Jump to ratings and reviews
Rate this book

Rengeyiği Türkleri: Dukhalar

Rate this book
Bir hayvanı evcilleştirmeyi başarmış ender avcı-toplayıcı topluluklardan biri olan Dukhalar, Moğolistan’ın kuzeyindeki Hövsgöl bölgesinde yaşayan göçer bir Türk halkıdır. Yerleşik düzene geçişle birlikte insanın kendisini doğadan ayrı ve üstün bir konuma yerleştirdiği günümüz insan merkezci Batı toplumlarının aksine, doğayı canlı bir varlık olarak kabul ederek tüm canlılara saygıyla yaklaşan eşitlikçi bir topluluk olan Dukhalar, bize tarihin en önemli olaylarından biri kabul edilen evcilleştirmenin sonuçlarını anlamamız bakımından eşsiz bir fırsat sunuyor.

Peki, yaşadıkları coğrafyayı evi olarak kabul eden bu göçer avcı-toplayıcı insanlar böylesine devasa bir evle nasıl ilişki kuruyor, ne gibi kurallara dikkat ediyorlar? Bir liderin olmadığı Dukhalarda eşitlikçi toplumsal ilişkiler nasıl yürütülüyor? Evcilleştirme Dukhalar için ne anlama geliyor? Rengeyikleri insanlardan ne gibi bir fayda sağlıyor? Dukhalar ava gitmeden önce ve av esnasında nelere dikkat ediyorlar? Ayı, Sibirya halkları için neden özel bir yere sahip? Hayvan kemikleriyle nasıl fal bakılıyor ve rüyalar bir avcıya nasıl bir
pusula gibi yön gösteriyor?

Kültürel antropolog Selcen Küçüküstel’in aralıklarla altı yıla yayılan bir alan çalışmasının sonucu olan bu kitap, Dukhaların yaşamını tüm detaylarıyla ortaya sererken “yeryüzündeki tüm canlılık belirtilerini hızla tükettiğimiz günümüz dünyasının uzak bir köşesinde insan, hayvan ve doğa arasındaki karmaşık ilişkilerin bir kısmına ışık tutmayı amaçlıyor.”

“Çevrende gördüğün her şeyin bir ruhu vardır, hem de her şeyin... Bu yüzden soluk aldığın her an, bunu fark etmeli ve çok dikkatli olmalısın! Böylece hiçbir canlının ruhuna saygısızlık yapmamış olursun.”

(Tanıtım Bülteninden)

256 pages, Paperback

Published January 1, 2020

5 people are currently reading
67 people want to read

About the author

Selcen Küçüküstel

3 books1 follower

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
33 (61%)
4 stars
18 (33%)
3 stars
2 (3%)
2 stars
1 (1%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 - 9 of 9 reviews
41 reviews1 follower
January 16, 2024
Selcen Küçüküstel bir kültürel antropolog. Adını ilk Özcan Yüksek yönetimindeki Magma dergisinde. kırmızı yanaklı küçük Dukha kızı Nomkun ile beraber duymuştum. Kitap, bir antropoloji kitabı gibi değil de sürükleyici bir roman gibi içine çekiyor. Akıcı ve yormayan bir dili var. Tayga'da yaşayan Dukhalar'ın doğayla bütünleşik yaşamına özeniyor insan yer yer. Her ne kadar bir alan araştırması, akademik bir çalışma da olsa yazarın Dukhalarla kurduğu ilişkinin duygusal yükünü de taşıyor metin. Zaten metni çekici ve özellikli kılan da bu yönünün törpülenmemiş olması. Kuru akademik bir metin okumak yerine capcanlı insan hikayelerini dupduru bir dille aktarmış olması okuyucu için büyük bir şans.

Selcen Küçüküstel bizi, 10.000 yıl önceki avcı-toplayıcı, hiyerarşik olmayan, eşitlikçi, bağımsız ve saplantılı mülkiyet duygusundan ari atalarımızın dünyasına götürüyor.
Profile Image for dantelk.
216 reviews20 followers
April 9, 2020
Zevk alarak okudum. Yazarın İstanbul'da, Dukhalar ile ilgili yaptığı bir sunuma katılmıştım, yazarın anlattıkları, ve yine bu sunumda izlediğim video görüntülerinden sonra kitabı okumak daha da ilginç oldu.

Dukhaların dili, okurken bir yandan çoğu zaman anlaşılmaz, ama hep de sanki birazcık harflerin yerlerini değiştirsen bir anda sökülebilecekmiş gibi hissettiriyor. Bu insanların inanç sisteminin, aslında günümüz kentlileri, ve monoteistleri için de pek yabancı olmayabileceğini düşündüm, mesela suyun kutsallığı konusu, ve bizde her yerde karşımıza çıkan ayazmalar. Aslında kitabın kahramanlarının, benim gibi bir tipik kentli açısından oldukça sıradışı sayılabilecek kültürlerinin, farklılıkları kadar benzerlikleri de etkileyici.

