Hapishanenin köşesinde yanıp sönen trafik lambasının ışığı hücresinin duvarına vurmaktadır, her gece... Bir denizci olan mahkum, güzel günlere giden yolu gösteren bir deniz feneri gibi bakar o ışığa; yaşadığı fırtınalı dönemlerde ayakta durmasını ve yaşadığı tüm zorluklardan kurtulmasını sağlayan umuttur, hücresinin duvarında her gece kendisine göz kırpan.
Yapılan aramada evinde bulunan, atmaya kıyamadığı eski bir davetiye delil olmuştur, özgürlüğünün elinden alınmasına... Oysa, üstünde adı yazılı olan o davetiye giden yolda, evlerinde çıkan yangındı karşılaştığı ilk büyük fırtına...Astsubay olan babası ailesinin geçimine katkı sağlamak ve çocuklarını daha iyi şartlarda okutabilmek için, alçı biblolar boyamaya başlamıştı evde... Ne var ki, sobanın yanındaki tiner kutusu devrilir bir gece...
Babası gibi denizci olmasına ne yaşadığı bu korkunç olay engel olabilir, ne de astsubay haklarını savunan babasının hapse atılması... O günlerde alçı bibloların yerini dikiş makinesi alır; terzilik yapan annesinin el emeği, göz nuruyla tutunurlar hayata...
Berlin’de görev yaparken, tüm konsolosluk çalışanları gibi Atatürkçü Düşünce Derneği’nden bir davetiye gelir, Ali Türkşen’e... Davetiye, 10 Kasım’da Atatürk için yapılacak anma törenine katılması yönündedir. Askeri ateşe olduğu döneme ait olan davetiyeyi atmaya kıyamaz, biriktirdiği anılar hazinesinde saklar... Balyoz kumpasında hapis yatmasına neden olan mahkemede, suç delili olarak karşısına çıkardıkları da işte o davetiyedir!
Birbirinden güzel öyküler bekliyor sizi bu kitapta; hayatımıza örülmek istenilen duvarlarda, gecenin karanlığında yanıp sönen umut ışığını görmemizi sağlayan nice öykü...
Ali Türkşen, hapishaneden çıkar çıkmaz köşedeki trafik lambasına gider ve direğine sıkıca sarılır. O ışık, elinizdeki bu kitabın her sayfasında...
Kitap bırakmayı hiç sevmiyorum ama maalesef 100 sayfa kadar okuyup bıraktım. Zaten yazarın kendisi de "hayat kötü kitaplar okuyacak kadar uzun değil" gibisinden bir söz söylüyor okuduğum bölümde. Bana seslendiğini düşündüm bir an.
Aslında kötü yazılmış değil ama kitap kapakta ilan edildiği şekilde bir yaşam öyküsü değil, basbayağı bir kişisel gelişim kitabı olmuş. Yazar 1 sayfa yaşamından bahsettiğinde, ardından 9 sayfa tavsiye, öğüt ya da yaşam dersi diyebileceğimiz konulara giriyor. Açıkçası bu yaştan sonra kişisel gelişim tavsiyelerinden bir fayda sağlayacağımı düşünmüyorum. Belki genç arkadaşlar daha ilgi çekici bulabilirler kitabı.
Beklediğim şekilde, bir yaşam öyküsü anlatılsaydı sonuna kadar okuyacaktım. Şu haliyle benim için zaman kaybı oldu.
