft hariç pek aşina olmadığım yazarlar. Freeman, feminizm ve doğaüstü korku yazmış diğer eserlerini de inceleyeceğim. Bierce'in poe ve Lovecraft ile birlikte anılması beni şaşırttı. Kayıplara karışan ve cesedi bulunamayan bir yazar, özellikle 'evdeki asma' hikayesini değindiği şeyler adına beğendim. Landon'ın thurnley manastırı isimli hikayesi kitabın iyilerinden. Çınar yayınları çok iyi çevirmenlerde çalışmış zaten hikayeleri seçip derleyen de Yankı Enki. Her hikayenin başında yazarın biyografisi var. İçerik gayet güzel hazırlanmış ancak kapak için aynısını söyleyemeyeceğim birazcık çocuk kitabı gibi olmuş. Tabii yine bayağı bir ilgi çekiyor.
Her ne kadar klasik korku hikayeleri dese de benim için korku unsuru barındırmıyordu daha çok merak duygusu uyandırdı Kitap 9 tane öyküden oluşmakta ve ben çoğunu daha önce okumuştum bir de çeviride sanki bir sorun var gibi hissettim en uzun hikaye çığlık atan kurukafaydı. Tavsiye eder miyim okunur illa ki...
Öykülerin çoğunu eski moda bulsam da "Kuledeki Oda" epey güzeldi. "Çığlık Atan Kurukafa" ile "Üst Kattaki Şey" diğer favorilerim. Öykülerin çevirileri çok başarılı.
Kitapta dokuz adet birbirinden güzel korku öyküsü yer alıyor. Öykülerin içinde kötü diyebileceğim bir tanesi bile yok. En çok beğendiğim öyküler ise Çığlık Atan Kurukafa ile Kuledeki Oda oldu. Korku türü ve öykü severlere kesinlikle ve hararetle tavsiye ediyorum.
cinaryayinlari ndan çıkan #klasikkorkuöyküleri kitabını çok severek okudum. 19. yy.a uzanan hikayeler oldukça başarılıydı. Her birini sevmekle birlikte bazılarına bayıldım 😍mesela “sarı duvar kağıdı” kitabını almayı planlıyordum zaten. Hikayeye bayıldım. Kadının yaşadığı o çaresizlik, kendini anlatamama ve bunun verdiği iç sıkıntısını içimde hissettim. Aynı şekilde “Luella Miller” “Mezzotint “ “evdeki asma “ “üst kattaki şey” “kuledeki oda” ve tabi ki üstat #lovecraft ‘ın “dagon “ hikayelerine bayıldım 👌🏻. Bu harika hikayeleri derleyip bize sunan #YankıEnki ‘ye , kusursuz çevirileri ile lezzetine lezzet katan #ElifErsavcı #BoranEvren #SedaErsavcı #KamucanYalçın #BerivanÖzkoçak #AhuAyan ve tekrar #YankıEnki’ye teşekkürü borç bilirim. .🙏🏻
çığlık atan kurukafayı dikkati öyküden uzaklaştıracak kadar gereksiz uzun buldum ama hikaye o kadar uzatılmasa harikulade olurdu. benim favorim kuledeki oda oldu. eğer yağmurlu bir gece yatmadan önce okusaydım o gece uykum kaçardı kesin. lovecraftı da çok övdüler ama dagon hiç anlamadan bitti çok kısa buldum onu da. diğerleri orta düzey gerilim öyküsü gibi bence yalnız üst kattakı şey isimli öykünün ~çekilmediyse eğer~ harika filmi olur bence. mezzotint de ilginç bir gerilim öyküsüydü ama bir yere bağlamadan kesti bıraktı gibi geldiği için çok beğenmedim. düşüncelerimi belirtir herkese iyi okumalar dilerim.
Çınar Yayınları'nın korku-gerilim serisi beni çok heyecanlandırmıştı, nitekim Peck'in eserini de çok sevdim.
Ancak Klasik Korku Öyküleri biraz daha hayal kırıklığı oldu. Üst Kattaki Şey ve Kuledeki Öykü dışında diğerleri ile bağ kuramadım, en azından ben genellikle birbirine paralel ve basit gotik öyküler olarak hissettim.
Kötü bir kitaba, hele de kötü bir tercümeye hiç kimsenin tahammülü yoktur, ama sanırım benim artık ortalama bir kitaba da tahammülüm kalmamış. 40.sayfaya kadar sinirimi zıplatmadı, ırkçılık, diyet kültürü, fatfobi, kadın düşmanlığı vb. Rastlamadım. Bunun için müteşşekürüm. Ama hikayeler de sarmadı be gülüm. Çok banal geldi bana.
Korku edebiyatına yani başlayanlar için bolca tedirgin edici ve tatmin edici öykülerdi. Özellikle; Sarı Duvar Kağıdı, Mezzotint, Thurnley Manastırı, Kuledeki Oda öyküleri çok başarılıydı.