Modern Türk edebiyatının özgün ve en etkili yazarlarından Murat Menteş yeni kitabı Derde Deva Randevu 2’yle Alfa Yayınları’nda!
Büyük beğeni toplayan Derde Deva Randevu’nun 2. cildinde Romancı Murat Menteş, bu defa sizi tam 13 yazarla sohbete davet ediyor: Konfüçyüs, Yunus Emre, Balzac, Ahmet Mithat, Arthur Conan Doyle, Halide Edib, Theodor Adorno, Orhan Kemal, Attilâ İlhan, Ursula K. Le Guin, Cemal Süreya, Umberto Eco ve Bruce Lee.
Tecrübeli okura hatırlatmalarda bulunan, yolun başındaki okura kılavuzluk eden bu harika kitap, Hakan Karataş’ın yetkin çizgileriyle sinematografik bir deneyime dönüşüyor.
Derde Deva Randevu serisi, okura edebî ve felsefi bir zaman yolculuğu yaşatıyor.
İstanbul'da doğdu. Bisiklet tamiriyle uğraştı, ufak tefek sihirbazlık numaraları öğrendi ve amatör olarak boksla ilgilendi. Yediği yumruklar dayanılmaz bir raddeye gelince, ringlere veda edip şiir yazmaya koyuldu. Dergilerde, yayınevlerinde, gazetelerde çalıştı. Kaosa Mütevazı Bir Katkı'da [2001, Şûle Yayınları] medyanın bozucu ve yıkıcı tesirlerini konu etti; Aynalı Barikatlar'da [2003, Şûle Yayınları] ise terörün gündelik hayatlarımıza sindiğini öne sürdü.
Şiir yazmaya lise 1. sınıfta başladı. Şiirleri; Yedi İklim, Şehrengiz, Dergâh, Atlılar'da yer aldı. İlk kitabı Kuzgun'un Gölgesi [Şiir, Yedi İklim Yayınları] 1996'nın son günlerinde yayınlandı. İletişim Yayınları'ndan çıkan Dublörün Dilemması[2005] ve Korkma Ben Varım[2009] adlı romanları büyük ilgi gördü. Garanti Karantina [2010] ise Sel Yayıncılık tarafından neşredildi.
Menteş, Gerçek Hayat dergisinin Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptı. Halen Star Gazetesi için röportajlar yapıyor. Evlidir. İsmet Latif ve Kaan Cahit, Menteş'in ikiz oğullarının adlarıdır. Son Menteş ise Ruşen Ali diye tanınır.
Murat Menteş bu kitapta hayatını kaybetmiş Türk, yabancı birçok ünlü isimle hayali röportajlar yapıyor ancak verilen cevaplar o kişilerin gerçekten söylediği sözlerden oluşuyor. Böylece siz o kişileri ve düşüncelerini az çok tanımış oluyorsunuz.
İlk kitapla ilgili en çok yapılan eleştiri kitabın kısa olduğu ve okurken tadının damağımızda kaldığıydı. Neyse ki bu kitap daha kalın ve röportajlar da daha uzun. Böylece okuma keyfi artmış.
İlk kitaptaki gibi bu kitapta da çizimler çok başarılı. Özellikle bazı karikatürler çok güzel olmuş. Murat Menteş’in Halide Edib’le çay içtiği karikatürde kahkaha attım :-)
En çok Balzac ve Umberto Eco bölümleri hoşuma gitti. Balzac’ı okuyalı yıllar oluyor, Eco’yu ise hiç okumadım. Kitap bana yazarların eserlerini okuma isteği verdi. Halide Edib’in tarihimizde ne kadar önemli bir yeri olduğunu hatırladım ve onun eserleri için de sabırsızlandım. Attila İlhan’ın bölümü tamamen çizgi-roman şeklinde yapılmıştı.
Tabii kitaptaki bütün isimler bu kadarla sınırlı değil. Eminim sizin de ilginizi çeken kişiler vardır.
