Je regarde une vieille photo. J'étais pas mal, avant. Pourquoi, chaque année, je me trouve de moins en moins bien ? Peut-être parce que c'est l'hiver ? Si vous passez l'hiver, vous verrez : l'été, c'est pareil. Vous savez comment on s'aperçoit qu'on est vieux ? Quand, même bronzé, on reste moche.
M. Fournier était un notaire à Chartres. Rien plus est connu.
See also: 1. Le maître de conférences en sociologie à l'Université de Provence, Pierre Fournier 2. Pierre Fournier (b.1949) - scénariste et dessinateur québécois de bande dessinée, qui utilise de temps en temps "Fournier".
Fizyolojik yaşı 59 ama ruhi yaşı 100’e merdiven dayamış olan yazar, 50 yaşını yaşlılık için uygun bulmuş. Pesimist görüşleri mizahını siliyor.
Kitap 220 sayfa görünse de mijanpajı birer sayfası boş olarak yapılan ve bazı dolu sayfaları da birer cümle ile geçiştirilirdiğinden 60-70 sayfalık bir kitap. Yazarın yaşlılıkla ilgili büyük çoğunluğu aforizma tarzında yazılmış olan duygu ve düşüncelerini içeriyor.
Yüzeysel ve zorlamalı bir metin. Kendini 50’den sonra ihtiyarlayan ve 69’dan sonra moruk bir ihtiyar olarak gösteren birini ciddiye almak mümkün değil bence. Boşa para ödediğim bir kitap.
Güzeldi ama yaşlılığımla ilgili zihnimde karamsal bir hava esmesine sebep oldu. Yaşlılara hediye edin demişler ama bu kitap Fournier'in kara mizahına rağmen hiç gülümsetmiyor. Bu tarz, sebebi gerçek ve haklı karamsarlıklardan kaçmaya çalıştığım için çok sevdim diyemeyeceğim.
"Haber ansızın geldi. Hala onun sarsıntısını yaşıyorum. Bazı sabahlar yaşlanmak daha da zor geliyor. Haberi radyodan öğrendim. Artık altmış yaşından itibaren otobüs şoförü olunamıyormuş."
Fournier okumak hep kalbimi kırıyor. Ama öyle etkiliyor ki okumaya da devam ediyorum...
Fournier'in kalemi tek bir kelime olsa o belki samimiyet olurdu. Kalemi akabinde gelen çeviri beraberinde akıcılıkla dolu.. Daha yoğun ve katmanlı metin istiyorum bu samimiyete ek olarak, anlatılan beni doyurmaya yetmiyor. Sonuç olarak Fournier okuruna iyi bir metin vaat ediyor.
"Ölüm konusunda sevmedigim sey, asil ilgili kisinin tarih konusunda karar verememesi. Bana "öl" denecegi zaman gercekten boyun egebilecek miyim emin degilim."
Yine harika bir Fournier kitabiydi. 60 yasima geldigimde bu kitabi yeniden okumak ve 60 yasindaki Fournier ile ayni yasta sohbet etmek istiyorum.
(Ingilizce klavye icin kusura bakmayin. Suanda yorum yazabilecegim tek elektronik üründe sadece bu kalvye vardi).
Fournier ile yeni tanısan biri olarak Nereye Gidiyoruz Baba? ve Kimseyi Öldürmesi Benim Babam'dan sonra beklentim çok yüksek şekilde basladim kitaba fakat gerçek bir hayal kırıklığı oldu benim için.
Günümüzde genç denebilecek bir yaş için biraz fazla söylenen ve huysuz insan profili olduğunu düşünüyorum.
Ve okumadığım son kitabını da bir akşamüstü okumuş bulundum Fournier’in. Tek Yalnız Ben Değilim, Dul ve Otopsim favori ilk üçüm. Bu adamın zekasını, mizahını her zaman sevdim, her okuduğumda seveceğim. Tam da bu yıl ilk kez aynada tek tel beyaz saçımı görüp koparmaya kıyamazken ‘Yaşanmışlık kızım o, hayat tecrübesi, ne çektin bea’ diye biyoçürümeyi hüzünle karışık bir gururla kabullenirken birazcık keyfimi yerine getirdi bu kitap. İlk beyaz saçımla son siyah saçım arasındaki yıllar size de merhaba:)
“Yüzüncü yaşını kutlayan kişi, “İnsanın soluğu azaldıkça üflenecek mumların sayısı artıyor” diye içini çeker.”
