Birbirinin içinden geçen 18 öyküden oluşan "Daima ve Sonsuza Dek"te hayatın anlamını arayış, bir kopuşun tadı ve kokusu var. Erkekler ve kadınların çölde yalnız başlarına at koşturuşu ve özellikle kadınların başarıyla anlatılan yalnızlığı, bu tespiti doğrulayan sahneler. Çantalarını çölde evire çevire uzaklara fırlatmaları, çırılçıplak, hiçbir şeysiz öylece kalakalmaları, "akla kara arasındaki tereddütlerini" def etmeleri ve hep ailelerinin gitmemeleri için uyardıkları yerlere yelken açmaları. Dörrie, sürükleyici tablolarında kadınlarının yaşam projelerindeki çelişkilerine de yer veriyor, ama asla katı bir feminizmin tuzağına düşmüyor.
o nasıl güzel bir kitap... Daima ve Sonsuza Dek, sahaftan aldığım ve uzun zamandır okunmayı bekleyen bir kitaptı. umarım tanışırsınız. her detayıyla enteresan bir kitap. kapağında da yazıldığı üzere: bir çeşit halka oyunu. 5/5
Top ❤ jedes Kapitel wird aus der Sicht einer anderen Person geschrieben die alle zusammenhängen und ich konnte mich mit jedem einzelnen wirklich identifizieren ❤
#2 »Ja«, sagte sie und sah auf seine Hose. Er könnte etwas über die Kette sagen, dachte sie. Warum bemerkt er die Kette nicht?
#3 »Na?« sagt Leo noch einmal. Und dann tut er etwas Seltsames. Er kommt auf mich zu und zupft mich durch das Kleid und die Unterhose hindurch an meinen Schamhaaren. Ich bin so schockiert, daß ich einen kleinen Luftsprung mache, als hätte ich mich verbrüht.
Mal etwas anderes aus dem Tauschregal genommen. Die ersten drei Kurzgeschichten über Teenysexualität waren mir zu plump. Wahrscheinlich müsste man sich tiefer damit beschäftigen.