Yazarın okuduğum dört kitabı, Derde Deva Randevu roman olmadığı için onu sıralamaya dâhil etmedim, benim için şu şekilde sıralanıyor:
Serinin ikinci kitabı Derde Deva Randevu 2, format olarak ilk kitabı andırsa da bıraktığı etki bambaşka. İlk kitabı röportajları ekranda izler gibi okumuştum, sinematografik diline hayran kalmıştım. Yazarların dev prodüksiyon tanıtım filmi gibiydi, yazar hakkında genel bir çerçeve çiziyor, merak uyandırıyordu. DDR2 okuru içine alan bir kitap olmuş, uzaktan seyretmiyorsunuz bu kez, tam da muhabbetin içindesiniz. Atmosfer çok daha ayrıntılı tasvir edilmiş, kitabın içeriği de artırılmış; hem yazar sayısı artmış hem de röportajlar uzamış. Çizimler artınca ayrıntılar artmış, dönem ruhu iyice netleşmiş, Hakan Karataş hüneriyle ortamlar hayaller ötesi güzel halleriyle canlanmış. Böylece yazarı kendi dünyasında ziyaret edip uzun uzun muhabbet ediyorsunuz. Yunus Emre sıkıldıkça açıp okunacak bir bölüm, Murat Menteş soruları hece ölçüsüyle sormuş Yunus Emre de kendi mısralarıyla cevaplamış, nasıl ahenkli nasıl keyifli! Daha çok nesir insanıyım, bana uzun uzun anlatılsın isterim ama Murat Menteş’in şiir kitabını merak ettim doğrusu. Benim için kitabın starı Ahmet Mithat oldu, tek hakkım olsa tanışmak isteyeceğim yazar kendisidir. Uçurumun kenarında olsak ve kendisine elimi uzatırken iki kere düşüneceğim yazar da Adorno’dur kusura bakmasın. Topyekün hakarete huysuzluk denir bi kere, doğruları söylesen bile. Çok keyifli, çok doyurucu ve yine ilki gibi bizi süperstarlarla tanıştıran bir eser olmuş. Murat Menteş ve Hakan Karataş’ın zihinlerine, ellerine ve ruhlarına sağlık...
Ortamlarda Satılacak Bilgi’den yazar, şair podcastleri dinliyorum. Yapay Zeka’ya herhangi bir konu verip, örneğin Ay, o konu hakkında Nazım Hikmet, Özdemir Asaf, İsmet Özel, Orhan Veli ve daha birçok şairin üslubunda şiir yazdırıyorum. Her yazarın en az bir kitabını okuma güdüsü duyuyorum, seversem iki, üç, beş… Merak ediyorum. İnsanı. Ne yaşamış, ne yazmış, nerede yazmış, ne düşünüyor, neye inanıyor, nasıl bir ailede büyümüş, en sevdiği şehir neresi, en sevdiği insan kim, nasıl ölmüş? Murat Menteş’in matrak söyleşilerine diyecek hiçbir şey yok, çok çok güzel, çay yanı kurabiye tadında. Bunun yanında Hakan Karataş’ın çizimleri ise göz dolduruyor. Hem dimağın hem gözlerin şenlik alanı gibi kitap. Attilâ İlhan’a kıyak geçilip tüm söyleşiye çizimlerin eşlik etmesi de ayrı bir güzel. Sevdiğimi seveni severim minvalinde. ‘Hayat zamanda iz bırakmaz’ lakin -kitap insanda iz bırakıyor-sa demek:) ‘bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün’ Tanışıklıkları arttırma hevesiyle…
Arka kapağında yazan, "enteresan matrak ve bilgi dolu" cümlesinin hakkını veriyor. Kitaba renk katan çizimleri çok hoşuma gitti ve bu çizimler ayrıca kitaba bir akıcılık katmış. Yazarın, yazarlara yönelttiği sorulara eserlerinden verdiği cevaplar, kitabı farklı bir boyuta taşımış. Emeği geçenlerin ellerine sağlık. Ben de bu kitaptan, yazarların sözlerinden alıntıladığım bazı cümleleri kendi blog sayfamda yer verdim. ismailhakkiaydin.com/derde-deva-rande...