Yazar, yine bu sitedeki bir eleştirmeni tarafından, yerli halkları karikatürize etmekle yerilmiş, fakat her ne kadar Küçüküstel kimi zaman romantizmin dalgalarına fazlaca kapılmış gibi hissettirse de (ki yazar, bu eğilimlerini inkar etmediği gibi sıkça bu "kusurunun" (!!) altını çizmiş), aşırılıklara kaçmaktan imtina etmiş. Küçüküstel, bence hem iyi bir gözlemci, hem de iyi bir aktarıcı. Buna karşılık söz konusu yergi kitabın ziaydesiyle akademik bakış açısıyla yazılmadığı yönünde olabilir, ki bu benim anlayabileceğim bir mesele olmamasına rağmen, bir haklılık payı olabileceğini seziyorum.

Kitapta yer yer tekrarlamalar var, birkaç da anlatım bozukluğu, ama bunlar okumayı sıkacak gibi değiller.

Eserin son kısmı ise, en zor bölüm: bu toplumun geleceği ile ilgili tartışmalara yer verilmiş - bu konuda tek bir doğru yanıt olmadığı kesin. Değişimin kaçınılmaz olduğu da. Yazar burada biraz klasik sol jargonunu ile kimi eleştiriler yapmış, ama sonuçta bence, bu halk ile ilgili yapılan araştırmalar, yazılan tezler de, sermayenin varlığı sayesinde hayata geçiyorlar.
Profile Image for Pelin Ayden.
9 reviews1 follower
December 5, 2020
Aslında bu kitabı daha çok Türklerin şaman oldukları döneme olan merakımdan okumak istemiştim. Ancak kitap bana bunu yanında farklı konuları da düşündürttü. Yazarın kitabı öğretici ya da kural arayıcı olarak değil de kendi deneyimlerini paylaşarak, gerçekten yaşayan insanlar üzerinden anlatması çok hoş. Günümüzde yaşayıp hala eskilerin kutsal öğretilerini uygulayan, doğayla ve hayvanlarla bu kadar uyum içinde, birbirlerine ve dünyaya saygılı bu halkı ben de ziyaret etmiş kadar oldum. Aynı zamanda şu an yaşadığımız, hepimizin kanıksadığı “sistem” dışında bir sistemde yaşayan insanlar bakış açımı da genişletti. Okuyana farklı bi bakış kazandıracak bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Profile Image for Sedef.
20 reviews
April 29, 2022
Selcan hanım kitabı, daha çocukkenden beri başka coğrafyalarda doğsam nasıl bir yaşamım olurdu sorusuna cevap arayan bir meraka sahip olduğuyla ve başka bir yaşamı deneyimlemesini sağlayan dukha türküleri ikinci ailesine sonsuz teşekkürleriyle bitirmiş. Ben de bu kitabı yazdığı ve böyle nazik, güçlü, güven verici ilişkiler geliştirebilmiş yapıcı insanların zorlu ama bir o kadar da bilge öğretilerle çevrili hayatlarıyla bizi tanıştırdığı için teşekkür ediyorum. Taygadaki o çadırlara sanki ben de misafir oldum, av sonrası kalabalık ve neşeli sofralarda ben de sanki bir lokma yedim. Ayrıca kitabında bu tarz doğayla içe içe avcı-toplayıcı toplulukları ve bu yaşam tarzını romantize etmekle ilgili bazı eleştiriler olabileceğini yer yer söylüyor ancak şunu söylemeliyim ki burada yaşam tarzı nesnel bir şekilde o insanların bakış açısını anlayabileceğimiz üslupta son derece başarılı gösterilmiş. Onun haricinde kişisel olarak bu insanlara hayran olmamak doğayı, hayvanları, avı, avcılığı, toplumsal düzeni ve hayatı temelledikleri felsefeye saygı duymamak elde değil.
80 reviews1 follower
March 29, 2020
Rengeyiği çobanlığı yapan Dukha Türklerini kim merak etmez?
Bire bir tanıklığa dayanan elbette ilginç bir kitap.
Öte yandan bilimsel bir metinden çok, Natgeo-Atlas yazıları tadında, yüzeysel, tekrarı bol ve Dukhaları şematize, hatta karikatürize eden bir metin ortaya çıkmış. Edebi türde, bir anı kitabı olarak yazılsaydı, bence çok daha iyi olurdu.
Profile Image for Elif.
5 reviews
January 29, 2021
Dukha Türklerinden öğrenmemiz gereken çok şey, en başta merhamet. Çok güzel bir dil ile yazılmış, ilk başta yazarın akademik yanından dolayı dilinin ağır olacağını düşünmüştüm fakat anlatımı yalın, sade. Beğendim çok beğendim
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Yusuf.
271 reviews38 followers
April 17, 2021
Ön edit: İncelemeye kitapta aklıma takılan kısımla başladığım için yazdıklarımın ifade etmek istediklerimi tam yansıtmadığını fark ettim. Kitap yazım tarzı olarak okuduklarım içinde en beğendiğim etnografilerden bir tanesi muhtemelen. Sahadan gelen seslerin metnin tamamına nüfuz etmesi, belirli karakterlere aşinalık kazandırması, temalarını inşa etmesi gibi açılardan iyi bir etnografinin tüm özelliklerini taşıyor benim açımdan. Çok iyi bir okuma deneyimi sunan, elimden bırakamadan roman tadında okuduğum bir kitap. Dediğim gibi bunların hepsi benim hesabıma çok iyi bir etnografinin işaretleri.