Karanlığa küfredeceğine bir mum yak... Hayatta karşınıza çıkan her şeyi hak olarak gördüğünüzde elde edemedikleriniz için mutsuz olmaya başlarsınız, oysa sahip olduklarınızı bir şans olarak görmeye başlarsanız bir yandan mutlu olurken öte yandan sahip olamadıklarınızın sizi mutsuz etmesinden de kurtulursunuz... Asla geri dönüşü olmayan iki gerçek, ölüm ve zamandır... Bir ülkede insanları tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın... Ne kadar kararlıysanız o kadar az acı çeker, zorluk yaşar, güçlükle karşılaşırsınız... Korkusunu yenebilen kişiye cesur denir, korkmayana değil... Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelere dönüşür. Düşünceleririnize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür... İki iyi insanın bir araya gelmesi her zaman iyi sonuçlar doğurmuyor... Yavaş başarı karakter, hızlı başarı ego oluşturur... İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplıyor. Aslında herkes yüreği kadar korkuyor... Gerçek dostlar; üzüntünüzde sizinle birlikte üzülen ama esas başarınıza en az sizin kadar sevinebilen insanlardır... Pişmanlık duyacağınız bir hayat yerine farkındalık dolu bir yaşam sürün... Anormal bir duruma gösterilen anormal bir tepki normal bir davranıştır... İnsan, birlikte en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır... Hayatın küçük bir dilimine bakıp, tamamı hakkında karar vermekten kaçının. Karar, aklın durması halidir...
Bitmesin diye yavaş yavaş,sindire sindire okudum.Kitapta kurulan her cümlenin altı o kadar dolu ki,yaşanmışlıklara insan saygı duyuyor,ders çıkartıyor... İyi ki okumuşum.Yakınlarıma da alıp hediye edeceğim.Çok ama çok sevdim.
Kimseye eyvallahi olmayan , inandigi degerlerden vazgecmeyen , onurlu , ahlakli bir vatanseverin hikayesi . Bence kendisi bir dunya insani aslinda . Zor onun icin oyunu bozamamis, bunu degisik seferlerde ispatlamis . Gordugum kadariyla nefsini , egosunu terbiye disiplini ile kamil insan olma noktasinda . Kamil insan demeyecegim cunku yolculugu devam ediyor. Kendisi gibi guzel ahlakli insanlarin varligi benim icin buyuk yasam motivasyonu. Okuyun , okutun . Dunyadaki en buyuk ve en kolay tasinabilir servet guzel ahlaktir . Kendisini pek zengin gordum , okuyan herkesin de bu zenginlikten nasibini almasini dilerim ...
Ana teması motivasyon olan bu tarz kitaplarda, baktığım ilk şey, o kitabı yazan kişinin sınanmış ve zorlu bir hayattan geçip geçmediğidir. Değerli büyüğüm Ali Türkşen'in bu iş için biçilmiş kaftan olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce eylem ve söylem bütünlüğü, olayları ele alış biçimi kitabı okunur kılmış. Kitabın samimi bir anlatım tarzıyla yazılmasından ötürü, yazar ile hasbihal olmuş gibi hissettim. Kitapta altını çizdiğim ve notlar aldığım çokça satırlar buldum.
That was wonderful and also impressive book by Ali Türkşen. It was fluent and very clear in terms of understating his story. Thanks for this treasure, Mr. Ali Türkşen and Kırmızı Kedi Publishing House.
İlgi çekici bir otobiyografi. Zaman zaman benim pek ilgimi çekmeyen detay hikayeler anlatılsa da kişisel gelişim kitaplarında olduğu gibi sadece öğüt verme şeklinde değil de, öğütlediği şeyleri kendi de uygulamış olan bir insanın yaşam hikayesini okumak güzel.
Sıkıcı ancak öğretici bir kitaptı. Sürükleyici değil. Bitirmem nerdeyse 2 yılımı almış. DNF olması gereken bir kitaptı ama yarıda bırakmaya gönlüm el vermedi. Sonundaki 55 tavsiye ara sıra açıp okunabilir. Çizdiğim ve not aldığım yerler de var.
Tanışıp sohbet etme fırsatı da yakaladığım E. Alb. Ali Türkşen’in hayat üzerine düşünceleri… Kişisel gelişim kitabı olarak sınırlamak çok yanlış olur. Gayet ilgiyle okudum.