Murat Menteş ile farklı dünyaların insanı olsam da eserlerini fevkalade beğendiğimi belirtmek isterim. Bu serinin birinci kitabını da okumuştum ve bi garipsemistim işin doğrusu. Fakat bu ikinci derdedeva ile olayı anlamış bulunuyorum. Sadece bu kitaptan sonra daha iyi tanıma şansı bulduğum bir kaç yazar ve şans vereceğim bir kaç kitap daha eklendi listeme, hadi hayırlısı. Yazarlarla yapılan söyleşiler kurgu olsa da çok doyurucuydu bilhassa felsefi mevzular konuşulurken Murat Bey'e ve yeteneğine şaşırdım doğrusu. Yer yer çizgi roman sayfalar ile desteklenen kurgu ,yerine göre yazarın yaşadığı dönemin magazinel yönü,siyasi havası, yazarların özel hayatı vs. herşey var maşallah. Meraklısına tavsiye edebilirim.
13 üstadın belki de yüzlerce kitabını okumuş kadar oldum. Çizimler de çok başarılı. Bazı diyaloglarda dakikalarca düşünme ihtiyacı duydum. Anlama amaçlı değil; bir soruya verilen cevabın derinliği belki de bit kitaba bedeldi. Serinin devam etmesini ümit ediyorum.
Bu kitap ile birlikte yıllık hedefim olan 80 kitabı okumuş oldum. Zamanda yolculuk hissi veren bu kitabı sevdim. Bilmediğim bazı şeyleri öğrendim. Bazılarını zaten biliyordum ama böyle sohbet havasında okumak ayrı bir zevk kattı. Bu tarzda yabancı bir kitap var mı bilmiyorum ama zor bir çalışma. Sonuçta o kişinin bakış açısıyla ve hayat görüşüyle onu konuşturmaya çalışmak gerçekten zor, farklı. Devamı gelecek belli. Yeni kitapta olacak kişileri merak ediyorum.
Murat MENTEŞ’in müthiş kurgusu Hakan KARATAŞ’ın eşsiz çizimleri ile güzel bir kitap ortaya çıkmış. Yazarların hakkında bilmediğimiz birçok bilgiyi keyifli bir şekilde öğretiyor Menteş bizlere.
Konfüçyüs, Yunus Emre, Balzac, Ahmet Mithat Efendi, Arthur Conan Doyle, Halide Edib, Adorno, Orhan Kemal, Attilâ İlhan, Ursula Le Guin, Cemal Süreya, Umberto Eco ve Bruce Lee bu şahıslarla sohbet ederek onların iç dünyalarını bize açıyor, daha iyi tanımamızı sağlıyor.
Absürt edebiyet konusunda en beğendiğim yazarların başında geliyor Murat MENTEŞ. Absürtlükle beraber yazarlar hakkında bilgi edinmek istiyorsanız bu kitap güzel tercih olacaktır.
Bu güzel insanların hayata bakışlarını hap gibi röportaj formatında okumak güzel bir deneyimdi. Yormadan, sakince ilerleyen fakat arada cevaplar üzerine kendimi yokladığım güzel bir kitap.
Neden bilmiyorum halide edib adıvar’ın “havva anamız adem babamıza yasak elmayı tattırdığı günden beri kadın hep yenilik peşindedir” cümlesi muhteşem ötesi geldi. Altı çizili bir çok cevap var elbette.
Çizimleri de çok güzeldi. Zihnimdeki sohbet ortamı kitaplıktan veya bir kafe köşesinden öteye gitmezdi diye tahmin ediyorum.
Çizimler çok iyi, o kadar iyi ki anlatının vasatlığını biraz örtüyor, o yüzden 4 verdim. Diyaloglarda bir şeyler yapılmaya çalışılmış ama tam da olmamış gibi bir his var. Bazen çok güzel başlıyor, çok güzel bir yere dokunacakmış gibi yapıyor, sonra yine ehhhhh bir yerden öteye gidemiyor. Biraz ‘erkek’ yazar tanrısallaştırma, bazı eski karakterlere çok da zekice olmayan göndermeler, saygı duruşları ve kapanış.
ilk bakışta -çizimlerin çok büyük etkisiyle- etkileyici geliyor ama büyük oranda nostalji pornografisi. Bazı kısımları keyifli olsa da öyle.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Its a lovely book. I love the idea very much and this one is even better than the first one. I feel like i have somehow connected to those people who are on the book and get the chance to know them better. The idea is really fun and its a helpful book which sums up the ideas and personalities of people who are on the book and how they lived this life. Drawings are also really fun and helps visualizing, really nice touch which i enjoyed a lot.
