Ta'add�d-I Zevcat Zeyl - Continuation of the Debate on Polygamy.: A Modern Turkish Version, Transcription, and Faksimile. with an Introduction Prepared by Rana V. Mende-Altayli.
Kadın ve kadının toplumsal konumu hakkındaki tartışmalar Osmanlı kültür hayatına, batılılaşma hareketi ile bağlantılı olarak girmiştir. Bu konudaki tartışmalardan biri olan çokeşlilik sorunu, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle roman ve inceleme türü eserlerde geniş biçimde ele alınır. Ancak günümüzde çok eşlilik bağlamında yapılan bazı araştırmalar sorunu çağdaşlaşma tarihinde yer aldığından daha fazla öne çıkarmakta, dolayısıyla gerçekliğin tasvirinden çok, Şarkiyatçı geleneğin taleplerine yönelik bir kaynakça oluşturulmaktadır. Çok eşlilik konusundaki ilk önemli tartışmalardan biri Fatma Aliye Hanım ve Mahmud Esad Efendi arasında geçer. Bu tartışmaya Türk modernleşme tarihi ve kadın ana başlıklı araştırmaların hemen hepsinde değinilmektedir. Çeşitli dergilerde yayımlanan makaleler ve karşılıklı yazışmalarla devam eden bu tartışmanın bir tarafı olan Mahmud Esad Efendi, çalışmaları Cevdet Paşa tarafından da takdirle karşılanan hukuki, sosyal ve dini konularda eser vermiş bir ilim adamıdır. Tartışmanın diğer tarafı Fatma Aliye Hanım ise, romancı ve yazar olmasının yanında babası ile Mecelle üzerine çalışmış, kadınların hukuku konularında da oldukça yetkin bir aydındır. Aynı zamanda birbiri ardına yayımladığı romanlarla "kadın sorunu"nu ilk ele alan kadın yazardır. Tartışmalarda ortaya çıkan entelektüel seviye okuyucuların çok eşlilik konusunda tatmin edici bir polemik izleyebilmelerine imkan tanımaktadır. Metinlerdeki mantık bağlantılarının iki yazar tarafından da güçlü bir şekilde takip edilmesi ve tartışmacıların nazik üslubu, metinlere tartışma adabı açısından da örneklik değeri kazandırmaktadır. Elinizdeki kitap, Fatma Aliye Hanım ve Mahmud Esad Efendi arasında meydana gelen ilk çok eşlilik tartışmasının tamamını bir araya getirmektedir. Dolayısıyla tarih, sosyoloji ve kadın ile ilgili araştırmalarda önemli bir boşluğu dolduracak ve çok eşlilikle ilgili yeni çalışmalara ışık tutacak bir kaynak mahiyetindedir.
Fatma Aliye Topuz (Fatma Aliye Hanım) Türk edebiyatının ilk kadın romancısı olarak tanınır.
Zafer Hanım'ın 1877 yılında yayımladığı Aşk-ı Vatan adlı bir roman mevcutsa da yazarın tek romanı olduğu için Zafer Hanım değil, beş roman yayımlayan Fatma Aliye Hanım ilk romancı ünvanını almıştı.
9 Ekim 1862'de İstanbul'da doğdu. Tarihçi Ahmed Cevdet Paşa ile Adviye Hanım'ın kızıdır. Kendisine özel bir eğitim verilmese de ağabeyi Ali Sedat Bey'in evde özel hocalardan aldığı dersleri dinlemesi sayesinde kendini geliştirdi. Fransızca merakının ortaya çıkması üzerine ders alarak bu dili çok iyi düzeyde öğrendi.