“Gözlük takmadan ve karanlıkta söyleyebilmek için şiirler ezberleyin.”
“Ölümden sonra hayat var mı? Kesin olan şey şu ki, hayattan sonra ölüm var.”
Fornier yüzyılımızın kıymetli hiciv erbaplarından... Bu okuduğum üçüncü kitabı , 'fournier iğnelemesi'ne bir kez alışınca müptelası oluveriyor insan. Bu kitabı yaşlılık ile ilgili okuduğum en keyifli metinlerden birisi. Başlangıç kitabı olarak bu kitabı önermeyeceğim. Yaşlılık ile ilgili ciddi ciddi düşündüğüm şu zamanlarda biraz moralim bozulmadı değil, ama bu gerçekliğin kaçarı yok. Hepimiz bir gün yaşlanacağız. Çok da düşünmek istemeyeceğimiz 'yaşlılık' konusunda, gülerken düşünmek isteyenlere önerimdir...
Kitabın Türkçe adını yazayım önce: "Son Siyah Saçım ve İhtiyar Delikanlılara Bazı Öğütler". Ben de Türkçesini okudum zaten, ismin öyle oluşu Goodreads'ta Türkçe tanıtım bulamamamdan kaynaklı. Keşke Fransızcam orijinalinden okuyacak kadar yeterli olsaydı (qui ve no dışında) :) Jean Louis Fournier okunası bir yazar; acıyı bala, dramı hiciv sosuna bulayıp yazıyor. Kendiyle sıkı dalga geçiyor, ki benim insan seçme konusundaki kıstasımdır. Hal böyle olunca Fournier "yazarlarım"dan biri olmayı hakediyor. Külliyatını da tamamladım böylece, derim ki her kitabını okuyun, mutlaka kendinizden ya da çevrenizden bir şeyler bulacak, gülerken içiniz burulacak, kitap bitince de yazarın omzuna dostça iki tokat atmak isteği duyacaksınız...
İnsan yaşlandığının ne zaman farkına varır biliyor musunuz? "Merdiven basamaklarını daha mı yüksek yapıyorlar acaba?" diye kendi kendisine sormaya başladığı zaman.
Bir açıdan hüzünlendim, bir açıdan rahatladım. Fournier’in kitabı yazdığı yaşa gelmeye 11 yılım var. Çok da zaman kalmamış. Kendi yaşlılığımı düşündüm ve üzerimden yük kalktı. Harika bir yaşlılık geçirmek istedim, ironik şekilde o yıllara hemen gelmek isteği doğdu içimde. Sanırım mücadele ve anlamsızlıklar çok yordu. Artık hayatın son düzlüğünde hafiflemiş, hiçbir şeyi ispat yükü kalmamış, sadece hayatın tadını çıkararak bu dünyadan gitmeye hazırlık yapacağım yıllara garip bir özlem duydum. Fournier’in son derece duyarlı, duygulu, mizahi, dürüst anlatımı okuyucuyu kesinlikle sarmalıyor ve başka bir ruh haline sokuyor. Bizi iyi insan yapıyor Fournier.
naif, eğlenceli sakin bir kitaptı... karamsar olmayan, tatlı bakış açıları içeren bir kitap... yazarın tarzı zaten minik anekdotlarla farklı kavramları birleştirmek ve ufuk açmak...
Yaşlılığı Fornier gibi nasıl kabulleneceğimize veya kabullenemeyeceğimize bakıyoruz.
'Hayatta iki dönem vardır: İlkinde felaketler beklenir. İkincisinde ise bunlar insanın başına gelir.'