Murat Menteş’in Derde Deva Randevu serisinin ikinci kitabı. Bir Murat Menteş fanı olarak bu serilerin tüm kitaplarını bir an önce bitirmek istiyorum. Yazar bu kitabında da 13 özel yazarla yaptığı felsefi ve hayali röportajlara yine yer veriyor. İlk kitabından daha detaylı ve daha uzun olan bu kitabı hem keyif almak hem de öğrenmek için mutlaka okuyun. Tabi bir de kitaba ayrı bir güzellik katan Hakan Karataş çizgilerini de unutmamak gerek.
Güzel bir seri oldu bu. İlki gibi bunu da beğenerek okudum ve bolca alıntı yaptım. Murat Menteş ve Hakan Karataş'ın hayal ürünün olan kitapta hayata veda etmiş bazı yazar, şair ve düşünürlerin bir nevi şimdiki zamanı nasıl görüp, değerlendirdiklerini öğrenmiş oluyoruz. Devamı gelir umarım. Görmek istediğim başka yazarlar da var.
Gerçekten çok iyi bir seri devamı olmuş. Sorulan soruların günümüzün problemlerine dokunduğu yerler özellikle en akıcı kısımlarıydı. Çizgiler konuyla çok uyumlu ve verilmek istenen mesaja göre çizilmiş mimikler jestler de bir harikaydı. Detay vermek istemem ama "vicdanımız defosuz pabucumuz deliktir" Keyifli okumalar
Serinin 2. kitabı. İlki gibi severek okudum. Kitaplarını okuduğum yazarlar hakkında bilmediğim ayrıntılar da öğrendim. İlki daha kolay akmıştı. İkinci kitap ilkine göre daha ayrıntılı, daha derin geldi. Güzel bir tarz. Üçüncüsü de olur umarım.
Sizi en çok ne üzer? Eğitim-öğrenim imkanı sunulmamış ve böylece kendine ve başkalarına saygı beslemeyen bir gencin suça bulaşıp cezalandırıldığını görmek. Konfüçyüs
Derda deva randevu 2, birincisi neyse onun bir üst modeli gibi. Her yönden geliştirilmiş. Çizimler, karakterler, bir üst seviyede. Çok büyük bir emek. Birincisi 11 karaktere sahipken ikincisinde tam 13 karakter mevcut. Karakter dediğim ise etiğe kemiğe bürünmüş adeta karşınızda dikiliyormus hissi uyandiriyor sizde. Ne ararsanız var; filozof, yazar, derviş, şair, dövüş sanatları uzmanı, tarihçi. Hem çeşitli hem renkli karakterler seçilmiş. Tam bir harikalar kumpanyası. Bu kitap: "okudum, bitti." diyebileceğiz bir eser değil. Arasira çıkartıp okuyabileceğiniz ve isterseniz içinden tadımlık bir bölüm seçip gününüzü olumlu bir sekilde degerlendirebileceğiz, bir kitap. Ama söylemem gerekiyor ki esaslı bir sözlük edinmeniz şart. Özellikle yabancı karakterlerde, çok zorlandım. Yazarın kullandığı her kelime özenle seçilmiş. En kolayı telefonuza esaslı bir sözlük yüklemek olmalı. Bazı cümlelerde tüm sözlüklerin anlamını çıkarmama rağmen hala cümlenin anlamını oturtamadigim paragraflar oldu. Bu belkide benim kendi sahsi eksikliğindem de kaynaklanmış olabilir. Zira kitap hakkında birçok yorum, inceleme okudum ama hiç birinde benim gibi kimse bu konudan dert yanmıyordu. Bilemiyorum, düzenli kitap okuyan biri olarak ve orta derece de osmanlıcam olmasına rağmen bazı kısımlar beni yordu. Ama tabi yılmadım, bu benim birçok yeni kelime edinmeme katkı sağladı. Bu yönü bile hayran kalmamı engelleyemedi.