Fatma Aliye Hanım, 17 yaşında iken 1877-78 Osmanlı Rus harbindeki Plevne Savunması ile ünlü Gazi Osman Paşa'nın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendi ve dört kızı oldu. (Hatice, Ayşe, İsmet, Nimet)
Evliliğinin ilk 10 yılında ancak eşinden gizli olarak kitap okuyabilen Fatma Aliye Hanım, eşinin bu konudaki tutumunun değişmesinden sonra onun izni ile tercümeler yapmaya başladı. Edebi yaşantısı 1889 yılında Georges Ohnet'in Volonté adlı romanını Meram adıyla çevirmesi ile başladı. Bu romanı Bir Hanım imzasıyla yayımlamıştır. Bu başarısıyla babasının dikkatini çeken Fatma Aliye Hanım, kendisinden ders almaya, fikir tartışmaları yapma olanağına kavuşmuştu. "Bir Hanım"'ın gösterdiği çabalar, ünlü yazar Ahmed Mithat Efendi tarafından Tercüman-ı Hakikat gazetesinde övüldü ve yazar kendisini manevi kızı kabul etti. Fatma Aliye Hanım, bu ilk çevirisinden sonraki çevirilerinde Mütercime-i Meram takma adını kullandı.
1891 yılında Ahmet Mithat Efendi ile birlikte Hayal ve Hakikat adlı romanı yazdı. Romanın kadın ağzından olan kısmı Fatma Aliye Hanım'ın, erkek ağzından olan kısmı Ahmet Mithat Efendi'nin kaleminden çıkmıştı. Eser, Bir kadın ve Ahmet Mithat imzasıyla yayımlandı. Bu romandan sonra ikili uzun süre mektuplaşmış ve bu mektupları Tercüman-ı Hakikat Gazetesi'nde yayımlanmıştır.
Fatma Aliye Hanım, 1892 yılında Muhadarat adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı. Bu romanında bir kadının ilk aşkını unutamayacağı inancını çürütmeye çalıştı. 1899 yılında yayımlanan Udi adlı romanında görevi üzerine gittiği Halep’te yaşamına tanık olduğu bir kadın udiyi anlattı. Bu kitapta mutsuz bir evlilik yapan Bedia'nın hikâyesini dönemine göre çok yalın bir dille anlatmıştır. Reşat Nuri Güntekin, edebiyata ilgisini güçlendiren yapıtlar arasında lalasından dinlediği romanlardan sonra Fatma Aliye Hanım'ın Udi romanını sayar. Eserlerinde kadın gözüyle evlilik, eşler arasındaki uyum, aşk ve sevgi kavramı, birbirini tanıyarak evlenmenin önemi gibi mühim konuları işleyen Fatma Aliye Hanım'ın diğer romanları Ref'et, Enin, Levayih-i Hayat adlarını taşır. Yazar romanlarında bireyleşme çabasında olan, çalışan, para kazanan, erkeğe ihtiyaç duymayan kadın kahramanlar yaratır.
Fatma Aliye Hanım, edebi eserlerinin yanı sıra kadın sorunları ile ilgili de eser vermişti. Kadınlara Mahsus Gazete'de kadın sorunlarına ilişkin makaleler yazdı ve muhafazakâr görüşlerden kopmadan kadın haklarını savundu. 1892'de yayımlanan Nisvan-ı İslam adlı kitabında Avrupalı kadınlara İslam'da kadının durumunu anlattı. Romanlarında daha modern kadın kahramanlar yaratan yazar, bu kitapta, makalelerinde olduğu gibi, eski gelenekleri savunmuştur.
1893 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılan Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu (Bir Muharrire-i Osmaniye'nin Neşeti) adlı kitap ününü arttırdı. Bu kitap Ahmet Mithat'ın Fatma Aliye'yi anlattığı yazıları ve Fatma Aliye'nin doğrudan kendisini anlattığı mektuplarından oluşmaktadır. Fatma Aliye mektuplarında bitmek tükenmez bilmeyen öğrenme coşkusunu anlatır.
1914 yılında yazdığı Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı son yapıtıdır. Bu romanında Meşrutiyet sonrası siyasal yaşamı ortaya koymayı amaçlamıştır. Resmi tarih tezlerine muhalefet ediyor olması, edebiyat dünyasından dışlanmasına yol açmıştır. (vikipedi)