Ek olarak kitabı elime her aldığımda YKY'nin kitabı 219 sayfaya çıkartmak için sol sayfaları bomboş bırakması kısa süreli bir öfke nöbetine soktu beni.
3.5/5 gecenlerde bitirdim de anca şimdi giriyorum… bence yaslılık herkesin bahsettiği kadar korkunç bir şey değil ama yaşlılığın verdiği hisler çok rahatsız edici. yaş almak ok ama yaş aldıkça etrafındaki insanları bir daha göremeyecek şekilde kaybetmek😬😬😬 çoğu yerde gülmeme rağmen kitabı bitirdikten sonra sadece yaslılıga degil yasama dair cok rahatsız hissettim. biraz mutlu olun 😥😥
2,5/5. Je m'attendais à une réflexion plus abouti sur la vieillesse, alors que le ton demeure léger, frole même avec l'humour par moment et qu'on reste dans l'anecdotique plus personnel que la réflexion générale à laquelle je m’attendais et que j'espérais. Un peu déçu.
Jean-Louis Fournier'in her konuda duygularını bu kadar dürüstçe itiraf etmesi ve sadece olumsuz şeylerden bahsediyor olsa bile insanın yüzünde tebessüm oluşturabilmesi gerçekten etkileyici. Yaşlanma ve ölüm korkusu olanlar bu kitaptan uzak durabilir.
"Yaşamın ellinci kilometresinde insan kendini daha az rahat hissediyor. Artık şamata yok, ciddi konulara geçiliyor. Yolun ilk bölümünde işler iyi gitmezse hep anneye, eve dönülebilir. Anne bir tabak patates kızartmasıyla bizi beklerdi."
Pulvis es et in pulverem reverteris. You are dust and to dust you shall return.
While my newborn nephew sleeping near me, I as a 30 years old man started to read about this 60 years old young man’s stories. It made me think a lot. The more i read, the more I watched my nephew who is in the beggining, the more I thought about how i am half way through.
Yazari Fransiz oldugu icin ilgimi cekmisti. Deneme turunde bir kitap. Yaslilik ve bunu kabullenmek ile ilgili yazmis. Sabah ekmeklerin kizarmasini beklerken soyle bir kapagini okuyayim, girisine bakayim derken kitabin ilk 30 sayfasi bitti. Zaten sadece bir yuzune yazi basilmis sayfalarin. Ayrica yazilar cok kisa. Hatta kimi zaman bir cumle. Boyle kitaplar beni uzuyor. Ne var alt alta bassan. 219 sayfalik kitap rahat 70 sayfa olabilirdi, hatta belki 50 sayfa. O zaman daha cok severdim. Bazi komik tespitleri var yazarin. Onun disinda beni cok etkilemedi, bir sey ogretmedi, cok bir sey dusundurmedi. 50 yasindan sonra herkes sabahlari bir yerleri agriyarak uyanir dedigi icin empati duydum. 50'den sonra yasimi soyleyemedim demesine uzuldum. 60'i yasli bulmasina sasirdim. Bu arada yazar 84 yasinda ve hala yasiyor. "Hayatta iki donem vardir: Ilkinde felaketler beklenir. Ikincisinde ise bunlar insanin basina gelir."
Fournier’nin şu ana kadar okumuş olduğum bütün kitapları beni gerçek anlamda can evimden vurdu, bu daha da beter yaptı çünkü ben 62 yaşındayım. Sanki kitaptaki her bir satır bana söylenmiş gibi hissettim. Çok güldüm, çok eğlendim, ama bir o kadar da düşündüm. Bir ‘aforizmalar toplamı mı demek lazım acaba bu kitaba’ diye düşündüm arada sırada.. yazdığı her şeyi çok doğru ve gerçekçi buldum, çok acıtıcıydı, ama bir o kadarda eğlenceliydi; işte bence bu Fournier’nin maharetli kaleminin özelliği. Şu an elimde tek bir kitabı kaldı onu da okuyacağım; iki kitabı daha var onu da alacağım sonra Fournier’siz kalacağım, dönüp dönüp o eskileri okuyacağım.