Diğer taraftan, kitabı okurken bir mesele tekrar tekrar karşıma çıktı: Genel olarak Dukhalar'ın nasıl yaşadığını değil, nasıl yaşadıklarıyla ilgili düşüncelerini temel alıyor kitap. Bu eğilimin aşıldığı ve "olan"a odaklanılan bölümler kitabın en güçlü bölümlerini oluşturuyor. Mesela av etinin paylaşımı ve paylaşım kuralları ile ilgili bölümler. Bu bölümde Dukha toplumunda da çatışma olduğunu görüyoruz. Birbirini suçlayan, dedikodu yapan, avantaj peşinde koşan, cimrilik yapan yani ete kemiğe bürünen insanlar görüyoruz bu bölümde. Ama kitabın genelinde gördüğümüz Dukhalar böyle değil.

Kitabın genelinde Dukha toplumu neredeyse bir tür ütopya olarak sunuluyor. Etnografik bir araştırma için bu durum biraz sorunlu bana kalırsa. Bir anlamda "idealar dünyasındaki Dukhalar"ı okuyoruz. Katılımcılar neredeyse "noble savage" gibi bir konuma yerleştiriliyor. Zaten yazar da bir çok yerde bu romantikleştirme eğiliminin farkında olduğunu yazmış.

Zaman geçirdiğimiz insanlara bağlanmayı anlıyorum. Fakat katılımcılarımıza olan sadakatimizi göstermenin yolu onları mutlak iyi özneler olarak inşa etmek olmamalı. Bence, insanların hayat gailesi içinde yaptıkları tercihlerin karmaşıklığını hakkıyla temsil etmek araştırmacının sorumluluğu açısından yeterli olmalı. Başka yerlerdeki başka insanların hayatlarını deneyimlemenin ve anlamanın, oradan gördüklerimizle kendimize yeniden ve yeniden bakmanın hastasıyız. Dolayısıyla, yıllara uzanan böyle bir araştırmayı çok heyecan verici buldum, derdini sevdim. Eleştirilerim uygulamayla ilgili.
Profile Image for Yaprak.
498 reviews178 followers
August 3, 2022
Rengeyikleriyle birlikte taygada yaşayan Dukha halkını ilk olarak bir podcastte dinleyip çok merak ettim. Kısa sürede kitabı edinip bir heyecan okumaya başladım.
Dukhalar, Moğolistan'ın kuzeyinde yaşayan, göçer-avcı-toplayıcı bir Türk halkı. İnsanın doğadan üstün olduğu fikrine tamamen zıt, doğa ve hayvanlarla iç içe, doğayı koruduğuna inandikları ruhlarla birlikte yaşıyorlar. Ve dediğim gibi inanılmaz ama rengeyiklerine biniyor, onların sütlerinden yararlanıyorlar. Sömürüden uzak, tamamen karşılıklı bir ilişki kuruyorlar hem doğa ile hem de hayvanlar ile. Çok etkileyici, çok masalsı bir halk. Kültürel antropolog Selcen Küçüküstel yaklaşık 6 yıl boyunca Dukha halkı ile birlikte yaşamış. Aktardıkları ve aktarış şekli de bence çok başarılı. Sıkıcı, klasikleşmiş teorik bir bakış açısından uzak samimi bir şekilde gözlemlerini okura aktarıyor. Çok sevdim. Dilerim farklı bir yaşamın mümkün olduğunu bizlere kanıtlayan bu halkı daha çok kişi tanır.

Kimler sever: Farklı yaşam tarzlarına ve kültürlere dair okumalar yapmaktan hoşlananlar, doğa-insan ilişkisine dair okumalar yapanlar. 📚
Displaying 1 - 9 of 9 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.